24 Kasım 2010 Çarşamba

ABD'de, Erdoğan ve Davutoğlu kazanı kaynıyor

Adamımız sürekli olarak ABD ve oradaki Yahudi kuruluşlarıyla düşüp kalktığı için orayı gerçekten biliyor.
Doğrudur.
AKP'ye, Türkiye'ye ve hatta TSK'ya bir tepki var.
Elbette bütün olup bitenlerin gayetten duygusal(?) sebepleri var.
Saygılar


- ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ -
Mehmet Ali Birand Yazıyor
mabirand@e-kolay.net

ABD'de, Erdoğan ve Davutoğlu kazanı kaynıyor

24 Kasım 2010

Obama'nın en büyük hayal kırıklığı: Erdoğan

Obama yönetiminin Türkiye ile ilişkilerini yakından izleyen bir yetkiliye göre, Başkan’ın büyük hayal kırıklığı, Başbakan Erdoğan’ın tam 45 dakika süreyle ricalarda bulunmasına rağmen, İran konusundaki oyunu değiştirmemesi ve İsrail konusunda da son derece sert konuşmalar yapması.
Toronto kentindeki son görüşmenin içeriğini bilen bir diğer Amerikalı yetkiliye göre , bu görüşme iki müttefik arasındaki bir diyalog gibi değil, “Birbirine çok kızgın iki eski dostun hesaplaşması gibi sert” geçmiş.
Beyaz Saray’da şu sıralarda Türkiye hiç popüler değil. Oysa Obama, yönetime ilk geldiğinde Türkiye’ye öncelik vermişti. “Model Ortaklık” deyimini kullanmış, Stratejik İşbirliği- Stratejik Ortaklık’ tan söz etmişti.
Ancak, Türkiye’nin İran ve İsrail’e karşı uyguladığı politikalar, ilişkilerin kırılmasına yol açmış durumda. 
Bugün artık ne Model Ortaklık , ne de Stratejik Ortaklık’ tan söz ediliyor.
Türkiye ile ilişkiler sorulduğunda , şöyle nitelemelerle karşılaşıyorsunuz:
“... Kaybedilen eski bir dost...”
“...Güvenilmeyen bir NATO müttefiği...”
“...Kendi kafasına göre takılan bir ülke...”
Hiç abartmıyorum.
Duyduklarım içimi kararttı.

Türkiye artık kabına sığamıyor...

Bu duruma gelmenin iki temel nedeni var :
Başta, Türkiye’nin eski politikalarının dışına çıkması , kabına sığamaması ve dünyayı eskisine oranla daha farklı görmesi geliyor. Kendini, bölgede faal ve sorunlara katkıda bulunan bir güç olarak niteliyor.
Bu hedefe giderken atılan adımlar da Washington’u sinirlendiriyor. Eski büyük abi, bugün küçük kardeşin kendi başına buyrukmuş gibi davranmasını kaldıramıyor. Eski alışkanlıklarını değiştiremiyor.
“...Pkk’nın ulusal sorununuz olduğunu söylediniz, size yardımcı olduk...İran konusu bizim için ulusal sorundu, siz ABD’nin koskoca Başkanını 45 dakika süreyle rica etmesine aldırış bile etmeden vetonuzu kullandınız. Bizi yanlız bıraktınız. Bunun neresi müttefiklik.Bu ilişkinin artık tadı kaçtı...” diyen Amerikalı yetkili, Beyaz Saray’daki havayı böyle yansıtıyordu.

Obama yine de, Türkiye projesini bırakmıyor

Tüm kızgınlık ve kırgınlığa rağmen, Başkan Obama’nın hala Ak Parti iktidarıyla ipi kopartmak istemediği ve özellikle haziran 2011 seçimlerinin sonrasına kadar da bekleyeceği belirtiliyor.
Beyaz Saray’daki Türkiye gerilimini biraz olsun yatıştırmanın yolunu gösteren yetkilinin sözleri ilginçti: “...Başbakan ve Dışişleri Bakanınızın, İsrail konusunda öylesine sert söylemleri var ki...İran konusunda da, burayı havaya fırlatan öylesine konuşmaları var ki...Biraz olsun sussalar , seçimlere kadar havadaki elektriği azaltalım...Başkan temkinli olmasa, yönetim bürokrasisi Türkiyeyi parçalayacak. Asıl kızgınlık büroklarda var...”

Dışişleri kızgın, Pentagon sessiz..

Peki, Türkiye’nin ne zaman başı derde girse hemen kapısını çaldığı, eski müttefiklerindeki hava ne?
Oralarda da Türkiye’ye kötü gözle bakılıyor.
Dışişleri Bakanlığı bürokrasisini, Bakan Hillary Clinton’un bir oranda kontrol altında tuttuğuna dikkat çeken bir diplomat, “Dışişleri geleneksel olarak Türkiye’yi yakın dost olarak görürdü. Özellikle AKP’nin iktidara gelişinde ve ilk yıllarında destek verdi. Bugün bazılarımız kişisel bir ihanete uğradıkları görüşündeler. Hillary olmasa, durum çok daha kötü olurdu. Hillary ve Obama, tepkileri bir ölçüde yumuşatıyorlar” derken, dışişlerindeki havanın da pek parlak olmadığını söylerken , kişisel tepkilerini de hiç saklamadı.
Pentagon deseniz, orada derin bir sessizlik var.
Türkiye tarafından , Irak istilası öncesindeki tezkere olayında arkadan hançerlendiğine dikkat çeken bir kaynağın şu sözleri dikkatimi çekti:
“...Pentagon, TSK ’nın başına gelenleri biliyor. Araya girse bu defa TSK’ya tepkilerin artacağı düşünülüyor. Bundan dolayı sessizler... Ancak şunu bilin ki, Pentagon Türkiye’yi yeni değil, tezkere olayında sildi. Bir daha eski ilişkilere dönülmesi söz konusu olamaz...Soğuk ve mesafeli bir ilişki devam eder...Hele Pkk konusunda fazla bir beklentiye girmeyin...”
Özetle, Ankara için Washington, şu sıralarda kapıları kapalı bir başkent. Kimse Türk’lerle karşılaşmak istemiyor, hele herhangi bir konuda ricacı olacak Türk yetkililere kapılar kapalı tutuluyor.

YARIN:Yahudi Lobisi sırt dönünce herşey değişti...

• Yahudi Lobisi Türkiye’ye resmen dişlerini gösteriyor. Washington onların arka bahçesi. Kongrede, medya’da, Üniversitelerde, Sivil Toplum Örgütlerinde hangi kapıyı açsam, şimdiye kadar Türkiye’yi kollayıp koruyan lobinin temsilcileriyle karşılaştım. Ateş püskürüyorlar. Açıkça güç gösterisi yapıyorlar. Amerika başta olmak üzere, batı dünyasını nasıl etkileyeceklerini gösteriyorlar. Henüz ipi kesmiyorlar, ancak “Eğer daha ileri giderseniz, ipinizi de keseriz” mesajı veriyorlar.

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ YENİLEN BÜYÜR  İşte karanlık büyümüştür, Dağ daha dağ Su daha su Yıldız daha yıldız olmuştur ötelerde. İşte karanlık büyümüştür, Ellerin Ayakların Solukların karası, Göklere, göklerin karasına karışmıştır kocaman. İşte karanlık büyümüştür, Yaralı atların kişnemeleri Geri çekilen topların gıcırtısıyla büyümüştür yusyuvarlak. Uzaklarda İzmirden çok uzaklarda İşte karanlık büyümüştür, İşte gözlerini örtmüştür yenilen.  Fazıl Hüsnü DAĞLARCA  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder