22 Şubat 2011 Salı

Fwd: Balyoz'da tutuklama emri yukardan geldi!

http://www.ilk-kursun.com/2011/02/balyoz%E2%80%99da-163-subayi-tutuklama-karari-%E2%80%9Cyukardan%E2%80%9D-geldi/

Tutuklama kararından dört gün önce Silivri L Tipi 4 ve 5 No.lu Cezaevlerinde 100 kişilik yer hazırlandı.
Yerleştirilenlerin sayısı şu anda 30 civarında.

http://www.ilk-kursun.com/2011/02/balyoz%E2%80%99da-163-subayi-tutuklama-karari-%E2%80%9Cyukardan%E2%80%9D-geldi/

ÖZETLER
• Tayyip Erdoğan, Ergenekon davalarının hem polisi, hem savcısı, hem yargıcı, hem infaz memuru, hem de “düğmesi”. Kendi itiraflarıyla kanıtlıyoruz. Yedi İtiraf'ın belgelerini kamuoyuna sunuyoruz.
• Erdoğan'ın tarikatçı kurmayları, tutuklanacak subay sayısını “Bize TCK 163. maddeden yıllarca zulüm yaptılar, şimdi 163 nedir görsünler” diye belirledi.

• Fehmi Koru'nun yazdığı ve söylediği üzere, Operasyonun düğmesine 5 Kasım 2007 günü Oval Ofis'te ABD Başkanı Bush bastı. Bu nedenle Tayyip Erdoğan, aynı zamanda, ABD Başkanı'nın parmağının altındaki “düğme” konumunda. ABD'nin örgütlediği BOP Eşbaşkanlığı görevinin başka bir anlamı da bulunmuyor.


İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, 20 Şubat 2011 Pazar günü, Ankara'da İşçi Partisi Genel Merkezinde bir basın toplantısı yaparak, Balyoz davasında 12 Şubat 2011 Cuma günü alınan tutuklama kararından dört gün önce Silivri L Tipi 4 ve 5 Nolu Cezaevlerinde 100 kişilik yer hazırlandığını açıkladı. Özbey, kamuoyuna özetle şu bilgileri verdi.

BİR HAFTA ÖNCE CEZAEVİNE TALİMAT YOLLADILAR

12 Şubat 2011 Cuma günü, Balyoz davası duruşması sonunda açıklanan tutuklama kararının da, “yukardan geldiği” yeni kanıtlarla saptanmaktadır. Duruşmadan yaklaşık bir hafta kadar önce, Adalet Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürlüğü'nden Silivri L Tipi 4 ve 5 No.lu Cezaevlerine 100 kişilik yer hazırlanması için talimat gittiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Daha duruşmadan dört gün önce, Silivri 4 ve 5 no.lu cezaevlerinde 100 yeni tutuklu için yer hazırlanmıştır. Bu yerlerden 30 kadarı Balyoz davası kararından sonra dolmuş bulunuyor. Bilindiği gibi tutukluların büyük kısmını oluşturan görevli subaylar, Hasdal Askeri Cezaevi'ne konmaktadır.

NİÇİN 163 TUTUKLU
Ergenekon, Islak İmza, Balyoz, Poyrazköy, Kafes soruşturmalarında önemli tutuklama kararları, yukarda, BOP Eşbaşkanlığı tarafından alınmaktadır. Soruşturmalar, Abdullah Gül'ün 2 Nisan 2003 günü Ankara'da ABD Dışişleri Bakanı Powel ile yaptığı ve kendi ağzıyla itiraf ettiği “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” ya göre yürütülmektedir (Vatan, 24 Mayıs 2003).

Son Balyoz tutuklamasında tutuklanacakların sayısı dahi Erdoğan'ın tarikatçı kurmay heyeti tarafından kararlaştırılmıştır.
Tutuklu sayısının 162 veya 164 değil de 163 olmasının nedeni, devleti ve toplumu din esasına göre düzenleme eylemlerini cezalandıran eski TCK 163. maddeye gönderme yapmak içindir
(Bu hüküm, hatırlanacağı üzere 1991 yılında Turgut Özal tarafından kaldırıldı). Balyoz'daki tutuklu subay sayısı, “Bize TCK 163. maddeden yıllarca zulüm yaptılar, şimdi 163 nedir görsünler” diye belirlenmiştir.

TAYYİP ERDOĞAN-ABDULLAH GÜL İKİLİSİ
ERGENEKON-BALYOZ DAVALARINDA
HEM POLİS,
HEM SAVCI,
HEM YARGIÇ,
HEM İNFAZ MEMURU,
HEM DE ABD BAŞKANININ PARMAĞININ ALTINDAKİ DÜĞME!

İŞTE İTİRAFLARI!

İTİRAF – 1 / “SAVCI BULUN, YAKALAYIN, YARGILAYIN”

“Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın.” (Abdullah Gül, Emniyet ve MİT yöneticileriyle birlikte yapılan brifing, 17 Mayıs 2006 tarihli Danıştay saldırısından hemen sonra)
Görüldüğü gibi, o zaman Tayyip Erdoğan iktidarının Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı olan Abdullah Gül, hem delil üretme, hem uygun savcıyı bulma, hem yakalama, hem de yargılama makamı olduğunu itiraf etmektedir. Bu konuşmasını İsmet Berkan ve Murat Yetkin yazdılar ve yalanlanmadı (İsmet Berkan, Radikal, 9 Nisan 2008 ve 4 Temmuz 2008).

İTİRAF – 2 / “SİNKAF EDERİM YARGIÇINI DA SAVCISINI DA”

“Soruşturma Ergenekon olduktan sonra sinkaf ederim hâkimini de savcısını da.” (Polis memurunun kamera kaydındaki sözleri, CD içinde sunuyoruz, 12 Haziran 2007)
Tayyip Erdoğanların yürüttüğü Ergenekon soruşturmasında, hâkim ve savcıların yetkileri ve rolleri, polisler tarafından böyle değerlendiriliyor. Tutanağa göre gecekondu çatısında bulunmasından bir buçuk saat önce, daha arama yapılmadan, polislerin bombaları Ümraniye Karakolunda masaya dizerek çatıda bulunmuş gibi tutanak düzenlediklerini gösteren görüntü kayıtları dava dosyasındadır.
Polisler, bu uygulamayı kendi aralarında tartışarak ve hâkimlere, savcılara “sinkaflı”, Genelkurmay Başkanına “O. çocuğu” sövgüleriyle yürütüyorlar. Fethullahçı ekibe bağlı olan bu polisler, görevli polis ekibini devre dışı bırakarak tertibi yürütüyorlar. Dahası Zir Vadisi'nden çıkan bombaların Ümraniye'de bulunduğu ve imha edildiği iddia edilen bombalarla aynı olduğu da, Müstafi Yrb. Mustafa Dönmez tarafından mahkemede belirtildi ve dava dosyasına girdi.

İTİRAF – 3 / YARGIYI YÖNETİYORUZ

“Ergenekon operasyonunda yürütme ve yargı uyum içinde çalışıyor.” (Recep Tayyip Erdoğan, 17 Şubat 2008)
Görüldüğü gibi, BOP Eşbaşkanı yargıyı yönettiklerini daha Ergenekon operasyonunun en başlarında kamuoyu önünde açıklamıştır. Hâkim ve savcıların durumu da böylece bizzat Tayyip Erdoğan tarafından tanımlanmıştır.

İTİRAF – 4 / “ERGENEKON'UN SAVCISIYIM”

“Bu davanın savcısıyım.” (Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz 2008).
Tayyip Erdoğan, Ergenekon iddianamesinin Mahkemeye verildiğinin ertesi günü yapıyor bu açıklamayı. “Deniz Baykal'ın avukatım demesinden sonra söyledim” diyerek yine yalan beyanda bulundu. Önce Tayyip Erdoğan söyledi.

İTİRAF – 5 / “SİLİVRİ'DE ÖZEL YARGI KURDUK”

“Gerekli hallerde farklı mahallerde özel amaçlarla sorgulama ve yargılamalar yapılabilir. Şu anda Ergenekon davasının Silivri'de görülmesi bunun en tipik örneklerindendir.” (AKP'nin Recep Tayyip Erdoğan imzalı “Soruları ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci” başlıklı kitapçığı, cevap 26, örneğini sunuyoruz, Ocak 2010)

İTİRAF – 6 / “BİZİM İÇERİ TIKTIKLARIMIZ”

“Aydınları içeri tıktığımızı söylüyorlar. Bizim içeri tıktıklarımız arasında bir tane aydın yok.” (Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis konuşması, CD içinde sunuyoruz, 19 Aralık 2010)
Tayyip Erdoğan, tutuklama makamının kendisi olduğunu öfkeye kapılıp Bitlis'te de açıkladı.

İTİRAF–7 / “ABD BAŞKANI'NIN PARMAĞININ ALTINDAKİ DÜĞMEYİZ”

“Operasyonun düğmesine 5 Kasım 2007 günü Oval Ofis'te ABD Başkanı Bush bastı” (Fehmi Koru, Kanal 7, 28 Ocak 2008, Yeni Şafak, 1 Şubat 2008).
Bu itirafı yapan, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan'ın kırk yıllık en yakın arkadaşları gazeteci Fehmi Kordu'dur. Hem televizyonda sözlü olarak, hem de köşesinde yazılı olarak yapılan bu itiraf, ABD yetkilileri ve Tayyip Erdoğan tarafından yalanlanmamıştır. Tayyip Erdoğan, Ergenekon davalarında, ABD Başkanı'nın parmağının altındaki “düğme” konumundadır. Zaten ABD'nin örgütlediği BOP Eşbaşkanlığı görevinin başka bir anlamı da bulunmuyor.

İTİRAF ETMEKTEDİRLER Kİ
İşte size inkâr edemeyecekleri yedi itiraf ve belgeleri.
Bizzat Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan, itiraf etmektedirler ki,
- Delil üretilmesini emretmişlerdir.
- Özel “F savcıları” bulmuşlardır.
- Yakalayın emri vermişlerdir.
- Yargılanması talimatı vermişlerdir.
- Kendi F polislerini, hâkimleri “sinkaf” edecek kadar kanunsuz, ahlâksız ve pervasız yetkilerle donatmışlardır.
- Buldukları F savcıları ve yargıçlarla “uyum içinde” çalıştıklarını açıkça söylemişlerdir.
- Hızlarını alamamış “Ergenekon savcılığına” soyunduklarını ilan etmişlerdir.
- Silivri'de “özel amaçlarla sorgulama ve yargılama” yaptıklarını, “özel yargı” kurduklarını Parti kitapçığıyla milyonlara duyurmuşlardır.
- Tutukluları “Biz içeri tıktık” diye açıkça övünmüşlerdir. Böylece tutuklama kararlarının mahkemelerce alınmadığını belirtmişlerdir.
- Kendilerinin “1 Milyar dolar serveti olduğunu söyleyen gazetecilerin Ergenekon'dan içerde” olduklarını söyleyerek, tutuklama gerekçesini açıklamışlardır.

EKLER
1. Ümraniye bombalarının tutanak düzenlemesini gösteren Ümraniye Karakolunda kaydedilmiş görüntülerden “hâkim ve savcılara sinkaflı” ve Genelkurmaya “O. çocuğu” sövgülü bölümler.
2. AKP Kitapçığının kapağı ve cevap 26 başlıklı sayfanın örneği.
3. Tayyip Erdoğan'ın “Biz içeri tıktık” itirafını içeren 19 Aralık 2011 tarihli Bitlis konuşmasının ilgili bölümü.

Orijinal haber kaynağı için; İlk Kurşun Gazetesi



VE BAŞ FİTNECİNİN DİĞER HERZELERİ

Hedef  Türkiye
BOB'un Yeni Kur'anı
Fettullah Efendinin Gizli Yahudi Mezhepleriyle İttifakı
Papalığın Gizli Kardinali Fitnetullah Efendi
Fitnetullah Efendi CIA Bağlantısı
Fitnetullahlara Göre Hristiyanların Şehitliği de geçerliymiş
Fitnetullahçılık ve Diğer Şeriatçılar
Hedef Türkiye -2
Gerekirse Avukat Hatta Hakim Kiralayacaksınız!
Kur'an Hükümleri Çok Sert
Dinlerarası Diyalogdan Dinler Arası Düğüne
Fitnetullah Efendinin Heybeli Ada Maceraları
Hristiyanların Şehadeti de Geçerliymiş-2
Muhammed Allahın Resulüdür İbaresi Gereksiz miş!..
Nurettin Veren'in Anlatımıyla İçeriden Fitnecilik
Gözümüzü Açmalıyız, Gidişat Kötü..
VEEE NİHAT GENÇ'LE AYKIRI SORULAR

FİTNETULLAH EFENDİ TAKKİYE, SİNSİLİK YAPIN, YALAN SÖYLEYİN DİYOR!...

“Adliye’de, Mülkiye’de mevcut olanlar mevcudiyetlerini korumazlarsa, arkadan gelenlerin mevcudiyetini koruyamayız.
Bir taraftan o kanun ve kuralları, diğer taraftan da kanun ve kural adamı olma imajını kullanmalıyız. Yani sizi gören, ‘Bunlar kurallara harfiyen riayet ediyorlar’ demeli.Taa ilerilere gitmeli, can damarları içinde dolaşmalıyız.
Cepheleri öğrenmeleri lazım arkadaşlarımızın.
Hukuk sistemini didik didik etmeliler. Sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım.
Biz de çalışıp onları istifade edecekleri mevkilere getirmeliyiz.

Dikkatli olmalıyız.
Erken harekete geçersek, tepemize binerler.
Zamanı gelince, uygun boşluk bulunca maratona geçeriz.”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder