10 Kasım 2010 Çarşamba

DURUŞ-MA Ergenekon Davası’ndan İbretlik Hikayeler

DURUŞ-MA Ergenekon Davası'ndan İbretlik Hikayeler

Haberler, Naci Beştepe

8 Kasım 2010


DURUŞ, DURUŞ-MA'nın çok önüne geçmiş durumda.

İlk defa bir duruşma izledim.
5 Kasım'da SİLİVRİ'de idim.
Adı şüpheli, ERGENEKON Davası'nın duruşması vardı.
Sanık sandalyesinde Malatya Üniversitesi eski rektörü Prof.HİLMİOĞLU vardı.
Bir garip duruşma idi.
Basından izlediğim kadarıyla, öncekilerden hiç bir farkı yoktu.
Sanık neyle suçlanıyordu, belli değildi. Çünkü suça yönelik ne bir kanıt ne de bir soru vardı.
Duruşmadan iki örnek sunarak değerlendirmeyi sayın okurlara bırakmak istiyorum.
7 yıl önce rektörler bir dizi ziyaret çerçevesinde ve YÖK yasasının değiştirilmesi bağlamında J.Gn.K.Org.Şener ERUYGUR'u ziyaret etmişler.
Org.ERUYGUR da onlara bir akşam yemeği vermiş.
Savcı PEKGÜZEL'in önemle üzerinde durduğu konu; bu yemekte Org.ERUYGUR'un resmi mi yoksa sivil kıyafetli mi olduğu idi?
Önce, Sayın HİLMİOĞLU'na sordu. O da, "Resmi idi" dedi. Sonra, sayın savcı mal bulmuş mağribi gibi, ERUYGUR'un günlük faaliyet planında o yemeğin sivil kıyafette olacağının yazılı olduğunu söyleyerek, HİLMİOĞLU'na hayatının en büyük golünü attı(!)
Ne kadar önemli değil mi?
Rektör, 7 yıl önce davetli olduğu bir özel yemekte generalin resmi mi, sivil mi olduğunu anımsayamadı…
Olacak iş mi?
Bu ERGENEKONCULAR' a ne dense, ne yapılsa azdır…!
Sayı savcı; kıyafetin dışında, o yemekte ne tartışıldı, darbe konuşuldu mu, kime ne görev verildi, TBMM veya hükümet nasıl görev yapamaz hale getirilecekti gibi gereksiz konulara(!) hiç girmedi.
Sadece işin özüyle(!) ilgilendi?
Org.ERUYGUR resmi mi idi sivil mi?
Ne kadar önemli değil mi?

İkinci ibretlik soru-cevap olayı daha da komedi idi.
Savcı PEKGÜZEL sordu;
- Bu davanın sanıklarından Durmuş ÖZOĞLU 'nu tanıyor musunuz?
- Hayır, kesinlikle tanımıyorum.
O zaman size bir fotoğraf göstereyim. Bakın bir törende yanınızda yürüyor. İl valisi, siz. Sizlerin koruması da vardır. Öyle herkes yanınıza yanaşabilir mi? Yanınızda yürüyen şahıs Durmuş ÖZOĞLU.
Prof. HİLMİOĞLU fotoğrafa kısa süre baktı. Nezaketini hiç bozmadan yanıtladı;
- Efendim, o şahıs Durmuş ÖZOĞLU değil, Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Haydar KARADUMAN'dır.
Savcı bey gayet pişkin;
- Haa, öyle mi.. deyip fotoğrafı geri çekti.
Ağa babanın deyişi ile, velev ki o şahıs yanlarında yürüdü ve fotoğrafa girdi. bunun neresi suç?
Davayla ilgisi ne?
Velev ki tanıyor, ne olmuş!..
Ama sorun burda işte. İddia makamı, daha kişileri bir araya getirip bir örgüt oluşturamamanın sıkıntısı içinde.
*  Mustafa BALBAY'ın deyişi ile; düşünceye hazırlık suçunu sorgulamaya çalışıyorlar.*
İddia makamının nasıl çalıştığına dair başka örneğe gerek var mı?
Bu sorularla, bu iddialarla insanlar günlerce, aylarca, yıllarca tutuklu kalmıyorlar mı?
İşte bunlar DURUŞ-MA' dan örneklerdi.
Bir tane de DURUŞ'tan örnek vereyim.
6 KASIM günü, *Tğm.Mehmet Ali ÇELEBİ* çıktı meydana.
Konuştu. Türk subayını anlatmaktı amacı. Gürledi;
-"TÜRK Subayı; kibirde çakıl taşı, zorluklarda sabır taşı, fedakarlıklarda ve feragatte mezar taşıdır."
- Cumhuriyet uğruna toprağa da zindana düşmeye razı olan onurlu Türk subayları ve eserin (Türkiye Cumhuriyeti) asli sahibi Türk Gençliği, Cumhuriyeti sürekli ve yürekli olarak savunacak, şerefli esaretimiz milletimize nice bayramlar yaşatacaktır….!*
İşte Tğm.Mehmet Ali ve Türk subayı budur.
Tğm.Mehmet Ali'yi, Alb.Levent ÇOLAK'ı, Alb. Atilla UĞUR' u kucaklamaktan onur duydum.
*Kahramanlar geçidi izleyen şanslı bir izleyici gibi hissettim kendimi.
Onlara sarılmaktan büyük mutluluk duydum. Gururlandım.
Alb. Cengiz KÖYLÜ ve genç teğmen- üsteğmenlerle uzaktan da olsa selamlaşmak ne güzeldi…
Nöbetleri kutlu olsun.
Sevgili BALBAY ve Tuncay ÖZKAN'ın dik duruşları, adeta bir kitap fuarında imiş gibi sevenlerine umut saçmaları ise ayrı bir takdir konusu.
Özetle; DURUŞ, DURUŞ-MA'nın çok önüne geçmiş durumda.
Yazımı noktalarken;  10 KASIM vesilesi ile, eserinin çocuğu, ilke ve devrimlerinin yılmaz bekçisi olarak, YÜCE ATAMI sonsuz saygı ve özlemle anıyor, aziz anısı önünde şükran ve hürmetle bir kez daha eğiliyorum.

Haftaya kadar; sevgiyle, sağlıkla, umutla ve mutlulukla kalın sayın okurlar.
Naci  BEŞTEPE

İLK KURŞUN
 
http://www.ilk-kursun.com/2010/11/durus-ma-ergenekon-davasindan-ibretlik-hikayeler/
--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz. Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir.   K.Atatürk  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder