3 Kasım 2010 Çarşamba

Barışçıl Bölünme Olur Sananlara….

    Barışçıl Bölünme Olur Sananlara….

    Bülent ESİNOĞLU

    Bölünmeye karşı olan kesimlerin kanaat önderlerini,  içeri atıp, orduyu susturup tek yanlı propaganda yapılınca "belli kesimlerde" barışçıl bölünme sanıları oluştu.
  

    Belli kesimler ifadesini özellikle altını çizdim. Dikkat etmişsinizdir. Öcalan'ın avukatları ile yaptığı görüşmelerin dikkat çeken yanı da bu ifade idi. Öcalan'da diyor ki, " bazı çevreler ile devletin bir kesimi diyalog ve çözüm eğiliminde olması olumlu bir gelişmedir. Bu gelişmeyi destekleyip cesaretlendirmemiz gerek" diyor.
    

    Gelin şu "devletin bir bölümü ile bazı çevreler" ifadesini anlayabildiğimiz kadarı ile çözümlemeye çalışlım.
    

    Devletin bir bölümü demek ile Öcalan hangi devlet kurumları veya kuruluşlarını kast etmeye çalışıyor. Önce barışçıl veya savaş ile bile bölünmeye rıza göstermeyen kuruluşları sayalım. Ordudan şimdiye kadar yapılan tüm açıklamalarda "Ordunun taraf olduğu, PKK ile sonuna kadar savaşılacağına dair çok sayıda açıklamalar oldu.

    
    Devlet deyince geriye aklımıza nereleri geliyor. Başta Cumhurbaşkanlığı emniyet kurumları ve buna benzer olanlar geliyor. Demek ki, devletin bir bölümü deyince kast edilen ordu değildir.
    

    Devletin bir bölümü olarak da görüşmeleri yapan MİT'ide anlamayız. MİT sadece devletin bir kuruluşudur. Devletin bir bölümünü, hele hele bölüm diyecek kadar bir kısmını hiç temsil etmez.
    

    Aslında Öcalan devlet içindeki bölünmüşlüğü tespit ederken, bölünmenin öteki kısmını, yani bölünmeye kaşı olan kısmını da gördüğünü anlatmak istiyor. "Diyalog sürecinden, müzakere sürecine" geçildiği tespitini yaparken her türlü bölünmeye karşı olanların, susturulmuş olmasına karşın hala çok kuvvetli olduğunu biliyor.

    Öcalan'ın devletin bölünmesine rıza gösteren bir "devletin bölümü" diye tanımladığı devleti de anlamaya çalışalım.

    Diyelim ki, devletin her kurumunun içinde hem bölünmeden yana olanlar var. Hem de bölünmeye karşı olanlar var. Ama bölünmeye karşı olanlar susturulmuş onların sesi çıkmıyor. Örnek Ordunun generalleri sustu diye ordunun tüm subayları konuşmayan komutanları gibi mi düşünüyor.

    
    Bunun böyle olmadığını 1908 Devriminden biliyoruz. Selanik'teki Harekat Ordusunun İstanbul'daki Osmanlı Ordusunun bir parçası olmasına karşın, susan Osmanlı paşalarının aksine hareket edebilmişlerdir.

    
    Susanların ya da susturulanların, ilelebet susacakları diye bir şey yoktur.

    
    Hiçbir devlet barış yolu ile bölünmez. Devletler savaşsız bölünmezler.
    

    Tarihin bize öğrettiği önemli bir husus daha hatırlatarak noktalayalım.
    

    Barışçıl bölünme olmayacağı gibi, işin kötüsü, devrimin dışında artık barışçıl bütünleşme de görünmemektedir.

    3.11.2010, bulenteinoglu@gmail.com
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.   K.Atatürk  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder