Hükümet ülkenin Kanuni öncesindeki gibi emirnamelerle yünetilen mutlaki bir meşrutiyet rejimiyle yönetildiğini sandığı için, doğal olarak hukuk, insan hakları şu bu dinlemeden dilediği emri veriyor, ya da emir görünümlü kişiye ve duruma özgü yasalar çıkarıyor. Yabancı ülkelere asker göndermek dahi özel yetki gerektirirken doktorları tehdit ve şantajla emir gücüyle başak bir ülkeye rıza dışında göndermek, bu çok ciddi bir iştir. Bir iktidar anayasayı işte böyle çiğner. Anayasa da belirtilmeyen yetkileri kullanır, işte bu yasadışıdır. Bütün bu suçlardan ancak iktidardan düşünce yargılanacaklar, ve hesap pusulası topluca gelecek. O zaman vay demokrasi mücahidiydi, vay mağdurduk diye dövünmeyin. Tarihte örnekleri vardır. İbret alana ibret çoktur. |
Büyük skandal: Kilis'te doktorlar sınır ötesi operasyona gönderilmiş!
S |
uriyeli mülteciler için Kilis'te kurulan konteynır kentteki çadır hastanede görevli hekimlerin can güvenliği tehlike altında.
Tabip Odası Başkanı doktorların sınırın diğer tarafına gönderilerek yaralılara bakmalarının istendiğini duyumu aldığını söyledi.
Hatay'a geçiş yapan Suriyeli mültecilerin sayısının fazla olması gerekçesiyle Kilis'te kurulan konteynır kentte doktorlar pek de olağan olmayan durumlarla karşı karşıya.
Doktorlara yönelen şiddetin Gaziantep'te bir hekimin hayatına mal olduğu şu günlerde Kilis'te görevli doktorlar da her an şiddete maruz kalabilir, sınır ötesinden ateş edilen bir merminin kurbanı olabilir.
asistanhekim.org adlı internet sitesinde, ismini vermek istemeyen bir hekimin paylaştıklarına göre bölgede görevli doktorlar zor çalışma koşulları altında, can güvenliğinden yoksun bir şekilde devletin emir, dayatma ve tehditlerine maruz kalarak görevlerini yapmaya çalışıyor.
Doktorun aktarımları Kilis'te kurulan çadır kentte doktorların yaşadıklarına ilişkin pek çok gözlemi içeriyor.
"Hadi sen bir git bak"
Henüz yapımı tamamlanmamış konteynır kente yerleştirilen Suriyeli mülteciler için derhal sağlık hizmeti verilmesi amacıyla harekete geçiliyor.
Kentte görevli doktorun tanıklığına göre işlem şöyle gerçekleşiyor:
"Hafta sonu Pazar günü 3 doktor (Pediatrist, genel cerrah, dahiliye) gönderilen Suriyelilerin hepsini (o gün için 1000-1500 kişinin gelmesi planlanıyordu) Kilis Emniyet Müdürlüğü'nün "nezarethane"sinde iki masa, bir örtü, bir eldiven kutusu ve steteskopla muayene etmemizi vali emretti.
Kendi de gelerek nezarethanede biz hasta bakarken ziyaret etti ve bu görevdeki özverimiz için teşekkür ederek uzayacak mesaimize katlanmamız gerektiğini söyledi.
Daha sonra hepsinin muayenesi yetişmeyeceğinden sadece şikayetleri olanları muayene ederek ancak sabaha karşı sonlandırabildik."
"Hazır olmayan konteynır kente yerleştirilen Suriye vatandaşlarına sağlık hizmeti verilmesi şart görülüyordu.
Ancak bu konuda hiçbir hazırlık veya altyapı hazırlanmamıştı.
Kilis Devlet Hastanesi doktorlarıyla irtibata geçerek hafta içi ve hafta sonu resmi bir yazı veya görevlendirme olmadan "hadi sen bir git bak" dendi.
Ve doktorlarımız da iyi niyetle yaklaşarak konteynır kentte gittiler ve Suriye vatandaşlarını muayene ederek gerekli gördüklerini hastaneye sevk ettiler.
Daha sonra görevlendirmeler de yapılarak doktorlar konyetnır kente gönderildi."
Kilis'teki konteynır kentin Suriye sınırı ile "bir taş atımı" mesafesinde olması da ciddi tehlikeler yaratırken, 9 Nisan'da sınırda yaşanan çatışmalar bölgeye şu şekilde yansıyor:
"Ancak 9 Nisan'da sınırda yoğun çatışmalar başladı.
Konteynır kent sınırdan bir taş atımı mesafede kurulmuş durumda idi.
Suriye tarafında başlayan çatışmada atılan kurşunların yönü bazı noktalarda Türkiye tarafına yöneldi.
Konteynırlarda bir çok delik açıldı.
Suriye tarafında yaralananlar dışında Türkiye tarafındaki konteynır kentte yaralananlar oldu.
Bunlardan biri de T.C.vatandaşı bir tercüman idi.
Ek olarak doktorlarımızı koydukları pislikten geçilmeyen, hiçbir şekilde muayene ortamı olmayan bir konteynırın etrafı mülteciler tarafından sarıldı.
Türkiye tarafındaki mültecilerin de galeyana gelerek bağrışmalarla doktorlara sataşmaları oldu.
Tercümanlara gelen bir telefonla can güvenliklerinin olmadığı belirtildi.
Tercümanlar sivil olarak ortamı terk ettiler.
Arkada kalan doktorlar konteynırın içinde yaklaşık 2 saat mahzur kaldılar.
Genel cerrah arkadaşım ailesini arayarak beni bir daha göremeyebilirsiniz diyerek helalleşti."
Cep telefonuyla yapılan görüşmelere rağmen (başhekim, başhekim yardımcısı, emniyet vb.) bu süre boyunca gelen giden olmadı ve doktorlarımız bu süre sonunda konteynırın arkasına yaklaşan bir ambulansa arka pencereden atlayarak ulaştı ve kaçtılar.
Sonrasında görevlendirmeler kesildi ve aile hekimleri konteynır kente gönderildi.
(Rızaları dışında, zorlamalarla..) Ayrıntılarını bilmediğim bir şekilde aile hekimlerinin de oradaki görev süresi bu hafta ortasında sona erdi.
"Soruşturma, disiplin cezası, polis zoru
Sitede yer alan iddialar arasında Kilis Devlet Hastanesi uzman ve pratisyen doktorlarının Kilis konteynır kentindeki çadır hastanede çalışmaları yönünde açıkça baskı gördükleri de yer alıyor:
"Dr Ersin Arslan'ın başına gelenlerden sonra dün binlerce doktor yürüyüş yaptı.
Bizim hastanemizden Antep'teki cenazesine katılanlar hakkında poliklinikler teker teker gezilerek çalışmıyor-görev yerinde değil diye tutanak tutuldu ve soruşturma açılacağı belirtildi.
Başhekimlik bunu aslında kendilerinin de istemediklerini ama üst mevkilerden (kim olduğunu bilmiyorum) dayatma olduğundan yapmak zorunda olduklarını belirttiler."
Kilis Devlet Hastanesi'nde doktorların çalışmamaları durumunda başına gelebilecekler ise şöyle sıralanıyor:
"Gaziantep'teki faciadan sonra sağlık bakanı güvenliği arttırmak için çalışmalara başladık diye açıklamalar yapıyor.
Bu sırada Kilis Devlet Hastanesi uzman ve pratisyen doktorları burada kurulan hastanede görev yapmak üzere gönderilmek isteniyor.
Eğer gitmezsek soruşturma açılması, disiplin cezası verilmesi ve gerekirse polis zoruyla götürülmesi şeklinde vali ve vali yardımcısından uyarılar aldık."
"Konuyu fazla uzatmayın"
Konteynır kentte görevli hekim ayrıca İl Sağlık Müdürü, AKP milletvekili Fuat Akkuş ve Vali Yusuf Odabaş'ın da katıldığı bir toplantıdan bahsediliyor.
Toplantıda konteynır kente ilişkin konuşmalar, "Bu kadar çabamızın sonunda bugün hastanede bir toplantı yapıldı.
İl sağlık müdürü, AKP milletvekili Fuat Akkuş, Vali Yusuf Odabaş oradaydı.
Konteynır kentin Türkiye'nin prestij meselesi olduğu, dış dünyanın bizim oradaki bir fotoğrafla bizi değerlendirdiğini, özveri yapmamız gerektiğini dinledik.
Güvenlik konusundaki endişelerimizi dile getirdiğimizde vali açıklamasını yaptı.
Kampın tamamlandığını, güvenliğin sağlandığını belirtti.
Başımıza bir şey gelirse ailelerimize ne diyeceksiniz sorusunu konuyu çok fazla uzatmayalım cevabıyla yanıtladı" şeklinde gelişiyor.
"Kentteki sağlık hizmetini aksatıyor"
Kilis konteynır kentteki çadır hastanede yaşananları sorduğumuz Gaziantep-Kilis Tabipler Odası Genel Sekreteri Dr.Şaban Alagöz öncelikle haberde aktarılanları doğruladı.
Dr.Alagöz konuyla ilgili hazırlamış oldukları bir rapor olduğunu belirterek, söz konusu raporu Sağlık Bakanlığı'na gönderdiklerini söyledi.
Kilis Devlet Hastanesi'nin konteynır kente uzak olmadığını vurgulayan Alagöz, konteynır kentteki Suriyeli mültecilerden hasta olanların kolaylıkla hizmet alabileceğini ekledi.
Alagöz, hastanede zaten her uzmanlık alanında bir tane doktorun bulunduğunu, bu yüzden kentteki devlet hastanesinden konteynır kentte görevlendirme yapılmasının kentteki sağlık hizmetini aksattığını belirtti.
"Silah sesleri duyuluyor"
Kampın içindeki doktorların hizmet verdikleri alanın oldukça yetersiz olduğunu söyleyen Alagöz konteynır kentte 9 Nisan'da çatışma günü yaşananların istisna olmadığını, diğer günlerde de silah seslerinin duyulduğunu belirtti.
Kampın sağlık çalışanları açısından hayli güvensiz bir bölge olduğunu, bu durumun doktorlar arasında korkuya neden olduğunu belirten Alagöz, aldıkları bir duyuma göre "9 Nisan'daki sınırdaki çatışmanın ardından doktorlardan ambulansla sınırın Suriye topraklarına geçerek, çatışmadan dolayı ölen ve yaralanan varsa almaları istendiğini" söyledi .
"Hekimler bilgi vermekten korkuyor"
Sağlık çalışanlarının can güvenlikleri olmadıkları için kampa gitmek istemediklerini ve bu yüzden devlet görevlilerince tehdit edildiklerini belirten Dr.
Şaban Alagöz, hekimlerin çok büyük bir korku yaşadıklarını ve bu yüzden hekimlerin yaşananlar hakkında bilgi vermekten çekindiklerini ifade etti.
Acil durumda özel harekat polisini ara!
Gaziantep'te Dr.Ersin Arslan'nın hayatını kaybetmesi ve Suriye sınırında kurulan konteynır kentte doktorların can güvenliğinin bulunmaması üzerine, Tabip Odası yönetim kurulu üyeleri de Kilis'e giderek gözlemlerde bulundular.
Gözlem sonuçlarına göre "Kilis Devlet Hastanesi'nde çok ciddi güvenlik zafiyeti bulunuyor."
Ayrıca hastanenin hiçbir biriminde güvenlik elemanın olmadığı, güvenli bir çalışma ortamı sağlanmadığı, herhangi bir acil durumda hekimlerden özel harekat polislerinin aramalarının istendiği belirtiliyor.
Sağlık çalışanlarına Başhekimlik tarafından soruşturma
Raporda ayrıca Dr.Ersin Arslan'ın ölümü üzerine meslektaşlarının cenaze törenine katılan hekimler hakkında başhekimlik tarafından soruşturma açıldığı belirtiliyor.
Doktora şiddet devam ediyor
Raporda doktorlara yönelen şiddetin Arslan'ın cenazesinin olduğu günde de sürdüğü vurgulanıyor.
Kilis Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesinde hasta yakınlarının nöbetçi doktor ve hemşireye saldırdığı, camları kırıp içeriye girmeye çalıştıkları, nöbetçi doktor ve hemşireyi tehdit ettikleri ifade ediliyor.
Sınır ötesine yaralıyı almak için 112 ambulansları gönderilmek istendi
Dr.Şaban Alagöz' ün aktardıklarını teyit eden Tabipler Birliği'nin gözlem raporunda, "Yaşanan bir çatışmadan sınırın diğer tarafında bir yaralıyı almak için 112 ambulansları gönderilmek istendiği" iddiası da yer alıyor.
Konteynır kentte sağlık ünitesi yetersiz
Rapordaki önemli tespitler arasında sınırda yaşanan çatışmalardan ve buna bağlı gelişen göçlerden sonra oluşturulan kamptaki sağlık ünitesinin yetersiz olduğu belirtiliyor.
Rapor, "Kilis ilinde sağlık çalışanlarının güvensiz ortamda 24 saat zorunlu olarak çalışmakta, (Öncüpınar Gümrük Müdürlüğü Kamp Alanı Polikliniğinde) görevlendirilmekte' olduğu ifade edilirken 'sınır çevresinde aralıklarla çatışma olduğunu doğal olarak sağlık çalışanlarının böyle güvensiz bir ortamda çalışmak istemediklerini" aktarıyor.
Raporda Sağlık Müdürlüğü, Başhekimlik, ve Valilik'ten sorumluluklarını yerine getirmeleri talep edilerek, Tabipler Odası olarak yaşanan sürecin hukuki zeminde takipçisi olunacağı belirtiliyor.
(soL-Haber Merkezi)
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . M.L.S. ICIN Varligini sabah diye selamliyanlardan- Yoklugunu gece sayanlardan- Yuksek goklerde kutsal atesi golgeleyen- Aglayarak umit icin her saat seni kutsayanlardan- Yasam icin-ah. Hepsinin ustunde, Derinlere gomulu inancin Gerceklik Erdem ve Insanlikta canlanmasi icin- Umitsizligin menfur yataginda olmeye yatanlardan, Birden yukselir, senin mirildandigin sozler uzre, Isik olsun Mirildandigin sozlerin, gozlerinin- Seraphlara ozgu bakisiyla gerceklesen- Sana en cok borclu olanlardan-sukrani Tapinmaya benzeyen-ah, animsa En dogrusunu-adanmis olani en cok tutkuyla, Ve dusun ki bu gucsuz dizeleri o yazdi- O yazdi, yazarken urperip dusunerek Bir oldugunu ruhunun bir meleginkiyle. Edgar Allan Poe . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoo groups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ Dinlerin kitaplar1n1; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla ....... Dinler atesbocekleri gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar. Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak. Arthur Schopenhauer . . . . . . . . . . . . . . . . Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ben, Manevi Miras olarak hiçbir Ayet, hiçbir Dogma, hiçbir Donmu_ ve kal1pla_m1_ Kural b1rakm1yorum. Benim Manevi Miras1m Bilim ve Ak1ld1r...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder