28 Şubat 2011 Pazartesi

Fwd: [TÜRKİYE 46950] 28 Subat

28 Şubat gerçeği

Rifat SERDAROĞLU

(16 Mart 2010’da yazdığım yazıyı aynen gönderiyorum. Çünkü gidiş geçen yıldan daha da kötü.)

Türkiye Cumhuriyeti, Lâik ve Üniter Devlet olarak kurulmuştur. Dünyanın bu karmaşık bölgesinde, AKP Hükümetinin yanlış dış politika uygulamalarına rağmen huzur, sükun ve iç barışa sahipsek,
T.C Devletinin büyük ATATÜRK tarafından çok iyi bir temele oturtulmasından dolayıdır. Türkiye Cumhuriyeti çağdaş bir devlettir. Din ile Devlet ayrılmıştır. Şeriat Hukukundan, Pozitif Hukuka dayanan bir devlet yapısına gelinmiştir. Cumhuriyet, şeriat hukukunun yerine, pozitif hukukun konulmasıdır. Ama bir takım çevreler bunu istemiyorlarsa, itirazları pozitif  hukuka ve talepleri  şeriat hukukuna ise, o İRTİCA’ dır. Türkiye’de böyle talepler hala vardır, fakat AKP Hükümeti tarafından İrtica tehdit olarak görülmemektedir.
İrtica’ ya karşı çıkmak aslında vatandaşın dini duygularına karşı çıkmak değildir. 28 Şubat kararlarını bir takım çevreler istismar etmiştir ve etmeğe devam edecektir. 28 Şubat kararları  “vatandaşın dini duygularına aykırıdır ”biçiminde istismarlar olmuştur.28 Şubat’ın üzerinden 13 yıl geçti. 13 yıl evvel konuşmayanlar, şimdi konuşmaya başladılar. Şunu sormak lazım; Bu 13 yıl süresince, hangi vatandaşın dini inançlarını yerine getirmede eskiye göre zorlukları olmuştur? Camiye mi gidemediler? Hacca mı gidemediler? Oruç mu tutamadılar? Zekat mı veremediler? Elbette ki hayır. AKP Hükümeti’nin göz yumması ve desteklemesi ile,  halen yürürlükte olan 677 Sayılı yasa ile yasaklanmış bulunan “Tarikat ve Cemaatler” yine ortaya çıktılar ve Devlet kadrolarını doldurdular. İşte 28 Şubat bu örgütlere karşıydı. 28 Şubat kararları,  İslam’a ve Müslümanlığa  değil, İslam ve Müslümanlığın, din tüccarları tarafından kullanılmasına karşıdır. Zamanın Erbakan  Hükümeti de 28 Şubat kararlarını imzalamıştır. Erbakan Hükümeti, bu kararların alınmasından tam tamına 3 ay, 18 gün sonra yani 18 Haziran,1977 da istifa etmiştir. İstifa sebebi de, koalisyon ortağı Çiller’le Başbakanlık koltuğunu değişmek istemeleri olmuştur.

28 Şubat’ta alınan kararları, devletin resmi evraklarından aynen aşağıya yazıyorum. Bu, 18 madde’yi iyice okumanızı rica ediyorum. Kimin  neye ve niçin karşı  olduğunu gayet net olarak göreceksiniz. Yazının sonunda ise bu kararlara imza koyan ve uygulayan “Cesur” Bakanlar Kurulunun isimlerini göreceksiniz;

MGK’nun 28 Şubat 1997 tarih ve 408 sayılı kararına EK-A eklenen kararlar:
1) Anayasamızda Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan  ve yine anayasanın 4 cü maddesi ile teminat altına alınan lâiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı,bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayırım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
2)Tarikatlarla bağlantılı özel yurt,vakıf ve okullar devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhidi Tedrisat Kanunu gereği Milli Eğitim Bakanlığına devri sağlanmalıdır.
3) Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle Cumhuriyet, Atatürk , Vatan ve Millet sevgisi, Türk  Milletini  çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinde korunması bakımından;
a) 8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.
b)Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak devam edebileceği Kuran Kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için  gerekli idari va yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
4) Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü Milli Eğitim kuruluşlarımız, Tevhidi Tedrisat Kanununun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.
5)Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet İşleri Başkanlığınca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında  koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.
6) Mevcudiyetleri 677 Sayılı Kanunla men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.
7) İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şura kararları ile TSK den ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek, TSK ni dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler  ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.
8)İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasa dışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK’ dan ilişkileri kesilen  personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.
9)TSK ne aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için  mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.
10)Ülkemizi çağ dışı bir rejimden ve din istismarının sebep olabileceği muhtemel bir çatışmadan korumak için, İran İslam Cumhuriyeti’nin ülkemizdeki rejim aleyhtarı faaliyet, tutum ve davranışlarına mani olunmalı, bu maksatla İran’a karşı komşuluk münasebetlerimizi ve ekonomik ilişkilerimizi bozmayacak, fakat yıkıcı ve zararlı faaliyetlerini önleyecek bir tedbirler paketi hazırlanmalı ve yürürlüğe konulmalıdır.
11)Aşırı dinci kesimin Türkiye’de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle, toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla  milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.
12)T.C Anayasası,Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasasına ve bilhassa Belediyeler Yasasına aykırı olarak sergilenen olayları sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.
13) Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye’yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden, öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.
14)Çeşitli nedenlerle verilen kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.
15)Kurban derilerinin mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.
16)Özel üniforma giydirilmiş korumalar, ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedi olarak sonuçlandırılmalı ve bu tür yasa dışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.
17)Ülke sorunlarının çözümünü “Millet kavramı yerine Ümmet kavramı” bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yolardan önlenmelidir.
18)Büyük kurtarıcı Atatürk’e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.

13 yıl önce bu kararları imzalayan 54. Hükümet
Başbakan; Necmettin Erbakan (AKP’lilerin ihanet ettikleri doğal liderleri)
Başbakan Yardımcısı; Tansu Çiller
Adalet Bakanı; Şevket Kazan
Milli Savunma Bakanı; Turhan Tayan
İçişleri Bakanı; Meral Akşener (MHP Milletvekili, TBMM Başkan Yardımcısı)
Devlet Bakanı: Abdullah Gül; AKP Kurucusu, Eski Başbakan, 11. Cumhurbaşkanı
Devlet Bakanı; Ufuk Söylemez; DP Genel Başkan Yardımcısı
Maliye Bakanı; Abdüllatif Şener; Türkiye Partisi Genel Başkanı
Sanayi Bakanı; Yalım Erez; Eski TOBB Başkanı
Enerji Bakanı; M. Recai Kutan; Saadet Partisi Eski Genel Başkanı.

Tüm bunları özellikle gençleri bilgilendirmek için yazdım. 13 yıl evvelki kararları imzalayıp, uygulayanlar, şimdi 28 Şubat kararlarını yerden yere vuruyorlar, hem de sözüm ona  demokrasi adına.
Dinci basın, yandaş basın, dış destekli liberal basın gönüllerindeki “İSLAM CUMHURİYETİNİ” gerçekleştirmek için, demokrasinin nimetlerinden yararlanarak,  DEMOKRASİYİ BOĞMAK istemektedirler.
Elbette ki  bu çağdışı emellerine ulaşmalarına izin vermeyeceğiz. Bizler; Atatürkçüler, Laik Cumhuriyetçiler, Vatanseverler, Çağdaşlığa, Yeniliğe, Bilime ve Pozitif Hukuka inananlar, bu seccade tüccarlarının oyunlarını bozacağız. Çoğu gitti azı kaldı.

 

İyi çalışmalar saygı ve sevgiler

Murat Binzet

mailto:m1000zet@gmail.com

Beschreibung:               http://huseynisevda.net/Resimlerim/subat/28_Subat.jpg

İşte Avrupa' lının bakışı..
*Alman Die Welt gazetesi menfur bir anket başlatmış durumda. Anketin konusu "TÜRKİYE'DE BİR KÜRT DEVLETİ KURULMASINI İSTER MİSİNİZ ?" sorusu ile şekillendirilmiş..!
Bu çalışmaya bir Türk olarak gerekli cevabı vermek üzere öncelikle aşağıdaki linki tıklayarak Ankete katılınız, *
Soru:
Sollten die Kurden einen eigenen Staat bekommen?
** Bazıları ülkemizi bölmek için harıl harıl çalışıyor. *
*
MUTLAKA TIKLAYINIZ :
 http://www.welt.de/politik/ausland/article4436510/Geheimplan-zur-Loesung-der-kurdischen-Frage.html

Beschreibung: Image Ankete hayır demek için: Linki tıklayarak açtıktan sonra sayfanın sağ tarafında UMFRAGE kelimesinin altındaki kutucuklarından  *"Nein/Hayır" seçeneğini seçip, "ergebnis" yazisinin üzerine tıklayın.

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder