9 Temmuz 2019 Salı

HASTANE DEĞİL RANTHANE!

AKP hükumetleri siyasi bir tercih olarak okulları, hastaneleri kentlerden uzak bölgelerde toplayarak büyük depo kurumlar haline sokmaya çalışıyor.
Oysa camiler için böyle yapmıyorlar.
Yaşamın her yerine, her mahalleye, her sokağa, her apartmana bir cami, bir mecsit sokuşturmaya çalışıyorlar

Yapılması gereken tam tersidir.
Toplum için son derece faydalı, gerekli olan şeylerin her yere eşit şekilde dağıtılması, parçalara ayrılarak küçültülmesi, hizmet alanların ayağına getirilmesi gerekir.
Bir okul çocuğu, bir hasta okul ya da hastanesine yürüme mesafesinde ulaşabilmeli.
Özellikle yaşlılar, sağlıkla ilgili işlerini birkaç katlık küçük hastanelerde halledebilmeli.
Lokantaları dağ başlarına topluyor musunuz?
Kasapları, manavları, hukuk bürolarını, insana gerekli olan diğer şeyleri dağ başlarında dev iş binalarında topluyor musunuz?
Peki ya neden sağlık kurumlarını ve okulları dağ başlarına topluyor, onları halktan koparmaya, uzaklaştırmaya, zorlaştırmaya çalışıyorsunuz?
Siz halka düşman mısınız?
Halkın yeterli, kolay şekilde sağlık hizmeti ve eğitim hizmeti almasını istemiyor musunuz?

Hastaneleri neden Kaf dağlarının ardına koyuyorsunuz?

Ve tam tersine toplum için son derece zararlı, ötekileştirme, cepheleştirme, düşmalaştırma, suça azmettirme odakları olan camilerin olabildiğince uzaklara, meskün mahallerin de dışlarına atılmaları, etraflarının çok yüksek duvarlarla çevrilerek giriş ve çıkışlarının sınırlandırılmasına, buralarda konuşulanların çok büyük dikkatle takibine, izlenmesine, giren ve çıkanların denetlenmesine ihtiyaç vardır.
Nasıl ki, bir veba karantinası uygulaması var, camiler için de benzer karantina önlemleri şarttır

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

HASTANE DEĞİL RANTHANE!

Adana Şehir Hastanesi'ndeki sorunlar her geçen gür artıyor. SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel hastaların randevuya yetişemediğine dikkat çekti "Bin 550 yatak açarken bin 436 yatağı kapattılar. Yani ne oldu? Şehir hastanesiyle Adana'da 14 yatağımız arttı. Hastanenin kirası daha iki senede üç misli arttı. Hasta ilk bakışta 'bina güzel' diyor sonra bir bloktan bir bloğa gitmenin zorluğunu görüyor" diye konuştu

Avatar Uğur Şahin

9 Temmuz 2019 10:30

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'hayalim' dediği hastanelerden olan Adana Şehir Hastanesi 2017 yılında açıldı. 680 milyon TL ile başlandı 1 2 milyar TL ile teslim edildi.

Ancak hastane; hem çalışanalar için hem de hastalar için kullanışlı değil. Her serviste gündüz iki geceleri ise 1 hemşire bulunuyor. Bu sayı oldukça yetersiz. Çalışanlar diyalog dahi kuramıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şubesi Başkanı Muzaffer Yüksel'in aktardığı bilgilere göre; bin 550'li yataklı Şehir Hastanesi açılırken il genelinde bin 436 yataklı hastaneler kapatıldı. Üstelik kurdaki dalgalanma nedeniyle hastanenin kirası iki senede üç misli artış gösterdi.

Yüksel'in anlatımına göre şehir hastanesinde yaşananlar özetle şöyle:

Hastanedeki malzemeleri götürdüler: Burada Numune ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi vardı. İki tane binada ayrı ayrı çalışıyorlardı. 950 personelleri vardı bunların ancak tam manasıyla kapattılar bu 2 hastaneyi. Şehir hastanesine taşıdılar. İşin garibi hakları olmamasına rağmen o hastanedeki malzemeleri de şehir hastanesi taşıdılar.

Sadece 14 yatak arttı: Bin 550 yatak açarken bin 436 yatağı kapattılar. Yani ne oldu? Şehir hastanesiyle Adana'da 14 yatağımız arttı. Bizim karşı çıktığımız olayın biri de ulaşım çok zor. Bölgede üniversite var arkasına stadyum açıldı. Yanı başına adliye yapıldı. Dolayısıyla günde 150 bin kişilik çekim yaratıldı ve ulaşım zorluğu ortaya çıktı.

Kira iki senede üç misli arttı: Bu hastanelere yıllık kira ödeniyor. 2013 yılında projeyi yaparken buranın kirasını yıllık 110 5 milyon TL olarak belirliyorlar. Ama o günün şartlarında dolar 2 TL. Şimdiler kabataslak dolara altı lira desek daha iki senede kira üç misli arttı. Çünkü burada; '3 ayda bir dolar ve enflasyona göre güncelleştirilir' deniliyor.

Tazminat ödememek için yapıyorlar: Bir de destek sağlık hizmetini onlardan satın alıyorsunuz. Nedir bunlar; röntgen laboratuvar sterizayon gibi şeyler… Burada kurnazlık yapmışlar iki tane şeye karışmıyorlar. Birincisi kan nakillerine karışmıyorlar. Çünkü burası Rönesans'a ait şirket yurtdışında olduğu için tazminat ödemeye mahkûm oluruz diye düşünüyorlar. Bir kan uyuşmazlığında insan ölebilir diyerek buna yanaşmıyorlar. Bir de polikliniklerde doktorun yanına sekreter vermiyorlar. Bunun nedeni de tazminat ödememek. Reçete yazdıysa doktor diyecek ki; 'bunu ben yazmadım. Söylememiştim sekreter yazdı'. Bu yüzden vermiyorlar.

Aldatmaca söz konusu: Hastaneyi çok büyük yapmışlar. Şehir merkezine çok da uzak sayılmaz. Ama şöyle bir şey var: Adana'nın çeşitli mahalleri var; mesela Şakirpaşa'ya 10 kilometre uzak. Doğankent'e uzak. Diğer hastanelerin belli uzmanlıklarını; çocuk kadın doğum kardiyolojiyi orada topladılar. Ambulans eski hastanenin yanı başından hasta alıyor şehir hastanesine götürüyor. Bir taraftan yüzde 79'luk oran vermedik diyorlar ama o zaman onlar niye şehir hastanesine götürülüyor? Doluluğu 'kaç tane tahlil yapılacak kaç tane film çekilecek şeklinde verdik' diyorlar. Zaten hasta gelmezse bunları isteyemezsin burada bir aldatmaca söz konusu.

Çalışanlar hep taşeron: Hükümet taşeronu kadroya geçirdi güya. Ancak şehir hastanelerinde çalışanlar kadrolu çalışmıyor. Diyor ki ben kadrolu işçi çalıştırmam taşeron getiririm. Bu maddelerde de var. Hemşireydi teknisyendi doktordu taşınırken orada kadroya geçen eski işçileri diğer hastanelere dağıttılar. Kendisi de dışarıdan taşeron alıyor. İşçi Bulma Kurumu'nun eğitim programı var ya oralardan alıyor. Altı ay çalıştırılıyor 'işimize yaramadınız' diyor. 600 kişiden yüzde 20'sini işe alıyor. Kadroyu da böyle dolduruyor.

Hemşireler tayin istiyor: Geceleyin tek hemşire nöbet tutuyor. Bunların hepsi de tayin istiyor. Eleman eksikliğinden ve çok çalışmaktan rahatsızlar. Mesela siz bevliye doktorsunuz servisiniz dolu. Hasta yatırmanız lazım ancak serviste boş yatak yok. Boş servis aranıyor diyelim ki dahiliyede boş yatak var. Hasta oraya yatırılıyor ama hemşirenin bevliye üzerine bilgisi yok. Ne olmuş oluyor? Hizmet yetersiz verilmiş oluyor.

Yetki kimde belirsiz: Asistanın kütüphanesi bile yok. Eğitim eksikliğinden de şikayetçiler. Bir diğer konu ise yetki kimde belirsiz. Devletin koyduğu bir başhekim var bir de şirketin müdürü var. Kan alınan laboratuvarda taşeron çalışıyor. Laboratuvar eğitimi almış mı bilmiyoruz. Bunları ileride tayin edecekler ama şimdi bunu yapamıyorlar.

Bir uçtan bir uca yetişilemiyor: Hasta ilk bakışta bina güzel diyor. Tenkit etsem bana karşı çıkıyor ama sonra binanın içine girdiğinde bir bloktan bir bloğa gitmenin zorluğunu görüyor. Bölümler arası çok uzak serviste de hemşireler kendisine bakamıyor. Çünkü bir uçtan bir uca yetişemiyor. Ulaşım zorluğunu söylüyor hasta yetişemediğini randevuya.

Alışveriş merkezi gibi: Hastanenin tam göbeği alışveriş merkezi gibi. Orada kuaförden pastacısına kadar her şey var. Kozan'dan tut çevreden gelenler var. Sabah tahlil istenmiş öğlen çıkacak. Neticesinde mecbur orada yemek yiyecek. Üstelik her şey de çok pahalı.

Doktorlar otoparka girmeye korkuyor: Otopark bodrum katta kadın doktorlar gece otoparka gitmeye korkuyor. Gerçi arabayı bile bulamıyorsun. Yatırım inşaata yatırılmış zaten. Aylık 40 milyona yakın gelir sağlanıyor ama personele yeterli döner verilmiyor.

Randevuya yetişilemiyor: Doktorların ve sağlık personelinin şikâyeti iş yoğunluğu… Bir de 2 bin sağlık personeli çalışıyor bunun 5 bine çıkması lazım. Ulaşım zorlukları da var. Hastalar randevuya yetişemiyor. Acilde pratisyen hekimler var. Bir uzman çağırması gerekiyor adı üstünde acil. O binanın büyüklüğünden 20 dakikadan önce gelemiyor.

***

KUPON ARAZİYE NE YAPILACAK?

SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel Adana Numune Hastanesi'nin Şehir Hastanesi'ne taşındığını hatırlattı hastane alanın 'kupon arazi' diye nitelendirildiğine dikkat çekti: "Eskiden Numune Hastanesi olan çok değerli bir yeri var. O hastaneyi tam manasıyla boşalttılar. Burası 56 bin metrekarelik bir arazi. Şu anda Adana'nın en kıymetli arazisi… Şimdi bu arazi boş… Bu dair bizim sorduğumuz şu: Bu arazi şirkete mi verilecek? AVM'ler mi yapılacak? Bunu bilemiyoruz bekliyoruz. "

***

HERKES BAŞKA HASTANELERE TAYİN OLMAK İSTİYOR

Adana Şehir Hastanesi'nde çalışan SES'ten Mustafa Bucak'ın aktardıklarına göre; hastanedeki sektereler de işten çıkmak istiyor. Bucak şu çarpıcı aktarımda bulundu: "Geçen sekreterleri toplantıya çağırmışlar. Şimdi sekterlerin kıyafetleri var aynen hostesler gibi. Yaz diye beyaz gömlek mavi yelek ve bir de fularları var. Bir toplantı yapmışlar ve çalışanlara 'tüm düğmeler kapalı olacak' demişler. Çalışanlar da demiş ki; 'üst düğmemizi açık bırakalım ama fuları yukarı kadar çevirelim. Çünkü boynumuzu çeviriyoruz bu bizi yorar ' Bunun üzerine 'toplantı bitmiştir çıkabilirsiniz' demişler. Kadını da işten çıkarmışlar. İşte böyle bir yönetim var. "

Bucak hastanedeki diğer sorunları şöyle özetledi:

Eleman eksikliğinden servis kapatıldı: Tecrübe kazanmış teknisyenler aşağıya kan almaya çekiliyor; daha yeni taşeronlar tahlillerini yapıyor röntgen çektiriliyor fizik tedavide kullanıyor. Bir de müthiş bir hemşire eksikliği var. Bir örnek vereyim: Dört gün önce eleman eksikliği nedeninden kadın doğum servisinin biri kapatılıyor. Ama doktorların Valiliğe başvurmasından kaynaklı saat 4'te servis apar topar taşıma hemşireyle açılıyor. Yani yabancı hemşireyle açılıyor. Çok acil hemşire takviyesi lazım. Bu böyle 100-200 de değil 500 ila bin civarında olması lazım.

Herkes başka hastanelere geçmek istiyor: Son zamanlarda çalışanlar nöbet parasını dahil alamaz hale geldiler. Döner sermaye payları çalışanlar açısından çok düştü. Herkes başka hastanelere geçmek için dilekçe vermiş durumda. Bıraksalar hepsi gidecek.

Sekreterlerin olmaması işi uzatıyor: Her yatağa 285 metrekarelik bir alan düşüyor. Bunlar da hem enerji israfına neden oluyor hem de hastanın ulaşılabilirliğini zorluyor. Örneğin eskiden hastaneden doktorun yanında sekreter olurdu. Şimdi sekreterleri aldılar doktor hem kendini işini yapıyor hem de bürokratik işleri yapıyor. Böylelikle iş uzuyor.

Görüntüleme ayrı yerde diyaliz ayrı yerde: Hasta gidiyor kan aldırmaya ayrı bir yerde görüntüleme ayrı yerde diyaliz ayrı yerde kemoterapi ayrı yerde. Düşünün ki 285 metrekarelik alan 5+1 bir eve tekabül ediyor. Hastalar bu açıdan mağdur.

Şov bitti yönlendirmecileri işten çıkardılar: İlk geldiklerinde lüks bir yer gibi geldi. Yönlendirmeciler vardı. Şimdi bunların hepsini çıkarttılar. 500 adımlık yerde artık tek bir yönlendirmeci var. Önceden 10 tane bulunuyordu.

Güvenlik bir şey olsa yetişemiyor: İdareci doktor diğerine baskı yapıyor. Çalışanların iç barışı yok. Binada güvenlikler bile çok az. 9 katlı binada bir olsa güvenlik yetişemiyor.

Rönesans izin verirse ihtiyaçlar gideriliyor: 5555 diye çağrı merkezi açmışlar idaresi Rönesans'a ait. Bir ihtiyacımız olsa devlet karşılamıyor. Onlar izin verirse ihtiyacımız karşılanıyor.

Kumanda nedeniyle tartışma çıkıyor: Odalar iki kişilik 2 hasta yatırıyor 2 tane de televizyon koymuşlar ama bir kumanda var. O kumanda iki televizyonu değiştirebildiği için hastalar kavga ediyor.

***

TALEP AÇIYORUZ ŞİRKET KARŞILAMIYOR

Bir başka hastane çalışanı ise ismini vermek istemedi. Ama anlattıkları oldukça dikkat çekici: "Bizim sorunlarımız performans yüzünden doktorların her hastayı vakitli vakitsiz getirip ameliyata alması… Mesela nöbetlerde sürekli acil veya değil bu hiç önemli değil sürekli nöbet sayısını artırmaya gidiyorlar. Talep açıyoruz şirkete ama her şeye açıldığında karşılanmıyor. Mesela teknik arazılar doğru düzgün giderilmiyor. Hastaya pike istiyorsunuz giderilmiyor. "

https://www.birgun.net/haber-detay/hastane-degil-ranthane.html

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ey Turk Gencligi!
Birinci vazifen Turk istikllini Turk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve mudafaa etmektir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

49. IYILIKLER VE KOTULUKLER DOGANIN ZORUNLU NEDENLERI VE ESERLERIDIR. BUNDA HICBIR SEYI DEGISTIRMEYEN ALLAH NE ALLAHTIR ?

Evren olabildigi seyden baska bir sey degildir*. Evrende duygulu varliklar haz ve aci duyarlar. Yani bazen hos, bazen acikli bicimde duygulanirlar. Bu eserler, bu sonuclar zorunludur. Bu eserler, kendi ozel duyularima gore etkide bulunan etkenlerden olusur. Bu eserler, benim kendi yaratilisim ve icerigimin bir sonucu olarak, zorunlu bicimde ya hosuma gider ya da gitmez. Ayni yaratilis, bu etkenlerin bazilarindan sakinmaya, bunlari ortadan kaldirmaya, uzaklastirmaya ve yok etmeye; bazilarini ise aramaya, arzu etmeye, elde etmeye zorunlu kilar. Her seyin zorunluluk sonucu oldugu alemde, hicbir seye yaramayan, her seyi olagan akisina terk eden bir Allah, zorla kabul ettirilen bir sahsiyetten baska bir sey midir? O, kendisinin de bagli oldugu genel yasalarda hicbir sey degistirmeyen sagir bir Allah'tir. Benim lehimde ancak pek az bir sey yapmak isteyen zatin "sonsuz kudret"i kac para eder? Benim mutluluguma karsi ilgisiz olan bir zatin iyiligi, sonsuz buyuklugu nerede? Bana sonsuz bir iyilik yapabilecegi halde sinirli bir iyilik bile yapmak istemeyen bir zatin teveccuhu benim neme yarar?

* Dun ve Yarin adli ve Dr. Gustave Le Bon'dan cevrili kitabin "Felsefi Gorusler" bolumune bakiniz.

- - - - - - - - - - - - -
Insana karsi savasirken sonunda ona benzememeliyiz.
Onu alt ettiginiz zaman bile, onun kotu aliskanliklarini benimsemeye kalkmayin.
Hicbir hayvan asla bir evde yasamamali, yatakta yatmamali, giysi giymemeli, icki ve sigara icmemeli, paraya el surmemeli, ticaretle ugrasmamali.
Insanin butun aliskanliklari kotudur.
Ve en onemlisi, hicbir hayvan kendi turunden olanlara zorbalik etmemeli.
Guclusu gucsuzu, akillisi akilsizi, hepimiz kardesiz.
Hicbir hayvan baska bir hayvani oldurmemeli.
Butun hayvanlar esittir.

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Kanit olmadan inanmayin.

Kutsal seylere saygiyla yaklasin, ama onlarla hicbir isiniz olmasin.
BIERCE,AMBROSE (1842-1914) ABD'li yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 





-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
 
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder