-------- Original Message --------
From: | Ali Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com> |
---|
‘Ya bir gücün uzantısı ya da şovmen...’
Bu hakkı kendinde nasıl bulursun. Sen Kürdistan’ın en önemli en büyük şehrinin Diyarbakır'ın Belediye Başkanısın ancak zerre kadar Kürtlerle ilgin yok. Çoğunuzun durumu da bundan farklı değil. Oyun kurmuşlar sizin altınızı oyuyorlar, farkında değilsiniz. Çoğunuzun durumu da bundan farklı değil. Hepinizi kendi başınıza bıraksak hiçbir şey yapamazsınız, doğru düzgün birşey yapacağınız da yok.
Şimdi size de soruyorum, benim aklıma şu geliyor, bu adam ya bir yerlere dayanıyor, sahte liderliğe oynuyor, bir gücün uzantısı, birilerinin adamı ya da böyle basın karşısında şov yapan, şovmen, hophop, işgüzar biri mi? Benim aklıma başka birşey gelmiyor. iki seçenek var, siz ne diyorsunuz? (Avukatlar Öcalan’ın bu sorusuna, “Bizce ikincisi olabilir” diye cevap veriyor. Öcalan devam ediyor.:
‘Kendilerini oyunlarla öldürtmek mi istiyorlar’Doğru ben de öyle düşünüyorum. Ama burada bir oyun var. AKP referandumdan önce bağır bağır bağırmadı mı sivil toplum örgütleri cesur olsun, ön plana çıksın demedi mi. İşte senin yaptığın buna hizmet ediyor. Bunlar bu oyunlara gelerek kendilerini düşürdükleri tehlikeyi farketmiyorlar mı, yani güvenliğini sağlamadan siyaset yapmakla kendilerini oyunlara gelerek öldürtmek mi istiyorlar.”
‘Ona anlatacaksınız, yoksa sizi sorumlu tutarım’“Osman’ın önünde üç seçenek var; Bir, ya derhal istifa eder gider Diyarbakır’da o AKP’ye yakın STK’larda çalışır. İki, kapsamlı, samimi bir özeleştiri verir, görevinde kalır. Üç, gider evinde oturur, işine gücüne bakar. Bunları gidip kendisine anlatacaksınız, gidip bizzat konuşacaksınız. Anlatmazsanız aksi taktirde sizi sorumlu tutarım. Bunlar bu tür açıklamalar yaparak tasfiye planının değirmenine su taşıyorlar. Basın da bilinçli olarak bunları ön plana çıkarıyor. (Avukatlar araya giriyor: Zaten bu konuşmayı da bir tv programında sıkıştırma sorular üzerine yaptı.)
‘Gençlerin öfkesini bilmiyorlar mı?’“Türk basını çok tecrübeli hemen o eğilimi ön plana çıkarıp, “İşte muhatap alınması gerekenler bunlardır” diyor. Bunlar hiçbir şeyden de korkmuyorlar mı? Gençlerin öfkesinden de mi çekinmiyorlar? Ben Diyarbakır gençlerini bilirim, onun ağzını yırtarlar, müsaade etmezler. herkes kendi işini yapacak.Kandil’in bile üstesinden gelemediği bir konuda sen nasıl böyle olmalı dersin, kurucusu sen misin? Bunlar ahlaki değil, saygısızlıktır. Siz de gidip bunları anlatacaksınız, kendilerine diyeceksiniz ki, Apo vicdan sahibidir ama bu tür şarlatanlıklar karşısında da asla taviz vermez, bunlara karşı çok acımasızdır, Şarlatanlığın, soytarılığın gereği yok.“
‘Yoksa korkunç katliamlar olurdu’“BDP’nin de Kandil’in de sizlerin de vereceğiniz mesajlar bu anlamda çok önemlidir. Çoğu zaman bizimkilerin, Kandil’in, BDP’nin, Kışanakların, Ahmetlerin kullandıkları dil Hükümeti de devleti de zor durumda bırakıyor. Bu dil burada bizim işlerimizi de zorlaştırıyor. Ben bütün bunları BDP’ye de yazdım, kendilerini ağır da eleştirdim. İşte bu nedenle ben her fırsatta demokratik siyaset akademisi diyorum ne kadar yerine getiriliyor bilmiyorum. Burada devletle olgun bir dil geliştiriyoruz. Karşılıklı saygı temelinde birbirimizi anlıyoruz. Bu olmasaydı korkunç katliamlar gelişirdi. Öyle parti kurma falan, toplantılar yapma, bunları bırakalım bir yana Kürt sözcüğünü bile ağzınıza alamazdınız. Hatta sizin avukatlığınızın da güvencesi benim. Rahat geliş gidişinizi de burada konuştuk, bu konuda güvence aldım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder