BEKİR COŞKUN
Yalan Sanatçısı
"Bizde yalan yok" diyerek başlar yalan, altı çeşittir:
- Küçük yalan…
- Büyük yalan…
- Kuyruklu yalan…
- Zarar vermeyeni; beyaz yalan…
- Mutlu edeni; pembe yalan..
- Kürsüden söyleneni; siyasi beyan…
*
Ya da adını siz koyun:
Atmasyon, üfürük, fasa fiso, bühtan, iftira, uyduruk, palavra, balon, savurma, sallama…
Yalanına göre artık…
*
İnsanoğlu kırmızı suratıyla doğup etrafa boş boş bakarken daha, karşılaştığı ilk şey "Nasıl da teyzesini tanıdı" yalanıdır…
Biraz büyüsün, arkasından "Ne kadar da akıllı" yalanı gelir…
Büyüyüp de aptal olduğu anlaşıldığında ikinci yalan yetişir:
"Çocukken çok akıllıydı…"
*
Hoş, çocuğun varlık nedenidir zaten o büyük yalan:
"İlk sensin…"
*
Herkes yalan söylese bile iyi yalan söylemek aslında bir sanattır…
Büyük yalancılar vardır, sanatkâr yani…
Yalan olduğunu bildiğiniz halde inanırsınız…
Yalanın büyüklüğü; yalana inananların sayısı ile doğru orantılıdır… Yalan söyleyenin yüzünün kızarması ile ters orantılı…
*
İki saattir özene bezene yazıyoruz, diyeceğim o ki:
Bunun kadar yalancı görmedim…
Türkiye inanıyor…
Türkiye inandığı gibi, AB, ABD, İngiltere, Belçika, Rusya, Japonlar, Afrikalılar, Güney Amerikalılar, Araplar, Fildişi Sahilleri…
Çinli de tek kelime Türkçe bilmiyor, dinledi, kafasını salladı…
Demek ki inandı…
Muhteşem bir bakıma…
*
"Uçtuk" diyor mesela…
Yerlerde sürünen, uçtuğuna inanıyor…
İyi mi?..
"Büyüyoruz" diyor…
Benzin deposundan, simidine kadar, her şeyi küçülenler büyüdüğüne kanıyor…
"Şimdi sıra ilerlemede" diyor…
Geri geri tepetaklak giderken, işiten ilerlediğini sanıyor…
Dinleyin…
*
Ayakları kısadır ama yalanın…
Çok koşar, az gider…
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Hominem te memento. *** Sadece bir insan oldugunu unutma. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ Dinlerin kitaplar1n1; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla ....... Dinler atesbocekleri gibidir: Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar. Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yasay abilirler ancak. Arthur Schopenhauer . . . . . . . . . . . . . . . . Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder