28 Nisan 2021 Çarşamba

ÜMİT DOĞAN : VAHDETTİN VE DAMAT FERİT KARDEŞİ KARDEŞE NASIL KIRDIRDI!

 

ÜMİT DOĞAN : VAHDETTİN VE DAMAT FERİT KARDEŞİ KARDEŞE NASIL KIRDIRDI!

tsumut71@gmail.com

18 Nisan 2021 - 17:17

Bugün sizlere tarihte eşine az rastlanan bir ihanet örneğinden Kuvayi İnzibatiye'den bahsedeceğim.

Kuvayi İnzibatiye tam 101 yıl önce 18 Nisan 1920'de Damat Ferit Hükümeti'nin aldığı bir kararla kuruldu. Diğer adı Hilafet Ordusu idi. Halifenin yani Vahdettin'in ordusu. İngiliz sermayesiyle kurulan Hilafet ordusunun görevi Kuvayi Milliye'yi yani Mustafa Kemal Paşa'nın ordusunu yok etmekti.

Vahdettin'i temize çıkarmak isteyen sözde tarihçiler Kuvayıinzibatiye'nin kâğıt üzerinde kalan ve gerçekte hiçbir zaman faaliyete geçmeyen bir ordu olduğunu iddia ediyorlar.

İngiliz parasıyla kurulan ve kardeşin kardeşi öldürmesine sebep olan bu utanç ordusunun Sultan'ın İngilizleri oyalamak için yaptığı bir danışıklı dövüş olduğunu ileri süren Kadir Mısıroğlu şöyle diyor:

"Kuvayi İnzibatiye ki Sultanın İngilizleri oyalamak için güya bir muvazaa silahıydı. "

Aynı görüşü savunan Necip Fazıl Kısakürek Kuvayıinzibatiye askerlerinin millî orduya katılmalarının da Vahdeddin'in gizli talimatıyla olabileceğini ileri sürüyor:

"Kuvayi İnzibatiye vesair namlar altındaki kuruluşlarında sadece göz boyamaya mahsus kaşkarikolardan olduğu ve hiçbir harekete girişmeksizin eridiği hatta milli cepheye katıldığı bütün bunlarında belki Vahidüddün'ün gizli talimatıyla meydana geldiği olayların üslubundan belli"

Samiha Ayverdi Kuvayı İnzibatiye'nin teşkil edilmesiyle Vahdettin'in Anadolu'yu düşman işgalinden koruduğunu ortaya atıyor. Buna göre Padişah İngilizlere "Siz kenarda oturun milletimi terbiye etmeye benim gücüm yeter. " diyerek işgali önlemiş Bursa üzerinden Anadolu'ya sevk edilen bu sözde tedip (terbiye etme yola getirme) kuvvetleri silahları cephaneleri ve bütün ağırlıklarıyla beraber milli kuvvetlere katılmışlar.

Ahmet Anapalı'nın iddiasına göre millî orduya zaman kazandırmak için kurulmuş olan Kuvayıinzibatiye'nin askerleri gemide bekletilmiş ve karaya hiç ayak basmamış. Bir nevi denizcilik oynamışlar.

"Bir gemiye bindirilen bu askerler Süleyman Şefik Paşa ile beraber İzmit'e gelmiş hiçbir askerin karada bir adım dahi atmasına müsaade edilmemiş bir iki ay gemide bekletildikten sonra geriye dönmüştür. Burada amaçlanan gaye çok basittir. Kuruluş aşamasını yaşayan milli birliklere birkaç ay kazandırmak sadece birkaç ay…"

Yukarıdaki örneklerde Kuvayı İnzibatiye denilen utanç ordusunun Vahdettin'e sürdüğü ağır lekeyi temizlemeye çalışan farklı yazarların birbirleriyle çelişen ifadelerini görüyorsunuz. Her yazar Vahdettin'i aklamak için kendi senaryosunu yazmış kimisi Kuvayıinzibatiye askerlerinin gemide bekletilip karaya ayak basmadığı söylerken kimisi bu askerlerin en sonunda silah cephane ve ağırlıklarıyla millî orduya katıldığını ifade etmiş. Hiçbir somut belge veya delile dayanmadığı gibi birbirleriyle çeliştiği görülen bu iddialar alelade tarih yazımının en güzel örneklerini teşkil ediyor. Oysaki tarihçilik alelade bir iş değil. Tarih yazıcılığı bir gerçeği bin kere sorgulamayı gerektiriyor.

Kuvayı İnzibatiye Vahdettin ve İstanbul Hükûmetince yapılan Millî Mücadele aleyhtarı faaliyetler zincirinin utanç verici halkalarından bir tanesidir. Bu utanç ordusunun gemide bekletilip karaya ayak basmadığı fiilen harekete geçmediği doğru değildir. Kuvayı-milliye'ye bağlı 70. Alay Komutanı Hafız Halit Bey'in kızı olan babasıyla birlikte düşmana karşı savaşan ve Nezahat Onbaşı namıyla bilinen Nezahat Baysel Kuvayıinzibatiye birlikleriyle yaptıkları çatışmayı şöyle anlatmaktadır:

"Geyve Boğazı'nda Kuvayi İnzibatiye ile bir çatışma yaptık. Onlardan Adapazarı'nı aldık. Onlardaydı Adapazarı. Bir kısım asker bize iltihak etti. Anladılar Müslüman Müslümanla kavga ediyor diye bize iltihak ettiler. O zaman babamı Padişah idama mahkum etti. Ve babamla beraber kaçanları. Eğer dönselerdi bir derece rütbeyle taltif edeceklerdi. Dönmedikleri takdirde idama mahkumdular. Biz Adapazarı'na girdik oradayken düşman Bursa'yı işgal etmiş ve Ahu-dağı'ndan Pazarcık'a doğru geliyormuş. Bizi bir emirle Ahudağı'na gönderdiler orada tahkimata başladık. Vazifemiz düşmanı durdurmaktı. "

Kuvayı İnzibatiye'ye katıldıktan sonra pişman olup Kuvayımilliye safına geçen Dadaylı Mehmet "Derdli" gazetesine verdiği mülakatta şunları söylemektedir:

"Türkler'in iyi olmasını hiçbir zaman istemeyen İngilizler'in bizi Anadolu halkı ile çarpışmak için alelacele Selanik'den vapurla İstanbul'a getirmesinden ve İstanbul'da herkesin silâhını topladığı halde bizi silahlandırıp nezareti altında İzmit'e sevk etmesinden bizi birbirimize kırdırmak ve el altından kendi çorabını örmek istediğini anladığımız esir arkadaşlarımızla İzmit'e geldiğimiz vakit silâh ve cephanelerimizle Kuvayi Milliye'ye iltihak için sözleştik. İngilizler bizi Beyazid Meydanı'nda Savaş Bakanlığı'nda alaydan yetişme birkaç zabitin nezaretine verdi. Orada 500 mevcutlu Kuvayi İnzibatiye I. Alayı namıyla bir tabur teşkil ettiler. İngilizler her birimize 30 lira verdi ve Haziranın 4. günü (4 Haziran 1920 Cuma) Haydar Paşa'dan trene bindik ve İzmit'e geldik. 8 mitralyöz 6 top 200 sandık cephane 60 kadar ester vardı. İngilizler bizi tel örgü içine aldı. Akşam yemekten sonra nöbetçi çavuş ve onbaşımızla sözleştik. Gece zabitler uyuduktan sonra mitralyöz ve toplarla cephaneleri hayvanlara yükletip olduğumuz yerden kimseye sezdirmeksizin savuşmağı kararlaştırdık. Nöbetçi onbaşısı gece saat 6'da kulağı kirişte olan bizlere hazırlanın diye haber verdi. Cephaneleri top mitralyözleri mekari hayvanlarına yükledik. 200'ü mütecaviz asker İngilizleri ve başımızdaki alaylı zabitleri şüphelendirmeyecek tertibat dâhilinde firara muvaffak olduk. Ve izbe yollardan yürümek ve gerimizi taht-ı teminde bulundurmak suretiyle Sapanca taraflarına doğru yol aldık. Nihayet Kuvayi Milliye'ye tesadüf ederek maksadımızı bildirip silâh ve cephanelerimizi tamamen teslim ederek iltihak ettik. "

Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere Kuvayıinzibatiye ordusunun gemilerde bekletilip karaya çıkartılmadığı hiçbir fiilî harekete kalkışmadan eriyip gittiği doğru değildir.

Kuvayı İnzibatiye askerlerinin millî güçlerimize kurşun sıkmak üzere cepheye sevk edildikleri kesindir. Kuvayıinzibatiye'den Adapazarı'nı aldıktan sonra Yunan ordusunu karşılamaya gönderilen millî ordumuz hem Yunan ordusuyla hem Vahdettin'in askerleriyle savaşmak durumunda kalmıştır. Kuvayı İnzibatiye'nin topyekûn silah ve cephaneleriyle birlikte millî orduya katıldığının ve bunun Vahdettin'in talimatıyla gerçekleştirildiğinin de doğruluk payı yoktur.

Askerin tamamını kapsayan ciddi bir katılım olmamıştır. Katılım kardeşin kardeşe kırdırıldığını anlayan Kuvayı İnzibatiye askerlerinin pişman olup firar ederek Kuvayı Milliye tarafına geçmeleriyle sınırlı kalmıştır.

Bunda da Vahdettin'in talimatının değil Türk çocuğunun vicdanının etkili olduğunu görmek zor olmasa gerektir.

https://www.aykiri.com.tr/yazarlar/umit-dogan/vahdettin-ve-damat-ferit-kardesi-kardese-nasil-kirdirdi/359/

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ne mutlu Turkum diyene!

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

92. BIR RUHUN VARLIGI SACMA BIR VARSAYIMDIR. OLMEZ BIR RUHUNVARLIGI DAHA SACMA BIR VARSAYIMDIR

Insanlar her ne kadar ruhlari, ya da kendilerine hayat verdigini sandiklari hayat ufurugu hakkinda en kucuk bir fikir edinmek imkansizliginda bulunsalar da, yine bu mechul ruhun olumsuzlugune kendi kendilerini inandirirlar. Her sey onlara kanitlar ki; onlar, ancak cismin maddi olan kuvvet ve duygulari ya da maddi organlari araciligiyla hisseder, dusunur, fikirler kazanir, haz ve aci duyarlar. Bu ruhun mevcudiyetini varsayarak dahi, bunun tumuyle cisme bagli oldugunu ve cismin ugradigi butun degisikligi, ruzgarlarin sicak ve sogugunu birlikte cektigini onamaktan kacinilamaz.

Bununla birlikte yaratilis ve icerigi bakimindan, maddeyle hicbir benzerligi olmadigi sanilir. Istenir ki, ruh bu maddenin yardimi olmaksizin hareket edebilsin ve hissedebilsin. Sozun kisasi, iddia edilir ki; maddeden yoksun ve duygulardan uzak bir ruh da yasayabilir; mutluluk ya da siddetli acilar hissedebilir. Iste boyle, asagi yukari boyle varsayimlara dayanan bos, ise yaramaz seyler dokusu uzerinedir ki, "ruhun sonsuzlugu" dilber fikri insa edilir. *

Hangi nedenlere dayanilarak ruhun sonsuzlugunun varsayildigini sorsam, bana hemen "insan yaratilisi geregi olarak olmez olmak, baska bir deyisle, hep yasamak istiyor" cevabi verilir. Ancak, karsilik olarak derim ki; bir seyi siddetle istiyor olmamiz, istegimizin yerine getirilecegini, bu siddetli istekten sonuc alinacagini cikarmak icin yeterli midir? Olmasi siddetle istendigi icin bir seyin olmamasinin kesinlikle mumkun olmayacagina karar verme cesareti hangi tuhaf mantikla gosterilir?! Insanlarin hayalgucunun dogurdugu istekler, gercegin olcusu mudur? "Ahiret hayatinin cazip umitlerinden yoksun olan tanrisizlar yok olmayi istiyor" diyorsunuz. Pekala. Hep var olacaginizi cikarmakta ne kadar yetkiliyseniz, bu arzuya gore, tanritanimazlar da yok olmayi isterken, yok olacaklarini cikarmakta o kadar yetkilidir.

Fransiz hekimlerinden biri, "L'immortalite de l'ame est trop belle pour etre crue" der. Anlami soyledir: "Sonsuz ruh fikri, inanilmayacak kadar cok guzeldir. " (A. C. )
- - - - - - - - - - - - -
Ellisine gelen herkes hak ettigini bulacaktir.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Her cesit hatanin arasinda, peygamberlik en yersizidir.

ELIOT,T.S. (Thomas Stearns) (1888-1965) ABD dogumlu Ingiliz sair, oyun yazari ve elestirmen.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 158 Nitelikli dolandiricilik

1) Dolandiricilik sucunun
a Dini inanc ve duygularin istismar edilmesi suretiyle
b Kisinin icinde bulundugu tehlikeli durum veya zor sartlardan yararlanmak suretiyle
c Kisinin algilama yeteneginin zayifligindan yararlanmak suretiyle
d Kamu kurum ve kuruluslarinin kamu meslek kuruluslarinin siyasi parti vakif veya dernek tuzel kisiliklerinin arac olarak kullanilmasi suretiyle
e Kamu kurum ve kuruluslarinin zararina olarak
f Bilisim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarinin arac olarak kullanilmasi suretiyle
g Basin ve yayin araclarinin sagladigi kolayliktan yararlanmak suretiyle
h Tacir veya sirket yoneticisi olan ya da sirket adina hareket eden kisilerin ticari faaliyetleri sirasinda kooperatif yoneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsaminda
i Serbest meslek sahibi kisiler tarafindan mesleklerinden dolayi kendilerine duyulan guvenin kotuye kullanilmasi suretiyle
j Banka veya diger kredi kurumlarinca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin acilmasini saglamak maksadiyla
k Sigorta bedelini almak maksadiyla
l Ek 24 11 2016-6763 14 md. Kisinin kendisini kamu gorevlisi veya banka sigorta ya da kredi kurumlarinin calisani olarak tanitmasi veya bu kurum ve kuruluslarla iliskili oldugunu soylemesi suretiyle
Islenmesi halinde uc yildan on yila kadar hapis ve besbin gune kadar adli para cezasina hukmolunur. Ek cumle 29 6 2005 – 5377 19 md. Degisik 3 4 2013-6456 40 md. Ancak e f j k ve l bentlerinde sayilan hallerde hapis cezasinin alt siniri dort yildan
adli para cezasinin miktari suctan elde edilen menfaatin iki katindan az olamaz. 2 __________________ 1 Bu fikrada gecen Baskasina ait olup da ibaresinden sonra gelmek uzere 29 6 2005 tarihli ve 5377 sayili Kanunun 18 inci maddesiyle muhafaza etmek veya ibaresi eklenmis ve metne islenmistir.
2) 24 11 2016 tarihli ve 6763 sayili Kanunun 14 uncu maddesiyle bu fikrada yer alan "iki yildan yedi yila" ibaresi "uc yildan on yila" seklinde "j ve k" ibaresi "j k ve l" seklinde ve "uc yildan" ibaresi "dort yildan" seklinde degistirilmistir.9006
2) Kamu gorevlileriyle iliskisinin oldugundan onlar nezdinde hatiri sayildigindan bahisle ve belli bir isin gordurulecegi vaadiyle aldatarak baskasindan menfaat temin eden kisi yukaridaki fikra hukmune gore cezalandirilir.
3) Ek fikra 24 11 2016-6763 14 md. Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suclarin uc veya daha fazla kisi tarafindan birlikte islenmesi halinde verilecek ceza yari oraninda suc islemek icin teskil edilmis bir orgutun faaliyeti cercevesinde islenmesi halinde verilecek ceza bir kat artirilir.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder