20 Nisan 2012 Cuma

Genel Kültür olsun.

Sevilay Yükselir gibi tıp tutmadan önce öğrenin.
Hani derler ya, BİLGİ SAHİBİ OLDUKTAN SONRA FİKİR SAHİBİ OLUN.
Genel Kurmay 2. Başkanı karargah subayıdır.
Esas sorumlu Genel Kurmay Başkanıdır.
O dönemde yanlış ne yapıldıysa esas sorumluya hesap sormalı.

Çevikbir Paşa mesai arkadaşım değildi - Tünay Süer

S​enin gibi askere canım feda olsun. Tünay Süer

(17.Nisan.2012)HEPAR Genel Başkanı Sn.Osman Pamukoğlu Beyaz TV de Acı Kahve programının konuğu idi.

Aslında Beyaz TV izlemek istemiyorum nedenine gelince davet ettikleri konuşmacılara söz hakkı tanımıyorlar ve geleni bastırmak istercesine bas, bas bağırarak konuşuyorlar, kendi bildiklerini okuyorlar.
İşlerine gelen konuşmaları alt yazı olarak yazıp vatandaşın beynini yıkamaya çalışıyorlar.
Yani taraflı bir televizyon olduklarını böylece ilan etmiş oluyorlar.
Bu da programın özünü teşkil etmekle birlikte yükselen seslerden veya birlikte konuşmalardan bir gürültüdür kopuyor, konuk gelenin sesi arada kaybolup gidiyor.
Çok rahatsız edici bir durum çıkıyor ortaya.
Tabi bu durumda insanın sinirleri de laçka oluyor.
Yani sözün özü izleyene ve de programa çıkan konuğa saygısızlık yapılıyor.

Genelde önemli gündemler yokmuşçasına veya hayati olanları gizlemek üzere sanal sayılabileceklerle halk oyalanıyor.
İktidarın her yaptığını haklı göstermenin bir yolu oluyor bu tabi.

Neyse, o gece Sn.Osman Pamukoğlu orada olacak ve ne söyleyecek acaba düşüncesi ile birçok kişi gibi bende mecburen o kanalı izlemeye başladım.

İyi ki de izlemişim.
Hani derler ya yüreğimin yağları eridi vallahi.

Sevilay Yükselir Hanımın Osman Paşanın karşısında nasıl silindiğini görmek beni rahatlattı. 

Konu 28 Şubat tı.

Sevilay hanımın, sorduğu sorular var olan bir bilgiye dayanmıyor, varsayımlarla Osman Pamukoğlu’na soru soruyor, boş kafası ile aklınca onu sıkıştırıyor ve ağzından laf almaya çalışıyordu.

Sayın Osman Pamukoğlu siz şu anda kabul etmiyorsunuz ama şu anda HAKPARIN !
Genel başkanısınız
(Eh yuh yani, bu kadar bilgisizlik olamaz ya!
Konuştuğu kişinin hangi partinin genel başkanı olduğunu dahi bilmiyor.
Oraya sadece laf osun torba dolsun misali görüntü olarak çıkmış.
Milyonlarca izleyicinin karşısında rezil oldu.) 

Özay Şendir–( Gülerek)HEPAR ‘ın diye düzeltti.

Sevilay devam ediyor—HE-PAR’ın pardon, ama sonuçta sizin bir geçmişiniz var di mi?
Sonuçta siz askeri kökenli bir isimsiniz.
Benim bildiğim de o, on bir yaşından beri de o üniformayı üzerinizde taşımışsınız.
Mesela çok merak ediyorum Çevikbir de siz onun mesai arkadaşı sayıyorsunuz değil mi bir dönem
,(Cümlelerin bozukluğuna bakın.)

Osman Pamukoğlu---Hayır, beraber çalışmadık.

Sevilay Yükselir---Hayır ama beraber aynı kurumda çalıştığınız için ben sizi mesai arkadaşı kabul ediyorum.

Pamukoğlu---Hayır mesai arkadaşı şudur.

Sevilay----Ben öyle kabul ediyorum.

( Ben ekran başında kendimce konuşuyorum.
 
Sen öyle kabul etsen ne olur etmesen ne olur kardeşim?
Burada askerlikteki bilgisizliğin ayyuka çıkıyor.
Mademki bu programda yer alıyorsun bari dersini çalış ta gel.
)

Pamukoğlu----Mesai arkadaşı şudur.
Emir komuta sisteminde maiyetinde çalışırsınız.
Siz generalsiniz Ankara’da, Edirne Karaağaçta bir yüzbaşı var.
O sizin mesai arkadaşınız değildir.

Sevilay---Sizin amirinizdir.

Pamukoğlu---Amirimde olmadı.

Sevilay---Sizin bağlı olduğunuz kurumun ikinci adamı.
O dönem, genelkurmay ikinci başkanı.
İkinci adamı.

Pamukoğlu---Peki ikinci adam ne demek?

Sevilay---Çok büyük sorumluluk

Pamukoğlu----Sizin sandığınız gibi değil, Türk ordusunun bir tek komutanı vardır genelkurmay başkanı, ikinci sıradaki komutanlar kuvvet komutanlarıdır.
Başka komutan yoktur.
2. adam diye.

Sevilay---Hikâye mi diyorsunuz?
(Laubaliliğe bakınız.)

Pamukoğlu---Hayır.
Yetkiniz yok ki.

Sevilay----Nasıl ama o kadar şeyi yapmış ki yetkisi yoksa.

Pamukoğlu-----Bakın Çevik Paşa yapmadım diyor.
Bakın bir daha söylüyorum.
Yapmadım diyor, eğer yaptıysa onun yetki ve sorumluluğu yoktur.
O bir karargâh generalidir.

Sevilay ---Gayet alaylı bir biçimde---Hımmmm!

Pamukoğlu---Ancak karargâhtaki hizmetler, işleyişlerden, çalışmalardan sorumludur komutana karşı.
Komutan genelkurmay başkanının kendisidir.
Eğer genelkurmay başkanı varsa ki var, siz bir şeyler yapıyorsanız ben size söyleyeyim, o zaman genelkurmay başkanı genelkurmay başkalığını yapmıyor demektir.
Bizim yasalarımız böyledir.
Bütün dünya da da böyledir.

Sevilay---Hımmm!
Yani siz şimdi diyorsunuz ki tamam, Çevikbir ikinci adamdı, ikinci başkandı onun bir üstü vardı.
Dolayısı ile onun bir üstü vardı dolayısı ile o dönem her ne yapılmış ise Çevikbir’i sadece sorumlu tutamazsın, tutamazsınız diyorsunuz.
Tutamayız diyorsunuz.
Eğer bir şey olmuşsa, eğer bir yanlış olmuşsa diyorsunuz.

Burada Sevilay hanımın ne kadar boş kafa ile konuştuğu veya paşayı şaşırtıp aklı sıra ağzından laf almaya çalıştığı belli oluyor.
Bence birinci şık akla daha yatkın geliyor.
Zira paşanın ısrarla ona anlatmasından halen anlamamış olması bunu gösteriyor.
Zira karşısındaki paşa efsane olmuş, çelik yürekli ve çok bilgili vatansever, ipinden sapına dek Atatürkçü bir kişi.

Burada aklıma Osman Paşanın güzel sözlerinden teki geliveriyor. 

Zamanı gelişi güzel, plansız şekilde çarçur etmek, keçinin şarap içip, dağa kurt aramaya çıkması kadar aymazlıktır.”

İşte aynen paşanın dediği gibi bir program oluyordu o anda.

Sevilay Yükselir bu programda askeri sevmediğini, korktuğunu söylediğinde, paşa nedenini sordu.

Efendim on yaşlarında ağabeysi askerlik yaparken onu ziyarete gitmişlermiş çok zorluklarla karşılaşmışlarmış.
Askerler çok sertlermiş.
 

Osman paşa sordu- Size ne yaptılar?

Yok, yani görünüşleri çok sertti .” 
Diye saçma sapan yanıt verdi.
Sert görünümlü olmasalar zaten Türk askeri olmazlardı değil mi?
O görünümlerinin aldıkları disiplinli eğitimden ileri geldiğini de bilmiyor hatun.
 

Sonra bir pot daha kırdı.
 
“Ben askeri nedense sevmiyorum, bir askerle asla evlenmeyi istemedim ” 

Osman Pamukoğlu Paşanın cevabına bayıldım vallahi.
Ne dedi biliyor musunuz?

-Sizi isteyen bir asker oldu mu?

Hay yaşa be paşam, sen bir tanesin dedim yüksek sesle odamda.

Programın gerisini neler konuşulduğunu yazmıyorum artık zira her sorulanın cevabını sakin ve sinirlenmeden sabırla nasıl verdi Pamukoğlu hayret etmedim zira ondan beklentim buydu zaten.

Yine paşadan bir kelime alacağım, bazı “levanten kişiler(Nereden geldiği belli olmayan.)sırf iktidardan beslendikleri ve yaranmak için ne kadar komik duruma düştüklerini bilemiyorlar.

28 Şubat

28 Şubat deyince “sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi geliyor aklıma.
Hemen hemen bütün yurtta bu eylem yapılıyordu o zamanlar.
Neden yapılıyordu bu eylem?
Refahyol döneminde başlayan gösterilerle cumhuriyet devrimine saldırıların başlamasından ötürüydü.
Karşı devrimin ilk adımları o zamanlar atılmaya başlamıştı.
Bugün geldiğimiz nokta, yarım kalan bir devrimin Refahyol’un önderliğinde AKP tarafından tamamlanmasıdır.
İşin acı yanı cumhuriyeti kuran parti olan CHP ‘in o tarihten bu tarihe Atatürk Cumhuriyetini korumak için bir şey yapamamış olmasıdır.
Gerisi teferruattır.
Bu memlekete karanlık günlerin bitmesi için Atatürk gibi bir insanüstü bir önder gereklidir.
Atatürk çok cepheliydi.
O, hem iyi bir asker, hem devlet adamı hem de fikir ve aksiyon adamıydı.
Onu bulmalıyız.
Yoksa bu gidişle en son Atatürkçü yok edilene kadar üniversitelerdeki hocalardan başlayarak dalgalar büyüyecek…

Tünay Süer 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Siyasetlerin (yonetimlerin) en zoru aliskanliklari degistirmektir.  Hz.Ali   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer  . . . . . . . . . . . . . . . .  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.   Bertolt BRECHT 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder