26 Nisan 2011 Salı

Genelkurmayın açıklama yaptığı kobay asker konusunu da ayrıca açalım.


Sözlükte malpraktis tanımı şöyledir; "Bir meslek mensubunun mesleğini, toplumda mesleğin ortalama basiretli ve saygın bir mensubunun her şart altında uygulaması gereken bilgi ve beceri ile uygulamaması sonucu hizmetten yararlanan kişiye bir zarar vermesi." (Black's Law Dictionary).

Tıbbi malpractise ya da tıbbi hata; "Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi; hekimliğin kötü uygulaması" olarak tanımlanmaktadır (TTB Etik İlkeleri madde 13).

Bu tanım yasadaki "tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sanatta acemilik" kavramlarıyla örtüşmektedir. Malpractise "Bir doktorun itinasızca veya yanlış tedavisi" olarak da tanımlanmaktadır.

Tıbbi terminolojide sıkça kullandığımız komplikasyon ise "Bir hastalığın seyri esnasında oluşan ikinci bir hastalık, mevcut hastalığa eklenen diğer bir hastalık veya bozukluktur". Komplikasyonun yasal uygulamadaki karşılığı bazı yazarlara göre "İzin verilen risk" olarak yorumlanmıştır. Bu tanıma göre; hekimin tıbbın kabul ettiği normal risk ve sapmalar çerçevesinde davranarak gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen ortaya çıkan istenmeyen sonuçlardan yasal olarak sorumlu olmayacağı belirtilmektedir.
Biliyorsunuz, ülkemiz hukuk sisteminde Avrupa müktesebatını uygulamaya başladı.
Bunu tıp alanında etkisi şöyle oldu.
Daha önceleri tıp tepmesine uğramış olan hastalar hekimleri ve kurumları dava ettiğinde mahkemeyi kazansalar bile çok düşük tazminatlar alabiliyordu.
Şimdilerde ise eğer hastalar haklı çıkarlarsa 400-500 bin TL(yeni) varacak kadar yüksek tazminatlara hak kazanabilmektedirler.
Artık eğer,  kurum malpraktis, yani kötü, hatalı tıp uygulaması nedeniyle zarara uğrarsa bunu da rücu ettirerek ilgili hekimlerden tazmin etmektedir.
Gelişmiş batılı ülkelerde de tıbbi malpraktis konusunda durum buna benzer bir eksendedir.
Dahası batılı ülkelerde malpraktis konusu sadece tıbbi uygulamalar için değil bütün mesleki uygulamalar için de geçerlidir.
Mesela, mimarlar, mühendisler, vs.
Ülkemizdeyse, hükümet, hükmeden iki meslek gurubu arasında ayırım yaparak, hakimlerin hatalarından kaynaklanan tazminatları üstlenmiş (bknz; Ergenekon hakimleri), hekimlerden kaynaklanan tazminatları ise rücu ettirme yolunu seçmiştir.
Salt bu sebeple büyük maddi yıkımlar yaşama tehdidiyle yaşayan hekimler diğer hiçbir meslek gurubunda olmayan bir sigorta türüne müşteri olmuşlardır.
Bu malpraktis sigortasıdır.
Artık o gün bu gündür, ülkemizde de bazı avukatlar hastane çıkışlarına mevzi alarak, hatta yer yer hastalara telkinlerde bulunarak bu pastadan pay çıkarmaya çalışmaktadır. Bunlardan bazıları ise özellikle asker hastaneleri ve hastalar peşinde dolaşarak ekmek yemektedir. Bunların uzmanlıkları budur.

Bu türden avukatlar ve paraya tamah eden hastalar sebebiyle her sene yüzlerce dava açılmaktadır. Bunların büyük bölümü beraatle sonuçlanmaktadır.
Çünkü çoğu para kopartma ekseninde kurmacadır.
Bazıları ise aşağdaki olayda olduğu psikiatrik sorunları olan hastalardan kaynaklanmaktadır.
Elbette bazı vakalarda da mahkumiyet ve tazminatı hak etme durumu olmaktadır.
Elbette bu durum bütün hekimler için geçerli bir durumdur.

Fakat hiçbir gelişmiş batı ülkesinde kendi askeri tebabet sistemleri üzerinde ordusunu yıpratmaya çaba gösterenler görülmemiştir.
Mesela Walter Reed Ordu Tıp Merkezi hastanesinde yapılan işlerden dolayı kimse ABD silahlı kuvvetlerini incitmeyi düşünmemiştir.
Ya da aynı şekilde Percy Ordu Eğitim Hastanesinde (Hôpital d'instruction des armées Percy) olup bitenlerden dolayı Fransada kimse Fransız ordusuna dil uzatmamıştır.
Malesef ülkemiz dünyada haini ve gafili en bol ülkedir.
Bunu çok iyi bilelim.


Genelkurmay'dan "Kobay Asker" Yanıtı


"GATA'da kobay asker" iddiasına ilişkin haberin çıktığı gün ivedilikle araştırma başlatıldığını bildirdi.
Haber: Genelkurmay'dan 'Kobay Asker' Yanıtı

Genelkurmay Başkanlığı, "GATA'da kobay asker" iddiasına ilişkin haberin çıktığı gün ivedilikle araştırma başlatıldığını bildirerek, hastaya yapılan tüm tıbbi işlemlerin rutin tedavi prensipleri dahilinde yapıldığını, klinikte herhangi bir deneysel tedavi yapılması ve buna bağlı olarak altı askerin hayatını kaybetmesi iddialarının ise gerçek dışı olduğunu kaydetti.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Taraf Gazetesinde "Er Fevzi Alabay'ın askerdeyken tedavi için sevk edildiği İstanbul GATA'da kobay olarak kullanıldığı, yine aynı amaçla kullanılan 6 askerin hayatını kaybettiği" iddialarına ilişkin haberin yer almasının ardından hemen araştırma başlatıldığı bildirildi.

Açıklamada, yapılan araştırma sonucu, Fevzi Alabay'ın 11 Şubatta İstanbul GATA Haydarpaşa Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon servisine her iki el parmaklarında ağrı ve şişlik, her iki bileğinde ağrı şikayeti ile başvurduğunun ve aynı gün yapılan muayenesi neticesinde yatışının yapıldığının belirlendiğini bildirildi.

Hastanın muayenesinde her iki elinde kompleks bölgesel ağrı sendromu tanısı konularak ilaç tedavisi ve fizik tedavi uygulamalarına başlandığı vurgulanan açıklamada, "Tedavisi esnasında kullanımı bilimsel olarak kabul görmüş ve rutin uygulamada tüm fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniklerince yıllardır Yaygın olarak kullanılan tedavi ve ağrıyı giderme amaçlı hastanın her iki eline de elektroterapi uygulanmıştır" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Tedavi sürecinde gerek sözlü gerekse yazılı olarak sürekli bilgilendirilen ve her aşamada onayı alınan hastanın bu tedavi sürecinde rızası dışında herhangi bir tedaviye veya deneye zorlanması ve tedavi esnasında baygınlık geçirmesi söz konusu değildir. Ayrıca uygulanan rutin tedaviye ilişkin dirençli bir klinik seyri görülen hastaya yardımcı olabilmek maksadıyla durumu ile ilgili Kalp Damar Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi, Ortopedi, Nöroloji, Psikiyatri Kliniklerinden konsültasyon alınarak tıbbi durumu bu kliniklerin katıldığı bilimsel konseyde tartışılmıştır. Yine bu süreçte hastanın yattığı er-erbaş koğuşunda yatan diğer askerler tarafından hastanın doktor ve hemşireler olmadığı zamanlar ellerini normal kullandığının beyan edilmesi üzerine kendisinin fark etmediği zamanlarda yapılan gözlemler neticesinde ellerini rahatlıkla kullanabildiği görülmüştür. Bu durum üzerine tekrar alınan psikiyatri konsültasyonu sonucu hastanın Disosiyatif (konversiyon) bozukluk tanısı ile Psikiyatri Kliniğine nakli yapılmıştır. "

Fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğinde kapalı odanın bulunmadığı bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Hastanın iddia ettiğinin aksine kendisine beyin veya kafası ile ilgili herhangi bir elektrik-elektromanyetik uygulama ve deneysel ilaç tedavisi yapılmamıştır. Ayrıca hastanın görüntüleri asla kayda alınmamıştır. Yine bu klinikte herhangi bir deneysel tedavi yapılması ve buna bağlı olarak altı (6) askerin hayatını kaybetmesi, bu askerlerin cenazelerinin gece gizlice nakledilmesi iddiaları ise gerçek dışıdır. Yine hasta fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğinde yatarken kendisini ziyarete gelen babasına ilgili öğretim üyesi tarafından yarım saati aşan bir sürede bilgi verilmiştir. Yine aynı görüşmede İstanbul'da kalacak yeri olmadığını beyan eden hastanın babası hastanede kalmak istemiş, günlük aktivitelerini bağımsız olarak sürdürebilen hastanın refakatçiye ihtiyaç duymaması nedeni ile hasta babasına bu isteğinin karşılanamayacağı nazikçe ifade edilmiştir.

Ayrıca hasta, Psikiyatri Kliniğinde yatarken fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğine gelerek tüm doktor ve hemşirelere ellerinin düzeldiğini ifade ederek kendisine yapılan yardım ve tedavi için teşekkür etmiştir.

Müteakiben 6 Nisan tarihinden itibaren hasta Psikiyatri kliniğinde Disosiyatif (konversiyon) bozukluk, tanısı ile yapılan tedaviler sonucunda uygulanan tedaviye cevap vermesi ve şikayetlerinde kısmi azalma olması üzerine ilaç tedavisine devam edilmesi ve Sonunda Muayene Kaydı (SMK) ile bir ay hava değişimi kararı alınarak 15 Nisan 2011 tarihinde taburcu edilmiştir. Hastaya yapılan tüm tıbbi işlemler rutin tedavi prensipleri dahilinde yapılmıştır. " - ANKARA (Anadolu Ajansı) 26.04.2011 16:30[2681713]

Oraj POYRAZ
http://www.haberler.com/genelkurmay-dan-kobay-asker-yaniti-2681713-haberi/


--  Faber est suae quisque fortunae.  *  *  * Her insan kendi kaderini kendi yazar.  Latin Atasözü oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder