26 Nisan 2021 Pazartesi

'VERİLER 2020 YILINDA FAZLADAN 1 MİLYON BİTCOİN'İN YASTIK ALTINDA TUTULDUĞUNU GÖSTERİYOR'

Pek çokları Bitkoin'in yandaki grafikte görülen adeta logaritmik artışını şüpheyle karşılıyor.
Teknik inceleme bilenler de bir şeyin(!) bu şekilde sürekli yükselmesini akıl ve sağduyu dışı buluyor.
Teknik incelemeciler işin teorisi gereği tıpkı bir denizin daglaları gibi yatay bir hatta dalgalanma olmasını beklerler.
Oysa bitkoinde dalgalanmalar logaritmik artış gösteren birhat üzerinde olmaktadır.
Bu onları korkutmakta, paniğe sokmaktadır.
Akıl dışı bulmamakta, bir gün mutlaka patlayacağına ilişkin inançlarını pekiştirmektedir.

Oysa işin sırrı arz ile talep arasındaki orantısızlıkda.
Dahası aşağıdaki haber bize kriptopara alanların önemli bir bölümünün nolursa olsun, aldığını saklamayı, biriktirmeyi tercih ettiğini gösteriyor.

Peki kriptoparalar nereye kadar böyle logaritmik ölçekte değer kazanmaya devam edecek?
Büyük olasılıkla bugünkü değerinin 100-1000 katına kadar değer kazandıktan sonra bir platoya ulaşırız diye tahmin ediyorum.
Bu büyük olasılıkla kriptoparaların market değerinin en azından küresel paraların market değerine yakın miktarlara ulaşmasına kadar da böyle sürer diye düşünüyorum.
Yani bugünkü 2,5 trilyon dolarlık market değerinin en azından 100-150 trilyon dolara ulaşmasını gözlemek gerek.
Ve zaman içinde sektörün amiral gemisi bitkoin'in yeni forklar ile yavrulamasını, alt koinlerden de bitkoinde olmayan yetenekler, hız, ucuz işlem gibi özelliklerle öne çıkan bazılarının pazar paylarının artmasını bekliyorum.
Bitkoin'e yatırım yapanlar açısından önümüzdeki dönemde yeni forkların olacak olması yatırımlarının yavrulaması anlamını taşır.
Doğrusu en cahil olan yatırımcıların bile yalnızca bitkoin alması ve saklaması bile büyük bir yarar sağlayacaktır.

Thodex skandalı bu sektörde beklenen bir olaydı.

Hatta ben Binance, Bitfinex gibi devasa kriptopara borsalarında da benzer finansal skandallar bekliyorum.

Esasen bu borsalar Cayman adaları, Seyşeller gibi yerlerde faaliyet göstermektedir.
Pek çoğu başlangıçta bir Çin şirketi idi.
Çin yasakçılık ve denetimcilik dönemlerine girdikten sonra önce Hong Kong, ya da Singapura taşındılar.
Bir ara Malta'nın da adı geçti.
Ama şimdi bunlar vergi ve denetimsizlik cenneti olan Karaiplerde ya da Pasifik'te bulunan ada devletlerde yerleşik.
Bu gün battık deseler zaten önlemini almış durumdalar.

Devletler kriptoparaları, onlara ulaşımı, onların kullanımın kısıtladıkça sistem yer altına inecektir.
Bu durumda işin karanlık doğasından dolayı Thodex benzeri finans skandalları olamaya devam edecektir.

Kriptoparalar henüz bu kadar nam salmamışken yerel ve küresel olarak pek çok mali skandal yaşanmıştır.
Thodex ilk değildir.
Dolar ekosisteminde olan Enron, ve benzeri skandallar gibi.
Daha pek çok iflas da olacaktır.
Dolar ekosisteminde olduğu gibi.
Bütün bu iflaslar, zimmetler, dolandırıcılıklar devletler regüle ettiği ve ruhsatlandırdığı oranda azalacaktır.
Ama hep olacaktır.

Şunu vurgulamak isterim.
Genelde olarak blokzincir teknolojisinde bir kusur, yanlış yoktur.
Thodex ya da peşi sıra olan diğer kriptopara eksenli dolandırıcılık, zimmet ve iflas olayları para sisteminden kaynaklanmamaktadır.

Evet, özelde bazı blokzincirlerde hileli, kapalı, kötüye kullanıma müsait yapı vardır.
Biz bunlara şitkoin yani BOKpara diyoruz.

Neler Şitkoindir?
  • Yazılımının kaynak kodu kapalı olanlar.
  • Para emisyonunun kontrolü tamamıyla şirket kontrolünde olanlar.
  • Amerikan dolarına ya da başka paraya değeri bağlanmış, ya da adında USD anahtar kelimesi geçenler.
  • Pazar değeri ilk 100'ün dışında kalan 9900 para.
Yine pek çokları koinler ile tokenleri karıştırıyor.
Tokenler küçük birimlere bölünemez.
Yani bir paranın en temel  özelliği olan bölünebilirlik imkanı yoktur.
Bunlar öncelik, lisans, hak, özgünlük gibi tek ve bölünemez değerleri saklamak için üretilmiştir.
Jeton gibidir, alt birimi yoktur yani.
Değiş tokuş ettiğini aynı iki token bile birbiri ile aynı değildir.
Biri bir şeyi temsil eder, diğeri başka bir şeyi, ama iki şey benzerdir sadece.
Bunlardan pek çoğu da para olarak bir değer taşımaz.

Özellikle yaşadığımız son yılda AKILLI KONTRAT teknolojisine sahip blokzincirler üzerinde çalışan MERKEZİ OLMAYAN, İNSANSIZ pek çok teknoloji ortaya çıkmıştır.
Bunlar, sigorta, borç alma ve verme, koinler ve tokenler arasında takas imkanı veren borsalar, dosya saklama, mesajlaşma, müzik, resim, film ve benzeri sanat eserlerinin özgünlük, hak sahibi olma denetimleri gibi enteresan işlerdir.

Dediğim gibi, kriptoparalar ve tokenleri kendi aralarında takas etmenin DAĞITIK, MERKEZİ OLMAYAN, İNSANSIZ teknolojileri zaten vardır.
Esas sıkıntı FİYAT PARALAR ile KRİPTOPARALAR arasında bir takas yapmaktadır.
Zor olan, kriptopara sistemini zora sokan budur.


Nakit ya da bankadaki paranız ile kripto para almak ya da satmak için pek çok yol vardır.
Ama bunların hepsinde de ayrı ayrı sıkıntılar, mahsurlar vardır.

1) Doğrudan kişiler kendi aralarında kriptopara ticareti yapabilir.
Satıcı TL ya da fiyat parasını nakit olarak, banka hesabı üzerinden EFT, HAVALE, SWIFT, SEPA gibi yollarla alır.
Alıcı ise kripto parasını doğruda soğuk cüzdanında teslim alır.
Bu işte karşılıklı güven gerekir.
Eğer devlet yasakçılık konusunda yeni aşamalara ilerlerse insanların elinde kalan tek seçenek bu olacaktır.
Bu durumda tıpkı eski zamanlarda Tahtakale ayaklı döviz büfeleri gibi metropollerde belirli yerlerde, pasajlarda, sokaklarda bu işi yapan kişiler öbeklenecek, alıcı ve satıcılar yüz yüze alışverişini yapacaktır.
Özal öncesi dönemde bir ara Tahtakale ayaklı döviz borsası işadamlarının, fabrikatörlerin milyar dolarlık döviz taleplerini dahi karşılayabilecek kadar büyümüştü.
Bunu da unutmayın.
Bu durumda zaman zaman karanlık sokaklarda yapılan alışverişlerden dolayı gasplar, cinayetler, adam kaçırma gibi olaylar yaşanacaktır.

2) Yukarıda belirtmiş olduğum kripto ticaretini kişiler doğrudan yurtdışından kredi kartı, ya da aracılar kullanarak bankalar arası fon transferleri ile yapabilir.
Bu da yer yer güven faktörüne dayalı olduğundan mağduriyetlerin yaşanması ihtimali vardır.

3) Eğer devlet halkın talepleri ile inatlaşmaz da kripto para alımını ve satımını yasal zemine oturtursa, pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi BİTKOİN BANKOMATLARI ile alım satım yapılır.
Ben İtalya'dakileri sınadım.
Alım ve satım arasındaki fiyat makası biraz fazla olmakla beraber işe yarıyor.

4) Devlet yasal düzenleme yaparak lisanslarsa, döviz büfeleri ya da benzerleri kriptopara alım ve satımı yapabilir.

5) Devlet yasal düzenleme yapar da lisanslarsa en güvenilir olanı yerli kriptopara borsaları olacaktır.

○  Halen ülkemizde benim tahminim birkaç on milyar doların katlarıyla kriptopara stoğu vardır.
Devletin yasakçılığı bu kadar önemli bir miktarı yasadışına itecek, devletin de bu parasal kaynaktan faydalanması imkansız olacaktır.

○  Halen ülkede en az 2,5 milyon insanın kriptopara yatırımı vardır.
Demokratik bir ulus devlette devletin halkla inatlaşması olacak şey değildir.
Halkın tercihlerine devletin uyum göstermesi demokrasinin bir gereğidir.

○  Kriptoparalara yönelik en ağır eleştiri kriptopara kullanarak suç işlendiği, karanlık işler yapıldığı şeklindedir.
Oysa bugüne kadar suç dünyasında en çok kullanılan NAKİT paradır.
Özellikle küçük küpürler halinde, paketlenmiş NAKİT PARA arzu edilir.
Kaldı ki, nakit doların ya da TL 'nin suç işlerken kullanılması bunların yasaklanmasında bir gerekçe olmamıştır.
Unutmayın ki, suçu ne NAKİT DOLAR, TL, ne de KRİPTOPARA işlememez.
Suçu insanlar işler.
Kaldı ki, bıçakla, satırla, tabancayla, ya da silaha olarak kullanılmış, kullanılabilir nesnelerle de suç işlenmektedir.
Ve kimsenin de aklına bıçak üretimini, bulundurulmasını, saklanmasını yasaklamak gelmemiştir.
BAna göre bu kriptoparalar yönelik yasakçılık için en içi boş gerekçedir.

○  Devletin kendi basmadığı bir paraya düşmanlık göstermesini doğal görenler var.
Göya devlet kendi basmadığı her parayı bir kaşık suda boğmalıymış.
Peki Türkiye Cumhuriyeti Amerikan doları basabiliyor mu?
Peki T.C. devleti neden Amerikan dolarının hükümran olduğu topraklarda borç almada, vermede, taahütlerde, alış verişte, hacizde ve vergide kullanılmasına göz yumuyor.
Peki ülkede bulunan döviz büfeleri neden yasal, neden devlet tarafından lisans altına alınmış.
Bu gerekçe de tam bir saçmalık.
Bükemediğin bileği öpersin.
Doları, euroyu yasaklayamadığına göre kullanımını yasal çerçeveye oturtmak zorundasın.
Kriptoparalar da böyledir, önleyemezsiniz, önlemeye çalıştıkça daha büyük yanlışlar, aksaklıklar, mağduriyetler ortaya çıkar.
Düzenleyecek, kabul edecek, lisanslayacak, yasal statü vereceksiniz.

Ekonomik büyüklük olarak okurlara bir kıyas vermek isterim.
ABD Merkez Bankasının tarih boyunca emisyona sürdüğü fiziki ve kaydi doların toplamı 8,5 trilyon dolar civarındadır.
Dolara bağlı olarak ABD Hazinesi ve Merkez bankasının piyasalara sunduğu devlet tahvilleri, bonolar, ve yine bunları teminat olarak göstermek suretiyle ikincil, üçüncül derecede üretilmiş bütün değerli kağıtların toplamı da 85-95 trilyon dolar civarındadır.
Görüldüğü gibi para ile buna dayalı değerli kağıtlar arasında yaklaşık 10 misli  fark vardır.
Bunu unutmayın ve her zaman hatırlayın.
Kriptoparaların dolar karşılığı market değeri en iyi zamanlarında 2,5 şu son çöküş dönemlerinde ise 1,8 trilyon dolar seviyesindedir.
Bunu ABD dolar emisyonu ile karşılaştırın.
Yaklaşık olarak üçte biri kadar bir pazar ağırlığı var.
Evet, yavaş yavaş AKILLI KONTRAT yapabilen blokzincirler üzerinde kriptopara türev piyasaları gelişmektedir.
Yani kriptoparaların da kendilerine dayalı ikincil, üçüncül türev işlemleri vardır.
Bu günlerde henüz bu dolara bağlı borçlanma kağıtlarının 90 trilyon dolarlık kapasitesine göre hayli küçüktür.
Ancak, beklenen o ki, zamanla ve hızlı olarak kriptoparaların türev işlemleri de artacaktır.

Küresel oligarklar ve onların kontrolünde olan Merkez BAnkaları elbette emisyonu kendilerinden bağımsız olan, giderek büyümekte ve gelişmekte olan kriptopara evreninden rahatsızdır.
Ve kontrol ettikleri bütün araçlar ile olumsuz haberler yaymaktadır.
Batılı ekonomi merkezlerinin, haber organlarının, ekonomiden sorumlu atanmış ve seçilmiş devlet adamlarının açıklamalarını bu gözle değerlendirmeniz gerekir.
Ancak, onların bile bükemedikleri bileği öpmeye başladıklarını izliyoruz.
Artık pek çok büyük finans kuruluşunun risklerini dağıtmak için sepetine kriptoparaları da eklediğini görüyoruz.
https://whale-alert.io/whales sitesinde sürekli olarak takip edilen ve yayınlanan balina alış verişlerinin gün içinde yüzlerce kez 10 milyon dolar üzerindeki bitkoin işlemini duyurduğunu görüyoruz.
Abone olduğum telegram hesabındaki alarmların sıklığı beni o derece yordu ve bunalttı ki, aboneliğime son verdim.

Devletlerin ve küresel oligarkların gelişmekte olan kriptoparalar yönelik ilk ve bence anlamsız tepkisi kendi kriptoparalarını çıkarmak şeklinde olmuştur.
Anlamsız çünkü, kriptoparaya yatırım  yapanlar devletlerin enflasyona boğulmuş paralarına güvenmedikleri için kriptoparalar yöneldiklerinden, yine devletin çıkardığı ve emisyonunu kontrol ettiği kriptoparaya talep olmayacaktır.
Venezuela Pedrosunu çıkardı.
Netekim, halk Venezuela parasına itibar etemediği gibi kriptoparasına da itibar etmiyor.
Ufukta IMF'nin SDR temelli kriptoparası olacaktır.
İngiltere bu işin bir görev gücü oluşturmuştur.

Ancak, kriptoparaları tasarlayanların haklı ve geçerli bir politik duruşu ve tercihi vardır.
Küresel oligarkların kontrolünde olan Merkez Bankaları enfasyonist para politikaları takip ederek dünya halklarının tasarruflarını yağmalamaktadır..
Örneğin, ABD'nin küresel haydutluğunu sürdürebilmezi, ABD ordusunun trilyon dolarlık bütçelerini, yatırımlarını sürdürübilmesi ancak bu şekilde olabilmektedir.
Türkiye'de ise son 19 yılda hükumet hem hazine garantili aşırı borçlanma politikalarıyla, hem de enflasyon yaratan parasal genişleme politkalarıyla halkın genelinden derlediği artı değeri, yandaş, partisan, militan kişilere ve şirketlere aktarmaya yönelik bir ekonomik model kurmuştur.
Ben doğrusu ne artık hiçbir devletin, küresel oligarkın tasarruflarımı SÜLÜKLEMESİNE tahammül etmek istemiyorum.

Halkın kriptoparaya yönelik arzu ve istekleri TL'ye yönelik güvensizlik ve itibarsızlıktan kaynaklanmaktadır.
Gelişmiş batılı ülkelerde kriptoparalar yönelik ilginin az olması, buna karşılık Nijierya, Vietman, Venezuella gibi ülkelerde had safhada ilginin olması da bu yüzdendir.
Ülkemizde halk parasını TL olara tutmak istememektedir.
Yalnızca kriptopara değil, altın, gümüş, hatta döviz alarak yatırım, tasarruf yapmaya çaba harcamaktadır.
Halkın bu eğilimleri ile inatlaşmak ekonomik bir kalkınma imkanı sağlamayacaktır.
Türkiye'de kriptopara alanında mutlak bir yasakçılık hakim olursa, halk bu sefer de 24 ayar sertifikalı gram altın ve gümüşe yönelecektir.
Esasen bu yönelim vardır.
Türkiye dünyada en çok yastık altı altını olan ülkedir.
Halkın elinde 4000 tondan fazla altın olduğu hesaplanmaktadır.
Merkez bankaları arasında en çok altın stoğu olan Amerika'da bu rakam 8000 tondur.
Altın ölü yatırımdır.
Gümüş ölü yatırımdır.
Yastık altında olan her şey ölü yatırımdır.
Yastık altı dolar da ölü yatırımdır.
Bütün bunların ekonomiye kazandırılması gerekir.
Bunu da yasakçılık ile sağlamak imkansızdır.

Türkiye bugünlerde Seyşel, Cayman adalarının kazandığından çok daha fazlasını bu ekonomi alanıdan kazanabilir.

Bunu sağlamak için;
kriptopara borsalarını ürkütmeyecek ama müşterilerine güvence verecek tarz ve şekilde yasal düzenleme yapılması.
kriptoparaların gündelik yaşamda, devletin ekonomik faaliyetlerinde yer bulabilmesini sağlayacak serbesti sağlaması,
Yeterli olacaktır.

Paradan vergi alınmaz, ama para ile yapılan ticarette üretilen kardan vergi alınır.

Bu TL'de nasıl oluyorsa, kriptoparalarla olan ticarette de aynı şekilde olur.
Vergi hizmet ya da ticaretin yapıldığı yerde, ödeme noktasında, kasa başında alınır.
Devlet vergi kaçağını önlemek için nasıl fiş denetimi yapıyorsa, onu kriptopara ile yapılan ticaretlerde de yapmaya devam eder.
Kaldı ki, son birkaç yıldır KDV toplamak için yapılan fiş denetimi savsaklanmaktadır.
Ve pek çok ticarethanede fişsiz alışveriş için daha ucuz fiyat teklif edilmektedir.

Evet,  kriptoparalar son derece volatildir.
Evet, kriptopara aleminin en büyüğü bitkoin ile yapılan işlemler çok hantaldır, bazen işlemin onaylanması yarım saati, bir saati dahi bulabilmektedir.
O halde kriptoparalar ile ticaret yapmak isteyenler, ödeme kabul edecekler, ve ödeme yapacaklar, ve bunları tanzim edecek olan devlet de buna uygun bir iş modeli geliştirmek zorundadır.

Kriptoparalar zorunlu değildir.
Aklı yatmayan, kafası almayan  uzak  durmak isteyebilir.
Ancak, tamamen akıl dışı bir duygusallıkla kendi içinde olmadığı bu oyunu toptan yasaklatmak, önlemek isteyenleri anlamak mümkün değildir.

Kriptopara borsalarında işlem yapanlar, gündelik, haftalık, aylık fiyat değişikliklerinden kazanç sağlar.
Tıpkı zahire borsalarında, viop borsalarında, swap borsalarında, hisse senedi borsalarında olduğu gibi.
Kimse kar payı vaat etmez.
Kimse sabit bir faiz oranı da vaat etmez.
Belirli riskler vardır.
Ve bu piyasaların aktörleri bunu bilir.
Bilmiyorsa da bilmek zorundadır.

Pek çok borsada yasal bir spekülasyon yöntemi olan kaldıraçlı yani borç alarak yapılan işlemler bu borsada da vardır.
Burada risk kullanılan kaldıraç oranı kadar büyüktür, kazançda aynı orantıda büyüktür.
Short pozisyon, long pozisyon, kaldıraçlı işlemler, türev piyasalar ve bunun gibi sayısız terim sizin için başka dilde söylenmiş anlaşılmaz kavramlar olabilir.
Ancak, bu kavramlar petrol borsalarında, zahire borsalarında, değerli metal borsalarında aynı şekilde vardır.
Diğer borsalarda yapılan işlemler nasıl yasal ve ahlaka uygun sayılıyorsa kriptopara borsalarında da aynı şekilde ahlaka uygundur, tek eksik kalan yasalara da uygun olmasıdır.
Şu ana kriptopara borsaları yasa dışı değildir, yalnızca regülasyonu ve ruhsatlandırılması yapılmamıştır.
Yapılırsa bu sorunda ortadan kalkar.

Anlamadığınız, bilmediğiniz işler olabilir.
Sizin dışınızda bir dünya var.
Ve siz farkında olmadan o dünyanın insanları, kurumları sizin yaşamınıza etki eden büyük işler yapıyorlar.
Örneğin, petrol borsalarında çıkmamış petrolü satıyorlar, örneğin zahire borsalarında gelecek yılın buğdayı, arpası satılıyor.
Örneğin, finans kuruluşları elinde olmayan parayı harcıyor.
Bunları sizin de anlamanız gerekli değil.
Siz borsa taciri olmayabilirsizin, bu bir özgürlük alanı.

Ancak, bütün bu işleri yapanları alın teri dökülmemiş, hak edilmemiş işler olarak düşünmek büyük hata olur.
Unutmayın ki, bu zihniyet sayesinde dünya tarihsel süreçte son derece önemli bir ekonomik alanı yalnıza YAHUDİLERİN tekeline terk etmiştir.
Bu gün o çok karşı koyduğunuz, lanetlediğiniz VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR, SEÇİLMİŞ HALK SAÇMALIĞININ başlaması, başarılması, finasmanı bu sayede olmuştur.
İsrail açıkçası küresel değerli kağıt ticeretinden elde edilen artı değer ile finanse edilmektedir.
Hiç değilse bu vakitten sonra Hristiyan, Müslüman, dinsiz, Hindu  tacirler de küresel değerli kağıt, değerli dijital varlıklar üzerinde hakimiyet sağlasınlar.

Lütfen bilmediğiniz konularda hiç değilse bilenlere kulak verin.
Lütfen bilmediğiniz işleri yasaklatmaya çaba harcamayın.
Lütfen bilmediğinizi bilin ve bilenleri arayın, onlara kulak verin.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

'VERİLER 2020 YILINDA FAZLADAN 1 MİLYON BİTCOİN'İN YASTIK ALTINDA TUTULDUĞUNU GÖSTERİYOR'

Kripto para borsası Paritex'in CEO'su Uslu "Yatırımcılar tamamen uzun vadeli saklama yoluna gidiyor ve erişilebilen BTC sayısı azalıyor. Veriler 2020 yılında fazladan 1 milyon BTC'nin yani yüzde 78'inin yastık altında tutulduğunu gösteriyor" dedi.

19 Nisan 2021 10:29 / Ekonomi

'Veriler 2020 yılında fazladan 1 milyon Bitcoin'in yastık altında tutulduğunu gösteriyor'

Kripto para borsası Paritex'in CEO'su Özgür Serkan Uslu yastık altı dönemi şimdi de Bitcoin'de (BTC) başladığını söyledi.

Kripto paralara olan ilgi tüm dünyada her geçen gün daha da arttığını söyleyen yerli Uslu "En yaygın kullanılan kripto paraların başında ise şüphesiz Bitcoin (BTC) geliyor. Özellikle 2021'in ilk aylarından bu yana kaydettiği yükselişle gözleri üzerine çeken Bitcoin toplam piyasa hacmini 1 trilyon doların üstüne çıkardı. Bu yükseliş seyrinin altında ise likiditeyi azaltan ciddi bir yastık altı etkisi olduğuna işaret ediliyor. Glassnode tarafından yapılan piyasa analizlerine göre dolaşımdaki 18 7 milyon BTC'nin yüzde 78'inin erişilebilir olmadığı görülüyor. Buna göre toplamda 14 5 milyon BTC yastık altında dururken yalnızca 4 2 milyon bitcoin işlem görüyor" diye konuştu.

1 YILDA 1 MİLYON BITCOIN YASTIK ALTINA GİTTİ

Yatırımcıların saklama yoluna gittığını belirten Uslu "Erişilebilen Bitcoin sayısı azalıyor. Veriler 2020 yılında fazladan 1 milyon bitcoinin yastık altına gittiğini gösteriyor. Bu durumu pandeminin yarattığı tereddüt diye okumak mümkün. Ekosisteme finansal okuryazarlığa sahip yatırımcılar kazandırmayı misyon edinen ve soğuk cüzdan sunan kripto para borsalarının da payı büyük. Bitcoin değer kazandıkça yatırımcıların sahip oldukları varlıkları depolamak için güvenli liman arayışına daha fazla gireceği aşikar" ifadelereini kullandı.

"KURUMSAL YATIRIMCILARIN ETKISI BÜYÜK"

Kurumsal firmaların blok zincir teknolojisine ve kripto paralara yaptığı yatırım ve güven endeksi giderek arttığını belirten Uslu şöyle devam etti:

"Bitcoin'i enflasyona karşı bir koruma olarak görmek için birçok teknik neden bulunmasından dolayı şirket rezervinde bitcoin bulundurmanın çok yakında bir standart haline gelecek. Paritex Bilişim Teknolojileri A. Ş olarak kurumsal yatırımcıların kripto paraya yaptıkları yatırımda küresel olarak aracı rol üstlenmekte ve yatırımların güvenliği için teknolojik alt yapı hizmeti sunmaktayız.

Analistler kurumsal yatırımcıların aynı hızda BTC satın almayı sürdürmesi halinde daha fazla arz darlığı yaşanabileceğini öngörüyor. İlk olarak BTC dolaşımda olan sınırlı bir arza sahip ve bu bakımdan altının değer saklama aracı olmasını taklit ediyor.

Dahası Bitcoin arzını madencilik yoluyla artırmanın herhangi bir yolu bulunmuyor. Büyük kurumsal yatırımcılar ise yüklü miktarda BTC satın alıp soğuk cüzdanlara taşıyarak dolaşımda olan arzı daha da azaltıyor. "

"MEVDUATIN YÜZDE 95'I SOĞUK CÜZDANLARDA"

Yerli bir kripto para borsası olarak dünyanın her yerinden 200 binden fazla kullanıcının güvenini kazanmayı başardıklarını söyleyen Uslu sözlerini şöyle devam etti:

"Paritex olarak 10 farklı kripto para ve 17 işlem çifti sunuyor yatırımcıların güvenli ve hızlı işlemler yapabilmesine olanak tanıyoruz. Mevduatların yüzde 95'ini farklı coğrafyalara yayılmış çevrimdışı soğuk cüzdanlarda saklıyoruz.

Ayrıca kullanıcıların veri güvenliğini sağlamak için her hesabı iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) ile koruma altına alıyoruz. Kripto para alanında deneyimli iş ortaklarımızla birlikte borsalarımızda düzenli olarak güvenlik denetimleri gerçekleştiriyoruz.

Bu sayede altyapımıza yapılan saldırıları da aktif olarak önlüyoruz. Banka seviyesi güvenlik önlemleri ile donattığımız yeni mobil uygulamamızı android ve IOS platformlarında kullanıcılarımızın beğenisine sunduk. Bitcoin ve alt coinlere yatırım yapmanın en güvenilir ve kolay yolunu kullanıcılarımızla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. " (DHA)

https://www.gercekgundem.com/ekonomi/267995/veriler-2020-yilinda-fazladan-1-milyon-bitcoinin-yastik-altinda-tutuldugunu-gosteriyor

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Insan toplulugu kadin ve erkek denilen iki cins insandan murekkeptir.
Kabil midir ki bu kutlenin bir parcasini ilerletelim otekini ihmal edelim de kutlenin butunlugu ilerleyebilsin?
Mumkun mudur ki bir cismin yarisi topraga zincirlerle bagli kaldikca oteki kismi goklere yukselebilsin?

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

181. ALLAHSIZLIGIN TOPLUMUN BUTUN BAGLARINI PARCALADIGI DOGRU DEGILDIR

Bize diyorlar ki; "Ateizm, toplumun butun baglarini koparir. Bir Allah'in varligina inanmaksizin anlasma ve sozlesmelerinin kutsalligi ne olur. Tanrisalliga ciddi olarak tanik olamayan bir Ateist nasil baglanir? "

Ancak, anlasma ve sozlesmeler, insanin sorumluluklari yerine getirme zorunluluguna daha cok kuvvet mi verir? Yalan soyleyecek kadar kustah olan bir kimsenin yeminini bozmasi icin daha cok mu kustah olmasi gerekir? Sozunde durmayacak kadar alcak olan ya da insanlarin saygisini kaybetmeyi hice sayarak sozunde durmayacak kadar haksiz olan kimse, anlasma ve sozlesmelerini yaparken ilahlari tanik gosterdi diye, sozune ve anlasmalarina daha cok sadik olmaz. Insanlarin verecegi hukmu hice sayan hukumdarlar, insanlarin en kolay yemin edenleri ve sozlesmelerine en kolay muhalefet edenleri degil midir?
- - - - - - - - - - - - -
Guc bir arac degildir, amactir.
Bir insan, bir devrimi korumak icin diktatorluk kurmaz diktatorlugu kurmak icin devrim yapar.
Eziyetin amaci eziyettir.
Iskencenin amaci iskencedir.
Gucun amaci guctur.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Hem hayatimi hem de resimlerimi Tanri olmadan da gayet iyi kotarabilirim, ama benim gibi hastalikli birisi icin, kendimden daha yuce bir sey olmadan bunu yapamam; bu da hayatim, yani yaratma gucumdur.

VAN GOGH, VINCENT (1853-1890) Hollandali ressam.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 18 Geri verme

Mulga 23 4 2016-6706 36 md.



- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder