27 Nisan 2012 Cuma

POLITIK - Davutoglu'ndan net mesaj - Bundan sonra burnumuzu Ortadoğunun bütün b.ktan işlerine sokacağız...

İşte mesaj net olarak budur.
Ortadoğdu ne kadar etnik, dini, mezhebi iş varsa.
Marunitler, Falanjistler, Şiiler, Sünniler, Nuseyriler, Vahabiler, Yahudiler, Ermeniler, Kürtler, Araplar, Dürziler, Süryaniler, Kıptiler arasında ne kadar nizah varsa biz de taraf olacağız.
Filistin sorunu, Kudüs sorunu, dört ülkeye dağılmış Kürtlere tek bir ülke kazandırma misyonu, Araplar arasındaki şii-sünni tartışmaları, Acemler-Araplar arasındaki münakaşalara, Suudilerin Vahabilik ihracı gayretleri, Lübnan'daki iç çatışmalar, Somali'deki Hristiyan-Müslüman çatışmaları vb.
Üstümüze vazife olmayan, bizi zerre kadar ilgilendirmeyen, başağrısı, problemden başka bir şey üretmeyecek olan bir sürü çetrefilli işe bodoslamadan dalacağız.
Güç gerektiren işler olacak, deniz aşırı harekatlar gerekecek.
Üstelik, kendimizi bölgesel güç olarak satacağız, ama kendi ordumuza değil, ABD ordusuna güveneceğiz.
ABD neye ne kadara müsaade ettiyse o kadar yapacağız.
Bütün bu tetikçilik işlerinden bize birkaç kemik çıkar mı diye umutlanacağız.
Türkiye'nin en iyi ihraç kalemi olan askerini ihraç edip, kan ticareti yapacağız.
Osmanlı yıkılırken, geride kalan ve 80 yıldır unutulmuş olan, bütün kinleri, nefretleri yeniden hatırlatacak, tazeleyeceğiz.
Büyük olasılıkla, yeni yüzyıllara miras kan davaları üreteceğiz.
80 yıldır anakarasında savaş görmediği için biti azıcık kanlanmış bir halk yeniden kırım, yıkım, yaşayacak.
Özetle işte şimdi boku yedik.
Bu söylemler açıkça bunun ifadesidir.
Hayırlısı, inşallah, hamdolsun.

Davutoglu'ndan net mesaj

Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu, TBMM Genel Kurulu'nda gundemdisi soz alarak "Turkiye olarak bundan sonra da Ortadogu'da degisim dalgasini yonetecegiz.

Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu, Turkiye'nin bundan sonra da Ortadogu'da degisim dalgasinin oncusu olacagini ve degisim dalgasini yonetecegini belirterek;
"Ortadogu'da kardes halklarla kucaklasmak yerine dikta rejimleriyle kucaklasanlarin yeni anlayisi anlamalari mumkun degil" dedi.

Davutoglu, TBMM Genel Kurulu'nda, Turkiye'nin Suriye politikasi konusunda Hukumet adina gundemdisi soz aldi.
Turkiye'nin Ortadogu ve Suriye politikasi hakkinda bilgi veren Davutoglu, sunlari soyledi:
"Tarihin akisinda, dogru safta, inandigimiz insanlik degerleri adina ozgurluk, adalet ve hakkin yaninda ulusal cikarlar acisindan ise dogru yerde durdugumuz acisindan bir an bile tereddut duymadik, duymayacagiz.
Bu tutumumuzu da kararlilikla surdurecegiz.

Suriye olaylari konusunda insanlik vicdaninin sesi, AK Parti iktidarindaki Turkiye'dir.
Bu ses her turlu siyasi hesabin uzerinde bir erdemdir.
Bu ses, insanlik anlayisimizin, tarih yorumumuzun ve gelecek tasavvurumuzun geregidir.
Bu ses, zorlu surecte, gur sekilde cikmaya, Suriye halkinin yaninda olmaya devam edecektir.

Turkiye olarak bundan sonra da Ortadogu'da degisim dalgasini yonetecegiz.
Bu degisim dalgasinin oncusu olmaya devam edecegiz.
Butun Ortadogu toplumlarinda Turkiye sadece dost ve kardes bir ulke olarak degil, gelecegi belirleme fikrine sahip yeni bir fikrin, yeni bir bolgesel duzenin oncusu bir ulke olarak gorulmektedir.
Burada biz bu misyonun geregini yaptik, yapmaya da devam edecegiz.
Bizi elestirenlere kisa bir tavsiyede bulunmak istiyorum; gidin Kahire'nin, Trablus'un, Beyrut'un, sokaklarina cikin.
Tunus'un, Kudus'un sokaklarina cikin.
'Turkiye'nin Suriye politikasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?' diye sorun.
Daha siz sormadan, size sarilacaklar Turkiye'nin takip ettigi onurlu politika dolayisiyla takdirlerini ifade edecekler.
Ama Ortadogu'da kardes halklarla kucaklasmak yerine dikta rejimleriyle kucaklasanlarin yeni anlayisi anlamalari mumkun degil.
Biz hem insanligin ve bolge halkinin vicdani olmaya devam edecegiz hem de ulusal cikarlarimizi korumaya devam edecegiz.
Çunku zihnimizde nasil yeni bir Turkiye iddiasi varsa, yeni bir Ortadogu iddiasi da var.
Yeni Ortadogu iddiasinin temelinde de etnik, mezhep farklarina dayali degil, kardeslige dayali yeni bir baris duzeni var.
Bu baris duzeni kurulana kadar calisacagiz.
Kim ne derse desin bu baris duzeninin oncusu de sozcusu de Turkiye olacaktir."

 Davutoglu'nun Genel Kurul'da gundemdisi konusmasindan sonra TBMM Ictuzugu geregi parti gruplarina soz hakki dogdu icin gorusme acildi

Bolgedeki gelismelerin ve Suriye konusunun bir yildan uzun suredir dis politikanin oncelikli gundem maddeleri arasinda yer aldigina dikkati ceken Davutoglu;
"Tarihin akisinin hizlandigi bir donemden geciyoruz.
Icerisinden gectigimiz bu donemin belirleyicisi, Ortadogu'da yasanmakta olan kokeninde toplumsal hareketlerin yer aldigi kapsamli uyanis ve siyasi donusum surecidir"
diye konustu.

Suriye'de yasananlarin bu kapsamli donusumun bir parcasi oldugunu ve boslukta cereyan etmedigini ifade eden Davutoglu, soyle devam etti:
"Statukonun duvarlarinin yikildigi bu surecin sonunda bu bolgedeki devlet, iktidar anlayisinda ve beseri cografyada koklu degisiklikler yasanmasi, yeni bir baris duzeninin kurulmasi kacinilmaz hale gelmistir.
Genis halk kitleleri kendilerini yonetenlerle aralarindaki iliskinin mesruiyet temelinde surmesi ve rejimlerin halkin iradesini dayanmasi icin seslerin yukseltmislerdir ve yukseltmeye devam etmektedirler.
Bolgede bir yili askin suredir yasananlar, bu cografyada yonetimlerle halklar arasindaki iliskinin ancak ve ancak mesruiyet zemininde yuruyecegini gostermistir.
Mesruiyetini halkin iradesine degil sahip oldugu kaba kuvvete dayandiran iktidarlarin sonunun geldigi ortaya cikmistir.

Tarihin akisi bellidir.
Ozgurluk, adalet ve esitlik arayisinin ikamesi yoktur.
Kendi halkinin bu arayisina cevap veremeyen rejimler er ya da gec ya degisecek ya da yikilacaktir.
En onemlisi de bu talep,dogrudan sokaktaki insandan gelmektedir.
Yasananlari disaridan empoze edilen planlarla, komplolarla izah etmeye calismak her seyden once onurlu bolge insanina hakarettir, haksizlik olur.
Onlara, 'siz kendi iradenizle bu sureci baslatmadiniz, yurutemediniz' demek anlamina gelir.
"
Ortadogu cografyasinda "statuko" adina, hurriyet, adalet ve cogulculugun feda edildigini vurgulayan Davutoglu, azinlik diktalarinin hatalarinin faturasinin, bir digerinin otekini hasim gordugu etnik ve mezhep temeli bir siyaset anlayisi olarak bugun vucut buldugunu soyledi.
Davutoglu;
"Bu anlayisin, jeopolitik cikar ve guc dengesine dayali bir politika ile birlesmesi durumunda, Ortadogu'da bugune kadar gorduklerimizden cok daha vahim ve bolgenin gelecegini tehlikeye sokacak catisma ve kaos doneminin ortaya cikmasi kacinilmaz olacaktir" diye konustu.

"Boyle bir senaryoda herhangi bir ulkenin mezhebin veya toplumun kazancli cikmasi imkan ve ihtimal dahilinde degildir" ifadesini kullanan Davutoglu, sozlerini soyle surdurdu: "Bolgedeki olaganustu degisim surecinde izledigimiz politikanin ana hedefi, bu tablonun gerceklesmesini onlemektir.
Biz azinlik diktalarinin degil, kendi gelecegine sahip cikmak isteyen halklarin yanindayiz.
Bu cografyada hakki kuvvete feda eden ve cikarlarini butun degerlerinin onune koyan bir anlayisa karsiyiz.
Kan bagina, irka ve dine dayali her turlu kutuplasmayi, etnik ve mezhep temelli siyaseti pesinen reddediyoruz.
Bizim icin bu cografyada etnik ve mezhep farkliliklari zenginliktir.
Zira biz evrensel ve demokratik degerler uzerinde bir siyaset anlayisini savunuyoruz.
Bolgemizdeki sorunlari catisma yoluyla cozmeye calisan her turlu yaklasimi da toptan reddediyoruz.
Adalete, hak, akil ve mantik eksenli evrensel degerleri temel alan bir felsefeyle hareket ediyor, bu cografyanin gelecegine sahip cikmaya calisiyoruz.

Bizim tek optigimiz insanliktir.
Biz dini, etnik kokeni ve mezhebi ne olursa olsun insanlara baktigimizda karsimizda sadece yaratilmislarin en sereflisi olan insani, dostlarimizi, kardeslerimizi goruruz.
"
Davutoglu, Suriye'de bugune kadar izlenen politikanin anlasilmasi icin bu temel yaklasimlarinin bilinmesi gerektigini soyledi.

-"AK Parti'nin siaridir"-

Davutoglu;
"Bugun Suriye'nin icinde bulundugu durumunun, yasanmakta olan insanlik draminin musebbibi de faili de Suriye'deki rejiminin bizzat kendisidir.
Meydanlara inen halka kursun sikan, masum insanlara karsi tank, top, tufek kullanan totaliter Baasci zihniyettir"
dedi.

Suriye'deki durumun her seyden once bir insanlik meselesi oldugunu vurgulayan Davutoglu, "Katledilen bir masumun hakkini aramak, zulme karsi gur bir sesle, 'yeter, dur' demek, insanlik vicdani ve inandigimiz degerlerin geregidir.
Zulme karsi haykirmak AK Parti'nin ve AK Parti iktidarinin siaridir ve her yerde siar olmaya devam edecektir"
diye konustu.

Suriye'deki gelismelerin ozunde bir baris ve guvenlik meselesi oldugunu ifade eden Davutoglu, soyle konustu: "Kendi halkiyla savasan Suriye rejimi bolgesel istikrar, baris ve guvenlige yonelik bir tehdit halini almistir.
Suriye'de halkin taleplerini dikkate almayan statukonun devami tum bolgeyi kusatacak bir kaos ve catisma ortami olusturacaktir.

Temel amacimiz, insanlik vicdani ve evrensel degerler ile ulusal cikarlarimiz arasinda optimum dengeye dayali politikamizi surdurmektir.
Zira biz ulusal cikarimizi inandigimiz degerlerle birlikte tamamliyoruz.
Ne ulusal cikarlarimiz adina insani, vicdani degerlerimizden fedakarlik ederiz ne de bu degerlerle ulusal cikarlimizi celiskili goruruz.
Bu degerleri ne kadar savunursak, ulusal cikarlarimizi da o kadar maksimize ederiz.
Ikinci hedefimiz, Turkiye'nin etrafindan bir baris, istikrar ve refah kusagi olusturmaktir.
Suriye'de siddetin durmasi ve mezhepsel bolunmeleri korukleyecek bir kaosun ve ic savasin engellenmesi icin calisiyoruz.
Suriye halkinin temel hak ve ozgurluklerinin guvence altina alindigi, dini, mezhebi ve etnik kokeni ne olursa olsun tum Suriye vatandaslarinin esit haklara sahip oldugu tam demokratik sisteme gecilmesi talebini destekliyoruz ve desteklemeye devam edecegiz.
Suriye'de baris ve istikrar, Baas rejimiyle degil ancak mesruiyetini halktan alan yapiyla tesis edilebilir.
Bu hedef dogrultusunda Suriye'deki sorunun cozumu icin bugune kadar hicbir ulke bizim kadar samimi ve yogun bir caba sarfetmemistir.

Suriye'deki bu insanlik draminin yasanmamasi icin altini kaldirip bakmadigimiz hicbir tas, basvurmadigimiz hicbir diplomatik yontem, aramadigimiz hicbir care kalmamistir.
Elimizden gelen her cabayi gosterdik.
"
-"Tavrimizi net koyduk" Haksizliga ve izolasyona maruz kaldiklari zor gunlerinde Turkiye'nin bu ulkenin yaninda oldugunu belirten Davutoglu, Suriye Devlet Baskani Esed'e, ulkesinin baris ve istikrarinin korunmasi adina her turlu tavsiye, ikazda bulunduklarini soyledi.
Davutoglu,
"Daha ortada Arap uyanisinin hicbir isareti yokken ikili iliskilerimizin en iyi oldugu donemlerde biz Suriye yonetimine reform yapmanin elzem oldugunu defalarca anlattik, telkinlerde bulunduk.
Sayin Basbakanimiz, dostane bir sekilde bunlari kendisine izah etti"
seklinde konustu.

Yogun diplomasi calismalarini gecen yilin Agustos ayina kadar devam ettirdiklerini anlatan Davutoglu, soyle konustu:
"Sayin Basbakanimiz, bu surec zarfinda Esad ile yuz yuze gorustu.
Dort kez cok samimi ve cok uzun telefon gorusmeleri yapti.
Ben Şam'a gittim, heyetler gonderdik her alanda.
Bariscil cozum icin atilmasi gereken adimlari saatlerce, gunlerce, haftalarca, aylarca konustuk.
Ancak, Esed yonetimi reform yapmak yerine gozyasi ve zulum uzerinden iktidarini surdurmeye calisti.
Camileri bombaladigini, sehirlere karsi toplu cezalandirma yontemlerine giristigini, insan katliamina devam ettigini ve ulkeyi adeta acik hava hapishanesine cevirdigini gordugumuz andan itibaren tavrimizi net olarak koyduk.
Bize yakisan da bu net tavirdi."

Suriye halkinin yaninda net tavirlarini ortaya koyduklarini ve onlarin taleplerinin yaninda yer aldiklarini belirten Davutoglu, bu gercekleri goz ardi eden bazi cevrelerin;
"Bir sabah uyandik ve Suriye ile dusman olduk" dediklerini belirtti.
"Kendinizi kandirabilirsiniz ama hic kimseyi inandiramazsiniz" diyen Davutoglu, gecen yildan bugune kadar Suriye'de yasanan olaylari ve iktidarin izledigi politikayi gun gun takip edenlerin bu gercekleri bildiklerini ifade etti.

Suriye'deki gelismelerin uluslararasi alanda ele alinmasini saglamak icin yogun caba sarf ettiklerini anlatan Davutoglu, ancak bolgesel girisimler ve BM Guvenlik Konseyi'nden bu konuda bir sonuc alinamadigini soyledi.
Bu sure icinde binlerce Suriyeli'nin hayatini kaybettigini, on binlercesinin yaralandigini ve tutuklandigini vurgulayan Davutoglu, soyle devam etti:
"Butun bunlara ragmen her turlu bolgesel ve uluslararasi cabalarimiz devam etti.
Suriye'deki durumun uluslararasi gundeme alinmasini sagladik.
Kuresel vicdanin sesi olan BM Genel Kurulu'nda 137 ulke Suriye yonetiminin zulmunu kinayan bir karari kabul etti.
Uluslararasi vicdanin sesi olarak Suriye Halki Dostlari Grubu kuruldu.
Bu grubun ikinci toplantisini, 83 ulkenin katilimiyla Istanbul'da duzenledik.
83 ulkeyi tek bir amac cercevesinde Suriye halkinin taleplerine destek olmak hedefiyle Istanbul'da toplayabilen Turkiye'nin, nasil Suriye konusunda yalniz kalmakla suclanabiliyor oldugunu anlamak mumkun degil.
Istanbul'a gelen bu 83 ulke herhalde 'Esed rejimini kalsin' diye toplanmadi.
Suriye Ulusal Konseyi icinde ve disinda yer alan muhalif gruplari Istanbul'da bir araya getirdik.
Tum muhalif kesimlerden 400 kisinin katildigi bu toplantida Suriye Uluslararasi Sozlesmesi'nin kabul edilmesi onemli bir gelismedir.
Boylelikle Suriye'yi nasil bir donemin bekledigi, Baas rejiminin sonrasinda devlet duzeninin nasil olacagi orta konuldu.

Suriye konusunu uluslararasi gundemde tutmaya yonelik irademizin ve girisimlerimizin bir diger onemli gostergesi, BM'nin de devreye girmesi olmustur.
Bunun neticesinde BM Ozel Temsilcisi Kofi Annan, yeni bir plan ortaya koymustur.
Bu planla, Suriye halkinin mesru taleplerinin karsilanmasi, siyasi bir surecin baslatilmasi, sivil halkin korunmasi, tum taraflarca silahli siddete son verilmesi, BM gozetiminde acilen ateskes saglanmasi hedeflenmistir.

Butun bunlara ragmen Suriye'de 12 Nisan sonrasinda da saldirilar devam etmistir.
Bu cercevede 14-21 Nisan tarihlerinde BM Guvenlik Konseyi kararlari kabul edilmis ve BM Gozetim Misyonu kurulmustur.
Bu misyon bugun Suriye'de gorev yapiyor.
Burada uc husus onemlidir.
Birincisi, oncelikle Suriye ordusu hicbir kuskuya yer birakmayacak sekilde sehirlerden tumuyle kislalarina cekilmelidir.
Şehir etraflarinda tehdit olusturmayi birakmalidir.
Ikincisi BM Gozetim Misyonu'nun 300 sayisi yeterli degildir, daha yuksek sayida butun Suriye sathina yayilmalidir.
Ücuncusu ise bariscil gosterilerin serbestce yapilabilecegi bir ortam saglanmalidir."

-"Tercih degil, zorunluluk"

Suriye konusunda bugune kadar izledikleri ilkeli tutumla ilgili cesitli elestirilerin gundeme geldigini belirten Davutoglu;
"Baskalarinin yonlendirmesiyle hareket ettigimiz, Suriye konusuna fazla mudahil oldugumuz, yalniz kaldigimiz, acele ettigimiz, savasa suruklendigimiz, hatta askeri mudahaleden yana oldugumuz gibi ithamlarla karsilasiyoruz" dedi.

Bu elestirileri yonetenlerin, alandaki gercekleri, zamanin ruhunu ve AK Parti iktidarlarinin dis politika anlayisini kavramaktan aciz olduklarini ifade eden Davutoglu, soyle devam etti: "Demokratik isleyis cercevesinde saygiyla karsiladigim bu elestirilere yuce Meclis'in catisi altinda, bu kursuden cevap vermek istiyorum.
AK Parti Hukumeti, geleneksel bekle gor politikasi, buyuk guclerin pesinden suruklenmek ve baskalarinin gundeminin dubloru olmak devrini kapatmistir.
Bugune kadar dis politikada aldigimiz kararlar gibi bundan sonra da alacagimiz kararlarin adresi tektir; o da Ankara'dir, AK Parti iktidaridir.
Menseyi Ankara olmayan hicbir siyasetin ya da gundemin parcasi olmadik olmayacagiz.
Politikamizi belirlerken pusulamiz kendi deger ve cikarlarimizdir.
Rehberimiz ise vicdanimizdir.

Turkiye neden bu kadar one cikiyor?
Tabii ki one cikacagiz.
Suriye ile sinirimiz olacak, her gun yuzlerce Suriyeli kardesimiz kapimiza dayanacak, ulkemize gelen Suriyeli misafirlerimizin sayisi 25 bini asacak ve sinir guvenligimiz tehdit edilir hale gelecek, Turkiye de bir kenarda oturup bekleyecek.
Bu, Turkiye gecti arkadaslar.
Turkiye artik kendine guvenmeyen, birakin bolgesinde inisiyatif almayi, kendi icindeki gelismelerde bile disaridan icazet bekleyenlerin ulkesi degildir.
Turkiye bolgesinde merkez ulkedir, bunun geregini de yapmistir ve yapacaktir.

Suriye ile ilgilenmek bizim icin bir tercih meselesi degil, zorunluluktur.
Eger simdi bu konuyla ilgilenmezsek gelecekte cok daha buyuk problemler karsi karsiya kaliriz.
Suriye ile ilgili ne konusulacaksa bundan sonra Ankara'da, Istanbul'da bizim oldugumuz mekanlarda konusulacaktir.
Suriye'nin gelecegi ile ilgili, barisa, refaha ulasmasi ile ilgili hangi adim atilacaksa biz icinde olacagiz.
Bunun baska alternatifi yoktur.

Biz Suriye dahil hicbir ulkenin rejimini zorla degistirmeye kalkmadik.
Bir ulkenin nasil yonetilecegine, ancak o ulkenin halki karar verir.
Bolgedeki, Suriye'deki halk hareketini biz baslatmadik.
Kimseye ayaklanma cagrisinda bulunmadik.
Ancak kitlelerin ve makul cogunlugun demokratik feryadina da sesiz kalamadik ve kalamayacagiz.
Irak, Bosna, Filistin, Ruanda'da ve daha bir cok yerde masum insanlara ne kadar bedeller odetildigini en iyi biz biliyoruz.
Bu nedenledir ki Basbakanimiz'in da vurguladigi gibi 'zulumle abad olunmaz' diyerek bu ilkesel tavrimizi net bir sekilde ortaya koyduk, koymaya devam edecegiz.
Dost diye elimizi uzattigimiz bir yonetimin eline masum insanlarin kani bulasmissa o kan temizleninceye kadar o eli sikmayi zul addederiz.

Hic kimse Turkiye Cumhuriyeti tarihinin en onemli demokratiklesme hareketini gerceklestirmis Sayin Basbakanimiz'dan ve AK Parti iktidarindan agir silahlarla hukum surmek isteyen yonetim yaninda olmasini beklememelidir."

-"Baris duzeni kurulana kadar calisacagiz"-

Iktidari, Suriye politikasina iliskin "aceleci davranmakla" suclayanlara yonelik olarak;
"Harekete gecmek icin daha kac bin insanin olmesi, yaralanmasi, goz yasi dokmesi, hapislere girmesi ve kac bin cocugun yetim ve oksuz kalmasi gerekiyordu?
"
diye soran Davutoglu, aslinda bu elestirinin de digerleri gibi dis politikayi bir surec olarak degil bir tabloya bakarak degerlendirmekten kaynaklandigini dile getirdi.

Suriye'de yonetimin her seye ragmen siddet politikasinda vazgecmemesinin Turkiye'ye yonelik kitlesel goc dalgasi yasanmasi gibi olumsuz yansimalarinin olabilecegini belirten Davutoglu;
"Biz Suriye'deki gelismeler karsisinda kendi ulusal guvenligimizi ve cikarlarimizi gozeterek her turlu ihtimali dusunuyor ve dikkate aliyoruz"
dedi.

Hukumet'in bu konuda "hazirliksiz yakalandigi" yonundeki elestiriye de yanit veren Davutoglu, sunlari soyledi:
"Hem 'Hukumet hazirliksiz yakalandi' gibi elestiride bulunacaksiniz hem de uzun vadede her turlu ihtimali dusunen Hukumeti savas cigirtkanligi yapmakla suclayacaksiniz.
Bir zulumden kacip evlerini, akrabalarini, gecmislerini geride birakip, dost, kardes kapisina gelenlere 'Hayir geri donun' deme basiretsizligini gostermeyecegiz.
Butun Suriyelilere kapimizi acik tuttuk, acik tutacagiz.

Bu kursuden bir kez daha Suriye yonetimine ve bu yonetime arka cikanlara seslenmek istiyorum: Bugune kadar kinin nefretin ve zulmun halletigi hicbir mesele gorulmemistir.
Suriye yonetimine her seye ragmen arka cikanlar buyuk bir zulme de ortak olmaktadirlar.

Tarihin akisinda, dogru safta, inandigimiz insanlik degerleri adina ozgurluk, adalet ve hakkin yaninda ulusal cikarlar acisindan ise dogru yerde durdugumuz acisindan bir an bile tereddut duymadik, duymayacagiz.
Bu tutumumuzu da kararlilikla surdurecegiz.

Suriye olaylari konusunda insanlik vicdaninin sesi, AK Parti iktidarindaki Turkiye'dir.
Bu ses her turlu siyasi hesabin uzerinde bir erdemdir.
Bu ses, insanlik anlayisimizin, tarih yorumumuzun ve gelecek tasavvurumuzun geregidir.
Bu ses, zorlu surecte, gur sekilde cikmaya, Suriye halkinin yaninda olmaya devam edecektir.

Turkiye olarak bundan sonra da Ortadogu'da degisim dalgasini yonetecegiz.
Bu degisim dalgasinin oncusu olmaya devam edecegiz.
Butun Ortadogu toplumlarinda Turkiye sadece dost ve kardes bir ulke olarak degil, gelecegi belirleme fikrine sahip yeni bir fikrin, yeni bir bolgesel duzenin oncusu bir ulke olarak gorulmektedir.
Burada biz bu misyonun geregini yaptik, yapmaya da devam edecegiz.
Bizi elestirenlere kisa bir tavsiyede bulunmak istiyorum; gidin Kahire'nin, Trablus'un, Beyrut'un, sokaklarina cikin.
Tunus'un, Kudus'un sokaklarina cikin.
'Turkiye'nin Suriye politikasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?' diye sorun.
Daha siz sormadan, size sarilacaklar Turkiye'nin takip ettigi onurlu politika dolayisiyla takdirlerini ifade edecekler.
Ama Ortadogu'da kardes halklarla kucaklasmak yerine dikta rejimleriyle kucaklasanlarin yeni anlayisi anlamalari mumkun degil.
Biz hem insanligin ve bolge halkinin vicdani olmaya devam edecegiz hem de ulusal cikarlarimizi korumaya devam edecegiz.
Çunku, zihnimizde nasil yeni bir Turkiye iddiasi varsa, yeni bir Ortadogu iddiasi da var.
Yeni Ortadogu iddiasinin temelinde de etnik, mezhep farklarina dayali degil, kardeslige dayali yeni bir baris duzeni var.
Bu baris duzeni kurulana kadar calisacagiz.
Kim ne derse desin bu baris duzeninin oncusu de sozcusu de Turkiye olacaktir."

-"Yeni bir Ortadogu doguyor"-

Muhalefetin kaygilarini anladigini, cunku onlarin farkli bir siyaset anlayisini temsil ettigini belirten Davutoglu, Baas siyaseti anlayisini tercih edenlerin kendilerini anlamalarinin mumkun olmadigini soyledi.

Kendilerini Suriye'de halkin anlamasinin onemli oldugunu vurgulayan Davutoglu;
"Onlarin bizi anladigindan eminiz.
Turkiye'de darbeyi savunanlar tabii ki o bolgelerde de azinlik diktalarini savunacak.
Bunu normal karsiliyoruz.
Ama 74 milyon Turk halki Suriye halkinin yanindadir, yaninda olmaya devam edecektir.
Hicbir etnik ve mezhep farki gozetmeden, butun Suriye'yi kucakladik, kucaklamaya devam edecegiz"
dedi.

Davutoglu, sozlerine su ifadelerle tamamladi:
"Yeni bir Ortadogu doguyor.
Bu Ortadogunun sahibi, oncusu, hizmetkari olmaya devam edecegiz.
Yeni Ortadogu'da zulumler, baskilar, diktalar degil, halkin iradesi, halkin sesi, adaletin sesi hakim olacak.
Turkiye bu sesin her yerde gur savunucusu olacak.
Yeni Ortadogu ile birlikte Turkiye'nin etrafinda yeni bir baris kusagi, istikrar ve refah kusagi olacak.
Ekonomik kalkinmamizi, demokratiklesmemizi, uluslararasi itibarimizi bu yeni Ortadogu ile birlikte gelistirecegiz."
(bitti)

 

http://siyaset.milliyet.com.tr/davutoglu-ndan-net-mesaj/siyaset/siyasetdetay/26.04.2012/1533072/default.htm

 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Eger istedigini yapamiyorsan, yapabilecegini iste.  Terence   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yas  ayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer  . . . . . . . . . . . . . . . .  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT  . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma, hiçbir Donmu_ ve kal1pla_m1_ Kural b1rakm1yorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Ak1ld1r...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder