Yılmaz ÖZDİL
Achtung
Anayasamıza göre...
Cumhurbaşkanı, başkomutan.
İbrahim Tatlıses'e göre...
Başbakan da, mareşal.
Daha ne komutan arıyorsun?
*
Böyle yazmıştım geçen gün...
Aman yarabbi!
Bi hakaret, bi küfür, bi isyan.
Ne demek istiyormuşum filan.
*
Açayım bari.
Bak bitti YAŞ toplantıları...
Komuta yeniden dizayn edildi.
"Genelkurmay" komple değişti.
"Harekât Başkanı" yerinde kaldı.
Kim o?
*
Korgeneral Abdullah Recep!
*
E söyledik sana...
Daha ne komutan arıyorsun?
*
Neyse, bu konuda herkes fikir fışkırtınca, taaa Almanya'daki Türk politikacı Cem Özdemir de "aman ben eksik kalmayayım" diye düşünmüş olmalı ki... Türkiye'nin "normalleştiği"ni belirterek, "Bundan böyle Türkiye'deki gençler de Almanya'daki gençler gibi olacak, genelkurmay başkanının ismini bilmeyecek, milletvekillerinin
ismini bilecek" demiş.
*
Haklı.
*
Örneğin...
*
Almanya'da, tıpkı bizde olduğu gibi, milletvekilleri resmi seyahatlere gidiyor,
uçak biletlerinin parasını Meclis ödüyor...
Ve Almanya'da, tıpkı bizde olduğu gibi promosyon var, uçuyorsun, karşılığında bedava uçuş mili kazanıyorsun.
*
Bi milletvekili arkadaş, milletvekili
sıfatıyla resmi uçuşlar yapıyor, parasını Meclis'e ödetiyor, karşılığında bedava uçuş milleri kazanıyor, sonra resmi gezilerden kazandığı milleri kendi özel seyahatleri
için kullanıyor, avantaya getiriyor, kız arkadaşına falan hediye ediyor.
*
Alman basını yalaka olmadığı için, bu hadise haşırt diye manşet oluyor. Çünkü, diğer tüm milletvekilleri resmi uçuşlardan kazandıkları bedava uçuş millerini, Meclis'e veriyorlarmış. "Biletlerin parasını Meclis ödedi, bedava uçuş hakkı da benim değil, Meclis'in" diyorlarmış.
*
Aslında böyle bi yasa yok.
Mecburiyet de yok.
İster ver, ister salağa yat.
Ama...
Siyasi ahlak diye bi şey var.
*
Dolayısıyla, o milletvekili arkadaş, zifiri karanlıkta gözüne projektör tutulmuş tavşan gibi kalakalıyor, kaçamaz, istifa etmek zorunda kalıyor. Çünkü, o Almanya'da oturtmazlar adamı o koltukta öyle.
*
Ki, aynı arkadaşın ismi, meclis kulislerinde dolaşan bi işadamından "çok uygun taksitler"le "çok düşük faizli borç"
alma meselesine de karışmıştı. Avanta seyahat, tuzu biberi olmuştu.
*
Peki, kimdi o arkadaş? Normalleşme konusunda gençlerimize akıl verip, Almanya'yı örnek gösteren arkadaş!
*
"Haklı" demem ondan.
*
Değerli gençler...
Cem Özdemir'e kulak verin!
*
Almanya'da olduğu gibi, genelkurmay başkanının ismini bilmeyelim, böyle politikacıların ismini de asla unutmayalım... Alman gençleri, genelkurmay başkanının ismini bilmeyip, bu tür politikacıların ismini asla unutmadıkları için, hem memleketleri refah içinde, hem de memleketi yöneten bakanların başbakanların bile anca bi evi var, bi de mütevazı otomobili.
-
Achtung
Anayasamıza göre...
Cumhurbaşkanı, başkomutan.
İbrahim Tatlıses'e göre...
Başbakan da, mareşal.
Daha ne komutan arıyorsun?
*
Böyle yazmıştım geçen gün...
Aman yarabbi!
Bi hakaret, bi küfür, bi isyan.
Ne demek istiyormuşum filan.
*
Açayım bari.
Bak bitti YAŞ toplantıları...
Komuta yeniden dizayn edildi.
"Genelkurmay" komple değişti.
"Harekât Başkanı" yerinde kaldı.
Kim o?
*
Korgeneral Abdullah Recep!
*
E söyledik sana...
Daha ne komutan arıyorsun?
*
Neyse, bu konuda herkes fikir fışkırtınca, taaa Almanya'daki Türk politikacı Cem Özdemir de "aman ben eksik kalmayayım" diye düşünmüş olmalı ki... Türkiye'nin "normalleştiği"ni belirterek, "Bundan böyle Türkiye'deki gençler de Almanya'daki gençler gibi olacak, genelkurmay başkanının ismini bilmeyecek, milletvekillerinin
ismini bilecek" demiş.
*
Haklı.
*
Örneğin...
*
Almanya'da, tıpkı bizde olduğu gibi, milletvekilleri resmi seyahatlere gidiyor,
uçak biletlerinin parasını Meclis ödüyor...
Ve Almanya'da, tıpkı bizde olduğu gibi promosyon var, uçuyorsun, karşılığında bedava uçuş mili kazanıyorsun.
*
Bi milletvekili arkadaş, milletvekili
sıfatıyla resmi uçuşlar yapıyor, parasını Meclis'e ödetiyor, karşılığında bedava uçuş milleri kazanıyor, sonra resmi gezilerden kazandığı milleri kendi özel seyahatleri
için kullanıyor, avantaya getiriyor, kız arkadaşına falan hediye ediyor.
*
Alman basını yalaka olmadığı için, bu hadise haşırt diye manşet oluyor. Çünkü, diğer tüm milletvekilleri resmi uçuşlardan kazandıkları bedava uçuş millerini, Meclis'e veriyorlarmış. "Biletlerin parasını Meclis ödedi, bedava uçuş hakkı da benim değil, Meclis'in" diyorlarmış.
*
Aslında böyle bi yasa yok.
Mecburiyet de yok.
İster ver, ister salağa yat.
Ama...
Siyasi ahlak diye bi şey var.
*
Dolayısıyla, o milletvekili arkadaş, zifiri karanlıkta gözüne projektör tutulmuş tavşan gibi kalakalıyor, kaçamaz, istifa etmek zorunda kalıyor. Çünkü, o Almanya'da oturtmazlar adamı o koltukta öyle.
*
Ki, aynı arkadaşın ismi, meclis kulislerinde dolaşan bi işadamından "çok uygun taksitler"le "çok düşük faizli borç"
alma meselesine de karışmıştı. Avanta seyahat, tuzu biberi olmuştu.
*
Peki, kimdi o arkadaş? Normalleşme konusunda gençlerimize akıl verip, Almanya'yı örnek gösteren arkadaş!
*
"Haklı" demem ondan.
*
Değerli gençler...
Cem Özdemir'e kulak verin!
*
Almanya'da olduğu gibi, genelkurmay başkanının ismini bilmeyelim, böyle politikacıların ismini de asla unutmayalım... Alman gençleri, genelkurmay başkanının ismini bilmeyip, bu tür politikacıların ismini asla unutmadıkları için, hem memleketleri refah içinde, hem de memleketi yöneten bakanların başbakanların bile anca bi evi var, bi de mütevazı otomobili.
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder