30 Nisan 2021 Cuma

YAVUZ SELİM DEMİRAĞ : AMİRALLER...

 

YAVUZ SELİM DEMİRAĞ : AMİRALLER...

ysd592@gmail.com

15 Nisan 2021

"Bahriyeli" olarak tabir edilen Türk Deniz Kuvvetleri personelini tanımak için onların eğitim ve hayat tarzlarına tanık olmak şarttır. Türk Ordusunda sayıları az olmakla beraber "Asker" kişilerin gıpta ettiği kişilerdir. Kuleli Askerî Lisesi öğrencisi olarak ilk kez tanıdım Bahriyelileri... Askerî okullararası spor müsabakalarında mesafeli temaslarımız olurdu. 3-4 katı fazla olmamıza rağmen bazı branşlarda biz geçmelerini hazmedemezdik. Kendi adıma beyaz üniformalarını alenen kıskanırdım. Bir de sosyallik centilmenlik konuları vardır ki bir yazıya sığmaz. Bizim ağırlıklı eğitimimiz piyadecilikti. Denizciler de piyade eğitimi yanında ağırlıklı denizciliğin her alanında eğitilirler. Biz kara tren ile Menteş kampına giderken Onlar Atatürk'ümüzün yadigarı "Savarona" ile sadece Türkiye'nin değil Akdeniz'in tüm limanlarını gezerek denizi "Mavi Vatanı" her yönü ile özümserlerdi. Harp Okulu'nda 4 yıl bizimle öğrenim gören "Deniz piyadeler" mezun olurken beyaz üniforma giyerlerdi. İlerleyen yıllarda fazla irtibatımız olmadı. Derken Silivri'de tanıştım... Uzun duruşmalar 5-6 yıl süren hapislikleri esnasında cezaevlerindeki ziyaretlerimizde olağanüstü bir gönül köprüsü kurduk. Karacı Havacı Jandarma tutuklularının yanında Denizcilerin yeri ayrıydı. Hasdal Hadımköy Şirinyer Maltepe ve Mamak askerî cezaevlerinin haftalık ziyaretlerine otobüslerle gelirlerdi. Nöbete dökmüşlerdi. Salı günü Ankara'dan Perşembe Gölcük ve çevresi. Aynı kentte olanlar zaten demirbaştı.

Ergenekon Balyoz Askerî Casusluk Amirallere Suikast gibi kumpas davaları için başlatılan ve 140 hafta süren "Sessiz Çığlık"larda fotoğrafları taşınan bazı isimlerin aileleri ortada yok iken Denizciler hep oradaydı.

Bahriyelilerin diğer özelliklerinden birisi de. Şaşaalı makam odaları olmayışıdır. Devasa savaş gemilerinde denizaltılarında minicik kamaraları uzun süren seyirlerde paylaşırlar. Emir erleri habercileri yoktur. Çoğunun makam aracı şoförü ve koruması da olmaz. "Hayatı hep beraber paylaşırlar..." Katı askerî disiplin yerine saygı ve sevgi esastır.

Kumpas davalarında "Aman bize de bulaşabilir" mantığı ile silah arkadaşlarından uzak durmaya gayret eden kulağının üzerine yatan "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyenlere inat Denizciler "Bahriyeli ruhu" ile kenetlendiler. İstikballerini hesaplamadılar. Komuta ettikleri personelin haklarını hukuklarını koruyabilme adına makamları ellerinin tersi ile itip onurlu istifalar gerçekleştirdiler. Hepsini tek tek yazmayı arzulardım. Ancak unuttuğum ihmal ettiğim kişilere haksızlık olur diye yazamıyorum. Genç gazeteciler umarım yorucu çalışmalar sonucunda kitabını yazıp tarihe olan sorumluluğumuzu da yerine getirir. Her biri uzak görüşlüdür. Yargılamaların sürdüğü esnada bireysel savunma yerine iddianamenin alçaklığını korkusuzca dile getirdiler. Söz konusu davalarda hapis yatanlar çok sayıda kitap yazdı. En çok da Denizciler yazdı. Üstelik hemen hepsi akademik seviyede.

46 gün süren "Adalet Nöbeti"nde demirbaştı Amiraller... Hiç çekinmeden üniformaları ile geldiler. "Nasıl olsa tahliye oldum. Beraat ettim kenara çekilmeliyim" demeyerek Türk Ordusu ve Türk milleti adına davaların takipçisi ve müdahili oldular.

Kimse kusura bakmasın 104 emekli Amiralin onayladığı duyuru haksız-maksatlı tartışmalara rağmen bir nevi "Sivil itaatsizlik-pasif direniş" metodudur. Karacı Havacı ve Jandarmalar kırılmasın küsmesin. Emekli generallerden 104 imza çıkmaz!. .

Amirallerin gözaltına alınması ile beraber televizyon kanallarındaki katıldığım programların hepsinde emekli 14 Amirali tek tek sayarak: "Yüzlerce yıllık geleneğe rağmen Genelkurmay Başkanı Denizcilerden olmalı" dedim. 8 gün süren gözaltı esnasında "Adalet Savaşçısı" avukatları kutluyorum. Ekranlardan tüm Türkiye izledi. Amiraller tutuklanma ihtimaline karşı çantalarını hazırlamışlardı. Amirallik de adamlık da budur. Mahpus çantasını her an hazır tutmaktır. Cezaevini göze almaktır. Bedel ödemektir!. .

İtibar infazcılarını silah arkadaşlarını satanları iletişim kazasını yazmaya devam edeceğim.

Kaynak Yeniçağ: Amiraller... - Yavuz Selim DEMİRAĞ

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ozgurluk ve bagimsizlik benim karakterimdir.
Ben milletimin en buyuk ve ecdadimin en degerli mirasi olan bagimsizlik aski ile dolu bir adamim.
Cocuklugumdan bugune kadar ailev husus ve resm hayatimin her safhasini yakindan bilenler bu askim malumdur.
Bence bir millete serefin haysiyetin namusun ve insanligin vucut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin ozgurluk ve bagimsizligina sahip olmasiyla kaimdir.
Ben sahsen bu saydigim vasiflara cok ehemmiyet veririm.
Ve bu vasiflarin kendimde mevcut oldugunu iddia edebilmek icin milletimin de ayni vasiflari tasimasini esas sart bilirim.
Ben yasabilmek icin mutlaka bagimsiz bir milletin evladi kalmaliyim.
Bu sebeple milli bagimsizlik bence bir hayat meselesidir.
Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse insanligi teskil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabi olan dostluk ve siyaset munasebetlerini buyuk bir hassasiyetle takdir ederim.
Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin bu arzusundan vazgecinceye kadar amansiz dusmaniyim.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

53. BIR TANRISAL LUTUF A, SONSUZ IYI VE KUDRETLI BIR ALLAH'A INANILMAZ

"Allah nimet ve ihsanlarinin mutasarrifi degil midir? Kendi malini istedigi gibi kullanmakta ve tasarrufta ozgur degil midir? Malini geri isteyemez mi? Hareket ve durusunun hesabini sormaya yaratiklarinin hicbir hakki yoktur. Kudretindeki eserleri istedigi gibi kullanabilir. Olumlulerin mutlak hukumdari oldugu icin keyfinin istedigi gibi mutluluk ya da felaket dagitir. "

Yaptigi kotulukler nedeniyle bizi avutmak ve gonul almak icin ilahiyatcilarin bize yaptigi aciklama budur. Onlara sunu soylerim: iyilik ve nimetleriyle sonsuz olan bir Allah'in tasarrufu olmaz, belki aklin geregi olarak, iyilik ve nimetlerini yaratiklarinin uzerine sacmaya zorunlu olur. Onlara derim ki, gercekten iyiliksever bir varlik, iyilik yapmaktan, hayir yapmaktan cekinmede kendisinde hak bulmaz. Gercekten comert olan bir kimse, verdigini geri almaz, bunu yapan herkesin tesekkur beklememesi gerekir; ve nankorler vucuda getirdiginden dolayi sizlanmaya, yakinmaya hakki yoktur.

Bu Allah'la insanlar arasinda karsilikli bir anlasma ve yukumlulukler varsayan din ile, ilahiyatcilarin Allah'a atfettikleri zorba ve garip yaratilis nasil birlestirilebilir? Eger Allah'in, yarattiklarina karsi hicbir borcu, hicbir gorevi yoksa, yaratiklarin da Allah'a karsi hicbir borcu, hicbir gorevi olmayabilir. Her din, "bana uyunuz, beni seviniz, bana ibadet ediniz, ben de sizi mutlu edecegim" dedigi varsayilan tanrisalliktan insanlarin beklemekte kendilerini hakli zannettikleri mutluluk uzerine kuruludur. Insanlar da "Bizi mutlu ediniz, sozlerinize sadik kaliniz, biz de sizi sevecegiz, yasalariniza uyacagiz" diyor. Yarattiklarinin mutlulugunu ihmal etmekle, teveccuh ve iltifatlarini keyfi olarak dagitmak ve armaganlarini geri almakla, Allah, her dine "temel" hizmetini goren anlasmayi bozmuyor mu, yirtmiyor mu? Ciceron hakli olarak, "Allah insana kendisini sevdirmezse onun Allah'i olamaz" demisti. Tanrisalligi iyilik olusturur; bu iyilik ancak insanin hissettigi mutluluklarla ortaya cikar, insan mutsuz olur olmaz bu iyilik ve onunla birlikte tanrisallik da yok olur; sonsuz bir iyilik ne taraf tutucu, ne de ayricalikci olabilir. Eger Allah sonsuz iyiyse butun yarattiklarini mutlu etmelidir.

Sinirsiz ve sonsuz bir iyilik fikrini yok etmek icin tek bir mutsuz yeterlidir.

Sonsuz iyi ve guclu olan bir Allah'in ulkesinde tek bir insanin sikinti icinde olmasini havsala alir mi? Sikintili olan bir hayvan, bir peynir kurdu dahi, tanrisal lutfa, Allah'in sonsuz iyiliklerine karsi, yenilmeyen, itiraz kabul etmez kanitlar olurlar.

Ilahiyatcilara gore, bu dunyanin keder ve acilari, suc isleyen insanlarin ilahiyat katindan uzerlerine cektikleri ve hak ettikleri cezalardir. Ancak insanlar nicin sucludur? Eger Allah her seye kadir ise, "Bu dunyada her sey duzen ve intizam uzerine bulunsun, butun uyrugum, iyi, masum, her kusurdan ve gunahtan arinmis olsun, mutlu olsun!" demek, onun icin "Her sey olsun!" demekten daha mi masraflidir? Daha mi cok zahmetlidir? Bu kadar mutlak guclu olan Allah'in, eserini noksan ve kusurdan arinmis olarak vucuda getirmesi, bu kadar kusurlu, bu kadar kotu yapmasindan daha mi zordu? Insanlarin yoklugu ile mutlu ve bilgili olarak var olmalari arasindaki boyut, insanlarin yokluguyla budala ve sefil olarak var olmalari arasindaki boyuttan daha mi fazlaydi?

Din bize bir cehennemden, yani Allah'in sonsuz kerem, lutuf ve iyiligine ragmen, insanlarin pek cogu icin sonsuz izdiraplar sakladigi mahpesten, sonsuz acilar veren yerden soz ediyor. Dolayisiyla, insanlari bu dunyada pek mutsuz kildiktan sonra, Allah'in onlari ahirette daha cok mutsuz kilabilecegini dolayli olarak anlatiyor. Bu duruma karsi, "O zamanda, Allah'in iyiligi yerine adaleti gecer" diyerek isin icinden cikiyorlar. Ancak bir buyuk ki, en korkunc eziyete yer verir; o sonsuz degildir, sonsuz bir iyilik degildir. Ote yandan sonsuz kotu olan bir Allah'a, degismez bir varlik gozuyle bakilabilir mi? Merhametsiz bir kahirla, gazapla dolu olan ve bir adi da kahhar (batinci yok edici) olan bir Allah, kendisinde, merhametin, ayirt etmeksizin herkesi korumanin (rahmanulrahimligin) ve iyiligin, "golgesi" olsun bulunabilen bir Allah midir?
- - - - - - - - - - - - -
Kendisini olume tasiyan arabanin icinde, kapiya attigi umarsiz cifteler, tum hayvanlarin yitip giden umutlarini da yankilandirir.
Ozgurluklerini savunamayanlarin odedikleri bedel agirdir.
Ozgurluk, degerli oldugu olcude kirilgandir da...

- - - - - - - - - - - - -
Bu yuzyil Darwin'in yuzyili olarak anilacak.

O, bu gezegene gelmis en buyuk insanlardan birisidir.
Hayat olgusuna din ogretmenlerinden cok daha fazla aciklik getirdi.
Evrim ogretisi, en uyumlu olanin hayatta kalma ogretisi, turlerin kokeni ogretisi dusunen butun zihinlerden Ortodoks Hiristiyanliktan kalan son artiklari da temizledi.
Incil'in, korkunun onderliginde cahillikle yazilan bir kitap oldugunu belirtmekle kalmadi, bunu ispatladi da.
INGERSOLL,ROBERT G. (1833-1899) ABD'li hukukcu ve hatip.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 189 Tuzel kisiler hakkinda guvenlik tedbiri uygulanmasi

1) Uyusturucu veya uyarici madde imal ve ticareti suclarinin bir tuzel kisinin faaliyeti cercevesinde islenmesi halinde
tuzel kisi hakkinda bunlara ozgu guvenlik tedbirlerine hukmolunur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder