POLITIK - Kriz mi Önce, Savaş mı Önce?

Kriz mi Önce, Savaş mı Önce?

Bülent ESİNOĞLU

K

riz gökten, bilinmeyen bir yerden, gaipten geliyor.
Savaş bizim irademize bağlı, bir şey.

Hayır.

Kriz de, Amerika'dan geliyor.
Savaş'ta Amerika'dan geliyor.

Yandaş ve holding medyası, krizi sanki Allahın emri, gelecekti, geldi diye veriyor.

Ülkenin tüm koruma duvarlarını,( hem ekonomik hem askeri) uluslar arası tekellerin talimatı ile kaldıranlar, şimdi de ekonomik kriz geldi ne yapalım, bizim kusurumuz değil ki, dışarıdan geldi.
Diyorlar.

Bir şey dışarıdan Batıdan, Atlantik ötesinden geldi mi, Allahın emri,
ne yapalım oluyor.

Şimdi Batı daha fazlasını bizden istiyor.

Ordumuzu Suriye'nin üzerine sürmek istiyorlar.

Dünya savaşını buradan, Ön Asya'dan başlatmak asıl niyetleridir.

Kapitalizm ürettiği krizleri, kendi devletleri ile çözemeyeceği bir noktaya geldiler.
Bunu tüm dünya halklarının üzerine boca etmek ve krizden çıkma yolu olarak görüyorlar.

Emperyalizmin savaş ihtiyacı, hat safhadadır.

Bu savaşı ilk kalemde, Suriye Türkiye savaşı olarak mı başlatır, yoksa
İran'a doğrudan NATO ile mi saldırır, şimdi bunun hesabı içindedir.

Bu krizde savaş çıkmazsa, bundan sonraki krizde, büyük dünya savaşı
ufukta göründü bile...

Bu savaş kriz üreten ve bedelini halklara ödeten kapitalizm ile planlı
anlayışa sahip ülkeler arasında olacaktır.

Hindistan silahlanıyor.
Çin zaten ordusunu modernize etmenin peşindedir.
Rusya belli.

Amerika'nın Türkiye'yi kullanarak, Suriye'ye, oradan da İran'a
saldırma niyeti, kapitalizmin artık tıkandığının, kâğıt alıp satma
dünyasının bittiğinin göstergesidir.

Türk halkı için temel sorun; Amerika'nın Ön Asya'da koçbaşı olup olmayacağıdır.

Hillary Clinton'un "Suriye Türkiye arasına tampon bölge kuralım"
teklifi; Suriye ile Türkiye'yi savaştıralım , anlamındadır.

Türk Halkının en büyük kadersizliği böyle bir hükümet ile bu duruma
düşmüş olmasıdır.

Bu durumda Türk Ordusuna çok büyük bir görev düşmektedir.
Mehmetçiğin kanını Amerika için akıtmayız demelidir.

9.82011, bulentesinoglu@gmail.com

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ HEP YAŞADIĞIMA DAİR  Bu gölge yer pazar günü Bu şehir, bu tren sesi Gök bildiğim bu mavilik Yeşil dallardan süzülen Oturduğum rahat koltuk Beyaz örtüsü masanın Sigaram, kahvem, gazetem Elimin çizdiği kavis Kovmak için sinekleri Kolumda işleyen saat Ve esnemem arada bir Hep yaşadığıma dair  Cahit Sıtkı TARANCI