13 Temmuz 2011 Çarşamba

HABERINIZ OLSUN! - Dünya yeni bir paylaşım savaşına hazırlanmakta..

Aşağıdaki resimler çökmüş olan ABD otosanayinin başkanti Detroitin terk edilmiş semtlerinin fotolarıdır.
aaa vca
aa aaa

Aşağıdaki 2006-2007-2009 tarihli üç haberi ve Google'da FEMA, TOPLAMA, KAMPI anahtar kelimeleriyle gelen onbinlerce haber bağını aklınızın bir kenarında tutun.

Sonra da Dolar krizi, Çin'de görülen yabancı sermaye ve ihracat patlaması, çökmekte olan ABD sanayii, sürekli açık veren ve borçlu duruma düşen AB/ABD, bütün bunların hepsini bir düşünün.

Sonra da bütün bunların Rockefeller ve Rothchild bağlıları arasındaki küresel çatışma ve çelişkiyle ilişkisini düşünün derim.


ABD Toplama Kampları İnşaa Ediyor

Editor Haber Merkezi |25.03.2006

ABD'nin gizli hükümeti olan ve Bush'un bile sözünün geçmediği FEMA, son günlerde Amerika'nın bir çok eyaletlerinde toplama kampları kuruyor. İşte ilginç iddia

irçok insan-ki buna Amerikan vatandaşlarının çoğunluğu da dahildir- ABD'de gizli bir hükümetin olduğunu ve bunun gerektiğinde Başkan'ı aşıp kararlar alma yetkisi bulunduğunu bilmez. Bu hükümetin adı kısaca FEMA olarak bilinir. (Açılmış hali Federal Emergency Management Agency'dir bunun) Başkanlık direktifi ile kurulan bu hükümet aslında bir felaket olması ve merkezi hükümetin çökmesi durumunda Amerika'da yönetimi devralmak için kurulmuştur. Son günlerde bu gizli kurumun Amerika'nın çeşitli eyaletlerinde toplama kampları kurdurduğu ve bunların şimdilik boş bekletildiği ortaya çıkarıldı. Bunun ortaya çıkmasıyla birçok insan 'bu toplama kampları ne ve kimler için kuruldu, Amerika neye hazırlanıyor' sorusunun peşine düştü.

FEMA istediği takdirde insanları sorgusuz sualsiz tutuklama ve süresiz gözaltında tutmak gibi yetkileri de almış bulunuyor. (Bu yetkiler Executive Order denilen numarası 10990'dan 11931'e kadar giden direktiflerle verilmiş durumda)

Ben de dahil birçok insanı korkutan bu gelişme 'acaba Amerika bir büyük felakete mi hazırlanmaktadır' sorusunu sorduruyor. Örneğin; Alaska'da kurulan toplama kampının 2 milyon kişiyi tutacak kadar büyük olduğu biliniyor. Acaba bu büyük felaketin ne olacağı düşünülüyor; bir doğal felaket mi bekleniyor yoksa bir nükleer savaş hazırlığı mı var veya Amerikan ekonomisinde ani bir çöküşle büyük şehirlerde sistemin tamamen çökeceği mi düşünülüyor. Bu tür planlamaları yapabilen insanların ne tür beklentilerde olduğunu tam bilmek mümkün değil tabii ki ama bilebileceğimiz tek şey, önümüzdeki yıllarda dünyamızın pek de sevimli bir yer olmayacağıdır galiba. Amerika'da gizli dünyalarda çalışan bazı insanlar toplumdaki düzeni sağlamak için yönetimi Başkan'ın elinden tamamen alıp insanları kitlesel halde tutuklayıp zorla çalıştırmayı (Ezecutive Order No.11000) aktif biçimde planlıyor. Bu toplama kampları Haliburton şirketine ihale edilmiş ve onlar işlerini çoktan tamamlamışlar. Bu çok gizli birim Washington'daki FEMA binasının beşinci katında yer alıyormuş. Demir kapılar arkasında çalışılan birime sadece gömleklerinin üzerinde Kızılhaç ve yakalarında ise çarmıh işareti taşıyanlar alınıyormuş.

KONGRE'NİN HABERİ YOK

Şimdiki Amerikan yönetiminin Irak'ta nasıl yenildiklerini tartışırken bu insanların niyetlerinin çok daha farklı ve çok daha karanlık olduğunu görmemiz gerekiyor. Onlar kendi ülkeleri için karanlık bir gelecek planlaması içindeler. O nedenle Irak'a düzenin gelmemesini umursayacaklarını sanmak sadece saflık olur. İşin ilginç yanı FEMA ile ilgili bilgileri Amerika'nın büyük gazetelerinde hemen hemen hiç bulamazsınız. Bu örgüt Amerika'nın çeşitli yerlerinde gizli sığınaklar inşa etmek için 1 milyar 300 milyon dolar harcadığı zaman bile Kongre'de bu işten haberdar olan Kongre üyelerinin sayısı en fazla 20'ydi. Bunlar ise sadece güvenlik izni çok yüksek tutulmuş üyelerdi. Kongre'nin geri kalanı hiçbir şeyden haberdar değildi.

Amerika'da korkunç işler için hazırlanılıyor ve bunlara start ne zaman verilir bilemiyorum. Belki İran ile bir nükleer krizi buna kılıf olarak kullanırlar belki de Amerika'yı da vuracak bir global ekonomik krizi tetiklerler. Bu ikincisi de olasılık, çünkü Amerikan ekonomisini içinde bulunduğu durumda sürdürmenin artık imkansız hale geldiği de son zamanlarda sıkça söylenmeye başlandı. Bu tür fikirler birçok insana fantezi olarak geliyor, olabilir doğaldır bu, gerçekleri okumadan önce de bana fantezi geliyordu bunlar ama şimdi sadece korkuyorum o kadar.

ABD RÜYASI BİTİYOR

Bilmem hatırlar mısınız; ABD'de 365 bin kişinin dinlendiğini ve gizlice kayda alındığını da yazmıştım bu köşede. Diyorum ki; bir durum yaratıldığı zaman ilk tutuklanacak bu insanlar mı olacak, planlama bu yönde mi acaba? Bu sorulara yanıtlar gelecek yıllarda verilecek ama şurası kesin, 'Amerikan Rüyası' da ne yazık ki bitmek üzere...
SERDAR TURGUT/ AKŞAM

Konu ile ilgili Yenişafak'tan İBRAHİM KARAGÜL'ÜN YORUMU

ABD neden toplama kampları hazırlıyor?

Nükleer savaş senaryolarının, ekonomik krizlerin, tehlikeli bloklaşmaların, iç savaşların tartışıldığı bir dönemdeyiz. ABD/Batı-İslam dünyası arasındaki gerilimin tırmandığı, ABD/Batı'nın hegemonya arayışının bütün çıplaklığı ile ayyuka çıktığı ve dünya genelinde ciddi bir dirençle karşılandığı tarihin en hassas dönemlerinden birindeyiz. Kimse, geleceğin dünyasının bu şekilde kurulacağını, ABD'nin tek yanlı müdahaleciliğinin zafere ulaşacağını ummasın! Irak halkının bir bölümünün direnişi bile ABD'nin dokunulmazlığını yerle bir etmeye yetti. Dolayısıyla bu sürecin keskin bir dönüşü olacak.

"The Laboratoire européen d'Anticipation Politique Europe 2020 (LEAP/E2020)" adlı kuruluşun yayınladığı; Europe 2020 Alarm/ Global Systemic Rupture/Iran/USA-Release of global world crisis" adlı çalışmasına dün kaldığımız yerden devam edelim.

ABD ekonomisi, küresel kriz üzerinde belirleyici olan en temel faktör. Dış ticaret açığı, borçları hızla yükseliyor. ABD bankalarının borç üzerindeki payı 1982'de yüzde 18 iken 2004'te yüzde 1,7'ye düştü. Yabancıların payı ise 17'den yüzde 48'e yükseldi. Ticaret Bakanlığı, 2004'te 668 milyar dolar olan açığın, 2005'te 804,9 milyar dolara yükseldiğini açıkladı. İlerleyen aylarda en kötü senaryoları besleyecek hale gelmesi bekleniyor. Doların Çin Yuan'ına karşı olması gerekenden yüzde 40 daha değerli ve ABD Pekin'e Yuan'ın değerini yükseltmesi için baskı yapıyor. Baskının sonuç doğurmaması halinde Çin'i ambargo ile tehdit ediyor.

ABD ve İngiltere'nin Ortadoğu'daki askeri müdahalelerinin iki ülke ile birlikte bazı Asya ülkelerini de ekonomik krizin içine sürükleyeceği, ekonomik globalleşmenin aniden durabileceği, iç ve dış siyasi tehditler nedeniyle transatlantik eksenin çökeceği belirtiliyor. Raporda bireysel yatırımcılara da bir uyarı var; Dolar artık bir sığınak değil! Altının yükselişi ve altına yöneliş, bu düşüşü daha da hızlandıracak. Ancak ABD yönetimin tavrı yaklaşan krizi önleyebilir. Ancak ABD'yi yöneten ideolojik kadro ile bu mümkün olmayacak, tehdit daha da büyüyecektir.

İkinci Bush döneminde ABD'nin büyük bir ekonomik felaketle yüzleşeceği Amerikalı yazarlar tarafından bile sık sık yazılıyor. Ekonomistler bu durumu "çöküş", "Ekonomik Armageddon", "muz cumhuriyeti" gibi terimlerle ifade ediyor, giderek korumacı bir ekonominin etkisini göstereceği, ABD'nin içe kapanmaya yönelmek zorunda kalacağı söyleniyor. Bu çevrelere göre;

"Amerika'nın topyekun ekonomik çöküşten kurtulma şansı sadece onda bir. Çöküşten sonra kendini vuracak ekonomik gerilemeden kurtulma şansı onda üç. Ardından (üçüncü aşama) gelecek karmaşadan sonra nihai anlamda ekonomik kıyametten (Armageddon) kurtulma şansı ise onda altı."

Princeton üniversitesinden Paul Krugman, "ABD ekonomisinin 1990'lardaki Arjantin ekonomisine benzediğine, dolardaki değer kaybı ticaret ve bütçe açıklarıyla birleşince Bush yönetiminin ekonomik bir felaketle yüzleşeceğine" dikkat çekiyor. Bu öngörülerin gerçekleşmesi demek, dünyanın yeniden kurulması demek. Böyle bir dünyanın bugünkü gibi olmayacağı ortada.

FEMA (Federal Acil Yönetim Ajansı) yeniden yapılanıyor. Hem de nükleer saldırı, isyan ve iç savaşa göre. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim yasaları yeniden belirleniyor. Bankacılık işlemlerinden vatandaşlık yasalarına kadar ABD olağanüstü şartlar için hazırlık yapıyor. ABD çapında 800 toplama kampı/cezaevi hazırlandı. Hepsi mahkum kabul etmeye hazır ama şu an hepsi boş. FEMA tarafından yönetilecek bu kampların bir çoğu binlerce insanı barındıracak nitelikte. En büyükleri de Alaska da. Alabama, Arkansas, California, Colarado, Georgia, Hawai, Illinois, Indiana, Luisiana, Mississippi, Nevada, Oregon, Texas, Washington ve daha bir çok eyalette hazırlanan kamplar, yüz binlerce insanı barındıracak nitelikte. Halliburton'ın yan kuruluşu Kellogg, Brown and Root, siyasi muhalifler için toplama kampı yapmak üzere İçişleri Bakanlığı'ndan 385 milyon dolarlık ihale aldı. Bu toplama kampına, olağanüstü hal durumunda Müslümanlar doldurulacak!

ABD neye hazırlanıyor? Dünya nereye gidiyor? İyimserliğimizi koruyalım ama gerçekleri de görelim...

http://www.netpano.com/newsdetail.asp?NewsID=595


ABD'de çok gizli toplama kampları

ABD'de         çok gizli toplama kamplarıHaber3.com'dan Onur Özer, sizin için araştırdı ve yazdı.

28 Aralık 2007 14:45

HABER3.COM / ONUR ÖZER'İN ÖZEL HABERİ

ABD'nin teröre karşı savunma amacıyla oluşturduğu olağanüstü hal kurumu FEMA'nın personeli hazır bekleyen ancak henüz sakinleri bulunmayan 800 adet toplama kampında kimler tutulacak?
Alaska'da boş bulunan 2 milyonluk kampın anlamı ne?
ABD bir iç savaşın planlarını mı yapıyor?

İlk duyulduğunda komplo teorisi gibi geliyor.
Ancak araştırınca ve üstünde biraz düşünce ortaya ürkütücü bilgiler çıkıyor.
Konumuz, FEMA ve onun kampları.

11 Eylül, hem ABD hem de dünya için yeni bir dönemin kilometre taşı oldu.
Soğuk savaş sonrası yeni bir "öteki", yeni bir "ortak düşman" arayan dünyanın karşısına "İslamcı terör örgütleri" konuldu.
ABD, kendi vatandaşlarının ve dünyanın tehdit algılamasında yaşanan boşluğu, terör ve kitle imha silahları ile doldurdu.

11 Eylül yeni düzen için hızlandırıcı bir etki oldu.
Bir el, Amerika'nın 21.yüzyıl projesini başlattı.
Bu dönüşüm ile ABD, içeride ve dışarıda daha sıkı, baskıcı, hatta faşizan bir tutuma yöneldi.

İşte FEMA'daki (Federal Acil Yönetim Ajansı) değişim de bunun bir göstergesi.
Olası bir savaş durumu tehdidine karşı inanılmaz ve korkutucu yetkilerle donatılan FEMA, bir süredir yeniden yapılanıyor.
Homeland Security adlı yasa ile ülkedeki olağanüstü hal durumunu değiştiren yeni bir sistem kuruluyor.
Ve FEMA da bu sistemin tam ortasında..!

FEMA, 8 milyar dolar bütçesi ve 6-7 bin çalışanı olan bir kurum.
Doğal afet ve benzeri konularda yönetimi tek elde toplamak için oluşturulan kurum artık, nükleer saldırı, iç savaş ve isyan gibi durumlara karşı hazırlanıyor.

"Dünya sistemi felakete sürüklenirken, Amerika, bütün dünyada, düşman üstüne düşman kazanıyor.
Neo-conların çılgın politikaları, ABD'yi beklenmedik bir
iç savaşın eşiğine sürüklenmekle sonuçlanabilir.." (Amerikalı sosyolog Immanuel Wallerstein)
2005 yılında yaşanan Katrina Kasırgası, Louisiana, Mississippi ve Alabama eyaletlerinde en az 1300 kişinin ölümüne, yüz binlerce kişinin de evsiz kalmasına yol açmıştı.
Yaşanan hezimetin faturası ise FEMA'ya çıkmıştı.
FEMA'nın tüm dünyaya referans olan acil durum yönetimi, bu olağanüstü olayda sınıfta kalmıştı.
Çünkü, yetkileri artan kurum, "yeni bir düzenin" kurucusu olurken, doğal afetleri unutmuştu.

PEKİ NELER OLUYOR?

11 Eylül sonrası sürekli, bir terörist saldırının korkusuyla yaşatılan Amerikalılar için FEMA, "terörizmle savaşın" içine çekiliyor.

FEMA, kazandığı yeni yetkilerle birlikte, milli güvenlik tehlikeye girdiğinde seçimsiz olarak hükümeti ve tüm yönetimi devralacak kurumdur.

ABD'de bir eyalette olağanüstü bir durum oluştuğunda Başkan'ın onayı olmadan bir vali, olağanüstü hal ilan edemiyor.
FEMA, ancak Başkan'ın ilanı ile devreye giriyor.
Bu noktadan sonra, FEMA'nın Başkan'ı dahi aşarak karar alma yetkisi var.

Yenilenen Sıkıyönetim Yasası ile bu tür durumlarda askerin daha etkin olduğu bir sistemin önü açılıyor.
Sivil ile asker birbirine yaklaştırılıyor.

ABD'de duyarlı insanların sorduğu soru ise şu: Peki böyle büyük bir yetkiyle donatılmış kurum olağanüstü hali nasıl yönetecek?
Çünkü böyle büyük bir yetkiyi kullanması hangi kurum olursa olsun çok zordur.
Ama durun!
Yetkiler ve olanaklar bunlarla bitmiyor.

FEMA devreye girdiği anda, kanunları askıya alabilme, insanları göç ettirebilme, gerekçesiz olarak gözaltına alma ve tutuklayabilme gibi inanılmaz yetkilere de sahip.

EN KORKUNÇ OLANI: KAMPLAR

FEMA'nın ABD çapında 800'e yakın toplama kampı var.
Bunlara kimi kaynaklar "konsantrasyon kampı" da diyor.

Ülke içi ve dışından(!) getirilecek insanlar için hazırlanan kamplar hepsi mahkum kabul etmeye hazır bir şekilde tutuluyor.
ABD'de dolup taşan hapishanelere rağmen, bu gizli ve çok özel cezaevi benzeri yerler boş tutuluyor.
Tel örgülerle çevrili kamp alanlarında dikenli tellerin yönü bile "içeriye doğru".
Yani, içerden dışarıya kaçmalara karşı.
.

http://www.haber3.com/abd8217de-cok-gizli-toplama-kamplari-319917h.htm


Amerika'da sivil karışıklığa hazırlık - Michel Chossudovsky*

Cuma, 10 Nisan 2009

A

BD askeri üslerinde, toplama kampı kurmak için yasa çıkıyor.
ABD hükümeti eli kulağında bir sosyal felaketle nasıl karşı karşıya gelecek?

Ekonomik ve Sosyal Krizler

ABD'deki finansal erime, henüz belirti vermeyen fakat gelişmekte olan bir sosyal krizin tasmasını salıverdi.

Tehlikede olan şey, hayat boyu birikimlerin ve emeklilik fonlarının hileli yollarla kamulaştırılması ve trilyon dolarlık "banka kurtarma" operasyonlarını finanse etmek için devlet tarafından toplanan vergilerin üzerine oturulmasıdır.
Kurtarılan banka ve şirketler kesinlikle Amerika'daki en zengin insanların ceplerini doldurmaya hizmet edecektir.

Bu ekonomik krizler geniş ölçüde finansal manipülasyonun sonucudur ve nüfusun tamamını hiçe sayarcasına şirket iflaslarına, kitlesel işsizliğe ve yoksulluğa yol açan tam anlamıyla birer dolandırıcılıktır.

"Gölge bankacılık" ağı ile karakterize edilen global mali sistemin insanları suça teşvik etmesi, bankaların gücünün merkezileşmesine ve kişisel servetin benzeri görülmemiş biçimde belirli noktalarda toplanıp yoğunlaşmasına sebep oldu.

Obama'nın "ekonomik uyarıcılar" pakedi ve bütçe önergeleri, banka gücünün, sonunda geniş çaplı şirketleştirmelere, şirket kurtarma operasyonlarına, cebri icraların yeni bir dalgasına sebep olacak şeylerin kümülatif etkilerinin yoğunlaşmasının ve merkezileşmesinin daha sonraki sürecine katkıda bulundu, devlet hazinesine ait çöküşten ve Devlet'in sosyal programlarının çökmesinden bahsetmiyorum.
(Daha fazla ayrıntı için Michel Chossudovsky'nin 2 Mart 2009 tarihli Amerika'nın Hazinesinin Çöküşü 'America's Fiscal Collapse', Global Araştırmalar adlı makalesine bakılabilir).

Gerçek ekonomik faaliyetin kümülatif gerilemesi, sırası geldiğinde satınalma gücünde çökmeye sebep olan istihdam ve ücretler konusunda ters tepkiye sebep olur.
Obama yönetimi altında önerilen
"çözüm"ün, sosyal eşitsizlikler ve servetin tek elde toplanmasını yatıştırmaktan daha çok, azdırmaya katkısı vardır.

Protesto Hareketleri

Amerika'da, hayatları zarar görüp berbat edilen insanlar, global "serbest Pazar" sisteminin gerçek yüzünü farkettikleri zaman, Wall Street'in, ABD Merkez Bankası ve ABD yönetiminin meşruiyetine meydan okunmuş olacaktır.

Ekonomik ve politik güç mevkiine yöneltilen ve belirti göstermeyen bir protesto hareketi bu durumu gözler önüne seriyor.

Bu sürecin nasıl meydana geleceğini öngörmek oldukça güç bir tahmin.
Amerikan toplumundaki bütün sektörler potansiyel olarak etkilenmiş ve sarsılmış durumda: ücretli kesim, küçük, orta ve hatta büyük ölçekli işletmeler, çiftçiler, fikir işçileri, federal, federe devlet ve belediye çalışanları, öğrenciler, öğretmenler, sağlık çalışanları ve işsizler.
Protestolar ilk olarak bu farklı sektörlerden çıkıyor.
Bununla birlikte henüz, yönetimin ekonomik ve mali gündem ve planlarına yönelik örgütlü ulusal direniş hareketleri sahnede görünmüyor.

Obama'nın popülist söylemi, makro ekonomik politikaların yapısını örtbas ediyor.
Mali hizmetler endüstrisi için 1 trilyon dolara yakın bir
"yardım" pakedini ihtiva eden ve yönetimin Wall Street adına hareket eden ekonomik önergesi, yoğun tasarruf tedbirleriyle ikiye katlanarak, Amerika'yı dipsiz bir krize sokuyor.

Büyük Ekonomik Krize "Orwell'ci Çözüm": Sivil Çalkantıyı Bastırmak

Bu özel nazik durumda, görünürde ekonomik bir canlanma programı yok.
Washington-Wall Street konsensusu yürürlükte.
Politik ve ekonomik sistemin içinden formüle edilmiş politika ve alternatifler yok.

Çıkış yolu nedir?
ABD hükümeti eli kulağında bir sosyal felaketle nasıl karşı karşıya gelecek?

Çözüm sosyal huzursuzluk ve çalkantının zaptedilerek bastırılmasıdır.
Seçilen yol, geçmişteki Bush yönetiminden miras alınmıştır ve Ülke içi Güvenlik aygıtlarını ve sivil Devlet kurumlarının askerileştirmesinin takviyesidir.

Geçmişteki hükümet, halihazırdaki altyapıyı döşedi.
"Anti-terörist" mevzuatının çeşitli parçaları (Vatanseverlik Kanunları da dahil) ve başkanlık yönergeleri, 2001'den beri yürürlüğe sokularak uygulamaya geçildi, bütün bunlar yapılırken büyük ölçüde "Terörizme karşı Global Savaş" bahanesi kullanıldı.

Ülke içi Güvenlik'in Toplama Kampları

Sosyal çalkantıları bastırma konusuyla doğrudan ilişkili olarak, sorgusuz infaz ve gözaltı kamplarının birbirine bağlı sistemi de Kamu Güvenlik Teşkilatı'nın ve Pentagon'un yargılaması altında önceden düşünülmüştür.

Ulusal Olağanüstü Hal Merkezleri Kurulması Kanunu (Temsilciler Meclisi 645 Nolu yasa) şeklinde isimlendirilen bir kanun tasarısı, Ocak ayında Amerikan Kongresi'ne sunuldu.
Yasa, Amerika'da varolan askeri tesislerde konuşlanmak üzere 6 adet ulusal olağanüstü hal merkezinin kurulmasını öngörüyor.

"Ulusal olağanüstü hal merkezlerinin" belirlenen amacı, olağanüstü veya büyük bir felaket sebebiyle yerinden olmuş birey ve ailelere "geçici barınma, tıbbi ve insani yardım" sağlamak.
Gerçekten, bizim uğraşacağımız mesele, FEMA toplama kamplarıdır.
645 nolu yasa,
"Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı'nın karar verdiği kampların diğer uygun ihtiyaçları karşılamak için" kullanılabileceğini ifade ediyor.

Gerçekte basında konuya ilişkin haberler yeralmadı.

Bu Amerikan askeri üsleri konusundaki "sivil özellikler" ABD Ordusuyla işbirliği içinde kurulacaktır.
Guantanamo'da biçimlendirildiği üzere, bizim uğraşacağımız mesele FEMA toplama kampları tesislerinin askerileştirilmesidir.

Birisi tutuklandığında ve askeri bir üsteki herhangi bir FEMA kampında hapsedilse, o kişi büyük ihtimalle, ulusal bir olağanüstü hal etkisi altında, ordunun fiili yargılama hakkı kapsamı içerisindedir: hakim önüne çıkarma emri (habeas corpus) de dahil olarak sivil yargı ve kanun yaptırımı artık uygulanmayacaktır.

645 nolu yasa, ekonomik krizle ve Amerika çapındaki kitle protestoları ihtimali arasında doğrudan bir ilişki üstleniyor.
Bundan başka sivil hukuk uygulamalarını askerileştirmek için ek bir hareket tesis ediyor ve Posse Comitatus Act'ı yürürlükten kaldırıyor (Çevirenin notu: ABD'de 1878'de, iç savaş öncesinde kabul edilen bir kanuna göre (Posse Comitatus Act) Amerikan Silahlı Kuvvetleri'nin mevcut yasaların uygulanması için kullanılması, Kongre böyle bir karar almadan veya Anayasa böyle bir izin vermeden mümkün değildir.
Yani, Amerika'da polisin ve adliyenin yapacağı işlere, askerler karışamaz..
Ama Kongre'nin son olarak aldığı ve Bush'a savaş açma yetkisi veren kararla, şimdi bu mümkün olabilecek..)

Temsilci Ron Paul'ün sözleri şöyle: "…(istihbarat kurumları arasında sağlıklı bir bilgi akışını sağlayan) füzyon merkezleri, askerileştirilmiş polis teşkilatı, (gizli) gözetleme kameraları ve ülke içi askeri egemenlik yeterli değildir… gözaltına alma (amerikan kamuoyunun anladığı şekliyle yargısız infaz) kolaylıklarının varolduğunu bilmemize rağmen, şimdi tesislerin ulusal olağanüstü hal amaçlarına uygun olduğu şeklindeki giderek yaygınlaşan bahaneyi tesislerdeki FEMA kamplarının yapısının legalleşmesi için istiyorlar.
Borç temeline dayalı ekonominin her geçen gün daha da kötüye gittiği düzmecesiyle, sivil çatışma ihtimalinin egemen çevreler için gittikçe büyüyen bir tehdit oluşturduğu bir gerçektir.
ABD'de bir sonraki aşamada neler olacağını görmek için, sadece İzlanda'ya, Yunanistan'a ve diğer uluslara bakmak gerek."
(Daily Paul, Eylül 2008, vurgular yazar tarafından eklenmiştir.)

Önerilen toplama kamplarının sivil kuruluşların askerileştirilmesi genişletilmiş süreciyle bağlantılı olduğu görülebilir.
Toplama kamplarının kuruluşu, Ocak 2009 tarihi itibariyle, 645 nolu yasanın (Olağanüstü Hal Merkezleri Kurulması) uygulamasından önce gelir.
(Teyit edilmemiş) farklı raporlara göre, ABD'nin değişik bölgelerinde 800 adet FEMA hapishane kampı var.
Üstelik, 1980'lerden beri, ABD ordusu, sivil muhalefete baskı kurmak için kitle protestoları ihtimaline karşı kullanılmak üzere
"taktikler, teknikler ve süreçler" geliştirdi (Birleşik Devleter Ordu Sahra Talimnamesi 19-15 Garden Plot Operasyonu döneminde, "Sivil Kargaşalar" adıyla 1985'te yayınlandı)

2006'nın başlarında, vergi gelirleri modern toplama kampı tesisleri inşa etmek için tahsis edildi.
Ocak 2006'da, o tarihlerde petrol alanında hizmet veren Halliburton'un yan kuruluşu olan Kellogg Brown ve Roots Amerika İç Güvenlik Birimi Göçmenlik ve Gümrük Uygulama (Immigration and Customs Enforcement-ICE) bürosundan 385 milyon$ aldı.

 "[Ocak 2006] itibariyle yürürlüğe girecek olan anlaşma, göçmenlerin ABD'ye olağanüstü girişleri durumunda veya yeni programların hızlı bir şekilde gelişimini desteklemek için varolan ICE Gözaltı ve Yerdeğiştirme Operasyonları (DRO) Program imkanlarını artıracak geçici gözaltı ve işlem kapasitesi tesis etmeyi sağlıyor…

Anlaşma aynı zamanda, diğer ABD Hükümet örgütlerine, bir doğal afet gibi ulusal olağanüstü hallere karşı tepki verecek planın geliştirilmesine ek olarak göçmenlik olağanüstü hal durumunda, iç göçmen gözaltı desteği sağlayabilir.
(KBR, 24 Ocak 2006, vurgular yazar tarafından eklenmiştir)

ABD Göçmenlik ve Gümrük Uygulama (ICE)nin belirtilmiş amaçları şunlardır:

"sınırlarımız boyunca federal tesislerdeki veya başka bir yerde, ABD'ya zarar vermek maksadıyla göçmenlik sistemimizdeki zayıflıkları sömüren suç şebekelerini ve terörist örgütleri hedefleyerek ulusal güvenliği korumak ve kamu güvenliğini sürdürmek" (ICE anasayfa)

Amerikan medyası, Amerikan topraklarındaki toplama kampları konusunda annelik rolünü üstlenmiştir.
Halliburton'un yan kuruluşuna verilen multimilyon dolarlık anlaşmanın rastlantı sonucu ortaya çıkmasıyla, haberler dikkatleri
"aşırı şekilde aşılmış olan maliyetlere" çevirecektir.
(Irak'taki KBR ile meydana gelmiş olanlarla benzer)

Bu kampların siyasi niyet ve amaçları nedir?
Bu toplama kampı tesislerinin Amerikan vatandaşlarını sıkıyönetim durumu döneminde gözaltına almak/tutuklamak için potansiyel kullanımı, medya müzakerelerinin ve tartışmalarının bir amacı değildir.

Anavatan için Seçilen Savaş Birlikleri

Bush yönetiminin son aylarında, Kasım 2008'deki başkanlık seçimlerinden önce, Savunma Bakanlığı, Irak'taki 3ncü piyade sınıfı 1nci Tugayı Savaş Ekibini geri çağırdı.
Bir savaş biriminin savaş alanından yurtiçi cepheye doğru yer değiştirmesi Yurtiçi Güvenlik gündeminin ayrılmaz bir parçasıdır.
BCT (Tugay Savaş Ekibi) Amerika içindeki kanun yaptırımı faaliyetlerinde yardımcı olmak için tayin edildi.

BCT savaş birimi Amerikan Kuzey Komutanlığı'nın Ordu unsuru olan ABD Kuzey Ordusuna bağlandı.
1nci BCT ve diğer savaş birimleri, sivil çatışma durumunda özel ordu işlevlerini yerine getirmesi istenecekti:

1nci BCT Komutanı Albay Roger Cloutier, azılı veya tehlikeli kişileri onları öldürmeden zor kullanarak kontrol altına almak için dizayn edilmiş kalabalık ve trafik kontrol ekipmanları ile öldürücü olmayan silahları ima ederek, 1nci BTC askerlerinin, aynı zamanda "Ordunun sahaya çıkardığı öldürücü nitelikte olmayan ilk pakedi" nasıl kullanacaklarını öğreneceklerini belirtti.
(Gina Cavallaro, Tugay yurtiçi turları başlıyor 1 Ekim, Army Times, 8 Eylül 2008).

Obama yönetimi döneminde, Amerikan kuvvetlerinin Irak'tan geri çekilmesi önerisi halinde, insan diğer savaş birliklerinin savaş alanından ülkeye getirileceğini ve Amerika içinde yeniden görevlendirileceğini umuyor.

Ulusal güvenlik senaryosunun geliştirip yayılması bir dizi iç içe geçmiş sivil ve askeri kuruluşla karakterize edilmiştir:

-"sosyal çalkantıyı" bastırmak ve frenlemek için belirlenmiş görevine ek olarak, sivil kanun yaptırımıyla çalışan ordu savaş birlikleri.

-Amerikan askeri tesislerinde konuşlanmış olan sivil yargı denetimi altında yeni toplama kampları kurulması.

FEMA toplama kampları sıkı yönetimde devreye sokulacak olan Hükümetin Devamlılığı kavramının bir parçasıdır.

Toplama kampları, Yönetim'in ulusal güvenlik, ekonomik veya askeri işlerine ve gündeminin meşruiyetine karşı koyabilecek siyasi eylemcilerin yanında protestocuları hapsederek, kendi vatandaşlarına karşı "hükümeti korumak" niyeti taşımaktadır.

Amerikalıları gözetlemek: Big Brother Veri Bankası

Toplama kampları ve kitle protestolarıyla ilgili olarak, Amerikan vatandaşlarına ait veriler nasıl toplanacaktır?

Amerika'nın bir başından bir başına bireyler nasıl kategorize edileceklerdir?

Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı'nın kriterleri nelerdir?

Amerikan İç Güvenlik Konseyi'nin Senaryolar Planlamak isimli 2004 tarihli bir raporunda, Anavatanın savunmasıyla ilgili olarak aşağıdaki potansiyel "suikast senaryoları" tanımlanmıştır:

"yabancı [İslami] teröristler",

"dahili radikal gruplar", [savaş karşıtı ve sivil haklar grupları]

"devlet destekli muhalifler" ["haydut devletler", "istikrarsız milletler"]

"hoşnutsuz işçiler" [işgücü ve sendika aktivistleri].

Geçen yıl Haziran ayında, Bush yönetimi Ulusal Güvenlik Başkanlık Yönergesi (NSPD 59- HSPD 24) adında bir belge yayınladı.
Belge başlığı
"Kimlik tespiti için ve biyometrikler ve Ulusal Güvenliği Artırma Taraması" (Daha fazla bilgi için Michel Chossudovsky'in "Big Brother" Başkanlık Yönergesi: "kimlik tespiti için ve biyometrikler ve Ulusal Güvenliği Artırma Taraması", Global Araştırma, Haziran 2008)

Kamuoyunda tartışılmadan veya Kongre onayı olmadan kabul edildiğinde konuyla ilgili prosedürlerin etki alanı geniştir.
Bunlar sivil çatışma konusuyla bağlantılıdırlar.
Aynı zamanda 645 nolu yasaya bağlı olarak FEMA toplama kamplarının kuruluşunun ardındaki mantığın da parçalarıdır.

NSPD 59 (Biometrics for Identification and Screening to Enhance National Security) goes far beyond the narrow issue of biometric identification, it recommends the collection and storage of "associated biographic" information, meaning information on the private lives of US citizens, in minute detail, all of which will be "accomplished within the law":

NSPD 59 (Ulusal Güvenlik Başkanlık Yönergesi'nde konu edilen Kimlik Tespiti için Biometrikler ve Ulusal Güvenliği Artırma Taraması) daha dar kapsamlı gibi görünen biyometrik tanımlama konusunun çok ötelerine gitmektedir.
Bu yönerge,
"birleşik biyografik" bilginin, Amerikan vatandaşlarının özel hayatlarıyla ilgili anlamlı bilgilerin, dakika dakika ayrıntılarıyla, hepsi de kanunlar kapsamında sonuçlandırılacak şekilde toplanıp depolanmasını önerir.

"The contextual data that accompanies biometric data includes information on date and place of birth, citizenship, current address and address history, current employment and employment history, current phone numbers and phone number history, use of government services and tax filings.
Other contextual data may include bank account and credit card histories, plus criminal database records on a local, state and federal level.
The database also could include legal judgments or other public records documenting involvement in legal disputes, child custody records and marriage or divorce records.
"(See Jerome Corsi,)

timeturk.com / 08.04.09

http://www.sosyalist-kurd.net/yazarlar/85-ceviri/1625-amerikada-sivil-arkla-hazrlk-michel-chossudovsky.html


http://dunyadanceviri.wordpress.com/category/polis-devleti/

VİDEO: http://yadigardundar.com/videoplayer-54/abd-toplama-kamplari-fema-icin-mi.html




--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ AYIŞIĞI  Yüzün beyaz, abajur yeşil, gece mor; Esrimiş kalbim, şarkısını söylüyor. Her yanın avuçlarıma dökülüyor Çeşmeden akan suyun berraklığında.  Dolaşan bir dudak mı var saçlarını? Ay tırmanıyor zeytin ağaçlarını. Sürü bulutlar gece yamaçlarını Otlayıp yayılıyor gök kırlığında.  Üzerinden örtüyü mü çekti bir el? Gece ayaklarından akıp giden sel; Seyrine doyulmuyor ruhunun, güzel Bu manzara gibi, bu ayışığında...  Yeniden yarattı seni gizli bir el!   Ahmet Muhip DRANAS

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kan dökücülükten çok tolum psikolojisini anlamaya yönelmelidir. İnsanların hangi duygularla yönlendirilebileceğini anlama bu gücü kullanmayı arzulayanlar kadar bu güçten kaçınmak isteyenlere de büyük yarar sağlar.  Sun Tzu'dan Savaş Sanatı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder