28 Şubat 2011 Pazartesi

On soruda II.Murad

 

II MURAD 

Popüler Tarih / Şubat 2002 / Sayı 18 Erhan Afyoncu

 

Osmanlı tarihinin çok önemli bir dönemine damgasını vurmuş olmasına rağmen, II. Murad, oğlu Fatih'in gölgesinde kalmış ve yeterince tanınmamıştır. Oysa Halil İnalcık'ın da vurguladığı gibi, II. Murad en büyük Osmanlı hükümdarları arasında yer alır. 

 

1.  II. Murad tahta nasıl çıktı?

2.  Osmanlı'nın bölünmesi nasıl önlendi?

3.  II. Murad tahtı niçin bıraktı?

4.  Fatih, Varna Savaşı'na babasını çağırdı mı?

5.  Varna Savaşı'nın etkileri neydi?

6.  II. Mehmed tahttan nasıl indirildi?

7.  II. Murad kaç kez tahta geçti?

8.  Büyük oğlu Alaeddin Ali Çelebi öldürüldü mü?

9.  Dönemin kültürel faaliyetleri nelerdi?

10. II. Murad'ın Osmanlı tarihindeki yeri nedir?

 

 

1 - II. Murad tahta nasıl çıktı?

Çelebi Mehmed 1421'de öldüğünde 4 oğlu var­dı. Bunların en büyüğü, Amasya Sancak Beyliği'nde bulunan Murad'dı. Onun bir küçüğü olan Musta­fa Çelebi, Hamidili'nde San­cak Beyi idi. Çok küçük yaş­larda Yusuf ve Mahmud isim­li iki oğlu daha vardı. Çelebi Mehmed'in vasiyeti, yerine büyük oğlu Murad'ın geçme­si, Mustafa Çelebi'nin Anadolu'yu idare etmesi ve en küçük iki oğlunun ise hayatta ka­labilmeleri için, Bi­zans'a gönderilme­siydi. Bizans ise Çelebi Mehmed'in kardeşi Mustafa Çelebi'yi serbest bı­rakmayacak, şehzade­lerin masrafı için Bizans'a belli bir miktar para öde­necekti.

Çelebi Meh­med'in Edirne'deki ölümünü devlet adamları 42 gün sakladılar. Durumdan şüphelenen askerleri ikna etmek için, ölü padişaha el­bise giydirilerek az ışık alan bir köşeden as­kere gösterildi, aske­rin ileri gelenleri içe­ri girerken, hekimbaşının hastanın yorulmaması yönündeki sahte uyarılarıyla 'vaziyet kurtarıldı'.

Bizans'ın elinde bu­lunan Yıldırım'ın oğ­lu Düzmece Musta­fa'nın durumu ha­ber alıp, harekete geçmesinden korkulduğu için, padişahın ölümü gizlenmişti.

II. Murad, 1421 Temmuz'unun sonlarında Bursa'da tahta çıktığında, 18 ya­şında bir gençti. Düzmece Mustafa yüzünden, devletin ileri gelenleri, başkent Edir­ne'ye gidip cülus merasimi yapmak yerine, zaman kay­betmeden Bursa'da bu işlemi gerçekleştirmişlerdi.

 

2 - Osmanlı'nın bölünmesi nasıl önlendi?

Timur'un Anadolu'yu istilasıyla karışan ve da­ğılmaya yüz tutan Os­manlı devleti, Çelebi Mehmed'in çabalarıyla bir nebze olsun kendini toparlar. Ancak onun 1421'deki ölümüyle, Osmanlı ülkesi yeniden bir kargaşaya gömülür ve bölün­menin eşiğine gelir. Hem Os­manlı tahtına başka rakipler çıkar hem de Karaman, Çandar, Germiyan, Saruhan ve Menteşe gibi beylikler ayakla­narak Osmanlı topraklarını işgal ederler. 1402'deki duru­ma geri dönülür.

Bizans imparatoru, salta­nat değişikliğinin ilk günlerin­deki havadan istifade ederek, II. Murad'dan bir menfaat ko­parmaya çalışır. Ancak bunda başarılı olamayınca, II. Murad'ın amcası Mustafa Çelebi'yi, İzmiroğlu Cüneyd Bey ile birlikte Gelibolu'da karaya çıkarırlar.

Mustafa Çelebi, Yıldırım Bayezid'in gerçek oğlu olması­na rağmen Osmanlı tarihleri onun taht üzerindeki meşru­iyetini gölgelemek için, 'Düz­mece' adıyla zikretmiştir.

Mustafa Çelebi, Gelibo­lu'ya çıktıktan sonra geçtiği yerlerin halkı ona itaat eder. Kısa sürede Rumeli'deki hal­kın yanı sıra askerler de onun padişahlığını tanırlar. Rume­li'nin kısa sürede ona iltihakı­nın nedeni, o sırada II. Mu­rad'ın henüz 18 yaşında olma­sıdır.

Mustafa Çelebi'nin Rume­li'de hakimiyet kurduğu Bur­sa'da duyulunca, Veziriazam Bayezid Paşa ona karşı gönde­rilir. Ancak Edirne yakınların­da, Sazlıdere denilen bataklık arazide iki taraf karşılaştığında, Veziriazam'ın yanındaki kuvvetler, Mustafa Çelebi'ye katılırlar. Bu olayın ardından, Rumeli'nin önde gelen beyleri de Mustafa Çelebi'nin çevre­sinde toplanırlar. Edirne ve Serez'de, Mustafa Çelebi adı­na para bastırılır.

Osmanlı İmparatorluğu fetret devrindeki gibi, Anado­lu ve Rumeli olmak üzere ikiye bölünür. Rumeli'de duru­munu sağlamlaştıran Mustafa Çelebi, Cüneyd Bey'in de teşvikleriyle Anadolu'ya geçerek Bursa'ya doğru ilerler. Ulubad suyu kenarlarında iki ordu karşılaşır.

Rumeli'nin önde gelen akıncı beylerinden Mihaloğlu Mehmed Bey, gece yarısı Mus­tafa Çelebi'nin yanında yer alan Rumeli beyleriyle görüşe­rek onları II. Murad'ın yanına çeker. Yanındaki askerlerin çoğu ayrılan Mustafa Çelebi, Gelibolu'ya geçerse de Cenevizlilerden gemi temin eden II. Murad'ın kuvvetleri onu taki­be başlarlar ve Tunca vadisin­de Kızılcaağaç Yenicesi'nde Mustafa Çelebi'yi yakalarlar.

II. Murad daha sonraki se­ferleriyle Anadolu'daki bey­likleri itaat altına alır, Germiyanoğlu Beyliği'ni ise son be­yin ölümü üzerine, savaşsız olarak ülkesine dahil eder.

Genelde, 1413'te Çelebi Mehmed'in kardeşlerini berta­raf edip tahta tek başına geçmesiyle Fetret devrinin bittiği söylenirse de, aslında Osman­lı, bölünme tehlikesi ve kargaşa ortamından, ancak İstan­bul'un fethiyle kurtulabilmiş­tir. Osmanlı İmparatorluğu'nda fetret devrinin gerçek bitiş tarihi, 1453'tür.

 

3 - II. Murad tahtı niçin bıraktı?

II.Murad savaşçı bir ki­şiliğe sahip olmamasına rağmen, hüküm­darlık dönemi devamlı savaş­larla geçer. 1434-1442 yılları arasındaki hükümdarlık döne­minde, şiddetli fetih siyaseti takip etmek isteyenler, Divan-ı Hümayun'da etkili olurlar. 1440'a kadar Sırbistan ve Ef­lak hakimiyeti için Macaris­tan'la yapılan savaşlarda bü­yük başarılar kazanılır. Ancak 1440'ta Belgrad kuşatmasındaki başarısızlıktan sonra ar­ka arkaya mağlubiyetler baş­lar. Haçlı kuvvetleri Hunyadi idaresinde kazandıkları başarılarla Edirne'yi tehdit edecek duruma gelirler. II. Murad is­tila ordusunu Balkan geçitle­rinde 24 Kasım 1443'teki Zlatica savaşı ile zar zor durdu­rur. Bu tarihten itibaren padi­şah barış siyasetine geri döner. Ömrünün son yıllarını sa­vaştan uzak geçirmek ve ha­yattaki tek oğlu Mehmed'in hükümdarlığını garanti­ye almak için II. Mu­rad, Karaman Bey­liği ile Balkanlar'daki devletle­re bazı toprak ta­vizler vererek tahtı 12 yaşında­ki oğluna bırakır. Kendisi de Mani­sa'ya çekilir.

 

 

4 - Fatih, Varna Savaşı'na babasını çağırdı mı?

12 yaşında bir çocuğun tahta geçmesi haçlıları cesaretlen­dirir ve barış antlaşmasını bo­zup Osmanlı ülkesine doğru yürüyüşe geçerler. Osmanlı ile haçlılar arasındaki Segedin Antlaşması'nın bozulmasında, Kardinal Çezarini'nin büyük rolü olur. Kardinal, Macar Kralı’nı "Papa'nın onayı alın­madan Müslümanlarla yapı­lan hiçbir antlaşmanın mute­ber sayılamayacağını ve onla­ra karşı edilen yemine bağlı kalınamayacağını" söyleyerek ikna eder. Ayrıca Bizans impa­ratorunun tahrikleri de bu antlaşmanın bozulmasında önemli rol oynar.

Haçlıların antlaşmayı bo­zup Edirne'ye doğru harekete geçmeleri, Osmanlı'yı bir bu­nalımla karşı karşıya bırakır. Tahtta 12 yaşında bir çocuğun bulunması, haçlılara cesaret verdiği gibi, Osmanlı devlet adamlarını da kara kara dü­şündürür.

Bu sırada II. Mehmed'in babasına, "Hükümdarsan gel ordunun başına geç, yok eğer ben hükümdarsam, emrediyo­rum gelip ordunun başına geç" dediği anlatılır. Ancak bu bilgiye dönemin kaynakların­da rastlanılmadığı gibi, Fa­tih'in babasını çağırma niye­tinde olmadığı, lalalarının et­kisiyle savaşa kendisinin git­mek istediği anlaşılmaktadır. Onun bu niyetini gerçekleştir­mesine, Veziriazam Çandarlı Halil Paşa engel olur; adam gönderip II. Murad'ı çağırta­rak ordunun başına geçirir. II. Murad geldikten sonra dahi, II. Mehmed babasının Edir­ne'de kalması, kendisinin ise düşmana karşı gitmesi yönün­de ısrar ettiyse de, bu fikri ka­bul görmez.

 

5 - Varna Savaşı'nın etkileri neydi?

Macar, Leh, Papalık, Venedik ve Balkanlar'daki çeşitli mil­letlerden oluşan haçlı ordusu, Türklere karşı kazandığı başa­rılarla şöhrete kavuşan Jan Hunyadi komutasında ilerlerken, donanmaları da Çanakka­le Boğazı'nı kontrol ediyordu.

Çandarlı ve devletin diğer ileri gelenlerinin çağrısıyla ha­rekete geçerek, yanındaki Ana­dolu askerleriyle İstanbul Boğazı'na gelen II. Murad, asker başına bir duka altını vererek Ceneviz gemileriyle Rumeli'ye geçti. Edirne'ye yaklaştığında, halk ve devlet adamları tarafından sevinçle karşılandı. Kente girmeyen II. Murad ordunun komutanlığını üzerine aldı ve oğlu II. Mehmed'i ve veziriaza­mı Edirne'nin muhafazası için bırakarak, Tuna'yı geçtikten sonra Varna'ya doğru ilerleyen haçlıları karşılamak üzere ha­reket etti.

İki ordu bir burun üzerine kurulmuş Varna kentinin önle­rinde karşılaştılar. Sultan Murad'ın bulunduğu yerin önün­deki hendeğin kenarına bir mızrak dikilmiş ve ucuna da haçlıların bozduğu Segedin Antlaşması'nın metni asılmıştı.

Osmanlı tarihinin en önem­li savaşlarından biri olan Var­na Savaşı, 10 Kasım 1444'te gerçekleşti.

Hunyadi'nin şiddetli saldı­rılarıyla sarsılan Osmanlı or­dusunda panik havası yayılmak üzere iken, çekilmesini tavsiye edenlere uymayan II. Murad kuvvetlerini düzenledi.

Hunyadi Yanoş, elindeki kuvvetleri savaşın gidişatına göre kullanmak istediği için, Macar ordusunu ihtiyata al­mıştı. Ancak Osmanlı ordusu­nun dağılma emareleri göster­mesi üzerine, zaferin şerefini tamamen Hunyadi'ye bırakmak istemeyen Macar Kralı Ladislas (Wladislas) yerini bı­rakarak savaşa katıldı. Osman­lı ordusu merkeze saldıran düş­manı içeri çekmek için yanlara doğru açıldı. Araya giren düş­man askerleri şiddetli saldırı­larla yok edildiler.

Varna Savaşı, tarihin en büyük imha muharebelerin­den biridir. Bu savaştan önce­ki iki yılda, Macarlar karşısın­da uğranılan yenilgi­ler durdurulmuş ve buhran sona erdiril­miştir.

II. Murad'ın Var­na Savaşı'nda ka­zandığı büyük başarı, II.Meh­med'in hükümdarlığını iyice gölgeler ve tahtta­ki durumunu zora sokar. Bu yüzden la­laları II. Mehmed'i, Varna Savaşı'ndan daha büyük bir ba­şarıya yönlendirirler: Bu da İstanbul'un fethidir.

 

6 - II. Mehmed tahttan nasıl indirildi?

Varna Savaşı'nı kazan­dıktan sonra II. Murad, Manisa'ya çekilir. An­cak Veziriazam Çandarlı Halil Paşa, II. Murad'ın tekrar tahta çıkmasını arzulamakta; II. Mehmed'i destekleyen Şehabeddin, Saruca ve Zağanos pa­şalarla anlaşamamaktadır. Çandarlı'nın barışçı siyasetine karşı, diğer vezirler II. Meh­med'i fetihlere, özellikle de İs­tanbul'un fethine teşvik eder­ler.

1446 yılında Edirne'de Os­manlı tarihinin ilk yeniçeri ayaklanması gerçekleşir. İsya­nın görünüşteki nedeni para­nın değerinin düşürülmesidir. Bu durumdan rahatsız olan asker, ayaklanarak Rumeli Beylerbeyi Şehabeddin Paşa'nın evine saldırır sonra da kentin doğusundaki bir tepeye çekilir. İsyan, yeniçerilerin maaşlarına yarım (buçuk) ak­çe zam yapılarak bastırılır. Ancak asker, tahtta II. Murad'ı görmek istemektedir.

İsyan, Çandarlı Halil Paşa'nın tertipleriyle, genç padi­şahı tahttan uzaklaştırmak için çıkarılmıştır. Padişahın bir nu­maralı adamı Şehabeddin Paşa hedef alınmış ve II. Mehmed'in hükümdarlığı tehlikeye düşü­rülmüştür. Edirne'de iktidar boşluğu meydana geldiği için, Çandarlı'nın gizlice haber gön­derdiği II. Murad, Edirne'ye gelerek tahta geçer. II. Murad tahta geçtikten sonra 6 yıl de­vam eden bu yeni hükümdarlık döneminde, II. Kosova Savaşı ile haçlıları bir kez daha mağ­lup eder. 

7 – II.Murad kaç kez tahta geçti?

Bazı kitaplar, Varna Savaşı'nda II. Murad'ı tah­ta geçmiş gibi gösterir­ler. Savaş sona erdiğinde ise tahtı tekrar oğluna bıraktığı söylenir. 1446'da meydana gelen ayaklanmadan sonra da II. Murad'ın tekrar hükümdar olması göz önüne alınırsa, üç defa tahta geçtiği düşünülebi­lir. Aynı durum, II. Mehmed için de geçerlidir. O da bazı tarih kitaplarında, üç kez tah­ta çıkmış olarak zikredilir.

Ancak Varna Savaşı'nda II. Murad tekrar tahta geçme­miştir. Sadece ordunun komu­tanlığım üstlenmiş, savaşın ar­dından da Manisa'ya geri dönmüştür. Varna Savaşı'ndan sonra İslam ülkelerine gönderilen fetihnameler, II. Mehmed adına yazılmış, ce­vaplar da ona hitaben gelmiştir. Bu belgeler açıkça gösterir ki II. Murad, Varna Savaşı sı­rasında tahta tekrar geçme­miştir.

Bu durumda, II. Murad'ın iki defa tahta geçtiği ortaya çıkmaktadır. II. Murad'ın 3 Şubat 1451'deki ölümü üzeri­ne, 18 Şubat'ta tahta geçen Fatih de üçüncü defa değil, ikinci kez hükümdar olmuş­tur.

 

8 - Büyük oğlu Alaeddin Ali Çelebi öldürüldü mü?

II. Murad'ın büyük oğ­lu Alaeddin Ali esrarengiz bir biçimde öl­müştür. Dönemin kaynakları bu konuda fazla ayrıntı ver­mezler. Bizanslı tarih­çi Halkondil, Şehzade'nin, Orhan Gazi'nin oğlu Alaeddin Paşa gibi, bir av sı­rasında attan düşerek öldü­ğünü belirtir. Ancak bazı Osmanlı tarih kitaplarında, Alaeddin'in Dayı Karaca Bey tara­fından öldürüldüğüne dair bilgiler bulunmaktadır. Ama bunun nedeni, açıklan­maz. Amasyalı Hüseyin Hüsameddin ise Şehzade'yi, onun tahta çıkmasını istemeyen devşirmelerin, iki oğluyla bir­likte öldürttüklerini ileri sü­rerse de bu iddiasını destekle­yecek bir delil göstermez.

Şehzade'sinin ölümünden birkaç yıl sonra yazılan vasi­yetnamesinde, II. Murad'ın da öldüğünde, Bursa'da gömülü oğlunun kabrinin yanına gö­mülmesini istemesi, oğlunun acısını unutmadığını gösterir.

 

9 - Dönemin kültürel faaliyetleri nelerdi?

Kültürel bakımdan, II. Murad dönemi oldukça önemlidir. Timur istilasından sonra Anadolu'da aşiret kimliği tekrar canlanmıştı. Os­manlılar, Timur'un halefle­ri karşısında meşruiyetleri­ni sağlamak ve Türkmen çevrelerinde nüfuz kazan­mak için, daha önce pek ön plana çıkarmadıkları Oğuzlar'ın Kayı koluna mensubiyetlerini, II. Mu­rad döneminde iyice vur­guladılar. Paralara ve top­lara Kavı boyunun damgası vuruldu.

Arapça ve Farsça'dan ya­pılan çeviriler, Osmanlı-Türk kültürünün gelişmesi bakımından oldukça önemlidir. Bu dönemde, Türkçe ön plana çı­kar ve edebi bir dil olarak gelişir. Dönemin en önemli ya­zarları, Yazıcızade kardeşler­dir. Yazıcızade Ali'nin İbn Bibi'den çevirdiği ve ilaveler yaptığı 'Selçukname' isimli ya­pıtta, Oğuz boyu ve Kayılar öne çıkarılmıştır. Yazıcızade Mehmed'in yazdığı 'Muhammediye' adlı yapıt ise asırlarca köy odalarında okunan bir ta­savvuf eseri olmuştur.

Osmanlı'nın bilim hayatı da II. Murad devrinde bü­yük bir ilerleme gösterir. Bu dönemde, Türkistan, Arabis­tan ve Kırım'dan birçok bilim adamı Osmanlı ülkesine gelir. Bu dönemde yaptırılan Edirne'deki Üç Şerefeli Cami (Yeni Camii) klasik Osmanlı mimarisindeki ilk büyük cami tipidir. Bursa'da yaptırdığı Muradiye Cami ve külliyesi de bu kentin en önemli yapıtla­rından biri olmuş, daha sonra­ki tarihlerde vefat eden birçok hanedan mensubu buraya gö­mülmüştür. 392 metre ve 174 gözden oluşan Erge­ne Köprüsü (Uzun Köp­rü) doğu-batı arasında­ki ulaşımda önemli bir yer tuttuğu gibi, çevre­sinde de bir kasaba oluşmuştur.

 

10 - II. Murad'ın Osmanlı tarihindeki yeri nedir?

Timur istilasından sonra başlayan kar­gaşa döneminin noktalanmasında, II. Mu­rad önemli rol oynamıştır. II. Murad Anado­lu'daki temkinli hareket­leriyle bu tehlikeyi berta­raf etmiştir. Varna ve II. Kosova savaşlarında ka­zandığı başarılar Balkanlar'daki haçlı ilerleyişine son vermiş ve İstanbul'un fethi için gerekli zemini hazırlamıştır. Anadolu beyliklerinin hakimiyetle­rini korumak için yaptıkları son çırpınışlar da II. Murad tarafından bertaraf edilmiş, böylece Fatih devrinde Ana­dolu'da fazla bir muhalefet kalmamıştır. Onun dönemi, Fatih Sultan Mehmed'in bü­yük fetihlerle oluşturduğu imparatorluğa hazırlık safha­sı olmuştur.

Halil İnalcık, daha sonraki dönemlerde hükümdarlık yap­mış olsaydı, II. Murad'm 'za­yıf bir sultan' sayılacağını, an­cak o devirdeki dinamik Os­manlı toplumu ve sürekli fütu­hat isteyen askerlerin sürüklemesiyle kazandığı zaferlerle, onun en büyük Osmanlı hü­kümdarları arasında yer aldı­ğını belirtir.

 

Gazavât-ı Sultan Murad b. Mehemmed Han, neşr. Halil İnalcık-Mevlüt Oğuz, Ankara 1978

Mustafa Cezar vd., Mufassal Osmanlı Tarihi, I, İstanbul 1957

Zeynep Tarım Ertuğ, Osmanlı Devleti'nde Cülus ve Cenaze Törenleri, Ankara 1999

Halil İnalcık, "Murad II", İslâm Ansiklopedisi, VIII, 598-615

Halil İnalcık, "Osmanlı Tarihine Toplu Bir Bakış", Osmanlı, I, Ankara 1999, s. 69-70

Halil İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tedkikler ve Vesikalar, Ankara 1954

Abdulkadir Özcan, "Buçuktepe Vak'ası", TDV İslâm Ansiklopedisi, VI, 343-344

Ramazan Şeşen, "Onbeşinci Yüzyılda Türkçeye Yapılan Tercümeler", Mimar Sinan Üniversitesi Fen/Edebiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 1 (İstanbul 1991), s. 213-233

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara 1988

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder