22 Haziran 2016 Çarşamba

Türkiye ile Esad 'Kürt Devleti'ne karşı işbirliği mi yapacak?

 


Türkiye ile Esad 'Kürt Devleti'ne karşı işbirliği mi yapacak?

Habere göre, her iki taraf da Kürt meselesi ve Kürtlerin bağımsız devlet haline gelmek istemelerine karşı tutum değişikliği arzusu içerisinde.

21.06.2016 22:24

Fransızca yayınlanan Cezayir gazetesi El Watan'ın 8 Nisan 2016 tarihli sayısında Cezayirli bir diplomatik kaynağa aktardığı habere göre, ülkesi Cezayir, geçtiğimiz haftalarda Ankara ve Şam arasında arabuluculuk rolü üstlenmeye başladı. Habere göre, her iki taraf da Kürt meselesi ve Kürtlerin bağımsız devlet haline gelmek istemelerine karşı tutum değişikliği arzusu içerisinde.

El Watan'a söylendiği kadarı ile, Cezayir'in bu konulara dahil olması aslında 2015'in Kasım ayında Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülen Rus Su-24 jetinin Rusya ve Türkiye arasında yarattığı tansiyonun hafifletmek içindi. Suriye ve Türkiye arasında arabuluculuk rolü ise daha ileriki bir dönemde Ankara'da ve Şam'da bulunan Cezayir büyükelçileri aracılığı ile başladı.

El Watan Cezayir'de saygın bir gazete olduğu halde ve Cezayir devleti içerisinde sağlam kaynakları bulunmasına rağmen bunlar doğrulanması zor iddialar. Ancak bu bahar aylarında Suriye ve Cezayir arasında yoğun bir delege hareketi gözlendi. İlk olarak 2011'de Suriye iç karışıklığı başladığında, ülkenin Dışişleri Bakanı, Walid al-Muallim, 28-29 Mart'ta Cezayir'e bir ziyaret düzenlemişti. İlgi çekici şekilde bu ziyaret Fransız Dış İşleri Bakanı Jean-Marc Ayrault'ın ziyareti ile aynı günlere denk gelmişti. Cezayir bu görüşmelere kendi Mağrip, Afrika Birliği ve Arap Ligi'nden sorumlu devlet bakanını göndererek yanıt vermiş, Abdülkadir Messahel 24-25 Nisan günlerinde Şam'da Esad ile görüşmüştü.

2011 yaz aylarının sonlarına doğru Suriye ve Türkiye kanlı bıçaklı hale gelmiş, Türkiye Esad'a daha önce verdiği desteği keserek kendisini devirmek isteyen ülkelerin kurdukları koalisyona dahil olmuştu. O günden itibaren Esad'a karşı sürdürülen askeri operasyon sürecinde Recep Tayyip Erdoğan koalisyonun en şahin tarafı haline gelmiş ve hükümeti katı İslamcıların da dahil oldukları Sünni isyancılar ile bu maksatla güçlü bir birliktelik içerisindeydi. Fakat ABD destekli Suriyeli Demokratik Güçleri – Türkiye'nin sürdürdüğü yıkıcı "kontrgerilla harekatı"na karşı duran PKK'ya bağlı Suriyeli bir grup – ülkenin kırsal alan kentlerinden Halep'e gürül gürül akarlarken, Erdoğan'ın öncelikleri belki de değişmeye başlamıştır. Ve tüm bunlar Türkiye'nin dışişlerinde önemli bir değişikliğin parçası haline gelebilir.

2011'e kadar, Türkiye'nin Ortadoğu'da ki etkisi hızlı bir şekilde gelişti. O zamanlar Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun çatışma yaşanan komşu ülkeler ve çıkmaza girmiş bölgesel çatışmalara çözüm aramaya yönelik "komşularla sıfır sorun" doktrini öne sürülmüştü. Komşularla sürdürülen güç gösterisi eksenli oyunlar yerine Türkiye ticaret ve diplomasinin gücüne güvenen bir konumda durmayı denemeye başlamış, Erdoğan'ın hükümeti kendisini bölgedeki Müslüman ülkelere demokratik bir İslamcı muhafazakarlık rol modeli olarak sunabilecek güce sahipti. İlk başlarda bu yumuşak güç oldukça işe yaramış ve iyi işleyen bir süreçti, "Türk modeli" sözü Ortadoğu'da günün sözü haline gelmişti.

Beş yıl sonra tüm bunlar bir paçavra haline gelmiş vaziyette. Erdoğan'ın hükümeti günden güne otoriterleşmiş ve içeride yaşadıkları skandallar ile çamura batmış halde, buna bir de PKK ile söz verdiği barış sürecinin yıkılmış olmasını da ekleyebilirsiniz. Erdoğan ve Davutoğlu'nun Mısır, Libya ve Suriye'nin iç işlerine şiddetli bir şekilde karışmaları ellerine bir şey geçmesini sağlamadığı gibi, küçük düşürücü geri dönüşleri olmasıyla birlikte Türkiye'nin uluslararası imajını İslami bir mezhepçilik statüsüne düşürmüştü. 'Krizdeki Suriye' toplantısında konuşma yapan Türkiye ve Orta Asya uzmanı Bayram Balcı mevcut durumu şu sözler ile özetliyor, "Türkiye sadece Orta Doğu'da izole olarak yalnızlaşmadı, Azerbaycan ile mevcut ilişkisi hariç küresel anlamda uluslararası bir yalnızlaşma hali içerisindedir. Bölgede artık Türkiye güvenilmez bir dost ve müttefik olarak algılanmaktadır."

http://odatv.com/turkiye-bagimsiz-kurt-devletine-razi-mi-oldu-2106161200.html 
a45UyF587661-160622144154 Oraj Poyraz At Neomailbox.net cimcime@neomailbox.ch
2016/06/22  19:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 



--

Politikacilara fazla guvenmeyin...
onlari zaptetmenin tek yolu anayasaya zincirlemektir.

Thomas Jefferson

Maide Suresi 38.Ayet:

Hirsizlik eden erkek ve kadinin, yaptiklarina karsilik bir ceza ve Allah tan bir ibret olmak uzere ellerini kesin.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.

*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

1916 yilinin Subat ayinda tarihi Erzurum Kalesi dusmanin surpriz bir saldirisiyla dustugunde, bu durumun Osmanli ordusundaki Arap subaylarinin Carlik Rusyasi nin komutanlarina verdigi bilgiler sayesinde gerceklestigi anlasildi.

(Osman Ozsoy, Saltanattan Cumhuriyete Kurtulus Savasi, s.19)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder