Yekta Güngör ÖZDEN : Cumhurbaşkanlarının yargılanması
13 Haziran 2016
Anayasa'nın 104. maddesinde, Anayasa'nın uygulanmasını gözeteceği öngörülen cumhurbaşkanının, bu maddede belirtilen görevlerini yapmasının, yetkilerini kullanmasının büyük bir özen ve duyarlık gerektirdiği, yine Anayasa'nın 103. maddesi gereğince içtiği andın içeriğiyle benimsenmiştir. Devletin başı olan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk Ulusu'nun birliğini temsil eden bir kimsenin tutum ve davranışlarında çok ölçülü, çok dikkatli olacağı varsayıldığı için hakkındaki yargılama koşulları sınırlanmıştır (Anayasa mad.105). Her yönden dengeli, tutarlı, hukuka uygun kişiliği örnek sayılacak düzeyi, olgunluğu gerektirir. Bir bilge niteliğini andıracak anlayış ve hoşgörüsüyle, halk adamı alçakgönüllülüğü yaklaşımıyla görüş ve düşüncelerini açıklaması, yaşamını bu çizgiler içinde saygı ve güven duyuracak biçimde geçirmesi beklenir.
Bu nedenle, davranışlarında, yaşam biçiminde onu sorumlu kılacak, yargılanmasını gerektirecek durumlar başkalarında olduğu gibi yasal tanımlarla belirlenen eylemleri aşar. Cumhurbaşkanı için kullandığı sözler, yaptığı görüşmeler, kurduğu ve sürdürdüğü ilişkiler, görevi dışında her yurttaş için kovuşturulacak durumlar onun sorumlu tutulmasına neden olur. Bir kimsenin suçlandırılıp sorumlu tutulamayacağı bir durum, bir cumhurbaşkanı için "vatana ihanet" sayılabilir.
Görevi kapsamındaki bu durumun dışında, yurttaş olarak işlediği suçlardan dolayı yargılanması doğaldır.
Uygulamada cumhurbaşkanının "Sorumluluk ve sorumsuzluk hali" başlıklı Anayasa'nın 105. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen "vatana ihanetten dolayı.." yargılanması koşul ve yöntemi görevi nedeniyle işleyeceği bu suç için öngörülmüştür.
Bunun dışındaki suçları için böyle nitelikli bir teklif ve karar zorunluluğu yoktur.
OLMAZ AMA OLURSA
Cumhurbaşkanının kaldığı devlet konutunda, yazın plâjda, özel bir toplantıda ya da bir yemekte, dinlenme için araba kullanmasında ya da ata binmesinde, herhangi bir yerde ahlâka aykırı bir tutum içinde olması, bir yurttaşla tartışmasında güç kullanması ya da kötü sözlerle saldırıda bulunması, içkiyi fazla kaçırıp çevreyi rahatsız etmesi, birisine mektupla hakaret yağdırması, tehditler savurması izlemekle yetinilecek durumlar değildir. Kimilerinin "Vatana ihanetten başka suçla, yargılanamaz" görüşünün hukukla ilgisi yoktur. Cumhurbaşkanının milletvekillerinin olduğu gibi genel bir dokunulmazlığı da yoktur. Dokunulmaması, görevindeki vatana ihanet sayılan suçlar dışındaki tutum ve davranışları (105. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen durumlar), sınırlı sorumsuzluk içindir.
Yanlış anlayış, yanlış tutum ve davranışlara yöneltebilir. Sakıncalara neden olabilir. Ayrıca kişisel yapısı, eğitimi ve kültür düzeyi bakımından kusurlu ve yetersiz olanlar anayasal sınıra dayanıp gelişigüzel davranabilirler. Bulunduğu katın onuruyla bağdaşmayan, o kata yaraşırlığını tartışılır kılan yaşam biçimi asla bağışlanamaz, hoşgörülemez. Siyasal şovlar, gereksiz elatmalar, katılımlar da…
Almanya'da olduğu gibi anayasayı denetleme kurumu, örgütü, yetkili bir düzeni-düzeneğinin (mekanizmasının) olmaması ülkemiz için önemli ve büyük bir eksikliktir. Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir görevi olmadığı gibi mahkemeler kapıları çalınmadan, kendilerine başvurulmadan doğrudan olaya ya da duruma el koyamaz, bir işlem başlatamaz ve yapamaz.
ÖZETLE
Anayasa'nın 148. maddesinin altıncı fıkrasının son tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla cumhurbaşkanını "göreviyle ilgili suçtan" yargılayacağını öngörmektedir. Yukarda değindiğimiz 105. maddenin son fıkrasının bu görev suçunu "vatana ihanet"le sınırlaması nedeniyle ancak bu nedenle görevinden dolayı yargılanacaktır. Vatana ihanet suçuna ilişkin cumhuriyetin 2 no'lu yasası Terörle Mücadele Yasası'nın geçici maddesiyle kaldırıldığından suçun niteliğini saptamak öncelikle TBMM'nin, sonra da AYM'nin görevidir. Kimileri kendisini anayasadan üstün görse de görevi ne olursa olsun kimse anayasanın ve hukukun dışında ve üstünde değildir. Anayasa'ya aykırılık, bağlılık yükümlülüğüne uymama yoluyla anayasa dışına çıkmak ihanet sayılır. "Vatana ihanet" ceza sorumluluğu gerektirir. TBMM eylemi niteliğini (suç sayıldığını) kabul edip Yüce Divan'a gönderme kararı verirse, Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla bu niteliğin suç sayılıp sayılmamasına değil, oluşup oluşmadığına bakacaktır.
Görevi dışındaki suçlar için yargı yolu koşulsuz açıktır. Görev gereği olmayan gezilerle kişisel alımların giderlerinin devlete ödetilmesi de sorumluluk kapsamında düşünülebilir. Aykırı amaçlar için bütçeden yapılan ödemeler de.
a45UyF587661-160616144840 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/06/16 19:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Kafamizdan gecenleri bilselerdi, hicbirimizin basi yerinde kalmazdi.
Anatole france
Tevbe suresinin 130.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami:
-Eger yuz cevirirlerse de ki: Allah bana yeter.
Ondan baska Tanri yoktur.
Ona guvendim ve ona dayandim
Said-i Nursi ye gore; bu ayet, Risale-i Nur kitaplarindan olan Isaret-ul Icaz adli kitabin yazildigi tarihi gosteriyor.
Birinci Dunya Savasi nin baslangici sayilan olaylar meydana geldiginde, hic kimseden yardim gormeden nurlarin yayildigina isaret ediyormus
Buna gore ayetin anlami su oluyor:
-Ey Risale-i Nur, eger senden yuz cevirirlerse de ki: Allah bana yeter.
Ondan baska Tanri yoktur.
O na guvendim ve O na dayandim
Suphesiz Allahin askerleridir galip olanlar anlamindaki ayet de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Said-i Nursi ye gore; bu ayetteki Allahin askerleri sozunun kapsaminda ozellikle, Risale-i Nur sakirtleri vardir.
Ayet, Risale-i Nur Sakirtlerinin bir zaman hapse girmelerine karsilik, manevi yonden galip olduklarina isaret ediyor ve tesellide bulunuyor
Said-i Nursi ye gore: Risale-i Nur Sakirtleri dir. Galip olanlar
Ayetin Turkce anlami: Onlar ki O nun la birlikte inandilar, iman ettiler.
Onlarin nurlari, onlerinden ve saglarindan kosusmaya ve ucusmaya baslar.
Yani nurlari cevrelerine sacilir.
Onlar o zaman, -Ey Rabbimiz!
Nurumuzu tamamla ve bizi bagisla! derler
Said-i Nursi ye gore; bu ayette de, ozellikle Risale-i Nur sakirtleri, yani Nurcular anlatilmaktadir.
Said-i Nursi ye gore; ayetin anlami soyle oluyor: Said-i Nursi yle birlikte inananlar ve iman edenlerin nurlari cevrelerine sacilir.
O zaman onlar, -Ey Rabbimiz nurumuzu tamamla ve bizi bagisla!
diye dua ederler
Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.
Zamanimizin Paradox u
Daha yuksek binalarimiz, ama daha kisa sabrimiz var; daha genis oto yollarimiz, ama daha dar bakis acilarimiz var.
Daha cok harciyoruz, ama daha az seye sahibiz; daha fazla satin aliyoruz, ama daha az hosnut kaliyoruz.
Daha buyuk evlerimiz, ama daha kucuk ailelerimiz; daha cok ev gerecleri, ama daha az zamanimiz var.
Daha cok egitimimiz, ama daha az sagduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeligimiz var.
Daha cok uzmanimiz, ama yine de daha cok sorunumuz; daha cok ilacimiz, ama daha az sagligimiz var.
Cok fazla alkol ve sigara tuketiyoruz, cok savurganca para harciyoruz, cok az guluyoruz, cok hizli araba kullaniyor, cok cabuk kiziyoruz, cok gec saatlere kadar oturuyor, cok yorgun kalkiyoruz, cok az okuyor cok fazla TV izliyoruz ve cok ender sukrediyoruz.
Mal varliklarimizi cogalttik, ama degerlerimizi azalttik.
Cok konusuyoruz, cok az seviyoruz ve cok $ik nefret ediyoruz.
Gecimimizi saglamayi ogrendik, ama yasam kurmayi ogrenemedik.
Yasamimiza yillar kattik, ama yillara yasam katamadik.
Aya gidip gelmeyi ogrendik, ama yeni komsumuzla karsilasmak icin caddenin karsisina gecmekte sorunumuz var.
Dis Uzayi fethettik, ama ic dunyamizi edemedik.
Daha buyuk isler yaptik, ama daha iyi isler yapamadik.
Havayi temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.
Atoma hukmettik, ama onyargilarimiza edemedik.
Daha cok yaziyoruz, ama daha az ogreniyoruz.
Daha cok plan yapiyoruz, daha az sonuca variyoruz.
Kosusmayi ogrendik, ama beklemeyi ogrenemedik.
Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha cok kopya cikarmak icin daha cok bilgisayar yapiyoruz, ama git gide daha az iletisim kuruyoruz.
Zaman artik, hizli hazirlanan ve yavas sindirilen yiyeceklerin; buyuk adamlar ve kucuk karakterlerin; yuksek karlar ve sig iliskilerin zamanidir.
Gunumuz artik, iki maasin girdigi ama bosanmalarin daha cok oldugu, daha suslu evler, ama dagilmis yuvalarin oldugu gunlerdir.
Bu gunler, hizli seyahatler, kullanilip atilan cocuk bezleri, yok edilen ahlaki degerler, bir gecelik iliskiler, obez bedenler ve neselendirmekten sakinlestirmeye hatta oldurmeye kadar her seyi yapabilen haplarin oldugu gunlerdir.
Vitrinlerde her seyin sergilendigi, ama depolarda hicbir seyin olmadigi bir zamandayiz.
George Carlin
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder