1 Ağustos 2019 Perşembe

KRALJULİEN TAKMA ADLI BİR ABİ.. : SİYANUR İLE ALTİN ÇİKARTMA İLE İLGİLİ FAYDALİ BİLGİLER

Yazan kişi takma ad kullanmış.
Ancak, yazılanlar doğru ve tutarlı.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


KRALJULİEN TAKMA ADLI BİR ABİ.. : SİYANUR İLE ALTİN ÇİKARTMA İLE İLGİLİ FAYDALİ BİLGİLER

Herkese Merhaba;

Siyanür ve Altın üretimi. Faydalı bulanların RT lemesi dileğiyle

Bu siyanürle çalışan altın madenine dair birkaç kelime etmezsem kanıma dokunur. Master tez konum olduğu içinde çok daha bilimsel bakış açısıyla kendi araştırmalarımı-gördüklerimi ve olası duruma dair genel bilgilendirmeyi yalın bir dille anlatmak isterim

Siyanur aslında bir bileşiktir. C ve N elementlerinden oluşur. Uzaktan bakıldığında karbonata benzer. Deneyler için genelde toz şeklinde temin edilir.

Bir şişenin içerisinde durduğu ve temas etmediği sürece kimseye zararı yoktur. Ama temas ettiği zaman ppm (part per million) milyonda bir seviyesindeki miktarlardan itibaren yaşamı tehdit etmeye başlar. Çok hızlı şekilde etki ettiğinden dolayı çok çok şanslı iseniz çok az miktarda aldıysanız (100 ppm ve daha az) ve tam teşekküllü bir eğitim araştırma hastanesine yakınsanız ve bu alanda deneyimli bir ekibiniz varsa ellerinde amil nitrit varsa (Antidot olarak kullanılır) hayatta kalma şansınız vardır.

Eğer solunum yoluyla aldıysanız o kadar vaktiniz yoktur. Acıbadem kokusunu burnunuz algıladığı an artık siyanür zehirlenmesine maruz kaldığınızı yada kalmak üzere olduğunuzu bilin. Yukarıda bahsettiğim kapsamda bir hastaneye ulaşmak ive müdahale için 8-10 dakikanız vardır.

Şöyle bir kötü özelliği vardır siyanürün. Merkezi Sinir sistemini etkiler. Bu nedenle zehirlenmeler çok yüksek oranda ölümle sonuçlanır

Peki Altınla Siyanürü bir araya getiren şey nedir?

Altının en büyük özelliklerinden bir tanesi doğada bileşik yapmadan saf hale yakın bulunmasıdır. Filmlerde dere yataklarında ellerinde elekle altın arayanları hatırladınız değil mi? İşte o abiler altının saf olarak dere yataklarında toprağın içindeki elle tutulabilen gözle görülebilen boyutlardaki halini ararlar. Altının büyük parçalı olmayan ufak tanecikli hali ise altın yataklarının içerisinde milyonlarca ufak parça halinde geniş arazide toprağın derinlemesine bulunur. Şöyle düşünün tonla toprak var ve içinde küçük boyutlar/ağırlıklarda altın cevheri bulunuyor. Bunu tek tek elle bulabilmek imkansıza yakındır. Siyanür burada devreye girer. Ne yazık ki şöyle bir özelliği vardır siyanürün. Siyanür tıpkı kesme şekerin sıcak çayın içerisinde karıştırıldıkça kaybolması gibi içinde altın olan toprağı siyanürlü su ile yıkadığınızda toprağın içindeki altını (basit dille söylüyorum) katı halden sıvı hale getirir ve çözeltinin içine alır. Siyanürlü o çözelti çok yüksek oranda altın barındırır. Sonra o çözeltiye klor gazı verdiğinizde altın çözeltinin içinde katı halde çöker. Sonra kurutup külçe haline getirip piyasaya sürersiniz. Buraya kadar süper. Esas sorun burada başlıyor. Zira binlerce ton toprağı yıkayacak kadar çok elinizde siyanürlü suyun (çözeltinin) olması gerekir.

Bunun için çoooook geniş ve çooook derin bir siyanür havuzunun olması lazım. O nedenle altın madenine yakın bir yerde tıpkı şu an Çanakkalede olduğu gibi doğanın anasını ağlatıp benden sonra tufan deyip geniş bir havuz kazarsınız.

Madenin ve hacminizin büyüklüğüne göre değişmekle birlikte çapı 200-250 metre derinliği 60-70 metredir. Boğaz köprüsünün denizden 67 metre yüksekte bir futbol sahasının 105 metre olduğunu da belirteyim. O siyanürlü çözeltinin bulunduğu havuz mutlaka açık havada olmalıdır.

Zira bu zehiri yine doğa ana sayesinde bertaraf ederiz. Siyanürlü çözeltiyi güneş ışınlarına maruz bıraktığınızda UV ışınları CN yi parçalar ve görece daha az zararsız hale gelen bir çözeltiniz olur.

Peki sorun ne mi? Sorun şu güzel kardeşim. O kazdığınız havuzun altını o suyun yeraltına sızmaması için branda gibi (teknik tabir kullanmak istemedim) bir izolasyon malzemesi ile kaplarsınız.

O branda da toplu iğnenin ucu kadar dahi sızmanın olmaması gerekir. Hele ki FAY HATTININ HİÇ OLMAMASI GEREKİR. OLURDA DEPREM OLURSA o aşağıdaki bez hem üzerinde suyun ağırlığı hem de depremin etkisi ile yırtılabilir. O yırtığın sebep olduğu sızıntıyı en iyi ihtimalle alt yapı ile yapıyor olmanız gerekir. Birde aşırı yağış ve sel gibi riskleride unutmayalım. O baraj taşmamalı. Zira esas tehlike o havuzun (Allah muhafaza) taşması-yıkılması veya asla farkedilemeyecek boyutta sızıntı ile (her gün sadece 200 litre sızsa) yer altı sularına bitkilere hayvanlara ve toprağa karışmasıdır. Siyanür zehirlenmesi direk olmasa dahi farklı zehirlenme/ rahatsızlıklara sebep olacağı ve ana etkenin siyanür olduğu ancak otopsi vb durumlarda ortaya çıkması mümkün olacağı için çevredeki insan – doğa hayatındaki farklı sebeplerdenmiş gibi görünen ölümler uzun süre farkedilmeyebilir. Peki bu siyanürden başka yöntem var mıdır altın üretmek için? Vardır! Hem de 1 den fazla. Ama daha maliyetli ve daha uzundur. Bir başka Flood da da ondan bahsederim.

Ama özet şu değil 1 kilo 100 ton altın bile bir insanın saçının telini geri getirmez. Siyanür havuzunun çökmesi-yıkılması-aşırı yağışlarla hasar görmesi hiç oldu mu diye sorarsanız. Buyrun size canınızı izlediğinde çok yakacak arama kelimesi 'cyanide spill disaster'.

En son Romanya da bu yazdığım risk gerçekleşti ve siyanür havuzu hasar gördü. Çernobilden beri Avrupa da yaşanan ekolojik felaket olarak tarihe geçti. 50 km çapındaki alandaki tüm doğal hayat sona erdi. Bu rakam da resmi açıklamalar.

Gerçek durumu asla bilemeyeceğiz. Altın her alanda yadsınamayacak kadar çok kullanımı olan bir emtia. AMA HAYATI KOLAYLAŞTIRIP ANLAMLANDIRIRKEN BAŞKA HAYATLARA SON VERMEMELİ HELE ALTERNATİF ÜRETİM YÖNTEMİ VARSA!

Çok yalın ve bilimsel dilden olabildiğince uzak yazmaya çalıştım. Konuya hakim değerli bilim insanlarının hoşgörüsünü rica ederim. Sevgi ve Saygılarımla

K. J Kraljulien


- - - - - - - - - - - - -

a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Biz cahil dedigimiz zaman mektepte okumamis olanlari kastetmiyoruz.
Kastettigimiz ilim hakikati bilmektir.
Yoksa okumus olanlardan en buyuk cahiller ciktigi gibi hic okumak bilmeyenlerden de hakikati goren gercek alimler cikabilir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

106. DEISTLERIN ALLAHI ILAHIYATCILARIN ALLAHINDAN NE DAHA AZ CELISKILIDIR NE DE DAHA AZ MEVHUMDUR

Deist bize bagirir: "Teolojinin korkunc ve tuhaf Allah'ina ibadetten sakininiz; benim Allah'im sonsuz olcude hakim ve iyi bir varliktir; insanlarin babasidir; hukumdarlarin en yumusagidir; dunyayi nimetleriyle dolduran odur".

Ona derim ki; bu dunyada her seyin Allah'iniza verdiginiz hasletleri yalanladigini gormuyor musunuz? Bu pek sevecen babanin bircok ailesinde yalnizca mutsuzlar gormekteyim. Bu kadar adil bir hukumdarin ulkesinde, cinayeti muzaffer, erdemi ise perisan halde goruyorum. Ovdugunuz, sevinc ve heyecaninizin ozellikle goz onune almak istedigi iyilikler, nimetler arasinda, uzerine gozlerinizi kapamakta direndiginiz her turden bircok kotuluk gormekteyim. Kendi kendisiyle celiskili olan pek iyi Allah'inizin, ayni el ile iyilik ve kotuluk dagittigini teslim etmek zorunda kalacaksiniz; Allah'i hakli cikarmak icin rahibin yaptigi gibi, beni, obur dunya ulkesine (ahiret alemine) gondermek zorunda kalacaksiniz. . . Bu durumda, ilahiyatin icat ettigi Allah'tan baska bir Allah icat ediniz. Cunku sizin Allah'iniz, onun Allah'i kadar celiskilidir. Bir iyi Allah ki, kotulugu yapar, ya da kotulugun yapilmasina izin verir; bir Allah ki, adaletle doludur ve ulkesinde sucsuzluk cogu kez yenilmis bulunur; mukemmel bir huda ki, eksik ve sefil eserlerden baska eserler yapmaz; boyle bir Allah ve hareketleri, cisimlesme (incamation, yani Allah'in insan suretinde gorunmesi) kadar buyuk sirlar degil midir?

Alemlerin yaraticisi Allah'in insana donuserek, uzerinde bulunan hacla Asya'nin bir kosesinde oldugu kendilerine telkin edilen vatandaslarimiz adina kizardiginizi soyluyorsunuz. Teslisin niteligini ve tanimlanmayan sirrini pek sacma buluyorsunuz. Ekmege donusen, her gun bin muhtelif yerde kendisini yediren bir Allah'tan cok, size hicbir sey gulunc gorunmuyor. Pekala! Butun bu sirlar akil icin, intikamci olan ve insani isleri odullendiren bir Allah'tan daha aykiri midir? Sizce, insan ozgur mudur?

Yoksa degil midir? Her iki secenekte de adaletten, dogruluktan kendisinde bir eser varsa, Allah'iniz, insani ne cezalandirabilir, ne de odullendirebilir. Eger insan ozgurse, eylem ve harekette bulunmakta ya da bulunmamakta ozgur yapan, ozerk yapan Allahtir, bundan dolayi, insanin islerinin baslangic nedeni Allah'tir. Gunahlarindan dolayi insani Allah cezalandirdiginda, uygulamasinda kendisini ozgur kildigi seyi yaptigindan dolayi insani cezalandirmis olur. Eger insan yaptigindan baska turlusunu yapmakta serbest degilse (ozgur degilse), yapmaktan kendisini alikoyamadigi yanlisliklarindan dolayi insani cezalandirmakla, Allah, varliklarin en haksizi olmaz mi? Bircok kimse, dunyanin butun dinlerinin dolu oldugu ayrintili abeslerden gercekten saskinlik icindedirler. Ancak bu sacmaliklarin ciktigi kaynaga inecek cesarette degildirler. Gormuyorlar ki, celiskiler, gariplikler, birbirine karsi niteliklerle dolu bir Allah, insanlarin hayalgucunu isitarak ve verimli kilarak bir dizi ham hayalden baska bir sey asla gelistirmemistir.

- - - - - - - - - - - - -
Nerede olursa olsun gokyuzu herkes icin birdi.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Kosnullugun ruhanilestirilmesine ask denir Iste Hiristiyanliga karsi en buyuk zafer.

VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder