24 Haziran 2016 Cuma

Nihat Genç yazdı: Özgürlük kahramanlığına halim kalmadı

 


Nihat Genç yazdı: Özgürlük kahramanlığına halim kalmadı

İki küçük örnek verip yazımı bir son cümleyle bağlayacağım, saygıyla.

Birincisi, İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda 140 yıl hapis istemiyle yargılanan, Tamer Karslıoğlu'na ait, 'Oyumben' adlı Dualete yayınlarından çıkmış hatıralarında anlatır.

14 yıl boyunca Askeri İstihbarat Birimi GES komutanlığında çalıştı. Ağ güvenliğini sağlamak, terör örgütlerinden ele geçirilen şifreli dijital dosyaları çözmek, görevlerinden bazılarıydı. Geneykurmay Başkanlığı'na Adli Bilişim konusunda bilirkişilik yaptı. Kariyeri boyunca 69 takdir ve ödül aldı. Bu olaylara kadar hiç disiplin cezası almadı ve hiçbir soruşturma geçirmedi. Dava sürerken TSK'dan atılan tek subay o idi.

Tamer Karslıoğlu hatıralarında dünya mizah tarihine girecek bir anısını anlatır, yazılım konusunda uzmandır ve her hafta genelkurmay karargahına birifing vermektedir, işte tam bu günlerde 'görevden alınır.'.

Buraya kadar sorun yok, birkaç özel eşyasını toplamak için odasına gittiğinde kapıda kendi görevine yeni atanmış kişiyle karşılaşır.

Peki göreve yeni atanan daha önce hangi işi yapıyormuş, sıkı durun: Kuru Temizlemecilik.

Tamer Karslıoğlu anılarında, bu kadar özel ve uzmanlık kariyeri isteyen bölüme bir kuru temizlemecinin atanmasını şöyle yorumlar: 'herhalde düşmanı gülmekten öldürmek için…'.

İkincisini anlatalım, Silivri'de Ergenekon duruşmaları sürmektedir, salonda yüzlerce subay ve aydın vardır, gizli tanık konuşmaya başlar, gizli tanık salonda bulunan herkes için ayrı ayrı iftira ve ithamlarda bulunur, koca salonda tanımadığı yoktur.

Salondakiler kendilerini gizli tanığın iftiralarına karşı savunmak için, şöyle bir soru yöneltir:'gizli tanığın kimliğini ortaya çıkartmayacaksa, bu kadar yüksek görevli insanı bir bir tanıyacak hangi önemli ve gizli mesleği yapıyor, söyleyebilir mi?'

Sıkı durun, gizli tanık cevaplıyor: Oto hırsızlığı…

Salonda gülüşmeler.

Gülüşmeler üzerine sinirlenen gizli tanık salona karşı şöyle konuşur: 'Niçin gülüyorsunuz, oto hırsızlığının ne kadar zor bir meslek olduğunu bilmiyor küçümsüyorsunuz!.

Bu ve benzeri binlerce mizah unsuru hadise çok ciddi belge çok ciddi iddia olarak ele alındı ve Türk ordusu tasfiye edildi.

Yetmedi, okumakta olduğunuz bu site, Ergenekon'un Medya Ayağını Yönetmekle suçlanıp topyekün içeri tıkıldı.

Odatv'nin önüne getirilen iddianamede şunlar vardı, savcılık, Odatv'e girip darbe ve devrim kelimelerini aratmış ve ortaya çıkan bütün haberleri içindeki Mısır Darbesi'nden başlığında devrim geçen sinema haberlerine kadar herşeyi 'ciddi' delil olarak koydu. Yetmedi ekranlarda başta Nagehan Alçı ve Nazlı Ilıcaklar ve onlarca liberal aydın yıllarca bu iddiaları savundular…

İşte o yıllarda bu sütunlarda Odatv'de halen çalışan Fethi Yılmaz ve Şahin Çakmaklı ve yazar Nihat Genç vardı.

Son cümlemi söylüyorum: Vallahi de billahi de hiç kimse sitemize özgürlük nöbeti tutmaya gelmedi.

Bu akıl ötesi insanlık ötesi saçmalıklar ve iftiralar sürerken o özgürlüğe ve barışa doymayan aydınlar ekranlardan ve köşelerinden kahkahalar atıyorlardı, pislikler temizlendi, vesayet bitti, eski Türkiye sona erdi, Türkiye'nin bağırsakları boşaltıldı, deniliyordu.

Aynı özgürlüğe ve barışa doymayan aydınlar bugün yine özgürlüğe ve barışa doymayan bir bildiri yayınladılar, yazan çizen duyarlı demokrat insanları, PKK'nın resmi yayın organı, terör destekçisi yayın organına demokrasi özgürlük ve insanlık adına 'sahip çıkmamızı' istiyorlar.

ODA TV'ye oh olsun deyiver ama terör örgütü PKK'nın yayın organına sahip çık!

Yürüyün özgürlük kahramanları kim tutar sizi!

Martin Luther King Gandhi'yi ziyaret ettiğinde, Gandhi, henüz hoş sohbet konuşma başlamadan siyahların çok sevdiği eski bir şarkıyı çaldırır, şarkının sözleri şunlardır:

'İsa Çarmıha Gerilirken Nerdeydiniz?

İsa tahtaya çakılırken nerdeydiniz?

Ah bu beni titretir titretir,

İsa çarmıha gerilirken nerdeydiniz?!

Türkiye'nin hukuku ordusu kurumları işgal edilirken gasp edilirken tasfiye edilirken, nerdeydiniz?

Özgürlük kahramanı barış havarisi olabilmek için PKK'nın resmi yayın organının susturulduğu bugünleri mi beklediniz?

Doğrudur, kirlendikçe insanlar, içimizde bambaşka coşkun bir varlığın konuştuğu anlar giderek azalıyor.

İçimizde, kuralları ve görgüyü hiçe sayan o taşkın ve vahşi güç insanlar işte böyle rezilleştikçe güç kaybediyor, doğrudur.

Neşemiz coşkumuz insanlar kepazeleştikçe azalır, doğrudur.

Ancak şüpheniz olmasın, günümüzün bu çok meşhur ortaçağ duvarlarını, sinsi olmayan içi dışı bir dürüst insanlar yıkabilir.

Barış ve özgürlük kelimeleri, nutukları ve gösterişleriyle, çoktandır bu topraklarda gizli bir el tarafından sinsiliğin kara gölgesinde yaşıyor yaşatılıyor.

Bu sinsi kara gölgede cemaat ve AKP'yle aynı yatakta on yıllarca grup seks yapanlar şimdi yine bizlere gazetecilik dersleri vermeye kalkıyor.

Unutmayın, Nurenberg mahkemesinde nazi generalleri üzerinde bir çok psikolojik test yapıldı, şaşıracaksınız, bütün doktor raporları sonuçta şöyle diyordu, hiç birinde en küçük bir psikolojik hastalık belirtisi görülmedi, hepsi sağlıklı güvenli insanlardı, KORKUTUCU OLAN DA BUYDU

Korkutucu olan da bu, bu delilerin zinde görüntüleri.

Savaş sonrası Alman toplumunu en iyi tahlil eden eserleri bugün hala tartışılan Hannah Arendt'tir, 'kötülüğün sıradanlığı' kavramı ona aittir.

Sekiz yıl süren operasyonlar boyunca özgürlüğe ve barışa doymayan bu aydınlar bütün bu zalim gaddarlıkları dahi rasyonelleştirmeye çalışan ben diyeyim onbin siz deyin yüzbin yazı ve konuşma yaptılar, bu dünya kara mizah tarihine giren olayları dahi 'normal' göstermeyi başardılar, beyinlerini yıkadıkları halkımızın büyükçe bir kesimiyle 'kolektif suç' işlediler.

Geçti o günler, herkes gerçeği gördü.

Türkiye'de muhalif kitleler, uzun yıllar cemaate ve AKP'ye destek çıkan bu gestapo bozuntularının artık yardım edilemez iletişim kurulamaz ve gülünç ruh hallerini çok iyi biliyor.

Yardım edilemez iletişim kurulamaz ne yaptıkları anlaşılmaz bu özgürlük ve barış havarilerinin ruh hallerinin bu ülkeyi felaketlere sürüklediği artık halkın çok büyük kesimi çok iyi biliyor.

Bu satılmış güya aldatılmış sürünün bu ülkeye atom bombasından daha büyük zarar vermiştir, işte güneydoğudaki sokaklarınızın hali.

Bu satılmış güya aldatılmış sürünün, bu ülkeden ve değerlerinden yoğun nefreti yoğunlaştırılmış negatif enerjileri, ülkeyi bitirme noktasına getirmiştir, işte çıkışsız siyaset sahnesi.

Sekiz yıl aralıksız süren operasyonlardan sonra hala ayakta özgürlük ve barış kelimelerine aldanabilecek hala kandırılabilecek insanlar kaldığını sanacak kadar dünyadışı gerçekdışı zavallılar!

Nihat Genç

Odatv.com

 
a45UyF587661-160624154836 Oraj Poyraz At Neomailbox.net cimcime@neomailbox.ch
2016/06/25  01:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 


SEN VE GOKYUZU
. . . . . .
Bir guzelim sensin, bir de gokyuzu,
Gerisi denizler otesi, hepsi.
Gokyuzuyum gunduzuyle, gecesiyle,
Sen guzelim askiyla, nesesiyle
Uyumlu, esgin, el ele, ikiniz,
Mutlarla bezer, gonendirirsiniz
Omrumu, kiyisinda bir aksamin.
. . . . . .
Bu kutlu anlarinda yasamamin
Solumayi bile unutuyorum;
Sanki olumsuzlugu tutuyorum!
Ya o gokyuzu; oylesine mavi
Ustumuzde, oylesine ebedi
O gokyuzu ve oylesine gercek;
Buyuk, buyuk, buyuk, kocaman cicek.

Ahmet Muhip DRANAS

Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez.
Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez.

Buhari 81/51

Yargi devlet hayatinin efendisi degil, devlet politikasinin hizmetkari olmalidir.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder