12 Temmuz 2019 Cuma

IRAK'TA CİNSEL ŞİDDETİN ASIL MAĞDURU ERKEKLER Mİ?

Yine geldik Araplara.
Arapların erkekseverliğine.
Ve işte Türk halkına rol modeli olarak gösterilen, peygamberin soyundan gelen, ensar/sansar muhabbetlerine, İslam mitolojisine ev sahipliği yapan bu halk.
Peki Türk halkı bu kadar mı kusurlu bir halk ki, ehveni şer bile sayılmaz, Arapları kendine rol modeli olarak seçiyor.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

IRAK'TA CİNSEL ŞİDDETİN ASIL MAĞDURU ERKEKLER Mİ?

BBC'nin Arap ülkelerinde yaptığı bir araştırma Irak'ta beklenmedik bir sonuç ortaya çıkardı: Tecavüz ve cinsel taciz mağduru erkeklerin sayısı kadınlardan daha fazla. Bazı uzmanlara göre kadınlar sessiz kalmayı tercih ettiği için bu sonuç çıkıyor.

12 Temmuz 2019 Cuma 07:36

BBC'nin Arap ülkelerinde yaptığı bir araştırma Irak'ta beklenmedik bir sonuç ortaya çıkardı: Tecavüz ve cinsel taciz mağduru erkeklerin sayısı kadınlardan daha fazla. Bazı uzmanlara göre kadınlar sessiz kalmayı tercih ettiği için bu sonuç çıkıyor.

Sami 13 yaşındaydı.

Okulun tuvaletindeyken 15 ve 17 yaşlarında üç erkek tuvalete gelerek Sami'yi sıkıştırdı ve cinsel tacizde bulundu. Sami çığlık atmaya başlayınca tuvalete gelen arkadaşları okul müdürüne haber verdi.

Üç çocuk suçlu bulunarak okuldan uzaklaştırıldı. Ancak ailelerine uzaklaştırmanın sebebi söylenmedi.

BBC'ye konuşan ve gerçek ismi yerine Sami'nin kullanılmasını isteyen Iraklı genç 13 yaşındayken başına gelen bu olayı ailesine anlatamadı.

Okul müdürü diğer çocukların uzaklaştırılmasının ardından Sami'yi odasına çağırdı ve bu olayın "rızası dahilinde olabileceğini düşündüklerini" söyledi. Sami ikinci kez saldırıya uğradığını hissetti ve itiraz etti. Okul müdürü kendisine bir şans daha vereceğini uzaklaştırma almadığı için şanslı olduğunu söyledi.

Aylarca kimseyle düzgün iletişim kuramayan Sami 15 yaşına geldiğinde babası hayatını kaybetmişti.

Daha önce ailesiyle mutlu ve sıkıntı çekmeden yaşadığı hayatı sonrasında çok değişti.

Bağdat'ın 100 kilometre güneyindeki Babil'de yaşıyorlardı neredeyse tüm akrabaları da oradaydı. Okuldan sonra kız kardeşi ve erkek kardeşiyle vakit geçiriyordu.

Ancak babasının ölümü sonrası okul çıkışlarında bir dükkanda çalışmak zorunda kaldı. Dükkan sahibinin aşırı ilgisinden rahatsız olsa da ailesinin başka geliri olmadığı için orada çalışmaya devam etti.

Bir gün dükkanda ikisi yalnızken dükkan sahibi kendisine cinsel tacizde bulununca Sami en yakınındaki cam kavanozu adama fırlatarak dükkandan kaçtı.

Dükkan sahibinin Babil'deki meslektaşlarına olayı nasıl anlattığını bilmiyor; ancak Sami'nin başka bir dükkanda iş bulması 1 yılı buldu.

16 yaşında geldiğinde ise annesi ve kardeşleri evde yokken kendisini ziyarete gelen kuzeni Sami'ye tecavüz etti.

Saldırıyı ailesine anlatamayan ancak Babil'de daha fazla kalmak istemeyen Sami annesi ve kardeşlerini daha iyi bir hayat için Bağdat'a taşınmaya ikna etti.

2008'de ailecek Bağdat'a taşındılar hepsi birer iş buldu ve çalışmaya başladılar.

Yaşadığı travmayı uzun süre atlatamayan Sami Bağdat'ta yeni edindiği ve çok güvendiği arkadaşlarına başına gelenleri anlattı.

Duydukları karşısında çok şaşırdı.

Arkadaş grubundaki erkeklerin neredeyse tamamı cinsel şiddet mağduruydu. Sami konuyu açana kadar hepsi kendisinin bu konuda yalnız olduğunu sanıyordu.

Daha fazla kadın sessiz kalmayı tercih ediyor olabilir

BBC araştırmasında Cezayir Mısır Irak Ürdün Kuveyt Lübnan Fas Sudan Tunus Yemen ve Filistin'deki 25 bin kişiyle görüşme yapıldı.

Bu hem görüşülen kişilerin ve gidilen ülkelerin sayısı hem de sorulan sorular dikkate alındığında bugüne kadar cinsel şiddet konusunda bölgede yapılmış en kapsamlı araştırma.

ABD'deki Princeton Üniversitesi'nde yer alan Arap Barometresi adlı bir araştırma şirketi tarafından yürütüldü.

Araştırmaya göre Tunus ve Irak'ta cinsel şiddet mağduru olduğunu söyleyen erkeklerin oranı kadınlardan daha fazla.

Tunus'ta fark sadece yüzde 1 ancak Irak'ta çok daha fazla. Irak'ta cinsel tacize maruz kaldığını söyleyen erkeklerin oranı yüzde 39'ken kadınların oranı yüzde 33.

Cinsel şiddete maruz kaldığını söyleyen erkeklerin oranı da yüzde 20 kadınlarda bu oran yüzde 17. Cinsel şiddet uygulayan erkekler de çoğunlukla 'aileden'.

Irak anayasasına göre erkeklerin eşlerine şiddet uygulaması yasak değil.

BBC için araştırmayı yapan Arap Barometresi isimli araştırma şirketinden Doktor Kathrin Thomas sonuçların böyle çıkmasında kadınların sessiz kalmayı tercih etmesinin etkili olabileceğini söylüyor:

"Cinsel istismar gibi hassas bir konuyla ilgili sorduğunuz sorular bazı çekinceleri beraberinde getiriyor.

stismarın ne kadar yaygın olduğu konusunda bilgi vermekten kaçınıyorlar. Utanıyor olabilirler bunu konuşmaktan rahatsız olabilirler ya da bunu bildirmeleri onlar için daha olumsuz sonuçlar doğuruyor olabilir.

"Kadınlar bu yüzden cinsel istismar hakkında konuşmamaya daha yatkın olabilir. "

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün üst düzey Irak araştırmacısı Belkis Wille de aynı görüşte:

"Genelde kadınlar ortaya çıkarak yaşadıkları şeyi aile içi şiddet ya da cinsel şiddet olarak adlandırmaktan kaçınıyor. Bu terimler onlara çok yabancı da geliyor olabilir. "

Kadınlardaki bu eğilim Irak'taki hastanelerde ortaya çıkıyor. Tüm hastanelerde her daim bir güvenlik görevlisi bulunması gerekiyor. Doktorlar da cinsel şiddet gördüğünü söyleyen kadınları bu güvenlik görevlilerine bildirmek zorunda.

Wille "Bu sebeple kadınlar çoğunlukla şiddet uygulayan erkeği korumak için sessiz kalmayı tercih ediyor. Eğer soruşturma açılırsa tanıdıkları bu erkeğin intikam alma irski olduğunu düşünüp korkuyorlar. " diyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü eşcinsel erkekler ve cinsiyet değiştirmiş kadınlara yönelik cinsel şiddetin de çoğunlukla polise bildirilmediğini söylüyor.

Irak'taki LGBT haklarıyla ilgili çalışan İsveç merkezli IraQueer örgütünün kurucusu Amir Ashour'a göre "Eşcinseller ve trans bireyler Irak'ta cinsel istismara maruz kalıyor. Yerel halkın gözünde daha 'kadınsı' görünenler çoğunlukla cinsel şiddet mağduru. "

Bu kişilerin çoğu polise gittiği takdirde kendisinin de eşcinsel olduğunun ortaya çıkmasından korkuyor. Daha fazla ayrımcılık ve şiddete maruz kalmamak için başına gelenleri polise bildirmekten kaçınıyor.

Gerçek adını vermek istemeyen Sami yaşadıklarını BBC'ye anlattıBBC

Gerçek adını vermek istemeyen Sami yaşadıklarını BBC'ye anlattı

'Kanun benim yanımda ama uygulayıcılar değil'

Sami de aynı fikirde. Erkeklere tecavüz etmek anayasaya aykırı olsa da polisin ve insanların mağdura sempati duymadığını söylüyor:

"Eğer biri polise bir erkeğe tecavüz edildiğini söyler ve şikayette bulunursa polis muhtemelen gülüp geçer. "

13 yaşında ilk kez tacize uğradıktan sonra okul müdürünün tavrını hatırlıyor:

"Eğer polise tecavüzle ilgili şikayette bulunsaydım beni mağdur olarak görmek yerine olayın gönüllü bir tarafı olarak cevazevine bile atabilirlerdi. Çünkü eşcinsel ilişki yasal değil. Yani kanun benim yanımda ama uygulayıcılar değil. "

Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz bir Irak Emniyeti sözcüsü "Kapımız tüm vatandaşlara açık. Cinsel istismar vakaları bildirildiği zaman sorumluları tutuklandı. " açıklaması yaptı. Bu tarz cinsel şiddet olaylarıyla özel olarak ilgilenmesi için konunun uzmanı olan polislerin 2003'ten sonra göreve başladığını söyledi.

Şu an 21 yaşında olan Sami'nin Bağdat'taki hayatı Babil'dekine göre çok daha iyi. Büyük bir uluslararası şirkette çalışıyor ve başına gelenleri konuşabildiği arkadaşlarıyla birlikte iyileşmeye çalışıyor.

Ancak geçmiş kapağını kapatıp içindekileri unutacağınız bir kitap değil. Travmayı atlatmak çok zor. Sami henüz bir kadınla normal bir ilişki yaşayamadı. Bunun için daha en az 10 yıl beklemeyi düşünüyor.

BBC'ye hikayesini anlatarak diğer cinsel şiddet mağduru erkeklere cesaret vermeye çalıştığını söylüyor.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1483533/ Irak_ta_cinsel_siddetin_asil_magduru_erkekler_mi_.html

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Her fert istedigini dusunmek istedigine inanmak kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak sectigi bir dinin icaplarini yapmak veya yapmamak hak ve hurriyetine sahiptir.
Kimsenin fikrine ve vicdanina hakim olunamaz.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

190. INSAN RUHUNUN MANEVIYATINI, ILAHIYATIN NE KADAR KISITLADIGI VE KULTUR, AKIL VE GERCEK ISIKLARININ ILERLEMESINI NE KADAR ERTELEDIGI HAKKINDA

Her donemde dusuncenin gercek zorbalari olmus olan ruhanilerle, tanrilarin gostericileriyle cekismeye, dovusmeye ve dusmanliga dusmekten cekinmek icin, eski ve yeni butun dusunurler ne kacamaklar, ne maharetler kullanmislardir! Buluslarini dinlerin kutsallastirdigi ham hayallerle, fahis hatalarla birlestirmek icin, Descartes'lar,

Malebranche'ler ve diger bircogu ne kadar varsayimlar, dolambaclar hayal etmek zorunda kalmislardir! En buyuk filozoflar, fikirleri teolojinin ilkeleriyle her catistikca, hatta sacma, celiskili, mantiksiz olmak tehlikesine dustugu olcude, kendi kendilerini ne kadar yedek onlemlerle kusatmislardir! Bazi acikgoz rahipler, cikarlarina uymayan sistemleri sondurmeye hep ozen gostermislerdir. Teoloji, her donemde "Procuste'un

Yatagi" olmustur. (Bu haydut, bu yataga yabancilari yatirirdi; ayaklari yataktan uzun olursa keserdi. Uzerine yatmak zorunda biraktigi kimsenin ayaklari yataktan kisa olursa, atlarla cektirerek ayalkarini uzatirdi. )

Yuzyillardan beri, hep yararsiz ve cogu kez turumuze zararli kuruntular uzerinde delice hayat tuketen bircok caliskan kafalarin kaybedilmesini, aci ve sikinti duymaksizin dusunebilecek, akli basinda insan, hangi insandir? Bunca unlu dusunur, bos bir teoloji ve kustah tartismalarla ilgilenecek yerde, fikirlere ne kadar isik sacabilirdi! Dini goruslerinin mal oldugu cabalarin yarisi ve kultlerin milletlere gerektirdigi masrafin yarisi; ahlak, siyaset, fizik, tip, ziraat vb. hakkinda dahileri aydinlatmaya yeterli olmaz miydi? Hurafe hemen hep kavimlerin dikkatini, hayranliklarini, hazinelerini yutar. Onlarin cok masrafli bir dinleri vardir. Ancak etkenleri olarak ne isiklari, ne erdemleri, ne mutluluklari vardir.

Bazi eski ve yeni filozoflar, tecrube ve akli rehber yapmak ve hurafelerin zincirinden kurtulmak cesaretini gosterdiler. Lencippe, Straton, Epicure, Democrite ve oteki bazi Yunan bilginleri, batil fikirlerin kalin perdesini yirtmaya ve felsefeyi ilahiyatin engellerinden kurtarmaya curet ettiler. Ancak kuruntuya asik muhayyileler icin fazla sade, duygusal mucizelerden ve keramet iceren seylerden fazla arinmis olan sistemleri, yerlerini, Platon'larin, Socrates'larin, Zenon'larin, masal icerikli varsayimlarina ve tahminlerine terk etmek zorunda kaldi. Yenilerden Hobbes, Spinoza ve Bayle vb. Epicure'un izleri uzerinde yuruduler. Ancak felsefeleri, akli dinlemeyecek olcude masallarla henuz keyf halinde olunan bir dunyada cok az izleciyi buldu.

Butun donemlerde, halkin kutsallastirdigi batil fikirlerden hicbir tehlike olmaksizin ayrilmak mumkun olmamistir. Hicbir turden bulus yapmaya asla izin verilmedi. En aydin adamlarin butun yapabildikleri, kapali kelimelerle konusmak, cogu kez korkak bir gonul oksaciligiyla, utanc icinde, yalani gercekle karistirmak oldu; bircoklarinin biri acik oteki gizli cifte inanci oldu. Gizli olan inanclarinin anahtari kayboldugundan, bu kisilerin gercek duygulari cogu kez anlasilmaz ve dolayisiyla bizim icin yararsizdir. En acimasiz tarzda yok edilmek tehdidi altinda, akil ve muhakemeden vazgecmeleri ve akil ve muhakemeyi imana boyun egdirmeleri kendilerine bagrilarak soylenen yeni filozoflar, dehalarina nasil ozgurce gezinti verebilir, akil ve muhakemeyi nasil olgunluga yoneltebilir, insan zekasinin ilerlemesi nasil hizlandirilabilir? Buyuk insanlar gercegi, ancak korkuyla titreyerek, araliktan gorduler; gercegi ifade etmek cesaretine cok ender olarak sahip oldular. Bunu yapmaya cesaret edenler, "kustahliklarindan" dolayi, genellikle cezaya carpildilar. Din, hicbir zaman ozgurluk olgunluguyla dusunmeye, ya da dusunuleni acikca soylemeye, ya da insanin her yerde kurbani ve saskini oldugu batil fikirleri elestirmeye asla elverisli olmadi.

- - - - - - - - - - - - -
Yaptiginiz, soylediginiz ya da dusundugunuz her seyi en ince ayrintisina dek ortaya cikabilirler ama gonlunuzun derinligine, isleyisine, sizin bile bilmediginiz o yere el uzatamazlar.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Org muziginin, cemaatin dikkatini ibadetin kalan bolumunden uzaklastiracagini umarak kilise orgcularina bagista bulunurum.

CARNEGIE,ANDREW (1835-1919) Iskocya dogumlu ABD'li isadami.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 





-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
 
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder