14 Mayıs 2012 Pazartesi

DIN, IMAN, KIN, YALAN, DOLAN

Adamım açık seçik diyor ki;
Mahkemeye emir verdiniz mi?
Sorulan soru budur.

From: ataturkunizindekiler@googlegroups.com On Behalf Of esin ayral
Subject: "Atatürkünİzindekiler" Silivri'de tahliyeleri değerlendiren illegal bir karargah mı var?*** From: Atilla KART

14.05.2012

TBMM Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın  Başbakan Sn.R.Tayyip Erdoğan   tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 96.maddeleri gereğince saygıyla talep ederim.

Atilla Kart

CHP Konya Milletvekili


Ergenekon adıyla” ifade edilen Silivri yargılamalarında , soruşturma ve yargılama aşamalarında “Hukuk dışı müdahaleler” yapıldığı ;
Delil üretildiği, delillere müdahale edildiği, delillerin karartıldığı” yönünde ciddi ve iddia bulgular söz konusudur.
Balyoz” davası başta olmak üzere pek çok davada bu yönde yoğun deliller mevcuttur.

Münferit ya da istisnai olma” boyutlarını aşan , “sehven” kavramıyla izah edilemeyecek olan;
ancak , Devlet yetkisinin
Kurumsal olarak kötüye kullanılması suretiyle açıklaması yapılabilecek olan hukuk dışı müdahalelerin varlığını gösteren bulgulardan söz ediyoruz.

Bunun en vahim ve adeta suçüstü denebilecek boyutlardaki örneği , Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım olayında ortaya çıkmıştır.

Aydınlık Gazetesinde bugün ortaya çıkan bulgulara

ve Tarafımıza ulaşan bilgilere  göre;

Deniz Yıldırım ile ilgili olarak Temmuz 2010 ve Eylül 2010 tarihlerinde vuku bulan tahliye talepleri hakkında,  Savcılık Makamı tarafından “olumlu” yönde mütalaaa verilmiş, Mahkeme ise bu talepleri oy çokluğuyla reddetmiştir.
Ancak,
enteresan ve kabul edilemez olan husus , her 2 süreçte de , normal  ve mutad prosedürün dışında , evrak üzerinde , Mahkeme Savcısı ve Mahkeme Heyetiyle ilgisi olmayan ve “itirazın reddi-tutukluluğun devamına” notunun bulunmasıdır.

Her 2 notun yazı karakteristiği aynıdır.

Her 2 not , Mahkeme Organları dışında bir “Kişi’yi-Kişi’leri” işaret etmektedir.

Bir başka ifadeyle;
Silivri Yargılamalarında , Savcı ve Yargıç’lar dışında , kritik aşamalarda karar Mercii gibi devreye giren “bir el” vardır.
Bu el, “
Görünmez Bir El’dir”.
Yine bir başka ifadeyle, Silivri soruşturmalarında , kritik karar mekanizmalarında “illegal bir karargah”  görev yapmakta ve belirleyici olmaktadır.

Yukarıda anlatımı yapılan süreç kaçınılmaz olarak bu değerlendirmelerin yapılmasına yol açmaktadır.

Öte yandan;
Deniz Yıldırım’ın tutuklanmasından 40 dakika kadar evvel , Başbakanlık’tan , Savcı Zekeriya Öz’e “acele”  kaydıyla faks gönderildiği ve yazıda ”Devlet sırrı” ibaresinin bulunduğu yönünde de ciddi ve somut iddialar vardır.

Hukuk dışı müdahaleler, “nasıl olsa Bizi denetleyecek bir merci yok” düşüncesiyle,  pervasızlık ve cüretkarlık boyutlarına ulaşmıştır.

Bu bulgu ve değerlendirmeler ışığında;

(1) İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesinin  2010/106 esas sayılı dosyasında 02.07.2010  ve Eylül 2010 tarihli  tahliye talepleriyle ilgili yazışmalarda, el yazısıyla yazılmış olan ve sırasıyla “itirazın reddi, tutukluluğun devamı” , “itiraz red, tutukluluğun devamı” şerhlerini taşıyan yazılar Kim’e aittir?

Bu yazıların Mahkeme evrakında ne işi vardır?

Mahkeme Heyeti bu yazıların dosyaya girmesine neden izin vermiştir?

(2) Mahkemelerimizde ya da Ceza Muhakemesi mevzuatımızda, Savcı ve Yargıç’lar dışında, tahliye talepleri hakkında değerlendirme yapan bir Merci var mıdır?

Yukarıda anlatımı yapılan bulgular , Ergenekon olarak adlandırılan soruşturma ve yargılamalarda , Savcılık ve Mahkeme Makamları dışında , illegal bir karargahın bulunduğu ve bu karargahın karar aşamalarında doğrudan etkili olduğu anlamına gelmez mi?

Bu şartlar altında yargılama yapan bir Mahkemenin adaletinden söz edilebilir mi?

(3) Deniz Yıldırım’ın tutuklanmasından bir saat kadar evvel, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Makamından , sorgulamayı yapan Savcılık Makamı aranmış mıdır?
Yazışma yapılmış mıdır?

Arandıysa ya da yazışma yapıldıysa hangi konuda yapılmıştır?


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Toplum bir fahisedir, daima irzini teslim edecek bir despot arar.   Cemil Meric   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki   sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer  . . . . . . . . . . . . . . . .  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT  . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kal1plasm1s Kural birakmiyorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Akildir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder