26 Nisan 2021 Pazartesi

ESFENDER KORKMAZ : DIŞ TİCARET KAYBIMIZ 860 7 MİLYAR DOLAR

 

ESFENDER KORKMAZ : DIŞ TİCARET KAYBIMIZ 860 7 MİLYAR DOLAR

esfender@esfenderkorkmaz.com

20 Nisan 2021 Salı 00:00

Muhalefet ve tarafsız medya Merkez Bankası rezervlerindeki 128 milyar doların birkaç yıl içinde nasıl eridiği nereye ve kime gittiğini soruyor. Merkez Bankası da yalnızca işlemleri açıklıyor ve kaybolmadı diyor. Neden yanlış yapıldığını ve ucuz dövizin kime gittiğini açıklamıyor.

Aslında AKP iktidarında 2003-2020 arasında geçen 18 yılda Türkiye dış ticaretten 860 7 milyar dolar kaybetti. Bu kayıp tartışmasız ve kesin bir kayıptır. Hükümetlerin politikasızlığından ve aynı zamanda yanlış dış ticaret politikasından dahası da bazı ithalatçı kesimlere rant sağlamasından ortaya çıkan bir kayıptır.

Türkiye'nin 2020 yılı toplam GSYH' 717 milyar dolardır. Bu demektir ki AKP iktidarında Türkiye dış ticaretten 860 7 milyar zarar ederek kayıp vererek 1 2 yıl başka ülkelere çalışmıştır. Hiçbir işgalin topluma maliyeti bu kadar yüksek olmamıştır. 18 yılda göz göre göre kaynak kaybettik ve yoksullaştık. Bizimle dış ticaret yapan ve açık verdiğimiz ülkeler ile bazı yerli ithalatçılar zenginleşti.

860 7 milyar dolar kaybeden bir Türkiye'nin kalkınma potansiyeli eksiye düşmüştür. Bu açıklarla büyüme ve gelişme potansiyelimiz de 18 yılda yarım asır geriye gitti. Hâlâ da dış açıklarımız devam ediyor. Ocak ve şubat 2020 2 ayda da dış ticaret açığı 4 milyar dolar oldu.

2003-2020 dış ticaret açığı ve cari açık...

İhracat: 2 391 6 milyar dolar

İthalat: 3 252 3 milyar dolar

Dış Ticaret Açığı: 860 6 milyar dolar

Cari Açık: 611 2 milyar dolar.

Eğer dış ticaret açığımız olmasaydı turizmden gelen dövizlerimiz de cebimizde kalacaktı. MB'nin rezervleri yeterli olacaktı.

Türkiye'nin dışa açık olması devamlı kaybetmesi demek değildir. Güney Kore Tayvan da dışa açık ve fakat cari fazla verdiler. Bu yolla kalkındılar.

Türkiye dış açık tuzağına neden ve nasıl düştü?

1- Kambiyo sisteminde tam serbestlik ve IMF'nin getirdiği dalgalı kur politikası nedeni ile sıcak para girişi oldu ve TL 2013 yılına kadar değerli para oldu. Bu nedenle ithalat ucuzladı ve Türkiye ara malı ve ham maddeyi üretmek yerine ithal etmeye başladı. Üretim ithalata bağımlı yapı kazandı. Bugün TL değeri daha düşük ve fakat bu defa da hukuk ve demokraside kayıplar ve hükümetin siyaseti tırmandırması nedeni ile ara malı yatırımı yapılmıyor. Türkiye ithalat yapamazsa üretim de yapamaz. Dünyada üretimi ortalama yüzde 45 ve ihracat malı üretimi ise yüzde 70 oranında ithal girdiye bağımlı olan bir başka ülke yoktur. AKP'nin açık başarısızlığı veya bizim bilemediğimiz gerekçeleridir.

2- Türkiye ihracatının yarısını Avrupa'ya yapıyor ve dış ticaret açığı vermiyor. En fazla açık verdiği ülke Çin'dir. İki-üç yıl öncesine kadar Türkiye'nin Çin'e ihracatı 2 milyar dolar Çin'den ithalatı 22 milyar dolar idi. Yani yılda ortalama 20 milyar dolar açık veriyorduk. Son yıllarda 18 milyar dolara düştü. Bugüne kadar 18 yılda verdiğimiz toplam dış ticaret açığının en az 300 milyar dolarını Çin'e karşı vermişiz. Çin'in zenginleşmesine ve fakat Türkiye'nin yoksullaşmasına çalışmışız. Bu nasıl bir iştir?

Eğer Çin'den teknoloji ve yatırım malı ithal etmiş olsaydık yol götürürdü. Ama ithalatımız içinde büyük yekûn tutan kalemler;

Gemi mavna feribot. (Türkiye'de tersaneler Avrupa'ya gemi ve tekne yapacak kadar gelişmiştir. )

Mobilya aksesuarı. (Dikkat edelim aksesuar. )

Deri kösele seyahat eşyası. (Hayvancılık ülkesiyiz deri eşya ithal ediyoruz. )

Kazak süveter hırka yelek.

Ayakkabı ve plastik eşya.

Oyuncaklar. (2017 yılında Çin'den gelen oyuncaklarda yüksek oranda kimyasal ve ağır metaller olduğu açıklanmıştı. )

Bavulla gelen kıymetli madenler incik boncuk.

ABD Çin'le dış ticaretine sınırlama getiriyor. Kota koyuyor. Türkiye ithalata devam ediyor. Bu şartlarda herkesin aklına gelen sorular şunlardır: Türkiye'de Çin ithalat lobisi mi var? Bunlar kimlerdir? İktidara yakınlıkları var mı? AKP hükümeti neden yanlışta ısrar ediyor?

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/dis-ticaret-kaybimiz-8607-milyar-dolar-58849yy.htm

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ozgurluk ve bagimsizlik benim karakterimdir.
Ben milletimin en buyuk ve ecdadimin en degerli mirasi olan bagimsizlik aski ile dolu bir adamim.
Cocuklugumdan bugune kadar ailev husus ve resm hayatimin her safhasini yakindan bilenler bu askim malumdur.
Bence bir millete serefin haysiyetin namusun ve insanligin vucut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin ozgurluk ve bagimsizligina sahip olmasiyla kaimdir.
Ben sahsen bu saydigim vasiflara cok ehemmiyet veririm.
Ve bu vasiflarin kendimde mevcut oldugunu iddia edebilmek icin milletimin de ayni vasiflari tasimasini esas sart bilirim.
Ben yasabilmek icin mutlaka bagimsiz bir milletin evladi kalmaliyim.
Bu sebeple milli bagimsizlik bence bir hayat meselesidir.
Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse insanligi teskil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabi olan dostluk ve siyaset munasebetlerini buyuk bir hassasiyetle takdir ederim.
Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin bu arzusundan vazgecinceye kadar amansiz dusmaniyim.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

53. BIR TANRISAL LUTUF A, SONSUZ IYI VE KUDRETLI BIR ALLAH'A INANILMAZ

"Allah nimet ve ihsanlarinin mutasarrifi degil midir? Kendi malini istedigi gibi kullanmakta ve tasarrufta ozgur degil midir? Malini geri isteyemez mi? Hareket ve durusunun hesabini sormaya yaratiklarinin hicbir hakki yoktur. Kudretindeki eserleri istedigi gibi kullanabilir. Olumlulerin mutlak hukumdari oldugu icin keyfinin istedigi gibi mutluluk ya da felaket dagitir. "

Yaptigi kotulukler nedeniyle bizi avutmak ve gonul almak icin ilahiyatcilarin bize yaptigi aciklama budur. Onlara sunu soylerim: iyilik ve nimetleriyle sonsuz olan bir Allah'in tasarrufu olmaz, belki aklin geregi olarak, iyilik ve nimetlerini yaratiklarinin uzerine sacmaya zorunlu olur. Onlara derim ki, gercekten iyiliksever bir varlik, iyilik yapmaktan, hayir yapmaktan cekinmede kendisinde hak bulmaz. Gercekten comert olan bir kimse, verdigini geri almaz, bunu yapan herkesin tesekkur beklememesi gerekir; ve nankorler vucuda getirdiginden dolayi sizlanmaya, yakinmaya hakki yoktur.

Bu Allah'la insanlar arasinda karsilikli bir anlasma ve yukumlulukler varsayan din ile, ilahiyatcilarin Allah'a atfettikleri zorba ve garip yaratilis nasil birlestirilebilir? Eger Allah'in, yarattiklarina karsi hicbir borcu, hicbir gorevi yoksa, yaratiklarin da Allah'a karsi hicbir borcu, hicbir gorevi olmayabilir. Her din, "bana uyunuz, beni seviniz, bana ibadet ediniz, ben de sizi mutlu edecegim" dedigi varsayilan tanrisalliktan insanlarin beklemekte kendilerini hakli zannettikleri mutluluk uzerine kuruludur. Insanlar da "Bizi mutlu ediniz, sozlerinize sadik kaliniz, biz de sizi sevecegiz, yasalariniza uyacagiz" diyor. Yarattiklarinin mutlulugunu ihmal etmekle, teveccuh ve iltifatlarini keyfi olarak dagitmak ve armaganlarini geri almakla, Allah, her dine "temel" hizmetini goren anlasmayi bozmuyor mu, yirtmiyor mu? Ciceron hakli olarak, "Allah insana kendisini sevdirmezse onun Allah'i olamaz" demisti. Tanrisalligi iyilik olusturur; bu iyilik ancak insanin hissettigi mutluluklarla ortaya cikar, insan mutsuz olur olmaz bu iyilik ve onunla birlikte tanrisallik da yok olur; sonsuz bir iyilik ne taraf tutucu, ne de ayricalikci olabilir. Eger Allah sonsuz iyiyse butun yarattiklarini mutlu etmelidir.

Sinirsiz ve sonsuz bir iyilik fikrini yok etmek icin tek bir mutsuz yeterlidir.

Sonsuz iyi ve guclu olan bir Allah'in ulkesinde tek bir insanin sikinti icinde olmasini havsala alir mi? Sikintili olan bir hayvan, bir peynir kurdu dahi, tanrisal lutfa, Allah'in sonsuz iyiliklerine karsi, yenilmeyen, itiraz kabul etmez kanitlar olurlar.

Ilahiyatcilara gore, bu dunyanin keder ve acilari, suc isleyen insanlarin ilahiyat katindan uzerlerine cektikleri ve hak ettikleri cezalardir. Ancak insanlar nicin sucludur? Eger Allah her seye kadir ise, "Bu dunyada her sey duzen ve intizam uzerine bulunsun, butun uyrugum, iyi, masum, her kusurdan ve gunahtan arinmis olsun, mutlu olsun!" demek, onun icin "Her sey olsun!" demekten daha mi masraflidir? Daha mi cok zahmetlidir? Bu kadar mutlak guclu olan Allah'in, eserini noksan ve kusurdan arinmis olarak vucuda getirmesi, bu kadar kusurlu, bu kadar kotu yapmasindan daha mi zordu? Insanlarin yoklugu ile mutlu ve bilgili olarak var olmalari arasindaki boyut, insanlarin yokluguyla budala ve sefil olarak var olmalari arasindaki boyuttan daha mi fazlaydi?

Din bize bir cehennemden, yani Allah'in sonsuz kerem, lutuf ve iyiligine ragmen, insanlarin pek cogu icin sonsuz izdiraplar sakladigi mahpesten, sonsuz acilar veren yerden soz ediyor. Dolayisiyla, insanlari bu dunyada pek mutsuz kildiktan sonra, Allah'in onlari ahirette daha cok mutsuz kilabilecegini dolayli olarak anlatiyor. Bu duruma karsi, "O zamanda, Allah'in iyiligi yerine adaleti gecer" diyerek isin icinden cikiyorlar. Ancak bir buyuk ki, en korkunc eziyete yer verir; o sonsuz degildir, sonsuz bir iyilik degildir. Ote yandan sonsuz kotu olan bir Allah'a, degismez bir varlik gozuyle bakilabilir mi? Merhametsiz bir kahirla, gazapla dolu olan ve bir adi da kahhar (batinci yok edici) olan bir Allah, kendisinde, merhametin, ayirt etmeksizin herkesi korumanin (rahmanulrahimligin) ve iyiligin, "golgesi" olsun bulunabilen bir Allah midir?
- - - - - - - - - - - - -
Kendisini olume tasiyan arabanin icinde, kapiya attigi umarsiz cifteler, tum hayvanlarin yitip giden umutlarini da yankilandirir.
Ozgurluklerini savunamayanlarin odedikleri bedel agirdir.
Ozgurluk, degerli oldugu olcude kirilgandir da...

- - - - - - - - - - - - -
Bu yuzyil Darwin'in yuzyili olarak anilacak.

O, bu gezegene gelmis en buyuk insanlardan birisidir.
Hayat olgusuna din ogretmenlerinden cok daha fazla aciklik getirdi.
Evrim ogretisi, en uyumlu olanin hayatta kalma ogretisi, turlerin kokeni ogretisi dusunen butun zihinlerden Ortodoks Hiristiyanliktan kalan son artiklari da temizledi.
Incil'in, korkunun onderliginde cahillikle yazilan bir kitap oldugunu belirtmekle kalmadi, bunu ispatladi da.
INGERSOLL,ROBERT G. (1833-1899) ABD'li hukukcu ve hatip.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 189 Tuzel kisiler hakkinda guvenlik tedbiri uygulanmasi

1) Uyusturucu veya uyarici madde imal ve ticareti suclarinin bir tuzel kisinin faaliyeti cercevesinde islenmesi halinde
tuzel kisi hakkinda bunlara ozgu guvenlik tedbirlerine hukmolunur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder