22 Şubat 2011 Salı

Eski Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın şüpheli ölümü Ümraniye bombaları ile ilgili olabilir...

ZİR VADİSİ'NİN PEŞİNDEYDİ

21 Şubat 2011, Pazartesi 06:18:28


Yarbay Mustafa Dönmez'in son duruşmasında, Özel Harekat Emniyet Müdürü iken katledilen Behçet Oktay ile ilgili müthiş bir iddiayı açıkladı.

Zir Vadisi'ne mühimmat gömmekle suçlanan, tutuklu Yarbay Mustafa Dönmez, son duruşmasında müthiş bir açıklama yaptı.

İmha edildiği iddia edilen Ümraniye bombalarından 18 tanesinin Zir Vadisi'nde ortaya çıktığını iddia eden Yarbay Dönmez, “Ne gariptir ki bu bombaların aynısı Zir Vadisi'nde bulunuyor. Bu bombalar MKE yapımı kör tapalı, savunma tipi ve Amerikan menşeilidir. Emniyet de bu bombalardan kullanmaktadır" diye konuştu.

Emniyet envanterinde bulunduğunu söylediği bu bombaları, özel harekatçı polislerin kullandığını belirten Yarbay Dönmez, eski Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın şüpheli ölümüyle ilgili olarak da "Oktay’ın ölümü bu bombalarla ilişkili olabilir. Bu tip bombalardan, kullanılmış halde Özel Harekatçı polislerde çok sayıda var. Üstelik bunlar kimsenin üstüne zimmetli değil" dedi.

DEPOLARI ARAŞTIRIYORDU

Dönmez, "Özel Harekat Emniyet Müdürü, Merhum Behçet Oktay'ın tam da bu süreçte yaşamını kaybetmiş olması üzerinde durulması ve araştırılması gereken bir durum olduğunu değerlendiriyorum. Çünkü kendisinin, Zir vadisinde sözde bulunduğu bildirilen mühimmatların kendisine bağlı  mühimmat depolarında bulunması ile ilgili şüpheleri  olduğu ve bu yönde soruşturma yaptırdığı bir sırada ölmüş olması normal görünmemektedir" dedi.

DAVA YENİDEN AÇILIYOR

Eski Emniyet Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay'ın şüpheli görülen iki yıl önceki ölümü, (SÖZDE) Ergenekon davasında incelenecek.

İkinci Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Emniyet Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay'ın şüpheli görülen ölümü ile ilgili soruşturma dosyasını mercek altına aldı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Yarbay Mustafa Dönmez'in talebi doğrultusunda Oktay'ın ölümüyle ilgili soruşturma dosyasını, incelemek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istedi.

25 Şubat 2009'da Ankara'da otomobilinin içinde başından vurulmuş olarak bulunan Oktay yaşamını yitirmiş, olayın intihar olduğu açıklanmıştı. Ergenekon tutuklusu İbrahim Şahin'in ardından Özel Harekât Daire Başkanlığı'na gelen Oktay, 13 yıl bu görevi yürütmüştü. 

CİNAYETİ ADIM ADIM ANLATAN MEKTUP

Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’ın ölümünün ardındaki sır perdesi aralanmaya başladı. Oktay ailesine ulaşan el yazması bir ihbar mektubunda, Oktay'ın ölümünün intihar değil planlı bir cinayet olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’ın hayatını kaybettiği gece yaşananların anlatıldığı isimsiz bir mektup, Oktay ailesinin avukatı Ülkü Gedikli tarafından Mahkeme heyetine verildi. Oktay’ın ölümünün intihar değil planlı bir cinayet olduğunu anlatan mektup, dava dosyasına girdi. Behçet Oktay’ın kardeşi Şule Oktay’a gönderilen mektupta o gece yaşananlar ayrıntılarıyla anlatılmış.

İŞTE O MEKTUP

CİNAYET NASIL İŞLENDİ?

Mektupta, Oktay’ın bulunduğu arabada dört kişi olduğu ve Oktay’ın araçtan indirilirken “ya baygın ya da yaralı” olduğu belirtiliyor. Mektupta, Oktay’ın bu kişilere direnmeye çalıştığı ancak yanındaki kişilerin Oktay’ı yere yatırıp öldürdüğü anlatılıyor.

“OKTAY ARABADAN İNERKEN YA BAYGINDI YA YARALI”

O gece orada olanları gördük. Arabayı sanki birileri bile bile kara sapladı. Apartmandan çıkan bir kişi arabayı bekliyordu. Arabadan dört kişi indi. Arabanın arkasından iki kişinin arasında ya baygın ya yaralı biri vardı. İki kişi arasına almıştı.

OKTAY DİRENMEYE KALKINCA ARBEDE ÇIKTI VE ÖLDÜRÜLDÜ

O perişan kişi bir ara direnmeye kalkışınca arabanın sağ tarafında bir arbede çıktı. Yerde bir boğuşma oldu. Sonra o perişan görünümlü kişiyi sürükleyerek arabanın sol tarafına götürdüler. Hepsi birden eğilip bir süre bir şeyler yaptılar. İki kişi hızla uzaklaştı. Biri apartmana diğeri başka bir yöne gitti. Çok kısa bir süre sonra bir silah sesi duyduk. Silah sesi bir değişikti. Sanki biraz daha uzaktan geldi gibi. Silah sesinden sonra oradaki iki kişi ayağa kalktı. Elleriyle ayaklarıyla sanki orada bir şeyler yaptılar.

SİLAH SESİNDEN 30 SANİYE SONRA AMBULANS VE POLİS GELDİ

Silah sesinden yarım dakika sonra bir ambulans ve bir polis arabası geldi. Orada bulunanlar hiçbir yere telefon etmedi. Ama birine telefon geldi. Ambulans ve polis arabasının sokağın başında bekliyor olması lazımdı. Yoksa bu kadar kısa süre içinde gelmesi mümkün değildi. Sadece yarım dakika içinde geldiler. Orada bekleyenlerden uzun boylu bıyıklı olanı polis arabasına bindi. Bu kişi dışarıda arabanın biraz uzağında duran bir poşetin içinde bir hediye paketi alıp kazağının altına koydu. Poşet boş olarak orada bırakıldı. Bir kişiyi sedyeye koydular. Sedyeye koymadan önce yatan kişinin iki koluna iğne yaptı.

CİNAYETİ İŞLEYENLERDEN BİRİ POLİS ARABASINA BİNDİ

Ambulans da Polis arabası da bir garip geldi bize, apartmanda oturan çocuğu da ambulansa bindirdiler. Ambulansın ve Polis arabasının olay yerinden ayrılışında saat bir buçuktu. Bu araçlar haraket ederken diğer araçlar geldi. Bu polisler de yarım saat kaldılar. Ayak izine etrafa hiç bakmadılar, hiç inceleme yapmadılar. Savcı gelmedi.

BEHÇET OKTAY’I ÖLDÜRDÜLER

Sonra öğrendik ki o kişi Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay'mış. O kişi asla intihar etmedi, oraya getirildiğinde durumu iyi değildi. Ayakta o iki kişi (tarafından) zorla tutuluyordu. Sonra yere yatırıp öldürdüler. Polis yarım saat sonra arabayı çekiciyle çekti.

BİR POLİS OLAY YERİNDEKİ HERŞEYİ ALABORA ETTİ

Bir polis de kürekle her şeyi alabora etti. O gece oraya gelen polisler bizim bildiğimiz polislere benzemiyordu. Gazete haberlerinin hepsi yalan. Böyle büyük bir adamı öldürdüler, göz göre göre gözümüzün önünde bir adam öldürüldü. Cinayet var. Katillerin ikisi elini kolunu sallaya sallaya ambulansa polisin arabasına bindi.”



ASKERHABER / HABER MERKEZİ



--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ TİTREK BİR DAMLADIR Titrek bir damladır aksi sevincin Yüzünün sararmış yapraklarında Ne zaman kederden taşarsa için Şarkılar taşırsın dudaklarında.  İşlerken hülyama sesten örgüler Bir çini vazodan dökülen güller Gibi hülyada fecirler güler Buruşmuş bir çiçek parmaklarında.  Gözlerin kararan yollarda üzgün Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün Süzülüp akasya dallarından gün Erir damla damla ayaklarında.  Sesin perde perde genişledikçe Solan gözlerinden yağarken gece Sürür eteğini silik ve ince Bir gölge bahçenin uzaklarında.  Sen böyle kederden taştığın akşam Derim dudağında şarkı ben olsam Gözlerinde damla, içinde gam Eriyen renk olsam ayaklarında.  Ahmet Muhip DRANAS  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder