29 Haziran 2016 Çarşamba

Özgür Çağdaş : İslama Ve Kur’an’a İnanmaktaki İki Temel Mantık Hatası

 


Özgür Çağdaş : İslama Ve Kur'an'a İnanmaktaki İki Temel Mantık Hatası

September 5, 2011

İslama Ve Kur'an'a İnanmaktaki İki Temel Mantık Hatası

Şimdi bugüne bu kadar blog'da, ağırlıklı olarak genel bir Allah Konseptinden, eğer varsa ne kadar başarısız olduğundan, insanları yönetirken kullanmakta olması muhtemel kitle yönetim sistemi, ve yaradılış efsanesinden epey bahsettim, bugün biraz daha spesifik olarak islam mevzuuna giriyorum.

İslamiyette pek çok "Bug" var. onlarca hatta yüzlerce noksan vardır. Ama bu yazıda kitabın içine girerek, detaylarda boğulmadan, ilk etaptaki iki yanlıştan bahsedeceğim. Yanlıştan da kastım, bu kitabın "kutsal" bir kitap olmayıp, insan yazması bir edebi eser olduğuna yönelik.. iki nokta da birbiriyle ilintili.

  • Birinci konu: Kur'an'ın gönderiliş amacındaki saçmalık

  • İkinci Konu: Kur'an'ın aslı korundu, hiç değiştirilmedi mevzusu. Halbuki gözlerinizin önünde değiştiğine dair koskocaman bir kanıt var. (bu kanıtı da paylaşıyorum bu yazıda)

  • Teker teker gidiyorum:

Birinci konu: Kur'an'ın gönderiliş amacı

"Ne diyorlar, incil ve tevrat bozuldu, kur'an onu düzeltmeye geldi."

Şimdi, bir Allah düşünün, kendi sözünü koruyamıyor. Kendi kitabının değişmesine engel olamıyor. İnsanlar (ki allahın can verdiği bir canlı), onu istedikleri gibi değiştirmişler. İnsanlar kendi sözünü/kitabını koruyamayan bir allah'ın onları kurtuluşa, sonsuz yaşama kavuşturacağını düşünüyorlar. Bir dur, düşün, bu allah daha kendi sözünü/kitabını korumayı beceremiyor, sana nasıl yardımı dokunsun.. Eskiler, kelin ilacı olsa, başına sürer derler

Neyse devam ediyorum aynı mevzuya.. Sonra aynı Allah, değişen sözlerini düzeltmesi için, başka bir postacı gönderiyor (peygamberler allahın sözünü ileten postacıdır sonuçta) onun ilettiği de bir süre sonra bozuluyor, sonra bir postacı daha, sonra bir postacı daha.. Hiç biriyle gönderdiği söz korunmuyor hepsi bozuluyor. En sonunda da en son postacısından (isa) 700yıl kadar sonra son postacısını gönderiyor (ki o da muhammed).

Muhammed'i de tüm dünya üzerinde seçe seçe, ne hikmetse yine ortadoğudan seçiyor. Hatta bu seçtiği, cahil bir adam. (cahili hakaret olarak söylemiyorum, sonuçta okuma yazma bilmiyormuş muhammed öncesinde). Yani Allah işi gücü bırakıyor, tüm insanlığı yola getirecek kişiye, okuma bilgisi yüklüyor. (bir de dikkat edin, sadece okuma yüklüyor, yazma becerisi yüklemiyor sanırsam, muhammedin yazma yeteneğine sahip olduğuna dair bir kaynak bulamadım, ama yalanlayan bir kaynak da yok; kanıt olmaktan uzak söylentiler var, yazabildiği biraz bilinmez sanırsam)

Neyse, konuya geri dönersek, Allah, tekrar tekrar postacı/peygamber gönderiyor. Ama bu yöntem, tekrar tekrar işe yaramıyor. Yani aklı başında biri ne yapar? bir şey işe yaramıyorsa, başka bir yöntem arar. Değil mi? Allahsan, herşeyi bilensen, bunun işe yaramayacağını bilmen gerekirdi. Hadi diyelim bilmiyordun, deneme yanılma yoluyla öğrenmiş olması gerekirdi.

Ama Allah ısrarkeş, illah istediği gibi olsun istiyor. Çok takıntılı bir durum İllaki peygamber aracılığıyla iletişim kuracak, illaki insanlar ona yalvarcak yakarcak falan.. Biraz ego olayları var sanırsam.

Allah'san, eğer sözünün bozulmamasını istiyorsan, musaya on emir verirken taş tablete yazacağına, git onu adam gibi bir kağıta yaz. Bu kağıt 21yüzyıl teknolojisinden de üstün olsun, yanmasın, ıslanmasın, silinmesin, ezilmesin, radyosyondan etkilenmesin falan filan. Yani kimse bozamasın..

Yani Kısacası; Allah'ım, eğer söylediğin gibi heryerdeysen ve bu satırları da okuyabiliyorsan, ve de senin de Kur'anda bahsettiğin gibi söylediğin sözler bozulmuşsa şayet, bunda kabahat senin. Yarın öbürgün insanları sorguya çekecek olursan, bunları bir düşün (burada şair direk olarak allahla konuşuyor)

İkinci Konu: "Kur'an'ın aslı korundu, hiç değiştirilmedi mevzusu"

Şimdi Muhammed'in yazmayı büyük olasılıkla bilmediğini düşünülmesinin nedeni, kur'anı kendisinin yazmamış olması. Yazmayı bilse, oturup da adam gibi niye yazmasın, di mi? (yani allah'ın muhammede: "bak evladım bunları bir köşeye not al, sınavda bunlardan sorumlusunuz" demesi gerekmez mi?)

Muhammed birilerine anlatmış, birileri de başkalarına anlatmış.. herkes ezberlerini tekrar edip durmuşlar net 30 yıl boyunca, brüt 50-60 yıl boyunca. (Muhammede gelen ilk vahiy, 60 yıl falan beklemiş yazıya geçmek için, ölümünden 30 yıl sonra yazılaşmış)

Şimdi müslümanlar iddia ediyorki 30 yıl boyunca 600 sayfalık kitabı, insanlar hatırlarında tuttular, ya da sağa sola küçük küçük tweetler halinde yazılmış ayetlerden hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu seçebildiler. (ayetlerin bir kısmı yazıya geçirilmiş sonuçta)

Şimdi bir düşünün, bir insanın (hem de bu insanlar okumamış etmemiş ortaçağ insanları) 600sayfalık kitabı ezberlerinde 30 yıl tutabilirler mi?

Ufak bir deney yapalım:

Hepimiz istiklal marşını ezberledik okullarda, bu satırları okuyan aranızdan kaç kişi 3. 4. kıtanın sonrasını hatırlayabilecek? Çoğu kişi ikinci kıtaya gelene kadar bile hata yapar. (istiklal marşı sadece bir örnek tabiki, bunu bir zamanlar ezbere bildiğiniz, ama 10-15 yıldır söylemediğiniz her türlü şiir vs. tarzı edebi eserle deneyebilirsiniz. Sonra da bunu 600 sayfalık bir kitapla karşılaştırın)

Unutmak insani bir eylemdir. insanlığın yaradılışında olan bir şeydir. Allah ki bu insanları yarattı, o zaman bunu da bilmesi, ve "son"olacağını iddia ettiği sözüne daha iyi sahip çıkması gerekirdi.

Ama en en en önemlisi, Şu ana kadar söylediğim bir kanıt değildir. Yani bir müslüman, yukarıdaki unutma mevzuna bir açıklama getirip, aslında kur'an'ın ne kada iyi korunduğunu, aslının hiç değişmediğini, muhammed her ayet okuduğunda, birilerinin o ayetleri sağa sola tweetlediğini falan söyleyebilir. Tartışmaya açık, kendilerince cevapları var. Bu sebeple, sallamasyondur bu ayetler desek de, yine de olasılık dahilinde kalan bir kısım var. Bu yüzden bu 30yıl bekleme mevzusu üzerinden %100 net bir sonuca ulaşmak zor. (bu yukarda söylediklerim bana yeter, size yetmez falan bakış açısı giriyor biraz, onu kastediyorum)

Ama esas kanıt dediğim çok daha başka birşey. Bu söyleyeceklerimi bir yerde okumadım, kendi fikrim. Şu aralar kuranı okuyorum tekrardan ve gözüme ilişti bir anda kur'anın nasıl da değiştirilmiş olduğu, şaka gibi bunun da gözümüzün önünde olduğunu görememişiz

Evet Kur'an insan eliyle değiştirilmiş, ve insanlar da şu an değiştirilmiş kur'anı okuyor. Bunun kanıtı da kitaplarin içinde, önsözlerinde var.

Şöyleki, Kur'an'ın gönderim sırası yani kur'an'ın kurgusu değiştirilmiştir. Bu da insan eliyle yapılmış bir değiştirmedir. Kurgunun değişmesi, içeriğin değişmesidir! Ve bu değişime dair kanıt, elinize alacağınız her kur'an da mevcuttur.

Kurgunun değişmesi, içeriğin değişmesidir!
Ne demek istiyorum kurgunun değişmesiyle, muhammede allahın yolladığı bir sıra var. ilk emir ne? "oku" hangi sure ilk yollanmış, "Alak suresi"yle. Bizdeki kitapçılardaki kuranı alın bakın ilk sure ne? "Fatiha suresi". "Alak Suesi" kaçıncı? 96'ıncı.

Totalde 114 sure var, hepsini yazmayacağım, ama örneklemek için ilk 10'ar sureyi yazıyorum:

iniş sırasına göre:

Alak / Kalem / Müzzemmil / Müddessir / Fâtiha / Tebbet / Tekvîr / A'lâ / Leyl / Fecr sureleri

kitaplardaki baskı sırasına göre:

Fâtiha / Bakara / Âl-i İmrân / Nisâ / Mâide / En'âm / A'râf / Enfâl / Tevbe / Yûnus

Yani insanlar kuranın kurgusunu değiştirmişler. Öyle böyle değil, komple değiştirmişler.

Şimdi kurgu sırası neden önemlidir nasıl bir değiştirmedir şöyle örnekleyim. (Basit ÖSS sorusu gibi) 3 tane cümlemiz var.

  • Cümle 1: Muhammed, çölde 40 gün kaldı.

  • Cümle 2: Muhammed eve geldiğinde, evde kavga vardı.

  • Cümle 3: Muhammed yemek yedi.

  • Bu 3 cümleyi 2 farklı şekilde kurgulayalım.

    • 1. versiyon: (yazış sırasıyla):

    • Muhammed, çölde 40 gün kaldı. Muhammed eve geldiğinde, evde kavga vardı. Muhammed yemek yedi.

Buradan ne anlıyoruz, muhammed çölde çok acıkmış, ayrıca umursamaz bir adam, kavgaya karışmıyor, gürültüden etkilenmiyor, rahat rahat gidip yemek yiyor.

    • 2. Versiyon: (kurgucunun sırası)

    • Muhammed yemek yedi. Muhammed eve geldiğinde, evde kavga vardı. Muhammed, çölde 40 gün kaldı.

Yemek yediden sonra "eve geldiğinde" dediği için bir anda yemek yediği yer dışarsı olması gerekiyor. (cümle değişmediği halde anlam değişiyor) Ayrıca, Muhammedin kişiliği de değişiyor, kavgadan rahatsız olup çöle inzivaya çekilen bir kişi izlenimi uyandırıyor.

Cümleler hiç değişmedi ama anlam tamamen değişti.

Tüm bunları bilecek kadar türkçe testi çözmüşünüzdür diye ümit ediyorum

Tüm bunların üzerine de hala, "Kur'an'ın aslı korunmuştur" demeyin, gözünüzün önünde değişmiş bir kurmaca versiyonu var.

Kur'an'ı kurgulayanlar, Memento filmni yapanlar gibi, "Bu hikaye aslında ortalama bir hikaye, ama kurguyla oynayınca çok daha iyi olur" diye mi düşünmüşler Kur'an'ı kafalarına göre yeniden kurgularlarken anlamadım

Ama şu bir gerçek ki, kurgusu değişmiş bir kitap, orjinal değildir.

Ayrıca ilave olarak, ayet sıralarının da düzgün olacağını sanmıyorum. Ona da özen göstermemişlerdir, çünkü o zamanki çöl insanlarının, bu tarz cümle kurgulamaya yönelik bir bilgi birikimleri yoktur diye düşünmekteyim.

Yine "Allah Varsa" kısmına geri dönersek, hep söylüyorum yine söylüyorum, Allah varsa şayet, çok ama çok başarısız bir Allah. Pek çok konuda. Bu yazıda da, kendi sözünü korumayı başaramamasını işlemiş olduk

Zaten Allah, 1400yıl öncesinde yazılmış gerçekliği şüpheli bir kitap ile iletişim kuruyor, bari onu düzgün yapsın!

Bitirmeden önce, eğer bu yazıyı googledan geldiyseniz ve Yaradılışla ilgili olarak diğer yazılarıma bakmak isterseniz öncelikli olarak şu 5 yazıya bakmanızı öneririm:

http://www.dunyabirmasaldir.com/her-seyin-bir-yaraticisi-vardir-yaklasimina-eglenceli-bir-cevap/

http://www.dunyabirmasaldir.com/inanc-sistemleri-uzerine-arastirmalar/

http://www.dunyabirmasaldir.com/ted-konusmasi-bakteriler-uzerinden-evrim-insanin-kokenleri-ve-yapay-zekamiz/

http://www.dunyabirmasaldir.com/ted-videosu-insanin-en-yakin-akrabasi-bonobolar/

http://www.dunyabirmasaldir.com/kuantum-yasam-ve-her-seyin-teorisi-string-theory-sicim-teorisi-ve-11-boyutlu-evren/




a45UyF587661-160629160352 Oraj Poyraz At Neomailbox.net cimcime@neomailbox.ch
2016/06/29  19:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 



--

Sevgiyle dusunmekse ruhun kendi kendini iyilestirmesidir.

M. Soyek

Orada, bakislarini yalniz eslerine cevirmis, daha once ne insan ve ne de cinlerin dokunmus oldugu esler vardir.

Rahman/55/56.
Cennette cinsel yasama iliskin mustulu haberlerden.

Turan Paker : GIRIT ACILIMININ HIKAYESI
1 Nisan 2013 ·

Acilimin birinci asamasi:
Genel af cikarildi.
Rumlar, Mihail Korakas liderliginde ayaklandi.
Osmanli ordusu tam isyani bastiracakken devreye Ingiltere ve Fransa girdi.

Teklifleri suydu:
Girit Yunanlilara verilemezdi, ancak Osmanli da Girit Acilimi yapmaliydi.
Ilk sart, askeri harekat hemen durdurulmaliydi.
Silah birakacak isyancilar icin umumi af cikarilmaliydi.
Tanidik geliyor mu? Devam edelim:

Girit yoksuldu;
Ada halki iki yil vergiden muaf olmaliydi.
Padisahin atayacagi valinin biri Turk, digeri Rum iki yardimcisi olmaliydi.

Ayrica resmi yazismalarda Turkce zorunlulugu kaldirilmaliydi.
Osmanli acilimi kabul etti.
Turkler rahatladi; koy ve mezralarina dondu.
Muslumanlar, Bu acilim ne kadar guzelmis demeye basladi.

Acilimin ikinci asamasi:
Jandarma yeniden duzenlendi.
Osmanli 1878 de Ruslara yenilince, Girit te ayaklanma oldu.

Olan, koylerine donen acilim kurbani Turklere oldu;
Evleri, tarlalari yakildi; canlarindan oldular.
Osmanli ordusu yine isyancilarin pesine dustu.

Ve devreye yine Avrupalilar girdi.
Girite ozel imtiyazlar tanindi;
Yani yeni bir sozlesme / acilim yapildi.

25.10.1878 deki bu Halepa Sozlesmesi / Acilimi soyle olacakti:
Girit Valisi sadece Muslumanlardan secilmeyecekti,
Hristiyan da olacakti.

Vilayet genel meclisinde Rumlar (49/31) cogunlukta olacakti.
Hristiyan kaymakamlar Musluman kaymakamlardan sayica fazla olacakti.

Vilayet Meclisi ve mahkeme dili Rumca olacak;
Ancak resmi zabitlar ve dilekceler Rumca ve Turkce olabilecekti.

Ve en onemlisi asayisi saglayan jandarma, yerli halktan secilecekti.
Osmanli bu acilima da Evet dedi.
Yeter ki kardes kani dursun diyordu.
Diyeceksiniz ki Durdu mu? Hayir...

Acilimin ucuncu asamasi:
Avrupa ya mudahale hakki
En buyuk isyan 1896 da oldu.
Girit yaniyordu.
Ingiltere, Fransa, Italya, Almanya, Rusya asayis amaciyla
Savas gemilerini Girit e gonderdiler.

Ve Osmanliya yine, yeni bir sozlesme / acilim dayATILLAr.
Girit valisi kesinlikle Hristiyan olacakti.
Vali, adada kari$iklik cikmasi halinde Batidan silah ve asker yardimi isteyebilecekti.

Hemen genel af ilan edilecekti.
Memurlarin ucte biri Hiristiyan olacakti.
Avrupali hukukcular adli bir islahat reformu hazirlayacakti.
Osmanli bu acilima da boyun egdi.

Istanbul un Girit te acilim yapmaktan basi donmustu.
Elleri silahli Rumlar artik sehir merkezlerinde bile
Turkleri oldurmeye basladi.
Girit te oluk oluk Turk kani akiyordu.

Toplu katliamlar basladi.
Turk koyleri yakilip yikildi;
Turkler adadan kacis yolu ariyordu artik.
Hanya ve Resmoda altmis bin Musluman siginmaci kurtarilmayi bekliyordu.

Sonunda Osmanli, 18.4.1897 de Yunanistan a savas acti.
Beklendigi gibi bir ay gibi kisa surede Yunan ordusunu perisan etti.

Turk ordusu Atina ya girecekken,
Rus Cari II.Nikolay in istegi ve Ingiltere nin baskisiyla II. Abdulhamit Turk ordusunu durdurdu.
Osmanli, birakin bir avuc topragi,
Savas tazminati bile alamadi.
Aksine Girit teki nufuzunu kaybetti...

Acilimin dorduncu asamasi:
Otonom ilan edildi.
Diyeceksiniz ki, bu yenilgiden Girit teki Rumlar korkup sinmislerdir.

Ne gezer!
En aciklisi Girit te yasandi.
Turkler, Rumlari kesecek iddiasiyla Avrupalilar adaya asker cikardi.

Asayisi artik onlarin askeri saglayacakti!
Turk askerine gerek yoktu.
Osmanli askeri gidince Rumlar bir daha ayaklanmazdi!

Gulmeyiniz, ayni gerekceler gunumuzde Kibris icin de soyleniyor...
Turk askeri 1898 de Girit ten cekildi.
Ada otonom ilan edildi.

Avrupalilar, Rumlarin ve Turklerin can ve mal guvenliklerini garanti altina aldiktan sonra adadan ayrilacaklardi.

Girit e boylece baris gelecekti.
Harika!
Girit valisini secme hakki, buyuk devletlerin onaylamasi sartiyla Osmanli padisahina birakildi.

Sonunda Prens Otto Girit Valisi yapildi.
Kisa bir sure sonra dort devlet adadan cekildi.

Ve sonuc:
1910 da Girit Meclisi Yunanistan la birlesme karari aldi.
Girit onca acilima ragmen 1913 de
Osmanlinin elinden kus olup uctu, gitti!

Birileri acilimla kendilerinin rahat birakilacagini zannediyor.
Dunya haritasina bir bak Avrupali (ve bugunun Amerikalisi) girdigi hangi topraktakileri rahat birakmis!
Girdikleri her yerde iki seyi derhal yok etmislerdir:
Dil ve Din!
Tarih tekerrur degildir; tabi ders alanlara!


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder