26 Nisan 2021 Pazartesi

TEVFİK ERDEM : SİYASET NEDİR?

Peki siyasetin yeri neresiymiş?
Yalnızca meclis mi?
Siyaset yapacak olan illa ki, bir parti kurmak ya da bir partiye üye olmak zorunda mıymış?
Politikacı yalnızca parti merkezinde, il belediye encümeninde, TBMM'de mi konuşurmuş?

Adam anlatmış işte.

Siyaset yöneten ile yönetilen arasındaki ilişkileri anlatıyor.
Bir demokraside ise yöneten halktır.
Azınlık da halktır, çoğunluk da halktır.

Politika ise şehrin yönetimi demektir.
Bir demokraside şehri halk yönetir.

Halk patrondur.
Halk konuşur, tartışır, eleştirir, halk teklif eder.
Ve halkın konuşmak için ayrıca bir yere ihtiyacı yoktur.
Halk her yerde konuşur.
Evinde, işinde, sokakta, kahvede, lokantada...
Nerede isterse orada konuşur halk.
Demokrasilerde halka sınır olmaz.
Demokrasilerde politikacıların, devlet adamlarının sınırları vardır.
Ama halkın yasalardan, genel ahlak ilkelerinden başka sınır yoktur.

Demokrasilerde halk politikacıya parmak sallar.
Faşizmde ise politikacı halka parmak sallar.

Demokrasilerde ANANI DA AL GİT OLMAZ.
Faşizmde olur.

Demokrasilerde azınlıkları ezmek yoktur.
Faşizmde vardır.

Demokrasilerde BEĞENMİYORSAN DEFOL GİT olmaz.
Ama istenmeyen politikacı defolur gider.

Demokrasilerde çete siyaseti olmaz.

Demokrasilerde azınlığı çoğunluğa ezdirmek olmaz.

Demokrasilerde devletin gücünü halkın, ya azınlıkların aleyhine kullanmak olmaz.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

TEVFİK ERDEM : SİYASET NEDİR?

10 Şubat 2020 16:01

Bu yazının amacı siyaset yapmak değil(!) siyasetin Türkiye'de hangi anlamlarda kullanıldığını insanlarda neler çağrıştırdığını ortaya koymaya çalışmaktır. Çünkü siyaset kelimesi yazının daha ilk cümlesinde geçtiği gibi kullanıldığı bağlama göre değişen bir anlama sahiptir. Burada siyaset yapmak kelimesi karşısındakinin görüşünü değiştirmek onu etkilemek amacıyla girişilen faaliyetleri ve söylenen sözleri ifade ederken aynı zamanda retorikle ya da (boş sözlerle) muhatabını etkilemeye çalışmayı ifade eder.

Siyaset kelimesinin kökü Arapça "siyasa"dan gelir ve yönetmek eğitmek yetiştirmek anlamına gelir. Kelime Bedevi toplumlarda at ve deve gibi hayvanların yetiştirilmesi ve terbiye edilmesi için kullanılmış olup atları tımar eden kişiye de seyis denilmiştir. Şehir ve insanların yönetimi onların müreffeh iyi bir hayatı sürmelerini sağlama sanatı olarak siyasetin nasıl işlemesi gerektiğini anlatan eserlere de siyaset-nâme adı verilmiştir[1].

Osmanlı geleneğinde siyaset bir yandan erdemli bir toplum oluşturmak için idare etme (yönetme) sanatı ile ilgiliyken diğer yandan devlete karşı suç işleyen kamu görevlilerini (ölümle) cezalandırarak kamu düzenini sağlamayı ifade ediyordu. "Siyaseten katl" ya da "siyaset" sözünün anlamı da ölüm cezasına işaret eder[2]. Kamu görevlilerinin tarihi romanlarda kitaplarda ve filmlerde sık sık söyledikleri "demek ki hakkımızda siyaset var!" ifadesi bu cezalandırmayı anlatır.

Türk siyasi hayatında kirli siyaset Makyavelizm köşe dönmenin kısa yolu nepotizmle de anılan siyaset olgusu özellikle askeri darbe tehdidiyle karşı karşıya kaldığını ima eden siyasetçiler için siyaseten katl anlamına gelecek şekilde "siyaset gömleğini giymek" olarak ifade edilir. Siyaset gömleğini giymek adeta kefen giymek gibidir ve siyasi figür ne yaptığının neyi göze aldığının farkında olarak siyaset yapma tarzını devam ettireceğini ima eder. Bu tür bir ifadenin arkasında siyasetin hasbi bir biçimde millet ve ülkenin menfaatini arttırma amacıyla yapıldığı iddiası vardır.

Siyaset kelimesinin eşanlamlı olan olup Polis (kent-site) kökünden türeyen Politika (politics) kelimesi ise kökleri Eski Yunan düşünce geleneğine dayanmakta olup kent (site) -devletinin yönetimi devlet ile ilgili faaliyetleri anlatmak için kullanılır. Aristo (MÖ 384-MÖ 322) Politika adlı eserini yazarken bir anlamda siyaset biliminin temel tartışma konularını da (siyasi rejimler anayasa devletin işleyişi iyi yönetimin gerekleri vb. ) ele alarak insanoğlunun doğası gereği politik bir hayvan (zoon politikon) olduğunu belirtmiştir.

Siyaset iktidarın kime ait olacağı (ya da kimin yöneteceği) kararların kim(ler) tarafından alınacağı ile ilgili olduğu için özünde toplumsaldır. İktidar en az iki aktörü (birey sınıf devlet vb. ) ve yöneten- yönetileni gerektireceği için siyaset toplumsal olan ile ilgilidir. İktidar ve yöneten (hükmeden) iktidarını zorla hayata geçirebileceği gibi bir yandan zor bir yandan da işbirliği ve ikna ile de bunu yapabilir. Bu durum da siyasetin işbirliği ya da çatışma alanı olabileceğini gösterir. Siyasetin bir yönetim sanatı olması çatışmaların çözüm sürecinde ortaya çıkar.

Siyasetin ne olduğuna ilişkin literatürdeki tartışmalar onun dört farklı şekilde ele alındığını gösterir[3]:

Hükümet etme olarak siyaset: Siyaset kolektif kararları alma ve uygulama sanatıdır. Siyasi faaliyet devletle ilgili faaliyetlerin yürütülmesidir. Burada siyaset iktidarın meşru biçimi olan devlet otoritesine dayanan kararları (siyasa) ifade eder. Siyasetin devlet eksenli tanımı onu devletin dışındaki siyasi faaliyet alanlarının dışında tanımladığı için siyasetin alanını daraltmış olur. Ayrıca Siyaset ve devlet arasındaki ilişkiyi sağlayan aktörler olarak siyasetçiler bazen "kişisel ihtiraslarını kamu hizmeti retoriğiyle veya ideolojik önyargılarla örten iktidar peşindeki ikiyüzlüler olarak görülürler. [4]" Machiavelli'nin(1469-1527) Prens (Hükümdar) (basım tarihi:1531) adlı eserinde vurguladığı husus tam da budur. Siyasi literatüre giren Makyevelizm siyasi liderin kurnaz zalim ve insanları manipüle eden edebilme özelliğine sahip olan verdiği sözde durmak zorunda olmayan yöneticiye işaret eder. Türkiye'deki yansıması verilen sözlerin tutulmayacağına tutulmak zorunda olunmayacağına dair şu sözde görülür: "Dün dündür bugün bugündür!"

Kamusal işler olarak siyaset: Siyaseti (yine) sınırlı olarak ele alan bu bakış siyaseti kamusal organlar (hükümet aygıtı mahkemeler polis ordu sosyal güvenlik vb. ) tarafından yürütülen sorumluluklarla sınırlar. Bu anlamda siyaset kamu ve özel alan (sivil toplum) ayrımı üzerine kuruludur ve doğal olarak devletin özel alana (sivil topluma) müdahalesi özellikle liberal teorisyenler tarafından ama genelde özgürlük taraftarlarınca eleştirilir.

Uzlaşma ve mutabakat olarak siyaset: Siyasetin bir çatışma çözümü olarak ele alındığı bu seçenekte anlaşmazlıklar yıldırma ve şiddete başvurmaksızın çözülür.

İktidar olarak siyaset: Siyaset kıt kaynaklar için mücadele etme yolu iken iktidar bu mücadeleyi yürütme yoludur. İktidar Sosyolog Max Weber'in tanımında aktörler arasındaki ilişkide bir davranış değişikliğini ifade ediyorsa iktidar hayatın her alanında görülür. Anne- kızı işçi-işveren vb. hülasa birden fazla insanın olduğu her yerde iktidar ilişkisinden söz edildiği için siyasetten de söz edilebilir.

Bir yandan devleti idare etme sanatı diğer yandan toplumda çatışan menfaatleri uzlaştırma sanatı ve bilimi olarak siyaset sadece siyasetçilerin değil tüm insanların ilgisini çeker ve çekmelidir. Siyaset caziptir çünkü iktidarı hedefler iktidar güç ve prestij vermekle kalmaz aynı zamanda maddi ve manevi ödül kaynağıdır. Siyaset tam da bu yüzden iktidarı ele geçirmek isteyen insanların grupların partilerin "aldatma manipülasyon ve yalana başvurduklarını ifade eden 'kirli' bir faaliyet[5]" olarak da görülür. Ancak siyaset bahsedildiği gibi çekicidir ve çekici olmalıdır çünkü siyasetin dışında kalmak insanın kendisiyle ilgili karar alımına katılmaması demektir. Karar alımına her ne suretle olursa olsun katılmayan insan daha baştan sadece yönetilen olmayı kabul etmiş demektir.

[1] Dursun Davut (2008) Siyaset Bilimi Beta Yayınları 4. Baskı İstanbul s.29-30

[2] Dursun 2008:30

[3] Heywood Andrew (2006) Siyaset Liberte Ankara s. 3-15

[4] Heywood 2006:5

[5] Heywood 2006:2

https://www.sde.org.tr/tevfik-erdem/genel/siyaset-nedir-kose-yazisi-14935


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Bilelim ki milli benligini bilmeyen milletler baska milletlere yem olurlar.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

28. ALLAH'A INANMAK OTOMATIK BIR COCUKLUK ALISKANLIGIDIR

Insanlar, kendilerinden daha cok fikre sahip olmayan kimselerin sozleri uzerine, Allah'a inanirlar. Sutninelerimiz bizim ilk ilahiyatcilarimizdir. Cocuklara gulyabanilerden ve Allah'tan soz ederler. En kucuk yastan baslayarak otomatik olarak her iki ellerini kavusturmayi (el baglamayi) cocuklara ogretirler. Sutnineler, ibadet etmeye zorunlu tuttuklari cocuklarin Allah hakkindaki fikrinden daha acik bilgilere sahip midir?
- - - - - - - - - - - - -
Butun insanlar dusmandir!
Butun hayvanlar yoldastir!

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Sonraki hayat konusundaki kesinlik, simdiki hayatta gosterdigimiz hosgoruyle uyumlu degildir.

HARRIS,SAM (1967) ABD'li yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 316 Suc icin anlasma

1) Bu kismin dorduncu ve besinci bolumlerinde yer alan suclardan herhangi birini elverisli vasitalarla islemek uzere iki veya daha fazla kisi maddi olgularla belirlenen bir bicimde anlasirlarsa suclarin agirlik derecesine gore uc yildan oniki yila kadar hapis cezasi verilir.
2) Amaclanan suc islenmeden veya anlasma dolayisiyla sorusturmaya baslanmadan once bu ittifaktan cekilenlere ceza verilmez.
ALTINCI BOLUM
Milli Savunmaya Karsi Suclar



- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder