02 Şubat 2012
"Asil kan" dan kim rahatsız olur?
Gerek AKP hükümetinin icraatlarında gerekse sürdürülen soruşturmalarda aynı yöntem kullanılıyor.
Önce sivri dilli birine yazı yazdırıyor veya konuşma yaptırıyorlar, toplumun tepkisini ölçüyorlar.
Tepki çok yoğunsa geri adım atıyorlar.
Tepkiler cılızsa icraata girişiyorlar.
"Andımız" veya "Gençliğe Hitabe" de de böyle oldu.
Önce yazdılar konuştular, sıra uygulamaya geldi.
Dersim tartışması ile başlattıkları "Toplumsal psikanaliz" sürecinde; hipnoz edilmiş halka Cumhuriyetin çocukluk yıllarında yaşanan travmalar yeniden yaşatılıyor.
Böylece, Cumhuriyetin kuruluş değerleri birer birer halk vicdanında çökertiliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı,Teşkilat Yasası'ndan "Atatürk ilkelerine bağlı yurttaş yetiştirme amacı" nı çıkardı.
Şimdi de Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan yönetmelik taslağında da aynı ilke yok ediliyor.
Atatürk köşelerine, Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'sinin konulması şartı da kaldırılıyor.
***
Bu haberleri okurken kulağım neredeyse bütün kanalların canlı yayında verdiği AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Tayyip Erdoğan'da idi.
Erdoğan'ın arkasında dev bir Atatürk posteri vardı, yanında da aynı boyutta bir Tayyip Erdoğan posteri...
Erdoğan, sözde Ermeni soykırımını kabul etmemeyi suç sayan Fransa'ya esip gürlüyor, daha sonra da Türkiye'de yaptıkları işin Cumhuriyetle hesaplaşmak değil Türkiye'yi Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak olduğunu söylüyordu.
Yine mücadelelerinin İzmir suikasti, Menemen olayı, Dersim isyanı gibi olaylarda da kullanılan ve hala devam eden İttihat ve Terakki'nin jakoben zihniyeti ile olduğunu söylüyordu.
***
Bir defa, Fransa'nın inkar edeni hapse atarım dediği Ermeni soykırımı iddiasına esas teşkil eden 1915 tehciri kararını alan da uygulayan da İttihat Terakki hükümetidir.
Yani Enver, Talat ve Cemal Paşa'lardır.
Enver Paşa'yı Ruslar, Talat ve Cemal Paşa'yı Ermeniler öldürmüştür.
Bir taraftan tehcirin doğru olduğunu savunacaksınız, diğer taraftan "memleketi savaşa sokup batırdılar" diye kahvehane sohbeti tarzında İttihat ve Terakki'yi suçlayacaksınız...
Halbuki, İngilizler ve Fransızlar, Rusya ile birlikte Osmanlı topraklarını paylaşmak için anlaşmıştı.
Ermenileri de bunun için silahlandırmışlardı.
Bu gizli anlaşmaları, 1917 devriminden sonra Lenin açıkladı.
İngiltere, Osmanlı'nın müttefiklik talebini reddetmişti.
Devleti koruyabilmek için mecburen Almanlar ile birlikte savaşa girdiler ve Mustafa Kemal'e direniş için hazır bir alt yapı bırakarak, Türk Milleti'nin bağımsız kalan son unsurlarını, tamamen ortadan kaldırılmaktan kurtardılar.
***
Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa'nın kurduğu Teşkilatı Mahsusa'nın örgütlediği Müdafaai Hukuk cemiyetlerinin Erzurum ve Sıvas kongreleri başkanı olarak, Büyük Millet Meclisi'ni yani Ankara hükümetini kurmuş ve Cumhuriyetin temellerini atmıştır.
Atatürk'ün sonradan, cumhuriyeti anlamayan İttihat ve Terakki'cileri İzmir'deki suikast girişimini de kullanarak tasfiye etmeye çalıştığı doğrudur.
Ancak Atatürk'ün asıl tasfiye ettiği zihniyet, Damat Ferit'in Hürriyet ve İtilaf zihniyeti, hatta daha önceki Ahrar Partisi zihniyetidir.
Tarihe tek gözle bakılmaz, iki gözünüzü de açmak zorundasınız.
Menemen için de "provokasyondu" diyorlar.
Kubilay'ı şehit edenler kimdi o halde? Torunları hangi partide görevlidir!
***
Her zaman hatırlattığım bir husus daha var.
Atatürk, "Türk kültürünü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak" hedefini göstermişti.
AKP ise "Türk" kelimesini Anayasa'dan çıkarmaya çalışıyor.
Evet cebren veya hile ile aziz vatanın, yasama, yürütme, yargı ve medya gibi bütün kalelerinin zaptedilmesine, bütün limanlarının satılmasına, bütün ordularının teröristlikle suçlanmasına, memleketin her köşesinin parayla bilfiil işgal edilmiş olmasına zemin hazırlayanlar, şahsî menfaatlerini, müstevlilerin Büyük Orta Doğu Projesi ve Arap Baharı gibi siyasi emelleriyle tevhid edenler, elbette Atatürk'ten hazzetmez...
Dolayısıyla "asil kan" dan da rahatsız olurlar.
Necati Doğru
02 Şubat 2012
Mehmet Altan'ı yazdırıp yazdırıp atan gazete patronu AKP milletvekili!
Bizim mahalle bir haftadır Mehmet Altan'ın başyazar olduğu Star Gazetesi'inden atılmasını konuşuyor.
Sizin mahalle kim diyeceksiniz.
Söyleyeyim.
Bizim mahalle; gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler, sosyal medya dedikleri internet sitleri, bloglar ve kuş cikciklemesinden esinlenerek isim verilen "tiwit" yazıcıları.
Bizim mahalle, sizin mahalle.
Biz, sizin için (halk için) varız.
Bizim mahalle; bağımsız, bağlantısız olabilirse; eline kalem ve gazetelerde köşe ile sayfa verilenler kalemlerini sadece ve sadece gerçekleri sergilemek için kullanıp; ne kimseyi övmek, ne kimseyi vurmak, ne kimseyi korumak, ne kimseyi yermek için yazabilirlerse ancak o zaman "dördüncü güç" olabiliyorlar.
Basın iktidara yandaş yapılırsa: ülkede her türlü pislik, ahlaksızlık, yolsuzluk, eşitsizlik, adaletsizlikten halkın haberi olmuyor.
Xxx
İşte Mehmet Altan, iktidara yüzde yüz yakın olan Star Gazetesi'inde başyazarlığa kadar yükselebilmişti.
Uzun yıllar sessizce yazdı.
Gazete onun kalemini kullandı.
İktidarı, Başbakanı övüp durdular.
Mehmet Altan, gazeteden atıldı ve patronun gazeteyi; "Hükümet bu habere kızar… Bu habere kızmaz…" anlayışına taşıdığını ve hep iktidarın kızmayacağı, hoşuna gideceği haberleri yayınladığını anlattı.
Mehmet Altan'ın anladıklarından anlıyoruz ki, iktidarı destekleyen gazetelerde çalışanlardan bir çeşit; "Saray Mızıkacısı Gazeteciliği" isteniyor.
Hep iktidarı hoş edeceksin.
Mızıkanla (kaleminle) Başbakan eğlendireceksin.
Bizim mahalle bunları konuşmaya başlayanca ben de Mehmet Altan'ı "Saray Mızıkacısı gibi kullanıp kullanıp sonra işten atan Star Gazetesi'nin patronu kim?" diye merak edip, araştırdım.
AKP eski milletvekili çıktı.
Adı: Tevhit Karakaya.
1955 Erzincan doğumlu.
İlahiyat fakültesi mezunu.
1955'de (Refah Partisi'nden) milletvekili seçildi.
1999'da (Fazilet Partisi'inden) ikinci kez Meclis'e girdi.
Bugünkü iktidar partisi AKP kurulurken Başbakan Tayyip Erdoğan ve şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte aktif rol almış.
2002'de (AKP'den) üçüncü kez Erzincan milletvekili oldu.
2007 genel seçimlerinde sonra da AKP'nin MYK üyeliğine seçildi.
Xxx
Mehmet Altan'ın itiraflarından yine anlıyoruz ki; iktidara mızıkacılık yapan gazeteler aslında gazetecilikten kar değil zarar ediyorlar.
Star Gazetesi ile Kanal 24 TV'sinin eski patronu Ethem Sancak dolar milyarderiydi.
Dolar milyarderi Ethem Sancak, zarara dayanamadı gazete ile TV'sini Mehmet Altan'ı işten atan yeni patron Tevhit Karakaya'ya sattı.
Dikkat buyurun.
Eski patron dolar milyarderi.
Zarara dayanamadı.
Milletvekili emeklisi yeni patron nasıl dayanıyor, zararı nereden karşılıyor?
Açıklasa da öğrensek.
UYAN BORUSU
Hava meydanıydı! Hava limanı oldu!
Hatay'ın cennet köşesi Amik ovasında, kurutulan göl üzerine denk gelecek şekilde hava meydanı yapıldı.
Bir avuç idealist çevreci çırpındılar, "yapmayın" diye uyardılar.
Çevreci Abdullah Övünç, "Bu havaalanını bir gün mutlaka sel basacaktır." dedi.
Bu kış yağış biraz fazla oldu.
Asi nehri taştı.
Hatay Hava meydanıydı, Hatay Hava limanı oldu.
Ancak sandalla girilebiliyor.
Hatay'dan Öner Çetinkaya da "Akıl için yol birdir.
Amik gölü üzerinde havaalanı olmaz.
Gölün tekrar ihya edilmesi ve havaalanının başka yere taşınması lazımdır." diye uyarıyor.
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Insanin, cahil oldugunu bilmesi bilgiye atilmis ilk adimdir. DISRAELLI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder