23 Kasım 2010 Salı

MEHMET FARAÇ,,Toz Bulutundaki Paradoks!..

Yazarın özellikle Irak'da yeniden hareketlenen Ensarcılar adlı gurupla ilgili tesbitlerine dikkat çekmek isterim.
Bazılarının deyimiyle Güney Kürdistan artık eskisi kadar rahat değil anlaşılan.
                 ---o0o---
MEHMET FARAÇ

Toz Bulutundaki Paradoks!..


Cehalet eğer bir Arap atının sırtında dörtnala doğru gidiyorsa onu durdurmak olanaksızdır!.. Bazen kör bir karanlığın tam ortasında paslanmış bir çiviyi aramak gibidir cehalet...

Ya da bazen cehalet, dipsiz bir kuyunun cendereye dönüşmüş kısırlığında, bir damla su için bin kovayı en uzun kendirlerle baş aşağı bırakmaktır!..

Feodalitenin cehaletle birleşmesi dünyanın en tehlikeli silahlarından birini meydana getirir!.. Çoğu zaman incir çekirdeğini dolduramayacak kadar değersiz tartışmalar birer orduyu andıran aşiretlerin kör dövüşüne dönüşür ve o zaman aydınlanma denilen o uygarlık kavgasının niçin bu kadar önemli olduğu da akla gelir...

Bu köşeyi takip edenler, terörizmle törerizmin toplum üzerindeki erozyonuyla ilgili yüzlerce öyküyü okumuştur... Şüphesiz öykülerin en çarpıcısı “kum” yüzünden yaşanan bir katliamı anlatıyordu!..

Olay 1999’da, Gaziantep’in Oğuzeli ilçesine bağlı Yakacak köyünde meydana gelmişti. Yazgan ailesine ait bir koyunun meydandaki kumu dağıtması nedeniyle karşıt grupla çıkan kavgada, aralarında 14 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirmişti!..

Bu trajik olayı töre konulu her platformda şaşkınlıkla anlattım. Oysa önceki gün töre vakalarına en sık rastlanan Urfa’da öylesine ilginç bir olay yaşandı ki, ben bile şaşıp kaldım.

İddiaya göre Suruçlu Selami Altay, ölen amcası Ahmet Akkoç adına taziye evi yaptırmaya başlar. Altay önceki gün inşaatın önünde biriken molozları temizlemek isterken çevre “toz” içinde kalır. Bu sırada Altay’la aynı aşirete mensup Paşa Baz, tozdan rahatsız olunca öfkeye kapılır.

Altay ile Baz arasındaki tartışma kavgaya dönüşür. Olaya önce mahalledeki akrabalar, sonra da Yoğurtçu ve Remil köyünden gelenler katılır. Böylece kavga edenlerin sayısı kısa sürede 600’ü geçer.

Polis 22 kişinin taş, sopa ve bıçaklarla yaralandığı kavgayı ancak takviye güç yardımıyla durdurabilir.

Kavganın yeniden büyümesini kim önler biliyor musunuz?.. Köyde “Şeyh” diye anılan biri devreye girer ve kavgacıları barıştırır!..

Güneydoğu ne yazık ki paradoksun bile kendi içinde bocaladığı bir coğrafya olmaktan bir türlü kurtulamıyor!.. Baksanıza; karanlık ve toz, zehir ve panzehir gibi derin bir çelişki içinde yaşayıp gidiyor işte!..

Bu çelişki öylesine çarpıcı ki cehaleti gökyüzüne yükselen topraktan daha az tehlikeli görüyor!

‘Ensarcılar’ı Kim Dürtüyor?..


Geçtiğimiz hafta Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentine bağlı Heladiz beldesinde intihar eylemi için hazırlık yapan üç kişilik bir tim ele geçirildi.

Kuzey Irak’taki güvenlik güçleri bu militanların uzun süredir sesi soluğu çıkmayan radikal dinci Ensar El İslam adlı örgüte bağlı olduklarını saptadı...

Bundan 5 gün önce ise çok gizemli bir olay daha yaşandı. Peşmerge istihbaratı, Kerkük’ten Erbil’e giden bir otomobilde sanayi tüpleri içine yerleştirilmiş tam 150 kilo TNT ele geçirdi. İddiaya göre peşmerge güçleri araçtaki bir militanı halkın gözleri önünde öldürdü!

Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren “Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi”ne göre otomobildeki militanın oracıkta öldürülmesi Erbil ve çevresinde son günlerde yaşanan intihar saldırısı kaosunu gözler önüne seriyordu!

Yine merkezin stratejistlerine göre Erbil ve çevresinde son günlerde büyük gerginlik yaşanıyor. Üstelik bu gerginlik İran sınırındaki kapılarda güvenlik önlemlerinin en üst düzeye çıkarılmasıyla da dışa vuruyor. Merkezin yayın organında yer alan analizde, şu satırlar çok dikkat çekiyor:

“Bu tür durumlar Güney Kürdistan halkı içinde de ciddi bir paniğe yol açmıştır. Halk artık eskisi gibi gönül rahatlığı ile pazara ve yoğun alışverişlerin olduğu ortamlara gidememektedir. Halk içinde her an her yerde yapılabilecek bir intihar eyleminden bahsedilmektedir. Tabii halkın içinde olduğu bu ruh hali ve tedirginlik giderek radikal İslamcı örgütlerin şahsında Araplara ve İran halkına kin ve nefrete dönüşmektedir.”

Peki, iki intihar timinin Kuzey Irak topraklarına sızması ne anlama geliyor?.. İddiaya göre 7 yıl önce, Halepçe kırsalındaki kampta barınan 400’den fazla militanıyla Talabani ve Barzani peşmergelerine savaş açan “Ensarcılar” yeniden harekete geçiyor!.. Üstelik Arap militanlardan oluşan bu grubu İran da destekliyor.

Ancak Amerika’nın Irak’a müdahalesi sırasında, kamplarının bombalanmasıyla büyük darbe alan örgütün yeniden nasıl hareketlenebildiği bilinmiyor!..

Bilinen iki önemli gerçek var; seçim anlaşmazlığının bir türlü giderilemediği ve rejim sıkıntısının büyüdüğü Irak’ta, giderek artan Arap-Kürt gerginliği Bağdat ve çevresindeki intihar eylemi kaosunu Türkiye-İran sınırındaki Kürt bölgesine itiyor!..

Diğer gerçeğe gelince; Ensarcılar gibi çok tehlikeli bir grubun yeniden yeryüzüne çıkması Türkiye açısından da yeni ve karanlık bir tehlikeyi haber veriyor!.

Bendeniz ‘Terör Uzmanı!..’


Geçtiğimiz haftalarda bu köşede “medyanın kirlettiği siyaset” başlıklı bir yazı yazmış ve dinci basında uşaklık yapan bir internet sitesinin benimle ilgili yalan bir haberinin Sabah, Yenişafak ve Vatan gibi gazetelerce nasıl kopyalandığından yakınmıştım…

Yazdıkları yalan çıktı çünkü ben CHP Parti Meclisi’nde bırakın tüzük aleyhine konuşma yapmayı kürsüye bile çıkmadım!.. Bu zavallı piyonların tek hedefi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile aramızı açmak, parti içine nifak sokmaktı...

Sonradan öğrendim ki, kimi Truva atları bu uydurma saçmalık için her haberi 7 kez yalanlanmaya muhtaç bir internet sitesini kullanmışlardı!.. Kullanan da kullanılan da malumumuzdur!..

Cumartesi günü ise Hürriyet gazetesinde “silahlı terör örgütü üyesi” başlığıyla benimle ilgili tuhaf bir haber yayımlandı.

Cumhuriyet’in sevgili avukatlarına rica ettim, dün Şişli Adliyesi’ne gidip baktılar. Ve benimle ilgili “Ergenekon” ilişkili herhangi bir soruşturmanın kesinlikle yürütülmediğini saptadılar.

“Ergenekon” da dahil olmak üzere eğer gerçekten de şiddet ve terör unsurları içeriyorsa tüm yasadışı yapılanmaları sonuna kadar reddettiğimi çeşitli platformlarda onlarca kez dile getirdim.

Görüyorum ki, kimi meslektaşlarımız TV programlarında bize atfedilen “terör uzmanı” titrini “terör örgütü üyesi” diye yanlış algılamışlar!..

Neyse ki Hürriyet’teki dostlar bugün yarın bu tuhaf yanlışı düzelteceklerini söylediler.
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş.  Anonim  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder