14 Şubat 2011 Pazartesi

AKP zorlaya zorlaya Kıbrıs'ta teslimiyetçi bir kitle, bir parti ve üst yönetim oluşturmuştu zaten....

"Türkiye aradan çekilmeli"

Ankara ziyaretinin ardından ilk açıklamalarını Star Kıbrıs Medya Grubu’na yapan 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat çarpıcı tespitlerde bulundu.

ÇİÇEK’İN ‘AÇIKLAMA YAPMADI’ ELEŞTİRİLERİ

“Ben tamamen iyi niyetle hiçbir açıklama yapmadım. Partilerle görüşerek görüşmeyi anlattım. Kimseye açıklama yapacağım diye bir söz de vermedim. Yalnız yadırgadığım şu oldu, böyle bir şeyi bekleyen Cemil Çiçek, bunu milyonlara söyledi. Çiçek ne zaman konuşup ne zaman konuşmayacağımız, hangi konuda demeç vereceğimizi idare edemez. Böyle bir şey ben hayatımda duymadım. Böyle bir şey beklediğini bana ifade edebilirdi ama öyle yapmak yerine sanki ‘Kıbrıs’ta hiç adam yoktur’ dercesine konuşmalarda bulundu.”

TEDBİRLERİ TÜRKİYE DEĞİL KKTC ALMALI

“Türkiye’nin ‘ben sana bu kadar para verebilirim, buyur sen istediğin gibi program yap’ deyip aradan çekilmesi lazım. Türkiye, ‘sen şunu yap, bunu yap’ noktasına gelirse ve bunlar yara açarsa tabii ki tepki doğacak. Öbür türlüsü Türkiye ile Kıbrıs Türkü’nü kavgaya sokar, böyle bir lüksümüz yok. Mali tedbirleri KKTC alacak Türkiye ne vereceğini belirleyecek. Yoksa buradaki mali mekanizmayı kendi düzenleyemez ki, istese de yapamaz.”

TÜRK POLİTİKALARI UZUN VADELİ DEĞİL

“AKP yetkililerinin eleştirilerinin KKTC’de yarattığı etki çok fazla oldu. Basit bir eleştiri değildi, kullanılan sözler son derece ağırdı.  Gerçi sonradan, bir gruba yöneltildi ancak algı öyle olmadı. Türk politikaları çok uzun vadeli politikalar değil. Uzun vadeli politikalar belirleyip yürütecek ve bunun sonucunda bazı sonuçlara varacak politikalar geliştirme kabiliyeti demeyeceğim ama eğilimi yoktur.”

AKÇA’NIN ATANMASI AKIL İŞİ DEĞİL

“Daha 6 ay önce göreve getirilen saygı değer diplomat, görevden alınıyor ve yerine Kıbrıs için olmaması gereken bir ekonomist atanıyor, böyle bir şey olamaz. Kıbrıs sorunu ekonomiden çok siyasi bir sorundur. Kıbrıs’ta görev yapması gereken elçiler, diplomat olmak zorundadır.”

ÇİÇEK MADEM KIBRIS’TAN SORUMLU…

“Cemil Çiçek, mademki Kıbrıs’tan sorumlu bakandır öğrenmeli artık, her istediğinde kimseye hakaret edemez. Türkiye ile üslup farkımız var. Türkiye’deki politikayla bizim politika farklıdır. KKTC’de insanlar birbirini eleştirebilir ama en ağır hakaretleri yapmaz. Türkiye’de yapabilir. Onun üslubu öyledir, buranın usulü budur, üslubu budur, adabı budur. Bizim üslubumuza alışacaklar.”

KENDİ KENDİMİZİ YÖNETMELİYİZ

“Benim de talebim budur. Çünkü ben Kıbrıs Türkü’nün kendi kendini yönetmesi gerektiğine yüzde yüz inanıyorum. Türkiye’nin bize, katkı yapması gerektiğine ama bu katkının belirlenip programını bizim belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Ben Yardım Heyeti’nin kapatılmasını talep etmiş kişiyim.”

CTP ‘TÜRKİYE DAYATTI’ DEMEZ

“UBP için Türkiye’den gelen bir talimatı uygulamak normal bir şeydir. Aynı şey CTP’ye yaptırılsa, CTP bunu hiçbir zaman ‘Türkiye dayattı’ demez, diyemez çünkü kimyasına uygun değildir. O yüzden yapmak zorunda kalırsa gizler, sahiplenir. Dolayısıyla UBP istikrar tedbiri alırsa kabahatini Türkiye’ye atar. Türkiye’ye fatura etmeye UBP’nin kimyasının uygundur.”

Ada TV’de yayınlanan ‘Haberimiz Oldu’ programına konuk olan 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ülkede yaşanan son gelişmeleri, Ankara ile yaşanan gerginlikleri değerlendirdi. Talat, açıklamalarında gerginliği sona erdirmek adına yaptığı girişimleri de anlattı.

Ankara ziyaretinden sonra ilk kez açıklamalarda bulunan Talat, “Neyi ne zaman konuşacağımıza, nasıl yapacağımıza Çiçek mi karışacak” dedi. Türkiye hükümetleriyle kurulan ilişkinin daha doğru bir zemine oturması gerektiğini belirten Talat, “Tansiyonu düşürmek ve hassasiyetlerimizi bildirmek için randevu isteyip Erdoğan’la görüşmeye gittim” dedi.

Ada TV’de Ayşemden Akın ve Hüseyin Güven’in sunuculuğunu yaptığı ‘Haberimiz Oldu’ programına konuk olan 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, gündeme dair soruları yanıtladı. Türkiye ile KKTC arasında yaşanan gerginlik ve tartışmalar üzerine Ankara dönüşünde basına açıklamada bulunmayan Talat, son gelişmelerle ilgili merak edilen soruları ilk kez yanıtladı.

Programda, Ada TV Haber Müdürü Nazar Erişkin, Haber Editörleri Serap Turan ve Oshan Sabırlı da Talat’a yönelttikleri sorularla yaşanan süreci masaya yatırdı.

TANSİYONU DÜŞÜREBİLMEK İÇİN…

Ankara’ya gidip Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le yaptığı görüşmeyle ilgili açıklamalarda bulunan 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat; “Daha önce ülkenin en üst kademesinde görev yapmış birisi olarak, yükselen tansiyonu düşürebilmek için bir girişim üstlendim” dedi.

GÖRÜŞMENİN İÇERİĞİNİ ANLATAMAM

Ankara’da yapılan görüşmenin içeriğini anlatmasının mümkün olmadığını kaydeden Talat, şunları söyledi:

“KKTC’de 28 Ocak’ta yapılan mitingi eleştiren, eleştirirken de bütün eylemcileri töhmet altında bırakan, sözler, tartışmalar, gidişler gelişler olunca ve Türkiye ile KKTC arasında bir gerginlik ortaya çıkmış gibi bir hava olunca ilk görüşmeyi de Türkiye Başbakanı ile yapmak istedim, randevuyu ben talep ettim ve hemen gidip görüştüm.”

KİMSEYE AÇIKLAMA YAPACAĞIM DEMEDİM

Türkiye’den dönüşünde açıklama yapmadığına dair, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek tarafından eleştirilmesi konusunda da konuşan Talat şunları söyledi:

“Ben tamamen iyi niyetle hiçbir açıklama yapmadım. Partilerle görüşerek görüşmeyi anlattım. Açıklama yapacağım gibi bir izlenim de yaratmadım. Ben bu görüşmenin yararlı olduğunu düşünüyorum. Ben kimseye açıklama yapacağım diye bir söz de vermedim. Yalnız yadırgadığım şu oldu, böyle bir şeyi bekleyen Cemil Çiçek, bunu milyonlara söyledi. Böyle bir şey beklediğini bana ifade edebilirdi ama öyle yapmak yerine sanki ‘Kıbrıs’ta hiç adam yoktur’ dercesine konuşmalarda bulundu.”

ARZUM TC İLE KKTC’NİN KAVGA ETMEMESİ

KKTC’nin ciddi bir ekonomik sarsıntıdan geçtiği ve müzakerelerin devam ettiği bir dönemde, uluslararası kamuoyunun gözleri önünde KKTC ile TC’nin kavga eder pozisyonda olmasının zarara yol açabileceğini savunan Talat, şöyle konuştu:

“Türkiye medyası abarttığı için, işin esas kışkırtıcısı Türkiye basını oldu. Türkiye basını, mitingi birkaç pankart üzerine odaklandı. Kıbrıslı Türkler Türkiye ile kavga etme lüksüne sahip değildir. Türkiye de Kıbrıslı Türkler ile kavga etme lüksüne sahip değildir. Bütün arzum TC ile KKTC’nin kavga eder pozisyonda olmaması, öyle bir görüntü vermemesi ve gerçekten kavga etmemesidir. Dünyanın gözü önünde Türkiye ile Kıbrıs Türkü çatışıyor gibi göründü ve anında Kıbrıs Rum tarafından tepkiler gelmeye başladı.” 

MALİ TEDBİRLERİ KKTC ALMALI

Türkiye ile KKTC arasındaki gerginliğe neden olan sorunun ana kaynağını, mali ilişkilerde izlenen yöntemin yanlışlığına bağlayan Talat, Türkiye’nin ne vereceğini belirlemesinden sonra, mali tedbirlerin KKTC tarafından alınmasının doğru bir yöntem olacağını söyledi. Talat şöyle anlattı:

“Türkiye ile sorunun ana kaynağı, mitingden öte, KKTC hükümet yetkilileriyle karşılıklı olarak imzalanan mali protokolün ya eksik yapıldığı ya da farklı yapıldığından dolayı kabahatli oldukları ve Türkiye de, yılda bir kat trilyon para vereceğiz hem de böyle eleştiri alacağız’ şeklinde bir psikoloji var olması. Bu aslında haklı bir psikolojidir. Ama bu çok ciddi bir yanlışlık da olduğunu gösteriyor. Para verdiği halde eleştiri alıyorsa demek ki bir yerde bir yanlış var. ‘Ben sana bu kadar para verebilirim, buyur sen istediğin gibi program yap’ deyip Türkiye’nin aradan çekilmesi lazım. Türkiye, sen şunu yap bunu yap noktasına gelirse ve bunlar yara açarsa tabi ki tepki doğacak. Öbür türlüsü Türkiye ile Kıbrıs Türkü’nü kavga sokar, böyle bir lüksümüz yoktur bizim. Mali tedbirleri KKTC alacak Türkiye ne vereceğini belirleyecek. Yoksa Türkiye buradaki mali mekanizmayı kendi düzenleyemez ki, istese de yapamaz.”

ÇİÇEK’İN BUNA HAKKI YOK

Cemil Çiçek’in Türkiye ile Kıbrıs Türkü’nün arasını açacak davranışlar ortaya koyma hakkı olmadığını da ifade eden Talat; “Çiçek ne zaman konuşup ne zaman konuşmayacağımız, hangi konuda demeç vereceğimizi idare edemez. Böyle bir şey ben hayatımda duymadım” dedi.

AKP’nin on binlerce insanın tepkisini görmezden gelip, pankartlar konusuna yoğunlaşarak, gerginliğin artmasına mahal verilmesinin altında yatan esas nedenle ilgili de konuşan Talat, şunları söyledi:

UZUN VADELİ PLANLAMA KABİLİYETİ YOK

“AKP yetkililerinin eleştirilerinin KKTC’de yarattığı etki çok fazla oldu. Basit bir eleştiri değildi, kullanılan sözler son derece ağırdı.  Gerçi sonradan, bir gruba yöneltildi ancak algı öyle olmadı. Dolayısıyla da iç politikasına da kaydı. ‘Türkiye kendi iç politikalarındaki tepkileri izole edebilmek için böyle bir mizansen hazırlar mı’ bu çok ciddi bir komplo teorisi gibi görünür, komplo teorilerine ben çok fazla inanmam. Geleneksel olarak, Türk politikalarının uzun vadeli planlamalarla hazırlandığı düşünmüyorum. Türk politikaları çok uzun vadeli politikalar değil. Uzun vadeli politikalar belirleyip yürütecek ve bunun sonucunda bazı sonuçlara varacak politikalar geliştirme kabiliyeti demeyeceğim ama eğilimi yoktur.”

TALAT: ELÇİ OLARAK AKÇA’NIN ATANMASI HATA

Cumhurbaşkanı Talat, Ada TV ekranlarından yaptığı açıklamada göreve başlayalı henüz 6 ay olan Büyükelçi Kaya Türkmen’in görevden alınmasını hoş karşılamadığını belirterek Türkmen’in yerine ekonomi kökenli bir bürokratın büyükelçi olarak atanmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Köprü görevi elçinin

2 Cumhurbaşkanı Talat, Türkiye ile KKTC arasındaki haberleşmenin nasıl yürütüldüğü konusunda da açıklamalarda bulundu. Talat; “Büyükelçilikler kendi ülkelerinin makamlarına bilgi aktarmakla yükümlüdür. Kaynak akışı da tabi ki elçilik vasıtasıyla oluyor. Pratik ayrıntısını bilmiyorum, genellikle Maliye Bakanları yürütür bu pratik işi” dedi.

KIBRIS İÇİN UYGUN OLMAYAN BİR EKONOMİST

Türkiye’nin KKTC Büyükelçisi Kaya Türkmen’in görevinden alınması ve yerine TC Yardım Heyeti Başkanı Halil Akça’nın atanması konusunda ise; “Daha 6 ay önce göreve getirilen saygı değer diplomat, görevden alınıyor ve yerine Kıbrıs için olmaması gereken bir ekonomist atanıyor, böyle bir şey olamaz. Kıbrıs sorunu ekonomiden çok siyasidir. Kıbrıs’ta görev yapması gereken elçiler, diplomat olmak zorundadır” dedi. Talat şöyle ekledi:

BU BİR TEPKİDİR

“Hem eylem yapan örgütlere, hem bu eylemde yer alan insanlara, hem de tabi tepkiler nedeniyle söz konusu Heyet Başkanı’nın görevden alınmasını isteyen Cumhurbaşkanı’na bir tepki, bir karşı duruş olarak ortaya konduğu görülüyor.”

TÜRKİYE İLE ÜSLUP FARKIMIZ VAR

“Cemil Çiçek, Kıbrıs’tan Sorumlu Bakandır mademki öğrenmeli artık, her istediğinde kimseye hakaret edemez. Türkiye ile üslup farkımız var. Türkiye’deki politikayla bizim politika farklıdır. KKTC’de insanlar birbirini eleştirebilir ama en ağır hakaretleri yapmaz. Türkiye’de yapabilir. Onun üslubu öyledir, buranın usulü budur, üslubu budur adabı budur. Bizim üslubumuza alışacaklar. Bizde bu provokasyonu yapanlar şiddete başvurmadığı sürece sadece uyarılır başka bir şey yapılamaz. Türkiye’de anında tutuklanır veya baskı altına alınır, susturulur. Bunun suç haline getirilmesi de doğru değildir, böyle bir yasa yapılamaz mümkün değildir. Dünya daha geniş demokrasiye giderken biz demokrasi alanımızı daraltamayız.”

MEYDANIN NABZINDA KENDİ KENDİMİZİ YÖNETME TALEBİ DE VARDI

İnönü Meydanı’na toplanan halkın, yalnız hükümete karşı ve provokatörden ibaret olduğu şeklinde yansıtılması yanında o meydana toplanan halkın, kendi iradesiyle kendi kendini yönetme talebi yok muydu sorusuna da Talat’ın yanıtı şu oldu:

“Öyle bir talep de vardı tabii, bunu istemek de çok doğaldır ve çok meşru bir istektir. Meydanda ben istemedim ama tüm çalışmalarımda istedim” dedi.

İSTENEN DÜZEN KURULABİLİR Mİ?

“Kıbrıs Türk halkı, talep ettiği iradesini geri alma, ya da hiç alamadığı iradesine sahip olup, kendi yolunu çizme şansına hangi yolla sahip olacak?” sorusu üzerine ise Talat şunları söyledi:

“Doğruyu konuşalım, doğrusu benim de talebim budur. Çünkü ben Kıbrıs Türkü’nün kendi kendini yönetmesi gerektiğine yüzde yüz inanıyorum. Türkiye’nin bize, katkı yapması gerektiğine ama bu katkının belirlenip programını bizim belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Ben Yardım Heyeti’nin kapatılmasını talep etmiş kişiyim. Çünkü gördüm ki, TC Yardım Heyeti bazı açılardan işe yarasa bile, Kıbrıs Türkü’nün kendi kendini yönetmesi açısından ciddi bir zafiyettir. Ayrıca, ayrı bir bütçe, mali disiplin yaratıyor. Bu gerekçeleri öne sürerek kapatılması veya yol değiştirilmesini önermiştim.”

CTP TÜRKİYE’NİN DAYATMALARINI GİZLERDİ

TC Yardım Heyeti Başkanı Halil İbrahim Akça’nın, yapmaması gereken açıklamalarda bulunduğundan ötürü, sorumlu tutulduğunu da söyleyen Talat, Akça’nın mimarı olduğu söylenen paketin altında Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun imzası olduğunu işaret ederek şunları söyledi:

“UBP için Türkiye’den gelen bir talimatı uygulamak normal bir şeydir. Aynı şey CTP’ye yaptırılsa, CTP bunu hiçbir zaman Türkiye dayattı demez, diyemez çünkü kimyasına uygun değildir. O yüzden yapmak zorunda kalırsa gizler, sahiplenir. Dolayısıyla UBP istikrar tedbiri alırsa kabahatini Türkiye’ye atar. Türkiye’ye fatura etme UBP’nin kimyasının uygundur.

RUM BUNU KURNAZCA KULLANDI

Türkiye ile KKTC arasındaki gerginliğin, Rum tarafınca kurnazca kullanıldığını da söyleyen Talat; “Türkiye KKTC’de Kıbrıslı Türkler için değil, stratejik çıkarları için Kıbrıs’tadır diyerek, değişik siyasi çevreleri kullanarak, dünyaya şikâyet etmeye başladılar” dedi.


http://www.haberhavadis.com/ic-haberler/turkiye-aradan-cekilmeli.htm
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Ömrünü faydasız, boş şeylerle geçiren, tarlaya tohum ekme mevsimini kaçırmış olur. Vaktinde tohum ekmeyen ise, hasat zamanı gelince elbette pişman olur.  Ehl-i hikmet  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.   K.Atatürk  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder