18 Nisan 2021 Pazar

ÜMİT DOĞAN : VAHDETTİN VE DAMAT FERİT KARDEŞİ KARDEŞE NASIL KIRDIRDI!

 

ÜMİT DOĞAN : VAHDETTİN VE DAMAT FERİT KARDEŞİ KARDEŞE NASIL KIRDIRDI!

tsumut71@gmail.com

18 Nisan 2021 - 17:17

Bugün sizlere tarihte eşine az rastlanan bir ihanet örneğinden Kuvayi İnzibatiye'den bahsedeceğim.

Kuvayi İnzibatiye tam 101 yıl önce 18 Nisan 1920'de Damat Ferit Hükümeti'nin aldığı bir kararla kuruldu. Diğer adı Hilafet Ordusu idi. Halifenin yani Vahdettin'in ordusu. İngiliz sermayesiyle kurulan Hilafet ordusunun görevi Kuvayi Milliye'yi yani Mustafa Kemal Paşa'nın ordusunu yok etmekti.

Vahdettin'i temize çıkarmak isteyen sözde tarihçiler Kuvayıinzibatiye'nin kâğıt üzerinde kalan ve gerçekte hiçbir zaman faaliyete geçmeyen bir ordu olduğunu iddia ediyorlar.

İngiliz parasıyla kurulan ve kardeşin kardeşi öldürmesine sebep olan bu utanç ordusunun Sultan'ın İngilizleri oyalamak için yaptığı bir danışıklı dövüş olduğunu ileri süren Kadir Mısıroğlu şöyle diyor:

"Kuvayi İnzibatiye ki Sultanın İngilizleri oyalamak için güya bir muvazaa silahıydı. "

Aynı görüşü savunan Necip Fazıl Kısakürek Kuvayıinzibatiye askerlerinin millî orduya katılmalarının da Vahdeddin'in gizli talimatıyla olabileceğini ileri sürüyor:

"Kuvayi İnzibatiye vesair namlar altındaki kuruluşlarında sadece göz boyamaya mahsus kaşkarikolardan olduğu ve hiçbir harekete girişmeksizin eridiği hatta milli cepheye katıldığı bütün bunlarında belki Vahidüddün'ün gizli talimatıyla meydana geldiği olayların üslubundan belli"

Samiha Ayverdi Kuvayı İnzibatiye'nin teşkil edilmesiyle Vahdettin'in Anadolu'yu düşman işgalinden koruduğunu ortaya atıyor. Buna göre Padişah İngilizlere "Siz kenarda oturun milletimi terbiye etmeye benim gücüm yeter. " diyerek işgali önlemiş Bursa üzerinden Anadolu'ya sevk edilen bu sözde tedip (terbiye etme yola getirme) kuvvetleri silahları cephaneleri ve bütün ağırlıklarıyla beraber milli kuvvetlere katılmışlar.

Ahmet Anapalı'nın iddiasına göre millî orduya zaman kazandırmak için kurulmuş olan Kuvayıinzibatiye'nin askerleri gemide bekletilmiş ve karaya hiç ayak basmamış. Bir nevi denizcilik oynamışlar.

"Bir gemiye bindirilen bu askerler Süleyman Şefik Paşa ile beraber İzmit'e gelmiş hiçbir askerin karada bir adım dahi atmasına müsaade edilmemiş bir iki ay gemide bekletildikten sonra geriye dönmüştür. Burada amaçlanan gaye çok basittir. Kuruluş aşamasını yaşayan milli birliklere birkaç ay kazandırmak sadece birkaç ay…"

Yukarıdaki örneklerde Kuvayı İnzibatiye denilen utanç ordusunun Vahdettin'e sürdüğü ağır lekeyi temizlemeye çalışan farklı yazarların birbirleriyle çelişen ifadelerini görüyorsunuz. Her yazar Vahdettin'i aklamak için kendi senaryosunu yazmış kimisi Kuvayıinzibatiye askerlerinin gemide bekletilip karaya ayak basmadığı söylerken kimisi bu askerlerin en sonunda silah cephane ve ağırlıklarıyla millî orduya katıldığını ifade etmiş. Hiçbir somut belge veya delile dayanmadığı gibi birbirleriyle çeliştiği görülen bu iddialar alelade tarih yazımının en güzel örneklerini teşkil ediyor. Oysaki tarihçilik alelade bir iş değil. Tarih yazıcılığı bir gerçeği bin kere sorgulamayı gerektiriyor.

Kuvayı İnzibatiye Vahdettin ve İstanbul Hükûmetince yapılan Millî Mücadele aleyhtarı faaliyetler zincirinin utanç verici halkalarından bir tanesidir. Bu utanç ordusunun gemide bekletilip karaya ayak basmadığı fiilen harekete geçmediği doğru değildir. Kuvayı-milliye'ye bağlı 70. Alay Komutanı Hafız Halit Bey'in kızı olan babasıyla birlikte düşmana karşı savaşan ve Nezahat Onbaşı namıyla bilinen Nezahat Baysel Kuvayıinzibatiye birlikleriyle yaptıkları çatışmayı şöyle anlatmaktadır:

"Geyve Boğazı'nda Kuvayi İnzibatiye ile bir çatışma yaptık. Onlardan Adapazarı'nı aldık. Onlardaydı Adapazarı. Bir kısım asker bize iltihak etti. Anladılar Müslüman Müslümanla kavga ediyor diye bize iltihak ettiler. O zaman babamı Padişah idama mahkum etti. Ve babamla beraber kaçanları. Eğer dönselerdi bir derece rütbeyle taltif edeceklerdi. Dönmedikleri takdirde idama mahkumdular. Biz Adapazarı'na girdik oradayken düşman Bursa'yı işgal etmiş ve Ahu-dağı'ndan Pazarcık'a doğru geliyormuş. Bizi bir emirle Ahudağı'na gönderdiler orada tahkimata başladık. Vazifemiz düşmanı durdurmaktı. "

Kuvayı İnzibatiye'ye katıldıktan sonra pişman olup Kuvayımilliye safına geçen Dadaylı Mehmet "Derdli" gazetesine verdiği mülakatta şunları söylemektedir:

"Türkler'in iyi olmasını hiçbir zaman istemeyen İngilizler'in bizi Anadolu halkı ile çarpışmak için alelacele Selanik'den vapurla İstanbul'a getirmesinden ve İstanbul'da herkesin silâhını topladığı halde bizi silahlandırıp nezareti altında İzmit'e sevk etmesinden bizi birbirimize kırdırmak ve el altından kendi çorabını örmek istediğini anladığımız esir arkadaşlarımızla İzmit'e geldiğimiz vakit silâh ve cephanelerimizle Kuvayi Milliye'ye iltihak için sözleştik. İngilizler bizi Beyazid Meydanı'nda Savaş Bakanlığı'nda alaydan yetişme birkaç zabitin nezaretine verdi. Orada 500 mevcutlu Kuvayi İnzibatiye I. Alayı namıyla bir tabur teşkil ettiler. İngilizler her birimize 30 lira verdi ve Haziranın 4. günü (4 Haziran 1920 Cuma) Haydar Paşa'dan trene bindik ve İzmit'e geldik. 8 mitralyöz 6 top 200 sandık cephane 60 kadar ester vardı. İngilizler bizi tel örgü içine aldı. Akşam yemekten sonra nöbetçi çavuş ve onbaşımızla sözleştik. Gece zabitler uyuduktan sonra mitralyöz ve toplarla cephaneleri hayvanlara yükletip olduğumuz yerden kimseye sezdirmeksizin savuşmağı kararlaştırdık. Nöbetçi onbaşısı gece saat 6'da kulağı kirişte olan bizlere hazırlanın diye haber verdi. Cephaneleri top mitralyözleri mekari hayvanlarına yükledik. 200'ü mütecaviz asker İngilizleri ve başımızdaki alaylı zabitleri şüphelendirmeyecek tertibat dâhilinde firara muvaffak olduk. Ve izbe yollardan yürümek ve gerimizi taht-ı teminde bulundurmak suretiyle Sapanca taraflarına doğru yol aldık. Nihayet Kuvayi Milliye'ye tesadüf ederek maksadımızı bildirip silâh ve cephanelerimizi tamamen teslim ederek iltihak ettik. "

Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere Kuvayıinzibatiye ordusunun gemilerde bekletilip karaya çıkartılmadığı hiçbir fiilî harekete kalkışmadan eriyip gittiği doğru değildir.

Kuvayı İnzibatiye askerlerinin millî güçlerimize kurşun sıkmak üzere cepheye sevk edildikleri kesindir. Kuvayıinzibatiye'den Adapazarı'nı aldıktan sonra Yunan ordusunu karşılamaya gönderilen millî ordumuz hem Yunan ordusuyla hem Vahdettin'in askerleriyle savaşmak durumunda kalmıştır. Kuvayı İnzibatiye'nin topyekûn silah ve cephaneleriyle birlikte millî orduya katıldığının ve bunun Vahdettin'in talimatıyla gerçekleştirildiğinin de doğruluk payı yoktur.

Askerin tamamını kapsayan ciddi bir katılım olmamıştır. Katılım kardeşin kardeşe kırdırıldığını anlayan Kuvayı İnzibatiye askerlerinin pişman olup firar ederek Kuvayı Milliye tarafına geçmeleriyle sınırlı kalmıştır.

Bunda da Vahdettin'in talimatının değil Türk çocuğunun vicdanının etkili olduğunu görmek zor olmasa gerektir.

https://www.aykiri.com.tr/yazarlar/umit-dogan/vahdettin-ve-damat-ferit-kardesi-kardese-nasil-kirdirdi/359/

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ordularimizin kazandigi zafer sizin ve sizin ordularinizin zaferi icin yalniz zemin hazirladi...
Gercek zaferi siz kazanacak ve devam edeceksiniz ve mutlaka basarili olacaksiniz.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

40. SOYUT BIR RUH ZEKI OLAMAZ VE BIR ILAHI ZEKAYA TAPMAK HAM BIR HAYALDIR

Zeki olarak adlandirdigimiz bir varligin dusuncelere, iradelere sahip olmasi gerekir. Dusuncelere, iradelere sahip olmak icin organlara sahip olmak gerekir; organa sahip olmak icin bir vucuda sahip olmak gerekir. Cisimleri etkilemek icin cisme sahip olmak gerekir. Duzensizligi, karisikligi hissetmek icin "sikinti duymak" yetenegi olmalidir. Bundan acik olarak su sonuc cikar: Soyut bir "ruh" zeki, kavrayisli olamaz ve dunyada olup bitenlerden etkilenemez. Siz, "ilahi zeka, ilahi fikirler, ilahi amaclar insanlarin zekalariyla, fikirleriyle, amaclariyla hicbir sekilde benzerlik gostermez" diyorsunuz. Ancak bu durumda, insanlar gerek iyi, gerek kotu olarak Allah'in amaclarini nasil degerlendirir, dusuncelerini nasil akla vurur, zekasini nasil tutkuyla yuceltebilir?! Bu durum, hakkinda bir fikir edinmek mumkun olmayan bir zat hakkinda hukum vermek, onu fazlasiyla takdir etmek ve begenmek, ona tapmak demektir ve Allah'in isine, amaclarinin derinligine hayran olmak, hakkinda bir fikir vermek mumkun olmayana tapmak degil midir? Bu ayni amaca hayran olmak, ne icin oldugunu bilmeksizin hayran olmak degil midir?

Hayranlik cehaletin kizidir. Insanlar ancak anlamadiklarina hayran olur ve taparlar.
- - - - - - - - - - - - -
Yasamin yalnizca teleekranlardan yagdirilan yalanlarla degil , Partinin erismeye calistigi ulkulerle de hic banzesmedigini gormek icin cevrenize bir goz atmaniz yeterliydi.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Incil bize ne ogretiyor yagmacilik, zulum ve cinayet.

Ahit bize ne ogretiyor Rabbin nisanli bir kadinla zamparalik yaptigina ve bu zamparaliga inanmaya da iman dendigine inanmamizi istiyor.
Eski ve Yeni Ahit'teki surusune bereket mucize hikyeleri yalnizca, vaaz veren sahtekrlar ve inanan ahmaklara goredir.
PAINE,THOMAS (1737-1809) Ingiltere dogumlu ABD'li siyaset felsefecisi.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 175 Akil hastasi uzerindeki bakim ve gozetim yukumlulugunun ihlali

1) Akil hastasi uzerindeki bakim ve gozetim yukumlulugunu baskalarinin hayati sagligi veya malvarligi bakimindan tehlikeli olabilecek sekilde ihmal eden kisi alti aya kadar hapis veya adli para cezasi ile cezalandirilir.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder