14 Şubat 2012 Salı

POLITIK - Bekir COŞKUN,,Deve Güreşi...

Bekir COŞKUN

Deve Güreşi...

En kestirmeden özetlemeli:

İmam ile Hoca arasında sorun çıktı...

İmam, Hoca'nın iki polis müdürünü görevden aldı...

Hoca, İmam'ın MİT'çilerini sorguya çağırdı...

İmam, Hoca'nın savcısına el çektirdi...

Hoca da İmam'ın MİT'çilerine yakalama çıkardı...

*

Türkiye Cumhuriyeti İmam ile Hoca Efendi'ye kaldı çünkü...

Demek ki MİT imama, polis ile yargı Hoca Efendi'ye düştü...

Onun için zaten; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı'nı tutup hapse attılar, kimsenin kılı kıpırdamadı...

Çünkü o kimsenin payına düşmemişti...

Ama MİT Müsteşarı ifadeye çağrılınca kıyamet kopuverdi...

*

Bu kavga kaçınılmazdı aslında...

Çok bilinen bir siyaset yasasıdır; iktidarları ele geçiren ittifaklar, er geç birbirleri ile hesaplaşırlar...

O günlere geldik demek ki...

Başladı...

*

Hoca Efendi, İmam ile neredeyse eşit güce sahip, birlikte yürüdüler bu yollarda, şimdi kaçınılmaz hesaplaşma zamanı...

İşte izlediğiniz; İmam, MİT'çilerini Hoca Efendi'den korumak için kanun çıkarıyor...

Siz bu satırları okurken İmam'ın MİT'çilerini Hoca Efendi'nin yargısından koruyacak kanun görüşülüyor olacak TBMM'de...

İzleyin...

Ama bitmeyecek...

Hesaplaşma başladı bir kere...

İmam ha bire kanun çıkarmak zorunda:

"Müsteşarı koruma kanunu..."

"Şefi koruma kanunu..."

"Amiri koruma kanunu..."

"Müdürü koruma kanunu..."

Sonra da zaten "İmamı koruma kanunu" lazım...

Ki Hoca götürmesin...

*

Zavallı Türkiye...

Ne haldesin?...

*

Muhalefet ne yapıyor derseniz...

Arada kaldı...

İmamdan yana mı olmalı?..

Hocadan yana mı olmalı?..

Onun için zaten Kemal Kılıçdaroğlu deve güreşlerine gitti...

Bakıyor...

Hangi deve kazanacak?..

bcoskun@cumhuriyet.com.tr

BAZI ALINTILAR ;

Cüneyt Arcayürek – " Ordu'dan Yükselen Ses..."
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, …
..MEB Teşkilat Yasası'nda, ardından MEB Milli Eğitim Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan yönetmeliklerden Atatürk adını, dindar nesiller yetiştirmek varken öğrencilerin çağdaşlığın temeli inkılap ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirmek ne demekmiş diyerek çıkardı.
Bu kafanın bir başka nüshası AKP Genel Başkan Yardımcısı, Gençliğe Hitabe'yi tartışmaya açmayı denedi…..
İçimizdeki yobazların yazdığı, sağa sola dağıtılan "Din Ulemaları Yüce Heyetinin Genç Müminler Kutsal Cihat Hitabesi" bakın nasıl başlıyor:  "…Ey Yüce Allah'ın genç nesilleri!
Birinci göreviniz, şeriat ve hilafet ilkelerini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Unutma ki iman ettiğin bu yol, senin en kıymetli hazinendir.
Gelecekte seni bu kutsal vazifenden Allah'a şirk koşarak mahrum etmek isteyecek dahili ve harici gafiller olacaktır…"
    Medyadaki, siyasetteki "dahili gafiller" uyuyabilir.
…Atatürk bilinciyle yetişen gençliğin gerici hamlelere karşı uyumadığını kanıtlayan, birinci sayfalara layık şu haberi dün, yalnız gazeteniz Cumhuriyet yayımladı.
Ordu'da pazar günü Orduspor-Medical Park Antalyaspor maçı sırasında anlamlı, gurur verici bir eylem gerçekleştirildi.
Bir avuç insan değil, on binlerce taraftar ve seyirci, maçın başlamasıyla birlikte, 6 dakika hep bir ağızdan Gençliğe Hitabe'yi seslendirdi.
Ordu, bu eylemiyle Atatürk gerçeğini gericilerin kafasına vurdu:…."

Mustafa Balbay – " Barış'ların Kitabı..." ; " Önce kitabın hakkını teslim edelim.
İki tutuklu gazeteci Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, WikiLeaks belgeleri üzerinde ciddi bir çalışma yapıp Türkiye'ye ilişkin bölümlerinden yakın geçmişimize ışık tutan bir kitap haline getirmişler.
Barış'lar önce tek tek samanlıktaki iğneleri çıkarmışlar, sonra da o iğnelerle kuyu kazmışlar.
"Sızıntı, WikiLeaks'te Ünlü Türkler"
başlıklı kitap bu şekilde özetlenebilir…..
Barış'lar binlerce sayfalık bilgi-belge arasında bir seçki yapmışlar, deyim yerindeyse ham bilgiyi "fikir" haline getirmişler……Bizler böylesine büyük bir kurgunun parçası olarak tutuklu yargılanıyoruz.
Bu tablo "Susma, sustukça sıra sana gelecek" sloganından öte bir durumdur.
Sıra herkese gelmiş durumdadır."

Oktay Akbal – " En İyi Çözüme Doğru!" ; Kim olursan ol, özel yetkili ya da özel görevli bir savcı seni çağırdı mı, gideceksin.
Kaçmak, saklanmak, aldırış etmemek yok.
Yasalar böyle diyor.
Kim olursan ol!.......
Ne soracak, neyi anlamak isteyecek, bilmiyoruz.
Ama gizlenen bir şeyler var!
Devletin yetki ve görev verdiği bir savcı, devletin Milli İstihbarat Teşkilatı'nın önde gelen sorumlularını ifade vermeye çağırdığına göre herhalde önemli bir sorun var…..
Yetkili ya da görevli ya da hem görevli hem yetkili savcılar sizi ifade vermeye çağırdı mı, çaresiz gitmek zorundasınız.
…… Genelkurmay Başkanlığı yapmış general bile çağrılınca gitti.
Nice paşalar, Prof'lar, yazarlar ifade verdi, sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yetkili, sorumlu savcı karşısında kimse direnemez!..
Ama günlerdir MİT Müsteşarı'nı savcılığa getirmek mümkün değil!
Başbakan var ardında, Cumhurbaşkanı var.
Böyle biri kalkıyor, yetkili savcının çağrısına aldırmıyor.
Devlet yönetiminde bir garip davranış, bir karmaşık olay....
Kördüğüm olmaya doğru giden sorunu, kim çözümleyecek?
Meclis mi, hükümet mi?
En iyisi, şu görevli ya da yetkili savcılar, yargıçlar kurullarına son vermek!..
En iyi çözüm bu!.."

Emre Kongar – " Kaba Kuvvet…"……Kaba kuvvet hukukta egemen:  "Önce tutukla, sonra yargıla" bir ilke haline gelmiş… Masumiyet karinesi rafa kalkmış, "Herkes masumiyetini ispat etmekle yükümlüdür" deniyor adeta… Yargıçların, savcıların kaderleri iktidarın iki dudağı arasında; tayinler, görevden almalar, hepsinin tepesinde bir "Demokles'in kılıcı".
Ve işin en acıklı tarafı, bu işleyişin kanuni dayanakları var!.....
Kaba kuvvet, siyasette egemen:…..
Milletin verdiği yasama ve yönetim yetkisinin kötüye kullanılmasından söz ediyorum……Kaba kuvvetin mantığı yoktur… Çünkü ancak ilkel dürtülerle hareket eder.
Kaba kuvvetin hukuku yoktur… Çünkü yargılamayı da infazı da kendisi yapar.
Kaba kuvvetin utanma duygusu yoktur… Çünkü vicdanı yoktur!
Zaman zaman "en güçlü olan" kazanıyor gibi görünse de, kaba güç gösterilerinin galibi olmaz…"

Ali Sirmen – " Amaç Bağımsız, Adil  Yargı Olsaydı, Kolaydı" ; "…..
Olağanüstü, özel yetkilerle donatılmış mahkemelere karşıyım.
Demokraside yargının adil olması esastır, bunun ön şartı da bağımsız olmasıdır.
Hakan Fidan olayı patlak verdiğinde, "İşte büyük bir fırsat"
dedim…..
Ne var ki, Başbakan tam tersi yolu tuttu.
Ve daha İstanbul Emniyeti'nde yaptığı atamalarla kendisine karşı komplo olarak algıladığı anlaşılan girişimi başlatan savcıya HSYK aracılığıyla görevden el çektirdi.
Böylelikle de yürütmenin sultasındaki HSYK tarafından denetlendiği savına karşı yapılan "Hayır, yargı bağımsızdır" çıkışının dayanağı olmadığı da anlaşılmıştır.
Gerçekten de Balyoz ve Ergenekon davalarının avukatı Celal Ülgen, bu davalarla ilgili olarak HSYK'ye 6 başvuruda bulunmalarına rağmen hiçbir şey yapılmamış olmasına karşın, Hakan Fidan'ı ifadeye çağıran özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya'ya jet hızıyla dosyadan el çektirilmesini yargıda çifte standart diye niteliyor……Adalet Bakanı ve hükümet canibinden gelen açıklamalar…..
Onlar Fidan'ı ve diğer MİT görevlilerini kurtaracak, akıllarınca faydacı bir yol tutmuşlardır.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu tutulan yol için şunu söylüyor: Kişiye özel yasa çıkarmakla eşanlamlıdır.
Böyle bir şey hukukta yoktur.
Yanlışı düzeltmek için harekete geçme görevi ana muhalefetindir……"

Hikmet Çetinkaya – " Kavga Tek Boyutlu Değil..." ; "… Aslında salt Oslo'da değil, Brüksel ve Erbil'de de Başbakan Erdoğan'ın buyruğuyla KCK temsilcileriyle yapılan görüşmelerin ses kayıtları internete düşerken kızışmıştı "cemaat-hükümet" çatışması.
Elbet daha öncesi var...
Mavi Marmara olayı...
Fethullah Gülen uzun bir süredir Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzeltilmesini, Türkiye'nin AB ülkeleriyle daha yakın diyalog kurmasını, Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerle didişmemesini istiyordu.
İsrail, Hakan Fidan'ı İran'a yakın olarak görüyor, hükümetin hem İran hem de Hamas'la olan ilişkilerinden tedirgin oluyordu…….
Fethullah Gülen'in AKP iktidarını ve askerleri eleştirdiği yazısı (herkül.com - 2010) "güç zorbalığı"na ilişkindi.
İpler o zaman gerilmişti aslında.
Neyse ki komutanlar içeriye alınmaya başlandı, kavga bir süreliğine durdu.
Bunlar olurken, cemaatin Güneydoğu'daki eğitim çalışmaları hem Hizbullah hem de PKK ve KCK'liler tarafından engelleniyordu…….
1980'li yıllardaki Gülen'le 2012 yılındaki Gülen arasında dağlar kadar fark var...
1998 yılından beri ABD'de yaşıyor...
Artık çevresinde "köylüler" olarak adlandırılan 60 yaşı devirmiş bir iki kişi kaldı...
Yakınında olanlar iyi eğitim görmüş, en az iki dil bilen bilim insanları...
Alman, Fransız, İngiliz, Amerikalı siyasetçiler…." …Gülen Cemaatiyle AKP arasında öyle derin bir çatlak olduğuna inananlardan değilim.
Son gelişmeleri cemaatin üstüne yüklemek ise kolaycılık olur.
Burada sorumlu olan cemaat değil, hükümettir!......"

Serdar Kızık – " İplikler Pazarda!.." ; "….ABD, El Kaide'yi düşman belliyor, yıllardır savaşıyor değil mi?
Şimdi dikkat!
El Kaide lideri Ayman el Zevahiri, Suriyeli muhaliflere destek açıklaması yaptı.
El Zevahiri, komşu ülkelerdeki Müslümanların Suriye'deki "ayaklanmayı"
desteklemesini istedi.
…..Başta Libya olmak üzere "Arap Baharı" sırasında Batılı güçlere destek veren, mevcut iktidarların yıkılmasını sağlayan El Kaide, Suriye'de de ABD'yle aynı paralelde.
Ya ABD'nin en yakın işbirlikçisi Katar'da El Kaide'ye ofis açma izni verilmesine ne demeli?

Dünya Bankası'nın gözünden Türk eğitim sistemi!; Dünya Bankası internet sitesinde yer alan bir makalede "15 yaşındaki ortalama bir Türk benzer ülkelerdeki akranlarından bir yıl geri" denildi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=315204

Karbonun nasıl oluştuğunu bulacaklar ; Astronomlar, bir süpernovanın 10 milyon santigrat derecedeki patlama bulutunda karbonmonoksit buldu.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=315206

Bilim insanlarından korkutan uyarı ; Beyin araştırmalarının yaratacağı muhtemel tehlikelere karşı uyaran İngiliz bilim insanları, silah sistemlerinin düşünce gücüyle yönetilebileceğine dikkat çekti.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=313938

Din dersi kitabı Sünniler için de sakıncalı ; Alevi olduğu için çocuğuna verilen zorunlu din dersine karşı AİHM'de 2004'te açtığı davayla Türkiye'yi mahkûm ettiren Hasan Zengin, mahkemenin din dersi kitabının yeni haliyle Sünnilere bile verilemeyeceği yönünde kararı var" dedi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=315218

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Dusmani kizistirip gucunun hareket kabiliyetini anlayin. Saldiriya zorlayip, kendisini ortaya cikartmaya, kuvvetli ve zayif yonlerini gostermeye zorlayin.  Sun Tzu'dan Savas Sanati   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder