++++++++++++++++++++++++++++++++++
Ali Serdar Bolat 3 Mayıs 2011
Tarih: 12 Haziran 2007
Ümraniye'de gecekonduda bulunduğu söylenen el bombalarının "Olay Yeri Tutanağı" gecekonduda değil, karakolda yazılıyor.
Video kaydında polisler arasında geçen şu konuşmaları duyuyoruz:
"--Genelkurmay var bunun altında
--Orospu çocuğu
--Genelkurmay Başkanı toplumu gerçekten kutuplara ayırdı
--Allahtan hakimler çok iyi
--Soruşturma Ergenekon olduğu zaman s.kerim hakimi savcıyı"
Bu video mahkemede gösterildi, hakim ve savcılar yerin dibine girdiler, ama kendilerine küfür eden polisten şikayetçi olmadılar.
Sorular:
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz,
"Ergenekon isminin ilk kez 21 Ocak 2008 tarihinde yapılan ilk büyük operasyonda
şüphelilerde bulunan belgelerden çıktığını" iddia ettiğine göre,
ve kamuoyuna "Ergenekon" adını ilk defa Ocak 2009'da açıkladığına göre...
--6 ay önce polisler "Ergenekon" diye bir soruşturma olacağını nasıl biliyorlardı
--Gecekonduda bulduklarını iddia ettikleri el bombalarının bu soruşturma ile ilgili olacağını nereden biliyorlardı?
--Bu soruşturmanın Genelkurmay ile bağlantılı bir darbe soruşturması olduğunu nederen biliyorlardı
--Bu davaya bakacak olan hakimlerin "iyi" olduklarını nereden biliyorlardı.
Öyle değil mi, polis olarak gidip bir yerde ihbar üzerine bomba bulmuşsun, ve sanki vahiy gelmiş gibi bunların Genelkurmayla, o anda adı hiç duyulmamış olan, Savcının bile 6 ay sonra öğreneceği Ergenekon denilen bir örgütle ilişkili olduğunu biliyorsun. Nasıl biliyorsun?
Cevap:
Ergenekon tertibini hazırlayanlar, savcıları da hakimleri de ayarlamışlardı.
Bu tertibin içinde olan polisler de konuyu biliyorlardı.
Şimdi işin daha ilginç yönüne sıra geldi:
Silivri esiri Hikmet Çiçek, internette araştırma yaparken öyle bir şey buluyor ki, dudaklarınız uçuklar.
Tarih: 28 Mayıs 2007
Yani, Ümraniye'de el bombaları bulunmadan 15 gün önce...
Savcı Öz'ün "Ergenekon" diye bir örgüt olduğunu öğrenmesinden 6,5 ay önce...
Savcı Öz'ün "Ergenekon" adını kamuoyuna açıklamasından birbuçuk sene önce...
Yunan gazetesi To Vima, Danıştay cinayeti, Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Veli Küçük ve İbrahim Şahin ile ilgili yayımladığı haber-yorumu şu cümle ile bitiriyor:
"Bütün bu olayların sonu Ergenekon'a çıkmaktadır."
Yunan gazetesi bunu nasıl biliyor?
Buradan anlıyoruz ki, Ergenekon tertibi sadece Beşiktaş'ta yuvalanmış olan hakim ve savcıların işi değildir.
Uluslararası düzeyde hazırlanmış bir tertiptir.
Yandaş gazeteci Fehmi Koru'nun Yeni Şafak'ta yazdığı gibi: "Ergenekon'un düğmesine Oval Ofis'te Buş ve Tayyip Erdoğan görüşmesinde basılmıştır"
Öyle anlaşılıyor ki, bu müjdeyi Yunanlılara da haber vermişler ve Yunan gazetesi tertibin başlamasından 15 gün önce operasyonun adını ağzından kaçırmıştır.
Türk gazeteleri "Ergenekon" adını Ocak 2009'da Savcı Öz'ün açıklamasından sonra yazabilmişlerdi.
Yunan gazetesi, Türk gazetelerine birbuçuk sene fark atmıştı...
Sadece bu gazete haberi bile, Ergenekon davalarının hemen bitirilmesi için yeterli olan bir delildir.
Haber: Hikmet Çiçek, Silivri Esiri, İP Basın Bürosu Bşk.
Aydınlık 1 Mayıs 2011
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder