++++++++++++++++++++++++++++++
Ali Serdar Bolat 22 Nisan 2011
Yargının hukuk dışına çıkması bir günde olmadı.
Siirt seçimleri bu yolun başlangıcı oldu
Siirt seçimleri
+++++++++++
"6 sandık kayıp" bahanesi ile YSK Siirt seçimlerini iptal etti. Yıl 2002.
Halbuki bu 6 sandıktaki oyların hepsi AKP'ye veya CHP'ye veya MHP'ye verilmiş bile olsaydı, sonuç değişmiyordu.
Sonra, Siirt seçimlerinin baştan yapılması sırasında hukukun arkasından dolanıldı.
Adaylardan biri çekildi. Onun yerine yedek adayın konması kanun gereği iken, dışarıdan Tayyip Erdoğan konuldu.
Halbuki o sırada Erdoğan yasaklı idi, muhtar bile olamazdı.
Bunun için Meclis toplandı, yasalar ve yönetmelikler değiştirildi.
Deniz Baykal yönetimindeki CHP de bu kanunsuzluğa destek verdi.
Hukukun paspas gibi çiğnenmesi böyle başladı.
(Amerika'ya yaptığı bu yardımın mükafatı olarak seneler sonra Baykal'ın önüne bir kaset konulacaktı.)
AKP Kapatma Davası
+++++++++++++++++
AKP hakkında "Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu" gerekçesi ile kapatma davası açıldı.
Anayasa Mahkemesi, davayı haklı buldu, odak haline geldiğine hükmetti "Ama parti kapatılmasın" dedi.
Hukuk bir kere daha katledilmişti.
Mahkeme Üyesi, yaptığı açıklamada, "Kaos ortamı doğmasını istemedik" dedi.
Demek ki Yüce Mahkeme hukuka göre değil, siyasi duruma göre karar vermişti ve bunu açıkça itiraf ediyordu.
Habur rezaleti
++++++++++++
Habur çadır mahkemesi rezaletini hepiniz biliyorsunuz.
Türkiye'ye giriş yapmak isteyen PKK'lılar, hakimlerin "Pişmansınız, değil mi?" sorusuna karşı "Pişman değiliz, barış elçisiyiz, önderimiz Öcalan'ın talimatıyla geldik" diye direnmelerine rağmen hakimler: "Yaz kızım, pişman olduğunu beyan ettiğinden..." diyerek hepsini sebest bırakmışlardı.
AKP Hükümeti, "Açılım" siyaseti doğrultusunda mahkemeyi hukuka aykırı karar vermeye zorlamıştı.
Mahkemenin suçlunun ayağına taşınması da ayrı bir rezalet konusu idi.
Ergenekon, Balyoz vs... tertipleri
++++++++++++++++++++++++++++
Beşiktaş Adliye'sinde hükümet tarafından yuvalanmaları sağlanan Savcı ve Hakimlerin oluşturduğu Beşiktaş Terör Örgütü'nün tertiplediği düzmece kanıtlar, yazılan binlerce sayfalık iddianameler, kanunsuz tutuklamaları biliyoruz. Yazması ciltler tutan bu kanunsuzlukların ana başlıkları bile sayfalar tutar.
Son veto olayı
++++++++++++
YSK'nın 12 bağımsız adayı veto etmesi, kanunlara uygundu..
"YSK bu kararı 2005'te yürürlükten kalkan eski Ceza Kanunu'na verdi, halbuki yeni Ceza Kanununa göre ömür boyu yasaklı olmak durumu kaldırılmıştır, suçun cezası infaz edildikten sonra yasaklılık ortadan kalkar. YSK bunu bilmiyor mu, vahim bir hukuk hatası yapıldı. YSK suçlu" gibi saçma bir iddia öne sürüldü.
Halbuki, hiçbir yasa Anayasa'ya aykırı olamaz. Bakalım Anayasa ne diyor:
Anayasa Madde 76: Milletvekili Seçilme Yeterliliği;
25 Yaşını dolduran her Türk, milletvekili seçilebilir.(2006’da yapılan değişiklik)
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar,yükümlü olduğu askerlik görevini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar,taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas,irtikap,rüşvet,hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, AFFA UĞRAMIŞ OLSALAR BİLE MİLLETVEKİLİ SEÇİLEMEZLER.
25 Yaşını dolduran her Türk, milletvekili seçilebilir.(2006’da yapılan değişiklik)
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar,yükümlü olduğu askerlik görevini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar,taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas,irtikap,rüşvet,hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, AFFA UĞRAMIŞ OLSALAR BİLE MİLLETVEKİLİ SEÇİLEMEZLER.
Demek ki YSK, "Yasaklı olmadığınıza dair mahkemeden yazı getirin, yeniden inceleme yapalım" demekle, siyasi baskıya göre hareket etmiş oldu.
Gördüğü yoğun baskı nedeniyle hukuksuz bir karar almak zorunda kaldı.
Mahkemeden alınan yazılarla vetonun kaldırılması, açık bir Anayasa ihlalidir.
Halbuki, Sami Selçuk'un dediği gibi, Hakimler mevcut kanuna göre hüküm vermek zorundadırlar.
Hakim, o anda gördüğü davanın ilişkin olduğu kanunu beğenmeyebilir, bu kanunun yanlış olduğunu düşünebilir, ama buna rağmen o kanuna göre hüküm vermelidir.
Yani hakim, aslında kişisel olarak beğenmediği bir karar vermek durumunda kalabilir.
Hakim, vicdani olarak da kanuna karşı bir karar veremez.
"Bu kişiye kanunen şu cezayı vermem lazım, ama 5 çocuğu var, bunlar perişan olur" gibi vicdani bir düşünce ile kişinin cezasında indirim yapamaz.
Aynı şekilde, YSK "Veto kararımız yüzünden ortalık birbirine girdi, Cumhurbaşkanı ve CHP de böyle istiyor, öyleyse hukukun etrafından dolanalım biz de" diyemez.
Eğer ülke güvenliği için tehlikeli bir durum varsa, seçimler ertelenir, Meclis toplanır, seçim kanununu ve Anayasanın ilgili maddesini değiştirir.
Bilhassa Abdullah Gül'ün "Bu işi çözmek lazım" sözleri, YSK üzerine yapılan ağır bir baskıdır.
Zaten HSYK'nın Hükümet tarafından ele geçirilmesi ile birlikte, yargı bağımsızlığı ortadan kalkmıştı.
Bu son olay, yargıya sadece hükümetin değil, Cumhurbaşkanının da müdahale edebildiğini gösterdi.
Cumhurbaşkanı, alenen YSK'ya "Anayasayı, yasaları boşver, bul bir yolunu, kaldır şu vetoları" talimatı vermiştir.
Olan budur.
Bu seçim hukuken geçersiz hale gelmiştir.
++++++++++++++++++++++++++++++++
Sadece bu yüzden değil, ÖDP ve Yurt Partisi'nin durumu dolayısıyla da bu seçim şaibeli hale gelmiştir.
BDP'li bölücü bağımsız adaylara "Evrakları tamamla yeniden inceleyelim" diyen YSK, ÖDP ve Yurt Partisi'ne aynı şeyi söylememiştir.
ÖDP adayları, sadece askerlik belgeleri olmadığı için veto yediler.
"Askerlik şubesinden yazı getir yeniden inceleyelim" denmemiştir ÖDP'ye
Yurt Partisi lideri Sadetin Tantan: "Biz de mi elimize Molotof kokteyli alıp yollara çıkalım" dedi.
Ülkeyi veto bahanesiyle kan ve ateşe boğan teröristlerin vetosu Anayasa ihlal edilerek kaldırılmış,
sesi çıkmayan zavallıların vetosu ise "askerlik belgesini getirmekte geç kaldınız" gerekçesiyle kaldırılmamıştır.
Sadece bu haksızlık bile, bu seçimlerin geçersiz hale gelmiş olduğunu göstermektedir.
Daha seçimler yapılmadan önce bu kadar feci haksızlıklar yapılabiliyorsa, seçimin ve sayımın güvenilir bir şekilde yapılacağı nasıl beklenebilir?
+++++++++++++++++++++++++++++++++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder