Ortadan şöyle bir gireyim hele..
Para tarihte sırasıyla yeşim, obedisyen, yarı değerli taşlar, gümüş, altın, ve en son banknot aşamalarından sonra değişim aracı olmuştur.
Aslında para en temel muhasebe aracıdır.
Cüzdanınızdaki paranın artması varlıklarınızdaki artmayı, azalması varlıklarınızdaki azalmayı, para girişi gelirlerinizi, çıkışı giderlerinizi kabaca temsil eder.
Ve diğer bütün muhasebe araçlarını da paranın üzerine oturtursunuz.
Kısacası para yoksa muhasebe yoktur.
Komünist ülkelerde evet, halk ruble kullandı, ancak bu tıpkı karneyle ekmek almaya benzer şekilde bireylerin kişisel muhasebesi içindi.
Bunu dışında temelden, tepeye devlet kurumları büyük oranda rubleyi kullanmadı, temel muhasebe işlemlerini yapmadı, kabaca devlet kurumlarını ürettiği mal ve hizmetlerin takasına dayalı ilkel bir sistem oluştur.
Böyle bir sistemde işletmelerin kar, zarar ettiğini belirlemek, muhasebesini yapmak mümkün değildir.
Muhasebesi olmayan bir işletmeyse batarken, battığın dahi fark etmez.
Komünizm pratiğinin en büyük hatası toplumsal yaşamda parayı çok fazla dışlamak olmuştur.
Diğer hatalarına girmiyorum.
Kapitalimdeyse zaman içinde ulus devletler, politik ortam oligarkarın arenası haline gelmiştir.
Aslında bugünkü haliyle İskandinav tipi demokrasiler hariç batılı demokrasilerin tamamında siyaset her yönüyle kapital tarafından satın alınmıştır.
Ortada hem ülke içinde, hem de başka ülkelerde partilere ve adaylara yapılan milyar dolarlık gizli ve açık bağışlar vardır.
Bu gün itibariyle batılı demokrasilerin hemen hepsinde ahlak dışı, gizli, kara bağışlar olmadan seçim kampanyalarını yürütmek mümkün değildir.
Batılı demokrasilerin yine tamamında halk basit bir ayrıntıdır, tıpkı koyun sürüsü gibi medya maniplasyonları, psikolojik harekat yöntemleriyle kolayca yedilmektedir.
Devlet ise sadece ve sadece halkın yanında olduğunda değer ve anlam taşır.
Halkla bağını koparmış bir devletin varlık sebebi kalmamıştır.
Halkını kandırın, yerli ve yabancı oligarklara satan devlet aygıtının hiçbir değeri yoktur.
Yine bugün itibariylem dünyada ülkesi topraklarını, değerlerini, işgücünü pazarlamamış, insanlarının haklarının azaltılmasına razı olmamış, küresel oligarklar karşısında dizleri üzerinde çökmemiş hiçbir ulus devlet kalamıştır.
Buna küreselleşme denmekte ve GATT gibi uluslararası anlaşmalarla da bu pekiştirilmektedir.
Artık ulus devletler küresel oligarkalar, ucuz arsa, vergi indirimleri, uluslararası tahkim, millileştirmeme garantisi ve ucuz işgücü vaat ederek yolunu bulmaktadır.
Halklar henüz uyanmamıştır.
Yine de ilk olarak gençler, üniversiteliler, entellektüeller olayları fark etmiştir.
Bu nedenle, Roma Klübü, Aspen, Bildenberg, G-8 toplantılarında her defasında küreselleşme karışıtları büyük gösteriler yapmaktadır.
Türk halkı gerçekten cahil olduğundan(vallahi, billahi) en son yapılan Bildenberg toplantısını gurur ve uysallıkla kabul etmiştir.
Yerli tek bir gösteri dahi olmamıştır.
Sol bitmemiştir, demode olmamıştır.
DİKKAT: T.Erdoğanın sloganları gerçekte sol sloganlardır.
Ülkede ve dünyada varoşlar, marjinal kesimler, fukaralar, ezilenler bitmemiştir, azalmamıştır, tam tersine çığı gibi artmaktadır.
Dünya kapitalizmin en vahşi dönemini yaşamaktadır.
Doğrusu nedir?
Bilinen, çalışan, en başarılı örnek İskandinav tipi demokrasilerdir.
Kapitalin siyaseti satın almasını önlemek, bunun için;
1. Adayların, partilerin, partililerin gelirlerinin ve giderlerinin tam olarak saydam, yasal, muhasebeleştirilebilir olması.
2. Partilerin partililerin aidatlarıyla var olabilmesi.
3. Siyasete yapılacak bağışlara azami had getirilmesi.
Başka;
Devlet aygıtının halkı temsil eden kişi ve kadrolara teslimi için,
1. Suçlu, zanlı, adli sicili bozuk, ahlaksızılığı tescillenmiş kişilerin hem yasal hem de ahlaken önünün kesilmesi. (Türk siyasetinde kimse kalmazdı.)
2. Toplumda anaokulundan itibaren her tercihin gizli oylama, açık seçim usulü, seçimler yoluyla belirlenmesi.
Her türlü adaylık tesbiti için önseçim zorunluluğu. Ki, bu kimselerin beğenmediği 12 Eylül anayasasında vardı. (CHP'de bile kaldırılmıştır.)
3. Yabancı ülkelerle vatandaşlık, bağlılık, sadakat yemini olan kişi ve kurumlara siyaset yolunun kapatılması. (Prensler, ABD'ye sadakat yemini etmiş bir sürü siyasimiz hiç gündeme gelmezdi)
Sol açısında;
1. Parti liderleri ve kadrolarını ABD'den icazet alma usülünün kaldırılması.
Ki, Kılıçdaroğlu New York'da sigaya çekilmiş ve icazet almış bir liderdir. Y-CHP söylentilerinin temeli de budur.
Aslına bakarsanız son zamanlarda bu konuda fena halde midem bulanmaktadır.
Y-CHP=Solmuş gibi gözükerek, sol oyları çatısı altında toplayan, ama küresel oligarklarla uyumlu, akortlu, uysal bir parti.
Bu bir kandırmacadır. Sol küresel oligarşiyle böyle bir sözleşme içine girdiği anda kendini inkar etmiş olur.
İşbirlikçilikse bunu sağ partiler çok daha başarıyla yapmaktadır. Kimse aslı varken taklidini almaz.
2. Sol partilerin kişiler üzerinden değil, kurum ve kadrolar üzerinden mücadeleyi yürütmesidir.
Sol partilerde liderlik, karizma, popüler olma gibi sorunlar olmamalı.
Saygılar.
On 18.04.2012 12:09, Pam wrote:
Degerli Dan Amca
Izninle, seninle ve gruptaki dostlarimla sosyalizm ve kapitalizmkonusundaki goruslerimi paylasmak isterim.
Konunun iki cephesi oldugunu dusunuyorum. Birincisi, saltteori ve dusunce bazinda "idealizm - materyalizm" catismasi.
Ikincisi ise, gundelik hayat icinde, pratik olarak, toplumsalve ekonomik doktrinlerin rekabet yolu ile ve savaslarlabirbirleri ile catismalari. Kisaca, bildigimiz tarih.
Cok insanin materyalizm ile SSCB deneyimini birbirinekaristirmasina ragmen, aslinda bunlarin birbirleri ile pekalakasi yoktur. Kapitalizm ile, tabiri caizse, sidik yarisinagiren SSCB'nin ekonomisi coktu ve safralarini atip yenidenrekabetci Rusya olarak gunumuzdeki yerini aldi.
Materyalizm ise, tum bu savaslarin otesinde, evrenianlama ve yorumlama cabalarindan biridir. Cikis itibariile bugunku Anadolu ve Yunanistan topraklarinda yasamisolan doga filozoflarinin devrimci bir zihinsel atilimindandogmustur.
"Dogal olaylari yine dogal sureclerle aciklama disiplini."
Boylece, herhangi bir deprem, kitlik, ay tutulmasi vs gibiolaylar Zeus'un ofkesi, Athena'nin kiskancligi gibi dogaustuvarliklarla degil, yine dogal ve ispatlanabilir olgularlaaciklanir. (Bir kuramin dogrulugunun veya yanlisligininispat edilebilir olmasi cok onemlidir. Ne dogrulugu neyanlisligi ispat edilemeyen zihinsel tasarimlar inancinalaninda kalirlar.)
Bu felsefelerin "ontolojik" (varlik felsefesi) alaninda iseiki kavrayis birbiri ile carpisir. Idealist felsefe, evrendekitum seylerin planini barindiran bir "oz, toz" bulundugunuve varliklarin bu evrensel planin (ideler aleminin) yansimalarioldugunu one surer. Bu gorus sonradan Hristiyanlik felsefesinde"akilli tasarimci", Islam felsefesinde ise "mutlak ilmi ileher seyi vareden Allah" inancina donusmustur.
Materyalist felsefe ise, "ruh, oz" gibi varligi kendinden veasla degisemez olan kaliplari reddeder. Kendi varligimizve bilincimiz de dahil olmak uzere, her sey evrenselhareketin zaman icinde yeni formlar olusturmasidir.Boylece dogadan ayri ve "ezelde yaratilmis" bir ruh yoktur.Ruh, bilinc, akil, zeka vs hepsi evrendeki sayisiz gucunbirbiri ile catismasindan ve bilesiminden dogan terkiplerdir.Bu goruse -kismen- katildigimi belirtmeliyim. Sebebinegelince:
Bazi ilahiyatcilar, dindarlar insanin "Tanri'nin halifesi,seckin varlik, yaratilan en ustun nitelikli varlik" oldugunuileri surseler de, dogustan zeka ozurlu veya ciddi biyolojikbozuklugu olan bir tek insan bile, bana olumsuz ruh veyaakilli tasarim gibi savlarin yanlisligini gostermektedir.(Tek bedende iki kafa ile dogan bebekleri, beyin hasariile dogan zeka ozurluleri dusunun.)
Aslinda konu bu kadar basit degil, ama uzatmak istemiyorum.
Bu felsefi cikarimlari birakip ekonomi-politige gelecekolursam;
Insanlar belli bir ruha, oze, kavrayisa sahip olduklari icindavranis gelistirmezler. Tam tersine, insan topluluklarininiclerinde bulundugu iklim, maddi imkanlar, fizyolojikyapilari ve sosyal siniflari onlarin davranislarini belirler.Yani, alt-yapi ust-yapiyi belirler.
Boylece, mesela Brazilya'nin coplerle dolu pis birmahallesinde dogan bir cocugun cok ustun, nitelikliolmasini bekleyemezsin. Buyuk ihtimalle geleceginuyusturucu saticilarindan ve suclularindan biri olacaktir.Finlandiya'nin yuksek gelire sahip sinfilarindan birindedogan bir cocuk ise, yine buyuk ihtimalle, iyi beslendigiicin gelisecek, belli bir seviyeye erisecektir.
Sapmalar her zaman gorulebilir ve bunun da diyalektikmateryalizm icinde aciklamasi vardir. Mesela, en alttabakada dogan bir cocuk, eriskinliginde dunya capindabir lider veya sanatci olabilir. Halki icin mucadele edebilir.Marx bu durumu celiskinin icinden dogan atilim olarakgormustur ve esasen Hegel'in catisma icinde harmoniyi(uyumu) doguran tarih anlayisi ile aynidir. Soyle ki,doygunluga ulasan bir sistem, yeni bir sey uretemezve duraganliga saplanirken, catismalar icindeki dengesizbir sistem kendi icinden cozumler cikarabilir ve zatenboyle olmasi gerekir. Yine Marx, her toplumsal sorununcozumunun tam da o sorunun icinde oldugunu belirtir.
Peki, Kapitalizm tamamen kotu mudur ve bir turcanavar midir ?
Benim bu soruya verecegim cevap sudur: Hayir !Kapitalizm butunu ile kotu ve carpik degildir, amabir parca dizginlenmesi ve kontrol edilmesi gerekir.
Sosyalist ve komunist idealler, kulaga ne kadarhos gelseler de, pratige dokulduklerinde maalesefhalki halk adina yoksulluga ve baskiya mahkum edenrejimlere donustuler. Sadece isimler ve etiketlerdegisti. Fasist bir rejim icinde insanlar Reich'a,yuce lidere vs ihanet etmekle suclanip iskencegorurlerken, komunist rejimler icinde ise ABD usakligi,devrime ihanet vs ile ayni iskenceleri gorduler.
Diger yandan Kapitalizm iki seyi kesfetti.
1) Herkes kendisi icin calisir. Insanlar ellerindekinidevasa bir devlet ideali ile paylasmak veya kuru kuruyabir devlete calismak istemezler.
2) Insanlar motive edilmek (tesvik edilmek) isterler.Onlara bir dini cennet veya ideolojik bir isci cennetivaat etmek yerine, ulasilabilir, gercek bir hedef sunmakdaha akillicadir. Bir otomobili, bir bilgisayari bellibir sure icinde satin alabilecegini anlayan bir kisio hedef dogrultusunda uretici olur ve kendini gelistirmeyeacik olur.
Fakat, Kapitalizmin gercek sorunu ve olumcul tehlikesibu asamadan sonra basliyor. Eger insanin daha cokkazanma hirsi dizginlemezse ve kontrol edilmezse,tekellerin, trostlerin ve nihayet dunya capinda biriktiricive sistemi tikayici olusumlarin onunu alamazsiniz.Bu tur yapilar, yuzmilyonlarca insanin parasal gucunesahip olurlar, sirasinda finansi bloke ederek krizlercikarirlar, uretime dayali olmayan para hareketleri ilekazanclarina kazanc katarlar.
Bir kac yil once okudugum "Aklin Isyani" isimli bireserde, ABD'li bir sosyalist dusunur su carpici ornegivermisti:
"Ici tikabasa mal ve yiyecek dolu bir supermarketinonunde yatan ac ve evsiz bir tek insan dahi sistemimizdekicarpikligin gostergesidir."
Aynen katildigimi belirtmeliyim. Eger "sistem" tek basinabir "fetis" gibi gorulurse, tum insanlari ezen bir mekanizmayadonusecektir ve zaten boyle olmaktadir.
Gecmiste, hemen tum dinler bu "fetislestirme" olgusunufark ettiler ve cesaretle karsi ciktilar. Fakat onlar bile zamanicinde, baslangictaki toplumsal dinamiklerini kaybedipbirer ezber yumagina donustuler, hatta farkli toplumlariezmek icin vasita olarak kullanilmaya baslandilar.
Simdi su yazdiklarina deginmek isterim:
SOYLE BU DUNYA INSANLARINA ,BU KOMUNISTLIK ,SOSYALISTIKASKINDAN VAZGECSINLER .15 IMDEN 23 UME KADAR KOMUNISTTIM .NE BOX OLDUGUNU COK IYI BILIRIM .COK SUKUR NE CIRKIN OLDUGUNU FARKEDINCE KURTULDUMSU SOSYALISTIK IDEOLIJIINDEN
Ne tur tecrubeler yasadigini bilmiyorum. Sadece sunu belirtebilirim.Insanin oldugu yerde, hicbir sey mukemmel degildir. Cunkuinsan mukemmel degildir. Dogrulari ile, yanlislari ile, cok soyludavranislari veya cok adice hareketleri ile kor topal bir yerleregitmeye calisir.
Maalesef, hicbir toplumsal ideal, baslangictaki askini, samimiyetinikoruyamiyor. Her sey zaman icinde curuyor, anlamini kaybediyor,hatta bir iskence vasitasi haline geliyor.
Toparlamam gerekirse;
Bir anlamda ben butun toplumlarin "dindar zihinli" insanlara ihtiyacioldugunu dusunuyorum. Eger tum bu sistemlerin temelinde insan varise, elbette bireylerin kisisel gelisimleri ve dunyayi algilayis bicimleriyasantilarini sekillendirecektir.
"Dindar zihinli bir insan derken" ben, ta 2000-2500 yil once yasamisbirinin sozlerini aynen tekrar eden, gereksiz teolojik tartismalar yapanveya dini bir savas araci gibi goren kokten-dincileri kastetmiyorum.Onlar zaten ayri bir sorun.
Kastettigim sey, dunyamizda kendisi ve cevresi ile barisik yasayan,kazanma istegi ile diger insanlarin ihtiyaclari arasinda bir denge kurabilenkisilerin cogalmasi dilegidir.
Sanirim, hemen hepimiz dunyaya ve evrene "ben-merkezli" bakmaktankurtulmak zorundayiz. Kendi degerimizi inkar etmeden ama kendimizifetislestirmeden yasamanin bir yolunu bulmak zorundayiz.
Aksi halde, ideolojilerime ne isim verirsek verelim, ister devlet adina,ister halk adina diyelim farketmez; neticede bu kor dogusu icindebirbirimize ezmeye ve ezilmeye mahkum olacagiz.
Saglicakla kal, kendine iyi bak...
levent
SU ZENGIN DANGALAKLAR KURESEL HUKUMET ISTIYORLAR KI BUTUN DUNYA HALKLARINI KOLELESTIRMEK ICIN .SU TOPLUMSAL [SOSYALIZM ,KOMUNIZM ]KATTIYEN YURUMEZ ,YALNIZ RUSYADA OLMADI YALNIZ HIC BIR ULKEDE OLMADI ,AVRUPADA DA OLMAZ .OLMUYORDACUNKU INSAN OGULLARI EGOIZ DUYGULARLA YARATILDIK .STALIN ONLARI ZORBAYLA TUTTU ,CASTRO AYNI.SOYLE BU DUNYA INSANLARINA ,BU KOMUNISTLIK ,SOSYALISTIK ASKINDAN VAZGECSINLER .15 IMDEN 23 UME KADAR KOMUNISTTIM .NE BOX OLDUGUNU COK IYI BILIRIM .COK SUKUR NE CIRKIN OLDUGUNU FARKEDINCE KURTULDUM SU SOSYALISTIK IDEOLIJIINDEN
From: Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>
Subject: [ISRATURK] POLITIK - Soros: Kriz daha da kotulesiyor
To: "Israturk GURUP" <israturk@yahoogroups.com>
Date: Tuesday, April 17, 2012, 5:11 AM
Benim de beklentilerim bu yönde.
Dünya, batı, ve ülkemiz sürüdürülemez bir pozisyonda.
Bu insanlık krizini büyük oranda batılı oligarklar tetikliyor.
Büyük bir para sistemi krizi kapıda.
İzleyin.
Soros: Kriz daha da kotulesiyor.
Unlu yatirimci Soros, Euro Bolgesi'ndeki krizin Avrupa Birligi'ni yok edebilecegini soyledi.
ABD'li milyarder yatirimci George Soros, Euro Bolgesi'nin gelecegiyle ilgili karamsar konustu.
Danimarka'da bir etkinlige katilan Soros, Euro Bolgesi krizinin giderek derinlestigini soyledi.
Soros, "Korkarim kriz kotulesiyor. Kriz henuz sona ermedi ve su an yanlis yone dogru gidiyor" ifadesini kullandi.
Euro'nun Avrupa Birligi icindeki siyasi uyuma zarar verdigini belirten Soros, krizin Avrupa Birligi'ni yok edebilecegini kaydetti.
Soros, Avrupa'daki problemin, mevcut sorunlarin yanlis anlasilmasindan kaynaklandigini savundu.
http://ekonomi.milliyet.com.tr/soros-kriz-daha-da-kotulesiyor/ekonomi/ekonomidetay/17.04.2012/1529246/default.htm
__._,_.___.
__,_._,___
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Turkiye col olmasin! Kizlar; sevgilinize randevu verin ve randevuya gitmeyin. Sevgiliniz agac olsun,bir fidan da siz dikin... :) Bilinmeyen Birisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ Dinlerin kitaplar1n1; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla ....... Dinler atesbocekleri gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar . Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak. Arthur Schopenhauer . . . . . . . . . . . . . . . . Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder