10 Ağustos 2011 Çarşamba

POLITIK - EKONOMİK BUNALIMI SAVAŞLA KAPATACAKLAR

EKONOMİK BUNALIMI SAVAŞLA KAPATACAKLAR

Rıza ZELYUT - 10 Ağustos 2011

İnsanın insanı sömürmesine dayanan kapitalist sistem; ikide bir krize giriyor.

Bu kaçınılmaz.
Çünkü; alttaki insanların kanını emerek yaşamaya çalışan kapitalistler; bu çarpık sistemi sürekli taşıyamıyorlar.

İşte böyle sıkışık durumlarda onları kurtaran tek çıkış yolu da savaş oluyor.

Bu işin teorisini; ekonomistler çok iyi biliyor.

Cumhuriyet'ten Ergin Yıldızoğlu da geçen gün bu gerçeği bir kez daha vurguladı.
Onun tespitleri kadar; Amerikalı uzmanların söyledikleri de ilginçti.

Sayın Yıldızoğlu'nun naklettiklerine bakar mısınız?

'Krizin konuşulduğu bir toplantıda, Prof.Krugman (Demokrat) ve Prof.Feldstein (Cumhuriyetçi) "Kimseye savaş açmaya niyetimiz olduğunu sanmıyorum, ama bize II.Dünya Savaşı'ndakine benzer bir mali genişleme gerekiyor" saptamasında birleşmişlerdi.

Geçen hafta, Wall Street Journal'da editörlük, ABD Hazine Bakanlığı'nda müsteşarlık yapmış olan Craig Roberts'in, 'Ekonomik iyileşme umutları ortadan kalkınca, savaş ihtiyacı daha da kaçınılmaz hale geldi' saptamalarını okuduk.'
Görüyorsunuz; ABD'li uzmanlar; ekonomik krizden çıkış için savaşın gerekli olduğunu dile getiriyorlar.

TÜRKİYE'YE NE OLUYOR?

Dünya ciddi bir ekonomik krize giderken ve başka ülkeler buna karşı tedbir almakla uğraşırken; bizim Başbakan neredeyse Ordu-yu Hümayun'unu çekip mehter takımı eşliğinde Suriye'ye girecek!

Lütfen sakin olun Sayın Erdoğan.

Ve hatırlayın: Ne demişti bir zamanlar Rusya Başbakanı:
'Evi camdan olanlar; başkasının penceresine taş atmasın!'
Bunu; Kafkasya'daki terör olaylarına etkimiz yüzünden dile getirmişti Rusya tarafı.

Türkiye'yi; camdan bir eve benzeterek.

Ne yazık ki iktidarımız; şimdi daha büyük bir taş almış Suriye camına atmak istiyor.

- - -
1957'de Başbakan Adnan Menderes; 'Suriye komünizmin eline geçti, buna izin veremeyiz!' diyordu:
2011'de Sayın Erdoğan; 'Suriye'de halka zulüm yapıyor; buna izin veremeyiz!' diyor.

1957'de Menderes'e 'Yürü koçum, iki tümenle Suriye'yi ezersin!' diyen de ABD idi.

2011'de AKP iktidarını kışkırtan güç, yine ABD.

Savaş çıksın ki Bay Obama; kendi kamuoyunu daha kolay yönlendirebilsin.
Silah fabrikaları çalışsın; işsizlik bu yoldan olsa bile azalsın ve ABD silah satıp kasasını bizim para ile doldursun.

PARAYLA DEĞİL SIRAYLA
Amma velakin ey Türkiye!

Sen Suriye'ye, oranın iç işleri yüzünden karışırsan...

Senden güçlü birisi de senin iç işlerin için sana karışır.

Sen Suriye hükümetine karşı silah kullanan, şehirleri işgal eden oradaki teröristlere arka çıkarsan...

Başka birileri de PKK'ya arka çıkar.

Yarın öbür gün terör örgütü; milis haline getirdiği o sivilleri Diyarbakır sokaklarına dökerse...

Devleti orada çalıştırmazsa...

Buna 'Eyvallah!' mı diyeceksin Sayın Başbakan?

Unutmayın ki savaşa girip de sağlam kalan iktidar yoktur.

MÜSLÜMANMIŞ
Bizdeki gizli Amerikancılar; Suriye'ye karşı İslam kartını da devreye soktular.

Güya Esat yönetimi oradaki Müslümanları öldürüyormuş...

Peki öldürülen PKK'lılar ne; Hıristiyan mı?

Suriye'de Esat söz konusu olunca Müslümanlığı tutan bizim uyanıklara bir çift sözüm var:
-Irak'ta yüz binlerce Müslüman katledilirken neden sesiniz çıkmadı?

-Irak'ta camiler bombalanırken neden Amerikan elçiliği önünde gösteri yapmadınız?

-Orada Müslüman kadınlara tecavüz edilirken niye sustunuz ey türbanlı bacılarım?

Bu ramazanda bile şu mübarek dini siyasi-ticari amaçlarınız uğruna ayaklarınızın altına alarak günahınıza günah katıyorsunuz.

İsterse yılda 365 gün oruç tutsun; isterse her gün bin rekat namaz kılsın; isterse her hafta Hacc'a gitsin...

Taa 2001'de 'Haçlı saldırısı başlattık!' diyen ABD.

Müslüman dünyasını topa tutan ABD...

ABD'nin planı doğrultusunda gösteri yapan da bizim bazı Müslümanlar.

Sömürgecilerin safında yer alan Müslüman'a ben Müslüman diyemem arkadaş.

Diyemeeeem!

Ta ki tövbe edip Allah'tan af dilesinler...

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ RÜBAİ   Ömür defterinden bir fal açtım gönlümce; Halden anlar bir dost gelip falı görünce: Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin: Ay gibi bir sevgili, yıl gibi bir gece.  İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez: Bunlar için didinmene bir şey denmez. Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış: Bu güzelim ömrünü satmaya değmez.   ÖMER HAYYAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder