Dün bir başka Neron; Ankara/Sincan'da Türkiye'yi yakmaya yemin etmiş gibi ateşi körüklüyordu.
Dini kullanışı vıcık vıcık riya ve yalan kokuyordu. Cami yalanını inatla sürdürdü.
Neron Roma'yı ateşe vermek için odun toplatmış, Roma'nın dört yanına yığdırmıştı.
Türkiye'yi yakmaya yemin etmiş görünen Sincan'daki Neron;
"Başı örtülülere saldırdılar" diyerek taraftarlarını ve dindarları provoke ediyor. Ülkeyi yakabilmek için vatandaşlarımızı "odun" yerine koyuyor.
Reyhanlı'da kendi zaaf ve yanlışları yüzünden yanarak, parçalanarak ölen vatandaşlarımız için;
"Reyhanlı'da 53 sünni vatandaşımız şehit edildi" diyerek mezhep kaşıması yapıyor. Hiçbir demokratik ülkede, hiçbir aklı başında olan siyasetçi vatandaşları mezhep ve mikro milliyetçilik üzerinden ayrıştıramaz.
Fişleyemez. Yaparsa insanlık suçu işler.
Neron; "gezi eylemcileri içinde dış güçler var" dedi. Oysa ülkeyi ajan cenneti haline getiren kendisidir. En ala provokatörlüğü dış güçlerin maşası; CİA elemanları ile içli dışlı olan "rejimin güvencesi dediğin" polislerin F tipi çetesi yapıyor. MOSSAD, M16, BND ve benzerlerinin cirit attığı bir ülkeyi kendi yarattı. Şimdi büyüttüğü canavardan şikayet ediyor. Hedef saptırıyor.
Deliğe süpürüleceğini anlayan NERON, "benden sonrası kıyamet olsun" deliliği ile bütün ülkeyi kışkırtıyor.
Eylemcileri polise molotof atmakla suçluyor. Oysa elinde molotof olan kişilerin sivil polis olduğu ortaya çıkmıştı.
Kendi provokatörünü kendin yolla, sonra iftira et.
Taksim'in tam ortasında bir avuç PKK'lı konuşlandı. Polis bütün yandaş basının görüntüleri servis etmesini bekledi.
Psikolojik operasyon tamamlanınca müdahale etti.
PKK, BDP kimin ortağı? AKP'nin. Onlar Gezi Parkına AKP'ye destek için geldi. Amaçları gezi eylemlerini değersiz kılmaktı. Polis şiddetine bahane yaratmak isteniyordu. Oysa Neron'un aynı polisi emir üzerine PKK'lı teröristleri bütün kalkışmasında seyretti. Yaktılar, yıktılar…
Devlet malına zarar verdiler. Şahıs mallarına, arabalara zarar verdiler. Okuluna giden Serap'ı yakan PKK'lı şimdi nerede? PKK tahrik olmasın diye Türk Bayrağını indiren ikiyüzlüler,
Türkiye'yi yakma talimatını dağıttıkları Türk bayrakları önünde veriyor.
Hala; "Menderes'i astınız, Özal'ı zehirlediniz" diyor. Ve ekliyor;
"Biz sabrettik(!)..."
Öyle çok sabrettiler ki; cinayet işlemeye doymadılar.
11 yıldır işledikleri cinayetleri bir hatırlayalım:
Kuddisi Okkır, Enver Arpalı, Erhan Göksel, Uçkun Geray, Abdülkerim Kırcı, Ali Tatar, Berk Erden, Birol Atakan, Olgun Ural, Belgütay Varımlı, Behçet Oktay, Kaşif Kozinoğlu cinayetleri Neron ve Bush ortaklığında işlendi.
Necip Hablemitoğlu Neron'un imparatorluğu dönemde öldürüldü.
Hrant Dink Ermeni açılımını meşrulaştırmak, milleti Ergenekon yalanına inandırabilmek için öldürüldü.
Bir katil arıyorsanız eğer, aynaya iyi bakın.
Gezi eylemleri ne zaman sakinleşse Neron hemen kışkırtıyor. Ateşe gaz döküyor.
Sadistçe bir söylem geliştiriyor.
Neron'un provokatör söylemleri neticesinde 12 vatandaşımız gözünü kaybetti. Dört vatandaşımız öldü. Yüzlerce vatandaşımız yaralandı.
Neron kışkırtmaya, ateşe odun atmaya devam ediyor.
Dün gezi parkı eylemcileri bir karar aldı. Direniş tek bir çadırla simgesel olarak sürdürülecekti. Neron SS'lerini eylemcilerin üzerine saldı ve başardı.
Taksim gezi parkı dağıldı. Türkiye'nin bütün meydanları Taksim oldu.
Neron mutludur artık. Yaktığı ateşin alevleri ne kadar yükselirse, o kadar tatmin oluyordur.
Dost sandığı AB-D basını gezi parkı eylemlerini övüyor. Neden?
Neron iktidarı ile Amerikan karşıtlığı zirve yaptı. Emperyalist dayatmaya karşı ülkenin milli unsurları ayağa kalktı.
AB-D kendi vatanında saygınlığını kaybeden hiçbir kuklanın arkasında durmaz. Şimdi sıra Türk vatandaşlarına "şirin" görünmekte…
Şirinlik yaparak el altında bulundurdukları kuklalarından birini sahneye sürme hesabı var işin altında.
Oysa Türk Milletinin derdi Erdoğan ile değildir. Türk milletinin derdi Batı kuklası bütün yöneticilerle, emperyalist diktaya açık hale getirilen sistemledir. Türk Milleti kendi ülkesini kendi yönetmek istiyor. Türk Milleti bir avuç haramzade ve egemen güçlerin iş adamı kılıklı haramilerinden kurtulmak istiyor. Türk milleti kendi toprağını kendi işlemek, ülke zenginliklerini kendi vatandaşı için kullanmak istiyor.
Mesele bir kukla değildir. Kuklalar geçidi haline getirilen sistemdir. Bu sistem değişmeden kuklaların sadece adı değişir.
Neron'un bu kadar ülkeyi yakma hevesinin altında başka tertipler de olabilir mi?
Olabilir.
Eylemleri sürekli kışkırtıp provoke ettiğine göre;
İç savaş çıkarıp, şiddetli çatışmalar neticesinde sistemi tamamı ile değiştirmeyi planlıyor olabilir mi?
Olabilir...
Güneydoğu'da bebek katili Öcalan'ın talimatı ile bazı toplantılar yapılıyor.
Biz cambaza bakarken;
"Bir de baktık, Güneydoğu gitmiş" oldu bittisi ile karşı karşıya kalabilir miyiz?
Kalabiliriz...
Neron'un Sincan konuşmasındaki sözleri; "aklını iyice kaybetmiş bir delinin cümlelerinden" farklı değildi.
Dediği söylenen bir şahsın; devlet adamı olamayacağı, kişisel istikbal uğruna ülkeyi ateşe sürmekten çekinmeyeceği açıktır.
Neron ülkeyi yakmadan tedbir alınmalıdır.
Bu görev öncelikle AKP'lilere düşer. Çünkü ülke yanarsa önce onlar yanar. Hatta sadece kendileri değil, 7 sülaleleri de yanar.
Neden mi?
11 yıldır kin biriktirdiler. Kendi cüzdanlarında para, toplumda yara oldular. AKP'ye oy vermeyenlere sürekli hakaret ettiler. Nefret biriktirdiler. Bu nefret kartopuydu, çığa dönüştü.
Milletin neyi var neyi yok, kırk harami gibi ganimet alarak sattılar. Milletin bütün düşmanlarını baş tacı ederken, tarihine, devletine, değerlerine küfrettiler. Haçlıyı hilale patron yaptılar.
Sadece cüzdanları şişmedi. Toplumda kendilerine karşı oluşan nefret de şişti.
Aklınızı başınıza alın.
Bu gidiş gidiş değildir.
İç savaş üzerinden sistemi, devleti değiştirmeyi planlıyorsanız eğer…
İç savaş üzerinden Güneydoğu'yu Kürdistan kılıfıyla İsrail'e hibe etmeyi planlıyorsanız şayet;
Bu ülkede değil siz, yedi sülaleniz gömülecek mezar yeri bile bulamayacaktır.
Bu cümle sıradan bir hatırlatma değildir...
GERÇEK BİR UYARIDIR...
Aklınızı başınıza alın...
NOT: 11 yıldır "darbe ile yatıp darbe ile kalkan" karanlık siyaset, Türk Ordusunun mensuplarını terörist diye damgalayıp, fuhuş ve ajanlık iftirasıyla haysiyet cellatlığı yapan zavallılar…
30 yıl sonra Taksim'e jandarmayı getirmek gene size kısmet oldu.
Bir de Allah'ın sopası yok derler. İşte Allah'ın sopası…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder