19 Nisan 2012 Perşembe

POLITIK - Hırsı boyundan büyük diyorlar!...

Mehmet Bedri Gültekin - Olmak ya da Olmamak - 18 Nisan 2012

Önümüze gelecek fatura

"Hırsı boyundan büyük"

Son zamanlarda basında Ahmet Davutoğlu ile ilgili olarak dile getirilen eleştiriler bu sözlerle ifade ediliyor.

"Yeni Dünya Düzeni"nin "Alt Bölgesel Birliği"nde lider ülke olmaya soyunup, iki yılın sonunda bütün komşularla kanlı bıçaklı duruma gelince, böyle bir eleştiri fazlasıyla hak ediliyor.

Ama Davutoğlu ve diğer AKP yöneticileri kendilerine ait bir "hırs"ın sonunda bugünkü zavallı duruma düşmüş değillerdir.

ABD'nin bölge planlarında rol üstlenmeyi "tarihi fırsat" olarak gördüler. Onun için Libya ve Suriye'de kraldan fazla kralcı oldular.

Şimdi de şaşırmış durumdalar. Elleri ayakları birbirine dolanmış. Çünkü "boyları" ile ABD hesabına üstlendikleri görev arasında akıl almaz bir "orantısızlık" var.

HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ

Davutoğlu'nun başında olduğu Dışişleri Bakanlığı'nın üstlendiği politika kadar bu milleti aşağılayan, utandıran bir tavır olamaz.

Düşünebiliyor musunuz?

Türkiye'nin, sınırın sıfır noktasına kurduğu kamptan, teröristler gece olunca Suriye toprağına giderek, bu ülkenin gümrük kapısını ele geçirmeye çalışacak, çatışma çıkıp beceremeyince Türkiye'ye geri kaçacaklar.

Bunun üzerine Türkiye'nin Başbakanı, Dışişleri Bakanı "saldırıya uğradım, bana yardım edin" diye NATO'ya başvuracak!

Bütün dünya ile alay ediyorlar ama zavallı ve gülünç duruma düşüyorlar.

Bir yandan terör gruplarına yataklık yapıyor, her türlü silahla donanmış çetelerin sabotaj ve cinayetlerine ortak oluyorlar.

Öte yandan, "Suriye Ordusunun şehirlerden çekilmesi de yetmez, garnizonlarına girsin, dışarı çıkmasın" diyorlar.

Komşu bir ülkeye düşmanlık bu kadar olabilir.

AŞAĞILANMA

İranlı şair Şucaiddin İbrahim'in Türkiye ile ilgili iki "Rubai"si Fras Haber Ajansı aracılığıyla duyuruldu.

Yani İran devleti "Rubaileri" resmen sahiplendi. Açıklamada, dörtlüklerin Türkiye'nin Suriye politikası ile ilgili olduğu da söylendi.

İşte o Rubailer:

I.

Suriye'de "Türk" "Taz"ın peşine düşmüş

Neymiş:"Yeni bir konsept" belirivermiş

Ama başarısızlığa mahkûmdur "Melik Abdullah"ı taklit eden

"Davud"," Gül" ve "Recep" şimdilerde hilebazlığa soyunmuş

                 

II.

"Bişe"de şakacıktan kuyruğunu gösterince aslan

Türkiye "Tazı" denen ihtiras köpeğini salıverdi

Suriye Irak değildir, akıbeti kötü olur

Eğer "eşek", böyle aslanın kuyruğuyla oynamaya devam ederse

 

(Taz: Çapul; Melik Abdullah: Suudi Kralı Abdullah; Bişe: Orman.)

Türkiye'nin tarihinde böylesine bir aşağılanma örneği yoktur.

Tayyip Erdoğanlar, Ahmet Davutoğluları; salıdan salıya grup toplantılarında Meclis'teki diğer parti liderleri ile yaptıkları küfürleşmelerin, devletler arasında da olabileceğini sanıyorlar herhalde.

Ama İran'dan gelen bu aşağılamayı, iktidar sahipleri duymazdan geldiler.

FATURA ve TAHAMMÜL SINIRI

AKP'nin izlediği dış politika, Türkiye'ye her türlü tahminin üzerinde zarar vermiştir.

Bütün komşularımızla ilişkilerimiz bozulmuştur.

AKP Suriye ve Irak'ın içişlerine burnunu sokarak, gerçekte Türk milletinin etnik ve dinsel farklılıklar temelinde ayrıştırılmasının fitilini ateşlemiştir.

Türkiye'nin özellikle Suriye'ye müdahale ederken kullandığı gerekçeler, daha bugünden kendisinin içişlerine olası bir uluslararası müdahalenin gerekçeleri olarak dillendirilmeye başlanmıştır.

Çin ve Rusya gibi hem komşumuz hem de bölgemizin büyük güçleri durumunda olan ülkelerle karşı karşıya gelinmiştir. (Füze kalkanı vb)

Önünde sonunda bu vahim politikanın önümüze getireceği fatura ile yüzleşeceğiz.

Faturanın büyüklüğünü, Türk milletinin AKP iktidarına tahammülünün sınırları belirleyecek.

mbgultekin@ip.org.tr

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Bir suru dostununicinde elbet dusmanlarin olacak ama unutma ki, onca dusmanin icinde belki seni dostun vuracak.  Maksim Gorki   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yay gin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer  . . . . . . . . . . . . . . . .  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder