Ali Eralp: "Türkiye'de Ne Huzur Bıraktılar Ne Güven…"
Türkiye'de ne mutluluk kaldı ne kardeşlik. Ne dostluk kaldı ne yardımlaşma…
Ne huzur bıraktılar ne güven…
Şu 19 yıllık dönemde şimdiye dek yaşamadıklarımızı yaşadık duymadıklarımızı duyduk… Görmediklerimizi gördük.
Bütün bunların tümünü yazmaya kalksak kitaplar yetmez…
Ayakkabı kutularından başlayalım anlatmaya önce…
Ayakkabı kutularına gizlenen paralara ne Osmanlı'da ne de Cumhuriyet döneminde rastlandı… Bu görüntü sadece ve sadece AKP dönemine aittir. Ayrıca evlerdeki çelik kasalardan bir de hazine çıktı…
Paralar ise elle değil para sayma makineleri ile sayıldı odalarda…
Evlere yapılan baskınlardan sonra bakan çocukları tutuklandı. Ama kısa zamanda serbest bırakıldılar…
Ama "Ağaçları kesmeyin zenginliklerimizi talan etmeyin özgürlüğümüzü yaşam koşullarımızı kısıtlamayın…" diyen ve vatanına sahip çıkan gençlerin üzerine ise yağmur gibi gaz bombaları biberli gazlar plastik mermiler tazyikli sular sıkıldı…
Bunun sonucunda 7478 kişi yaralandı 91 direnişçi kafa travmasına uğradı 12 kişi gözünü kaybetti 1 kişinin dalağı alındı…
Elbette AKP'nin marifetleri bu kadarla da kalmıyordu…
Daha önce de iğneden ipliğe her şeyi "BABALAR GİBİ" sattılar…
Fabrikaları yüzyıllık işletmeleri toprakları ormanları haraç mezat yerli ve yabancı yandaşlara peşkeş çektiler. Yine de doymadılar…
Türkiye'nin en verimli en kârlı işletmesi Türk Telekom'u bile yabancılara peşkeş çektiler. Kuruluş milyarlarca dolar zararla tekrar ülkemize teslim edildi. Arap iş adamı bankalardan aldığı kredilerin bir kısmını ödemeden kaçtı…
Bu satışların sonucunda üretim durdu. Dışsatım geriledi. İşsizlik çığ gibi büyüdü… 1980-2002 döneminde ortalama yüzde 8 3 olan işsizlik bu hükümet döneminde yüzde 20'lere 30'lara ulaştı.
Böylece işçileri köylüleri işsiz bıraktılar. Aşsız bıraktılar…
Peki satılan kuruluşların toprakların fabrikaların ormanların paraları nerelere kimlerin cebine aktı? Nerede bu paralar şimdi? Onu bilen yok işte!!!…
Ayrıca Merkez Bankası da (MB) tamtakır… 128 milyar dolar kayıp! Nerede olduğu bilinmiyor… Soranları da hainlikle suçluyorlar.
Hiç sıkıntımız yokmuş gibi bir taraftan da Suriyelilere milyar dolarlar trilyonlar harcanıyor… Hem de milyonlarca insanımız emeklimiz işsizimiz esnafımız aç perişan haldeyken...
O da yetmiyor şu aşı sıkıntısının olduğu bir ortamda Libya'ya korona aşısı gönderiyoruz…
AKP döneminde yerli tohum kullanımı da yasaklandı. Hayvancılara çiftçilere akıtılan kredi muslukları kapatıldı.
Tarım ve sanayi çöktü. Çiftçi 6 5 İstanbul büyüklüğündeki tarım alanını ekemez hale geldi.
Samanı bile dışarıdan ithal ediyoruz şimdi.
Canlı hayvanı ve eti dışarıdan almaya başladık.
Ülkenizde bugün "Şu kredisi bu kredisi" adı altında bankalara borçlanmayan tek adam gösteremezsiniz… Kalmadı.
Sıkıştıkça zam yapıyorlar. vergiler faiz akaryakıt gaz devletin en büyük geçim kaynağı oldu… Bir de korona döneminde kesilen cezalar… Milyarlara ulaştı ama Lebalep kongrelerdeki maskesiz topluluklara ses yok…
Yandaş yargıçlar savcılar hep iktidar lehine kararlar verdiler… Yani hukuk guguk oldu…
Günümüzde Türkiye'nin simgesi yüzyıllık gazetelere emirle direktifle haberler bildiriler yazdırılıyor şimdi. Yargıtay'a Danıştay'a demeçler verdiriliyor.
Son yıllarda binlerce gazeteci işsiz kaldı… 2009 yılında yüzde 21 olan sendikalı gazeteci sayısı günümüzde yüzde 4'lere düştü…
Medya iktidarın eline geçti. Böylece AKP Türkiye'nin en büyük medya patronu oldu…
19 yılda binlerce kadın öldürüldü…
Tarikatçılar 6 yaşındaki kız çocuklarını babası dedesi yerindeki adamlarla evlendirmeye kalktılar…
"Annen de olsa diz kapağının üstü tahrik eder!" dendi…
"Kadın toplu yerlerde kahkaha atmamalı. " dendi…
"Hamile kadın sokağa çıkmasın tahrik edici oluyor. " dendi…
Mollalar durmadan toplumu yönlendiren fetvalar verdiler… Fetvalarında her şeye karıştılar bir tek çalmaya çırpmaya ses çıkarmadılar…
Son zamanlarda çalma çırpma talan vurgun bazı çevrelerin geçim kaynağı oldu. Milletin gözünün içine baka baka vurgun yaptılar. İç ettikleri dolarları yurt dışına kaçırdılar.
Ayrıca sadece dolar kaçırmakla da kalmadılar belediyeler eliyle Almanya'ya İtalya'ya insan da kaçırdılar.
Giden dönmedi.
Bu işi "Neden yaptığını" soran bir gazeteciye mümin belediye başkanı "Oruçluyum konuşamayacağım" diye cevap verdi.
Ağlar mısın güler misin?
https://www.guncelmeydan.com/pano/turkiye-de-ne-huzur-biraktilar-ne-guven-ali-eralp-t50054.html
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ozgurluk ve bagimsizlik benim karakterimdir.
Ben milletimin en buyuk ve ecdadimin en degerli mirasi olan bagimsizlik aski ile dolu bir adamim.
Cocuklugumdan bugune kadar ailev husus ve resm hayatimin her safhasini yakindan bilenler bu askim malumdur.
Bence bir millete serefin haysiyetin namusun ve insanligin vucut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin ozgurluk ve bagimsizligina sahip olmasiyla kaimdir.
Ben sahsen bu saydigim vasiflara cok ehemmiyet veririm.
Ve bu vasiflarin kendimde mevcut oldugunu iddia edebilmek icin milletimin de ayni vasiflari tasimasini esas sart bilirim.
Ben yasabilmek icin mutlaka bagimsiz bir milletin evladi kalmaliyim.
Bu sebeple milli bagimsizlik bence bir hayat meselesidir.
Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse insanligi teskil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabi olan dostluk ve siyaset munasebetlerini buyuk bir hassasiyetle takdir ederim.
Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin bu arzusundan vazgecinceye kadar amansiz dusmaniyim.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
12. AHMAK VE BARBAR BUYUKLER OLMASAYDI DIN OLMAZDI
Dini dusuncelerin baslangici, genellikle vahsi milletlerin henuz cocukluk halinde bulundugu donemdir. Din koyanlar; tanrilar, ayinler, efsaneler, sasirtici ve korkunc masallar sunmak icin, her donemde hep kaba, cahil ve ahmaklara basvurmuslardir. Babalar tarafindan incelenmeksizin kabul edilen batil ve esassiz inanislar, az cok degiserek, baski ve siki duzen altinda bulunan ve cogu kez babalarindan daha cok dusunce ve muhakemede bulunmayan cocuklara gecmistir.
- - - - - - - - - - - - -
Biz dusmanlarimizi yok etmek icin ugrasmayiz, onlari degistiririz.
Bilmem, anlatabiliyor muyum ?
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - -
Suclu olmaktan baska bir secenegim yok... eger masumsak, Tanri'nin nasil bir sey oldugunu dusunemiyorum.
MACLEISH,ARCHIBALD (1892-1982) ABD'li sair, oyun yazari ve Kongre Kutuphanecisi.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 260 Kamu gorevinin terki veya yapilmamasi
1) Hukuka aykiri olarak ve toplu bicimde gorevlerini terk eden gorevlerine gelmeyen gorevlerini gecici de olsa kismen veya tamamen yapmayan veya yavaslatan kamu gorevlilerinin her biri hakkinda uc aydan bir yila kadar hapis cezasi verilir. Kamu gorevlisi sayisinin ucten fazla olmamasi halinde cezaya hukmolunmaz.
2) Kamu gorevlilerinin mesleki ve sosyal haklari ile ilgili olarak hizmeti aksatmayacak bicimde gecici ve kisa sureli is birakmalari veya yavaslatmalari halinde verilecek cezada indirim yapilabilecegi gibi ceza da verilmeyebilir.
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder