1 Ağustos 2011 Pazartesi

Re: POLITIK - İç Savaş gayet iyidir...

Doğrusu ben de Kürtlerin böyle bir ayrılma işi ciddiye bindiğinde dehşete kapılacağını düşünüyorum.
Ayrıca, birkaç bin yıllık yazılı edebiyatı olan, Türkçe bile küresel kültürlerin ve dillerin altında ezilmekte, Kürtçe'nin en ufak şansı dahi olamaz.
Benim öngörüm, Kürtler nerede olurlarsa olsunlar, birkaç on yıllık süre içinde ya Arap, ya Türk, ya göçmen olduğu ülkeni içinde kaybolup gidecekleri yönünde.
İş ki, birkaç on yıllık bir macera için boşuna arıza çıkartmış olmasınlar.

Ayrıca şunu bir kere daha vurgulamak isterim Kürt ve Kürtçe diye bir şey yoktur.
Bizim Kürt dediklerimiz dahi Kürt ve Kürtçe bilmez.
Nasıl ki biz bütün Orta Asya devletlerini soy kardeşi saydığımız halde tercümansız konuşamıyoruz.
Kürt diye tek bir kategori altına toplamaya zorandığımız insan toplulukları da aynıdır.
Kürt yoktur, Sorani-Soranice, Zazalar-Zazaca, Kurmançiler-Kurmançi dili, Kelhuri (Guney Kürtçe) vardır.
Bunlar bir dilin lehçeleri değildir. Her bir dilin de ayrıca kendi içinde lehçeleri vardır.

Ve Kürtler yaşayacakları toplumsal dönüşümü tamamlayana kadar eğer şartları zorlamaya devam edecek olurlarsa, yaşanacak olanları da aşağıda belirttim.

Şunu da belirteyim, Türkler ve Ermenilerin bir zamanlar sahip oldukları hukuk emin olun bu gün Türklerin Kürtlerle olan hukukundan hiç de az değildi.
Şundan kesinlikle eminim, kendini Ermeni zannedenlerin önemli bir bölümü Türk, kendini Türk zannedenlerin de önemli bir bölümü Ermenidir.
Karışık evlilikler ise en az Kürtlerle yapılanlar kadar çoktur.
Bugün Anadolu'da Ermeni tohumu en ağır hakaret sayılır, Ermeni olduğunu bilen bile bunu gizlemek durumunda kalır.
İşte halklar arasında sevgi bağı koptuğunda artık o bağı yeniden oluşturmak mümkün değildir.
Bin yılları aşan kan davaları ortaya çıkar.
Ülkem Türklerinin bütün bu tepişmeleri hep sükunetle izleyeceklerini bence kimse güvenmesin.
Bıçağın kemiğe dayandığı bir an vardır.
Ve o andan sonra, oyunun kuralları mutlaka değişir. can dostları, can düşmanlarına dönüşür.
Herkes tarihe bakıp bundan ders çıkarmalı.
Tarihten ders almak sadece biz Türklerin ödevi değildir.
Bu kadar çok hıyanet, bu kadar çok işbirlikçilik, emin olun karşılıksız kalmaz.
Benden söylemesi.
Bildirmek, aydınlatmak sorumluluğum diye düşünüyorum..
Saygılar.

On 29.07.2011 21:35, Can Ikiz wrote:
Sayin Poyraz,

Bir farkla ki, 1840-1915 arasi Osmanli'sinda Ermeniler her ne kadar millet-i sadika olarak adlandirilmislarsa da musluman halk ile gayri muslim halk arasinda ki iliskiler bugunun Turkiye'sinde ki Turk-Kurd iliskileri kadar gelismemisti. Buna en basit ornek olarak karma evlilikleri ve bunun sonucu ortaya cikan insanlari goz ardi edemeyiz. Bunlarin sayisi hayli fazladir ve sehirlesme artikca bu oranda kendiliginden artmaktadir, Ocalan'in kendisi bile bu tur bir evliligin sonucudur. Buna ic ice gecmis is iliskilerini de eklemeliyiz.

Benim tahminim belki bir miktar patirti olabilir ama oyle etnik temizlik felan olacagini sanmiyorum ki bunun bu yonde olmamasinda da en buyuk etken din olacaktir diye dusunuyorum.

Turk Kurd iliskilerinde ki ana sorun Kurd tarafinda adeta paronaya haline gelmis olan asimilasyondur. Demirtas'in kendisi bile bunu seslendirmektedir. Bu asimilasyon da Turkiye'nin her hangi bir caba gostermesine de pek gerek yoktur, sehirlesme ile birlikte gelen bir durumdur. Bu Kurdce egitim dili olsun vs. aslinda o kadar korkulacak bir sey degil olabilecek 20 yil icinde tamamlanacak kulturel asimilasyonu belki bir 10 yil daha geri atar ama hepsi bu. Ben sosyolog felan degilim ve ancak bu kadar dusunebiliyorum ki elbette yanilabilirim....



 
Saygilarimla
Can Ikiz

From: Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
To:
Sent: Thursday, July 28, 2011 12:19 PM
Subject: POLITIK - İç Savaş gayet iyidir...

Bu bir fikir yazısıdır.
Heyecana kapılmadan önce adam gibi bir okuyun.
Ayrıca yıllar önce küçük bölgesel bir kıvılcım olarak başlamış olan iç çatışmalar, zaten son üç dönemdir iktidarda olanların sayesinde giderek bir iç savaş tadı kazanmaktadır.
O halde iç savaş neymiş, nasıl olurmuş, neye benzermiş, herkes bir öğrensin, fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olsun.
İnsanların hala daha kafası basmıyorsa, çok uzağa gitmeye gerek yok, ülkede Ermeni varlığını sona erdiren Ermeni isyanlarını, bölünmeyle sonuçlanan, Rum, Bulgar, Sırp isyanları ve bu isyanların savaşları olan Balkan Savaşlarını okusunlar.
Ve ondan sonra ülkeyi iç savaşla tehdit ederken, on kere daha salavat getirsinler.
Şunu artık açık açık herkese söylemek lazım.
Eğer bu ülkede bir gün bir Kürt-Türk içsavaşı yaşanacaksa, bunun sonucunda kesinlikle,
Bu günkü Türkiye'nin bazı bölgelerinde Türk kalmayacak, o bölgelerde yaşayan Türkler etnik arındırma, göçler ve katliamlar yaşayacaktır,
Yine bu günkü Türkiye'nin bazı bölgelerinde ise Kürt kalmayacak, o bölgelerde yaşayan Kürtler etnik arındırma, katliam ve göçlere maruz kalacaktır,
Bu içsavaştan sonra geride kalanlar ya assimile olacak, ya kripto olacaktır,
Yine yaşanacak kanlı olaylar sonucu her iki millet arasına asla soğumayacak bir kan davası girecek, ve birbirine komşu olan bu iki devlet belki de yüzyıllarca birbiriyle sağlıklı bir ilişki kuramayacak, sürekli olarak sınır blokajları, ambargolar yaşanacaktır,
Dünyanın çeşitli ülkelerin gelişen göçler sonucu her iki milletten de insanlar saçılacak, ve kim daha çok dara düştüyse onun diasporası oluşacaktır.
Bu çatışmalarda hiçbir ahlaki kıstas olmayacaktır,
bu çatışmalar her hal ve şartta son derece kanlı olacaktır,
bu çatışmalarda asla her iki millet kozlarını başbaşa paylaşmayacaktır.
Ve en sonunda bana şunu diyebilirsiniz, be kardeşim sen bütün bunların nerenden uyduruyorsun diye.
Ben doğrusu yaşanabilecek olanlara tarihteki en güzel örnek olarak Ermenilerle yaşadığımız tarihsel tepişmeleri örnek olarak verebilirim.
Çünkü örnekler arasında ne Rumlar, ne Bulgarlar, ne Sırpların örnekleri konumuza benzeşmektedir.
Tarihteki Ermenilere bakın, yaşananlara bakın, şimdiki Ermenistan, Ermeni diasporası, Ermenistan'da sıfırlanmış olan Türk varlığını, ve ülkede kalan Ermeni azınlıklarla, Ermeni kriptolarını bir düşünün sonra hayal gücünüzü çalıştırın.
Saygılar


İç Savaş gayet iyidir...


Güney Carolina, Kuzey Carolina, Georgia, Florida, Alabama, Missisipi, Arkansas, Lousiana, Teksas, Virginia, Tennesse 1860 ABD Başkanlık seçimlerinde Domokratlara oy veren, ABD'nin Güneydoğu eyaletleri.
Türkiye'nin PKK'ya oy veren Güneydoğu eyaletleri ise hemen alttaki haritada.
Son günlerin en çok duyulan sözü herhalde budur.
İlk başta kulağa son derece mantıklı gelmiyor da değil hani.
Kim iç savaş isteyebilir ki?
Kim bu kadar gaddar ve kana susamış olabilir ki?
Kim aklını kaçırmış olabilir ki?
Acaba?
Hadi biraz kavramları sorgulayalım o zaman; savaş nedir, iç savaş nedir, iyi midir, kötü müdür, ne menem bir şeydir bu iç savaş görelim.
Önce bilgi sahibi olalım sonra fikir…
İç savaş, terim olarak İngilizce un karşılığıdır.
Sivillerin yani halkın savaşı anlamına gelir gibi gözükse de aslında ilgisi yoktur.

İki ayrı kutba bölünmüş bir halkın birbiri ile ve orduları aracılığıyla savaşını anlatmak için kullanılır.
Terimin adını veren iç savaş bildiğimiz Amerikan İç Savaşı'dır…
Tarihe Kuzey-Güney Savaşı olarak da geçen ve dört yıl süren ünlü savaş.
Yıllar önce TRT'de gösterilen  adlı ünlü diziden hatırlayabileceğimiz savaş.
Bugünlerde Amerikan  ve  yapısı bizzat Başbakan tarafından da Türkiye'ye örnek olarak gösterildiği için Amerikan İç Savaşı'nın önemi daha da artmaktadır.
Amerika dediğimiz ve kendimize örnek almaya uğraştığımız devlet, İngilizce adıyla United States of America yani Amerika Birleşik Devletleri'dir.
Amerika, bir devletler federasyonudur ve bu devletler ya da eyaletler 1776 yılında bir araya gelerek Washington merkezli bir tek devlete dönüşmüştür.
Amerika'nın kurucusu Washington'dan sonra en bilinen Başkanı Abraham Lincoln ise kuruluştan neredeyse 100 yıl sonranın başkanıdır.
Washington Amerika'yı kuran Lincoln ise bölünmekten kurtaran lideridir, adeta ikinci kurucusudur…
1860 yılında Lincoln Cumhuriyetçi Parti'nin başkanı, yapılan seçimlerde ise Amerikan Başkanı olur.
Lincoln'ün ve Cumhuriyetçilerin o günkü temel sloganı köleliği kaldırmaktır.
Bugün daha solda ve ezilenden yana görülen Demokratlar ise kölelikten yanadır.
Tarihin garip cilvesi olarak Sağcı ve Cumhuriyetçi ve de Beyaz Lincoln köleliği kaldıracak,  ve Demokrat ve de Siyah Obama ise yıllar sonra ABD'nin ilk siyah başkanı olacaktır.
Lincoln köleliği kaldırma programı ile seçildiğinde bu durum ülkenin bir bölümünde büyük bir tepki yaratır.
Amerika'nın Güneydoğusundaki 11 Eyalet bu durumu kabullenmek istemez ve toplanarak ABD'den bağımsızlıklarını ilan ederler.
ABD bu kararla teorik olarak ikiye bölünmüş olur, bir yanda Birleşik Devletler, diğer yanda Güneydoğu eyaletlerinin oluşturduğu Konfedere Devletler.


ABD Başkanı Lincoln, Güneydoğu'da bağımsızlık ilan eden eyaletlere karşı savaş
açmayı göze almış ve bu sayede ABD'yi bölünmekten kurtarmıştır.
ABD İç Savaşı sonrasında ise Ku Klux Klan (KKK) adlı ırkçı terör örgütü ortaya çıkmıştır.

Türkiyede'ki PKK'da tıpkı KKK gibi masum insanları yakan bir ırkçı terör örgütüdür.
Bu iki bölünmüş devlet bir süre sonra savaşa başlar ve bu savaşa da Amerikan İç Savaşı denilir.
Aslında savaş ekonomik bir savaştır.
ABD'nin kuzey eyaletleri sanayileşmiştir ve sanayide kölelik olamaz çünkü modern köleler denilebilecek işçiler kullanılır fabrikalarda.
Güneyde ise büyük toprak ağalığı, beyaz toprak ağaları ve köle olarak kullanılan zenciler vardır.
Merkezi devlet ve başındaki Başkan Lincoln  kararını tanımaz ve Ordu'ya operasyon emri verir.
12 Nisan 1861'de savaş başlar.
İç Savaş tam dört yıl sürecek ve hem Kuzey hem de Güney büyük kayıplar verecektir.
Kuzey'den yaklaşık 400 bin, Güney'den ise yaklaşık 300 bin kişiyi yaşamını yitirir.
9 Nisan 1865'te Güney Orduları kuşatılacak ve teslim alınacaktır....
İç Savaş gerçekten de kanlı bir savaştır.
Ama kanlı olmakla birlikte zorunludur.
Lincoln ABD'yi bölmek için karar alan ve yerel devlet güçleri olmasına güvenen, üstelik kendi orduları da olan bu devletlere karşı, ülkenin bütünlüğünü sağlamak için bir iç savaş kararı alabilme cesaretinde bulunmuştur.
Demek ki Amerikan örneğinde yani ilk örneğinde bile iç savaş, ülkeyi böldürtmemek için alınan siyasal bir karardır.
İç Savaş olmasa Amerika çoktan bölünmüş olacaktı.
Ve İç Savaş sayesinde Amerika bölünmemiştir.
O halde İç Savaş bölücü değil kurtarıcıdır denebilir rahatlıkla.
Tabi bunun yanında İç Savaş, köleliğe dayanan bir ağalık sistemine açılan önemli bir savaştır.

O günlerde ABD'nin Güneydoğusunda var olan ağalık ve toprak köleliği sistemi bu sayede yıkılabilmiştir.
Ve çok daha önemlisi, İç Savaş, Beyazların üstünlüğüne inanan, aşırı fanatik bir Beyaz ırkçılığına karşı savaş olmuştur.
Bu ırkçılığın önemli bir figürü olarak da Ku Klux Klan adlı ırkçı terör örgütü ortaya bu dönemde çıkmıştır.
Toprak ağalarının yıkılan egemenliğini engellemek için bir terör örgütü olarak doğmuştur.
Kısa adı KKK olan bu ırkçı ve zenci düşmanı, Amerika'nın Güneydoğu'sunda üstlenen, zencileri evlerinde diri diri yakan örgütle günümüzde Türkiye'nin Güneydoğu'sunda üstlenen ve Türkleri molotoflayarak yakan PKK adlı ırkçı ve Türk düşmanı terör örgütü arasındaki benzerlik ise insanı hayrete düşürmektedir.
Kısacası İç Savaş aynı zamanda toprak ağalığını, toprak köleliğini ve ırkçılığı yok etmek için açılmış bir savaştır.
Ülkenin sadece idari yapı olarak değil sosyal, ekonomik ve etnik olarak bölünmesini de engellemiştir.
Aman ha iç savaş çıkmasın diyenler Amerika'da kazansa idi, bugün Amerika'nın Güneydoğu'sunda, ırkçı, gerici, ağalıkla yönetilen bir devlet olacaktı.
O gün için İç Savaşçılar ırkçılık karşıtı, ırkçı olanlar ise bölünme yanlılarıydı.
O günün Amerikası'nda solcu geçinen Demokratların bu bölünmeyi savunmuş olması, köleliği savunmuş olmaları adeta bir genetik aktarımla Türkiye'nin günümüz Demokratlarına kadar nasıl olmuş da geçmiştir ayrı bir tartışma konusudur....
Şimdi biraz bilgi sahibi olduğumuza göre daha rahat konuşabiliriz.
Türkiye'ye Amerika modelini önerenlere hodri meydan diyoruz.
Madem ki Başbakan Amerikan tarzını bize öneriyor o zaman o tarzın nasıl kurulduğunu da bilelim: İç Savaşla!
Tayyip Erdoğan, son günlerde PKK'ya ve PKK'nın yasal partisi BDP'ye son derece sert çıkışlar yapmaktadır.
Kendisi gönlünde ABD Başkanlık modeli olduğunu da hiç gizlememektedir.
Gerçekten Başkan olacaksa Lincoln gibi yapabilmelidir: Özerklik ilan eden bölücülerin üzerine Ordu'yu sürme cesareti var mıdır acaba?
Lincoln olmak ister mi istemez mi göreceğiz.
Tabi Lincoln'ün sonunu hiç anımsatmayalım, bizzat kendi taraftarlarınca suikastle öldürülmüştür....
Tayyip Erdoğan kendi seçimini yapabilir ama Türkler de yapmalıdır ve eninde sonunda da yapacaktır.
Ama  diyenlere biraz tarihi anlatalım öncelikle.
Bu ilk örneğinden görüldüğü kadarıyla İç Savaş hiç de öyle kötü bir şey değildir.
Keşke bizim ülkemizde de olsa diyesi gelmektedir insanın.
(TÜRKSOLU, sayı 330, 25 Temmuz 2011)
http://www.ulusalparti.org.tr/yazilar/firat330.htm
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ VAR.  Ağacı kıskanırım Yemiş yüklü dalı var, Bahar olsun, güz olsun Ne güzel masalı var. İmrenirim arıya Petek petek balı var Konduğu çiçeklerin Pembesi var, alı var  Cahit Sıtkı TARANCI




--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Herşeye karşın herkes sevdiğini öldürür.   Kimi bunu sert bakışıyla yapar, kimi de yüze gülen bir sözcükle, korkak kişi bunu bir öpücükle, cesur adam bir kılıçla.   Oscar wilde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder