En başta halkta ikilik var.
Bunun ciddi bir iç savaş yaşandığında kendiliğinden düzelmesini beklemiyorum.
İkilik derken hemen hemen olabilecek her eksende ikilik var.
Etnik, dini, mezhebi, siyasi her eksende çok keskin bir bölünme var.
İkincisi, ülkenin başında çok büyük bir dış borç gailesi var.
Varsayalım bir ulusalcı darbe oldu.
Böylesi bir cuntanın liderleri dahi daha en başta çok ağır bir ekonomik şantaja ve operasyonlara maruz kalacağını bilir.
Günümüzde korgeneral ve üstü, müsteşar ve üstü bütün sivil ve asker devlet adamları yeterli düzeyde ekonomik brifing almaktadır.
Aslında ülkenin ekonomik durumunu muhalefet liderleri de bilmekte.
Bir düşünün MHP-CHP koalisyonu ki, sıkı ulusalcı sayılması gereken bir koalisyondur, küresel oligarşiye kuzu gibi boyun eğmiştir.
Ülkenin kaderine el koymaya yeltenecekler için ciddi bir caydırıcılık sebebidir bu.
Çünkü ülkenin kaderine yeni bir yön vermek isteyen liderlerin ve kadronun, günümüz şartlarında halka sıkı bir ekonomik mücadele, sıkıntı, kan ve gözyaşı vaat etmeye cüret edebilmesi gerekir.
Ve ülke ağır şartları olan bir çatışma ortamına sürüklenirken yönetim ve rejimin restorasyonunu bekliyoruz.
Bu vahşi bir nehri geçerken at değiştirmek gibi.
Doğrusu halkın küresel oligarşiden sıkı bir dayak yediğinde idrak ve muhakeme yollarının açılacağından da umudum yok.
Çünkü ben dayak yiyenlerin feraset kazanmadığını, tam tersine hepte idrak ve muhakemesini yitirdiğini gördüm bu güne kadar.
Tek umut gerçekten çılgın birilerinin aniden liderlik vasıflarıyla ortaya çıkması.
Belki de, büyük stres altına giren halk ne olursa olsun, düzen yeniden kurulana kadar böylesi bir liderin ardında durma becerisini gösterebilir.
Bilemiyorum.
Benim düşünceme göre bu vakite ülkenin sorunu demokrasi, cumhuriyet olmaktan çıkmıştır.
Şöyle ya da böyle bir devlete sahip olmak, bunu ayakta tutabilmek,
Bütünlüğü olan bir vatan sahip çıkmak ve onu koruyabilmek.
Halkın, Türklerin ve Kürtlerin, tek tek bireylerin yaşam hakkının korunması.
Yakın gelecekte önümüzde duran tehlike bu derece temel ve yaşamsal önemdedir.
Açıkçası halkın varlık ve yokluk mücadelesi içine düşmesidir beklenen.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
bu yazılanlar doğru olabilir, benim bu yazılanlara diyeceğim birşey yok.Benim burada tartışmaya açmak istediğim, bana demokrasi,hürriyet,cumhuriyet, özgürlük,birleşme gibi lâflar etmeden içinde bulunduğumuz ortamdan nasıl kurtuluruz.Beni ilgilendiren bu.Hele bir de seçimlerin yaklaştığı şu günler bu yazdığım daha da önem taşıyacak.
13 Aralık 2014 16:56 tarihinde Oraj POYRAZ <murte@emaildodo.com> yazdı:
İngilizlerin Buckingham Sarayı varsa, bizim de Aksarayımız var demişti ya abla onu söylüyor. (O.P.) L2fSIJNoA0xfSNxA
Yanılıyorsunuz, İngilizler Yaygara Koparıyor
13 Aralık 2014 Cumartesi
Erdoğan'dan 'Kaç - Ak Saray' açıklaması: Tekerleği mekerleği yok
Erdoğan, TOBB üyelerine toplantıda konuşmasında 'Kaç - Ak Saray'a ilişkin konuştu.
Erdoğan konuşmasında, "Garip garip şeyler söylüyorlar işte 'Giderken sarayıda aldı götürdü' filan diye yahu bu sarayın tekerleği mekerleği yok öyle yürüyen bir saray değil.
Yani neyi nereye götürdük ki?..
Burası da, Çankaya da millete hizmet edecek.Buraya şu kadar para harcanmış.
ülkemizde bizim, AYM ve bakanlıklar olmak üzere binalar yapıyoruz.Onlar bizim gurur vesilemizdir.
İngiltere'de Resmisın sarayı bakıma girdi.
3 milyar dolar bakım masrafı.
İngiltere basınında böyle yaygara görüyor musunuz?
Geçenlerde Cameron'a sordum.
Var mı böyle yaygara?
Yok dedi.
Buranın Kaçak Saray olduğunu söylediler.
Bu ne edebe, ne ahlaka sığmaz" dedi.
Başta gazetem Cumhuriyet olmak üzere yanaşmayan medyanın, açıklanması halinde ekonominin zora gireceği resmen duyurulan Cumhurbaşkanlığı Sarayı harcamalarını ayrıntısıyla tartışarak ne kadar önemli bir görevi yerine getirdiği iyice ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tartışmadan büyük rahatsızlık duyuyor.
Ne edepsizliğimiz kaldı dünkü TOBB İstişare Konseyi'nde yaptığı konuşmada, ne saraya teker takmadığı, ne de ağaç kesilmesinin bir yalan (!)olduğu...
Kabul edelim ki işadamlarının, geleneksel toplantısını kendi salonlarında değil de nizami dizilişten, ritmik ve periyodik alkışlarına kadar, adeta askeri birlik görüntüsü verdikleri Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapması iyi bir fikirmiş...
Ama konumuz bu değil şimdi.
Konumuz, Erdoğan'ın saray tartışmasından yakınırken neresini düzeltmeye kalksak elimizde kalacak olan Westminster Sarayı örneği...
Cumhurbaşkanı, Westminster Sarayı restorasyonunun 3 milyar Avro'ya mal olduğunu, bunun da 5 milyar dolar anlamına geldiğini söyledikten sonra şu şakacı anekdotu paylaşıyor:
"Geçenlerde konuğum Cameron'a (İngiltere Başbakanı) sordum, 'Var mı orada yaygara' diye. O da 'Yok, normal şeyler bunlar' dedi."
***
Şimdi gelelim tanesi 5 bin liralık klozetlerin, metrekaresi 8 bin liralık buhar banyosunun hesabını, İngiltere'deki restorasyon üzerinden kapatmaya çalışan Erdoğan'ın bilgi yanlışlarına:
Cumhurbaşkanı içinde çalışmaya başlasa da tartıştığımız sarayın inşaatı halen sürüyor. Güncel bir yapıdan bahsediyoruz yani.
- Westminster Sarayı 900 yıllık tarihiyle UNESCO'nun Kültürel Miras Listesi'nde. Tarihi var. Geçirdiği büyük yangından sonra yeniden inşa edilip bugünkü yapısına kavuştuğundaysa bu topraklarda 2. Mahmut padişahtı. En az 200 yıllık bir yapının restorasyonundan söz ediyoruz.Erdoğan, İngiltere'deki restorasyondan bitmiş bir iş gibi söz etti ama Westminster Sarayı'nın restorasyonuna henüz başlanmadı bile. Sadece karar alındı, ekip oluşturuldu. Laura Kuenssberg imzasını taşıyan 14 Kasım 2014 tarihli BBC haberine göre Westminster'ın restorasyonunun başlaması 2020 yılını bulabilir.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı, "kaçak". Yargı kararlarına rağmen inşa edildi.
Aynı makalede, Westminster'ın restorasyonu için kanun çıkarılması gerektiği, bunun da ancak 2015'teki genel seçimden sonra mümkün olabileceği belirtiliyor.Erdoğan'ın "yaygara" olarak nitelediği demokratik tepkiler, İngiltere'de özgür basın tarafından gündeme taşınıyor. Aynı haberde, "içeriden bir kaynağa" dayanılarak en az 2 milyar, en fazla 3 milyar Avro'ya mal olacağı hesaplanan bu restorasyon maliyetinin "Utanç verici derecede pahalı olduğu" belirtiliyor.
Vergi yükümlüsünün, büyük bir kültürel miras olmasına karşın, "utanç verici pahalı" bulduğu Westminster'ın bulunduğu ülke olan İngiltere'de kişi başına düşen milli gelir 37 bin dolar.
Türkiye'nin milli geliri tam altı yıldır 10 bin dolarda patinaj yapıyor. Bu durum, bizzat bu hükümetin bakanlarınca, "orta gelir tuzağı" diye nitelenmekte.
Bu veriler ışığında, Cumhurbaşkanlığı Sarayı harcamalarını gündeme taşıyarak "yaygara koparmaya" devam edeceğiz.
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/162205/Yaniliyorsunuz__ingilizler_Yaygara_Kopariyor.html#
Ilk maasindan baslamak uzere, emekliligine para ayir.
Ohio lu 90 yasindaki Regina Brett in kaleminden
Resulullah (sav):
Ben kiyametin kopacagi ayni saatte gonderildim.
Ancak, sunun sunu gecmesi gibi ben kiyamet saatini gecip biraz evvel geldim!
buyurdular ve orta parmagi ile sehadet parmagini gosterdiler.
Sahih-i Muslim
Hadis No: 5026
EINSTEIN ve MUSEVILIK
Benim icin Yahudilik tum diger dinler gibi en cocukca batil inanclarin vucut bulmus halidir.
For me the Jewish religion like all others is an incarnation of the most childish superstitions.
Kaynak: Albert Einstein in a letter to Beatrice Frohlich, December 17, 1952; Einstein Archive 59-797; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p.217.
This eMail was sent by Oraj POYRAZ at oraj.poyraz@openmail.cc.
For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.
If you want to unsubscribe from this murte@emaildodo.com Group click here
To file a complaint please send an eMail to: complaints@emaildodo.com
--
Dost gerçekleri,Düşman işine geleni,Deli ağzına geleni,Âşık içinden geçeni söylermiş...Özdemir Asaf
Halit Topraktwitter : @halittoprak
Bazi e-postalar iki kez gonderilmis olabilir, affiniza...
e-ileti almak istemeyen dostlar, bildirsinler.
===E-posta ile gönderdiğim tüm demokratik protesto, bilgi, haber,yorum ve sosyal/siyasal içerikli paylaşımlar TC Anayasa'sının;
MADDE 25: "Düşünce ve Kanaat Hürriyeti",MADDE 26: "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti"kapsamında tarafımdan yapılmıştır.Demokratik düşünce ve kanaatlerimin engellenmesi ve/veya şiddet/baskı altına alınması, bu nedenle ,"hakkımda olası her türlü anti-demokratik yasal girişimi"TC Anayasası. AİHM ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kapsamında, her türlü yasal haklarım saklı kalmak üzere, peşinen reddederim
Guzel cevap her zaman daha guzel soruyu sorana verilir.
E.e.Cummings
Ingiltere Osmanli Devleti nin yonetimine el koyarsa, saltanat ve hilafetin Ingilizler elinde bulundugunu goren Misir ve Hindistan Muslumanlarinin da Ingiltere yle dost olmanin geregine inanacaklari a$ikardir.
Ingiliz Muhipler Dernegi Baskani, Adliye Nezareti Mustesari ve yazar Sait Molla
Dunyanin dort bir tarafindaki askeri mezarliklar tanrinin yanlarinda olduguna inandirilmis, beyni yikanmis olu askerlerle doludur.
George Carlin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder