10 Nisan 2012 Salı

POLITIK - BİRAZ ADAM OLAYDIM...

Adamım konuşmaktan yorulmuş, ağzında tüy bitmiş.
Daha nice aydın aynı bezginlik kuyusuna düştü.
Memleketin ne kadar aklı evvel insanı varsa uyardı, dinleyen olmadı.
Aydınlar halktan kopuk dediler, dalkavukların peşine takıldılar.
Tam tersi halk aydınlardan kopuk, daha ne olsun.
Kafasın taşlara vurmadan, lafla sözle, nasihatla anlamıyor.

Ben de çok umutlu değilim.
Neden mi?
Bu memleketin İstiklal Savaşına katılım oranlarına bakın sizde anlarsınız.
Bu memleketin en vatanperver insanları bile en çok %31-29 oranında savaşa katılmış.

Hani K. Atatürk o yıllarda bir referandum yapsaydı belki de kaybedecekti.
Halkın çoğu belki de savaşmaktansa Yunanın, İngilizin hükmü altında olmayı, ya da Amerikan manda yönetimini kabul edecekti.
%25 vatansevere karşılık % 75 teslimiyetçi.
Bugünkü meclis aritmetiğini yansıtmıyor mu?

Atatürk belli ki, insanları ite kaka, oldu bittiye getirerek, kandırarak, sürükleyerek bu savaşı yürütmüş.
Demek ki bu atalarımızın en çok %25'i canını vatan için vermeye hazırmış.
Kalanıysa savaştan kaçmış!....

Balkan Muhacirleri olmasa belki de İstiklal Savaşı hiç olmayacaktı.
Adamlar kendilerini sürüp atan, katleden Rumu bir kez daha Anadoluda görünce herkesden önce dağa çıkmış, savaşa başlamış, yoksa yerli Anadolu vatandaşı Yunanlı karısına göz koyana kadar çok da ses çıkarmamış.
Egede yaşlılar anlatır.
Hamile muhacir kızının bile dağa çıktığını, doğurduğu bebeğini ağaç kovuğuna bırakıp, çatışmaya gittiğini, ara ara gelip emzirdiğini.

Böyle gözüküyor. Tablo kötü.

Atatürk ve Kemalistler onun adına, bu millete on yıllardır büyüklük, üstünlük, manevi güç pompalamaya çalıştı.
Ama belli ki, Osmanlı Döneminin o aşağılık duyguları derinlere kadar kök salmış, bir türlü ortada duran Türk Milletinden bir Türk milleti oluşamadı.
İlginç bir ironi. Pes, artık...
Varken, yok olmaya teşne bir millet. Ve yokken var olmaya çalışan başka milletler

"Türküm, doğruyum, çalışkanım,
Yasam; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!!!"


Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır... K.Atatürk


Andımız bizi yüceltiyor, bize yüksek meziyetler aşılıyor.
Gerçekte Türk milleti, milliyetçi değildir, milliyetçilik hisleri gelişmemiştir, menfaatperesttir, yalancıdır, tembeldir, ahlaksızdır, akla kıymet vermez, onuruna düşkün değildir. Bknz: Ulusal medya gazete haberleri. Hırsızlık felsefeleri.

Şimdi millet birden üstüme sıçrayacak, hemen önünü alalım.
Neyzen Tevik üstadımız size cevap versin; "insanoglu tuhaftir her sakayi kaldirmaz i.ne dersin kizar s.kersin aldirmaz".
İşte Türk milletini durumu tam da bu cevaba uymakta. Edilmedik yeriniz kalmamış vay milletime, vay dinime diye öfkeleniyorsunuz. Bırakın bunu artık.

Bu milletin en milliyetçi partisi bile soğuk savaş döneminde suni olarak kurulmuş bir örgüttür.
Soğuk savaş bittikten sonra, hükmü kalmamıştır, bir derde deva olsaydı ortaya çıkar kendini halk oyuna sunardı.
Yok, bitmiş. Bu konuda üstümüze sıçrayacaklar Neyzen Tevfik üstadımızın şiirini okusunlar.

İşte bu yüzden umutsuzum, 21. Yüzyıla girdik zaman akıp gidiyor, herkes elindekine sımsıkı yapışıyor, yetmiyor başkanının elindekini de kapmaya çalışıyor.
Biz de alık alık, her elma şekeri verenin peşinden bodruma gidiyoruz.
Bir kere tecavüze uğradık, akıllanmıyoruz, yine kanıyoruz, olmadı yine kanıyoruz.
Eeee kardeşim, en sonunda demezler mi adama, kardeşim sen avcımısın, yoksa i.ne misin diye?

Ekonomimiz patıyor, bölgesel güç oluyoruz, yeniden Osmanlı kuruyoruz?
Peki ya senin müstakilen var olabilecek herhangi bir sektörün var mı?
Misal Rusların, Çinlilerin, Hintlilerin, İranlıların, Japonların onlarca otomativ markası vardır ki, a'dan z'ye kendi ürünleridir.
Yerlilik oranı diye bir kavram bilmezler. Buna DİKKAT!.

Borç yemeye alışmış, sürekli özvarlıklarını azaltan, bir millet tembel değil de nedir?
Bırakın Allah aşkına, Türk milleti akıllıymış, zekiymiş, ahlaklıymış, karateri yüksekmiş, seciyesi yüksek bir milletmiş.
Palavra bunlar.
Atatürk sizi inandırmaya, sizi yoğurup bu hale sokmaya çalıştı ama, nafile hep sonunda sıkılıp özünüze dönüyorsunuz.
Ben çalayım, benimkini çalmasınlar, ben tüküreyim, benim önüme tükürmesinler, ben başkasının karısını kızını taciz edeyim, benimkini etmesinler.
Yok böyle bir ahlak.

Ülke çatır çatır savaşa sürükleniyor.
Çok umutsuzum çok.

BEKİR COŞKUN -BİRAZ ADAM OLAYDIM...


Karşıya geçmek için, yanmasını bekliyor kalabalıklar, o borunun içinde yürüyen kambur çizgi adamın...

"Geç" geç...
"Dur" dur...
Esiri gibi insanlar, bir parça camın...
Bir sürü gibi ışığa göre yürümek bana göre değil...
Uçan bir kuş olaydım...
*
Kırmızı yandığında, duracağına bir koşu geç diyor şeytan...
Yarı yoldan geri dön...
Ya da otur orta yere...
Hatta eğil bacaklarının arasından bak geçenlere...
Biraz deli olaydım...
*
Şu kurallar...
Şu ceket düğmeleri, yol çizgileri, kapı zilleri, peçeteler, çatal, bıçak, bahçe duvarları, işaretler, tabelalar...
Kâğıtlar, rakamlar, harfler...
"Sayın" demek zorunluluğu bana göre değil...
Yüksek bir yere çıkıp bağıraydım:
"Dürzüler..."
Biraz dobra olaydım...
*
Saatler...
Kuş seslerine göre uyanaydım...
Yatma saati kafana göre...
Yok canın istedi, sabaha karşı kalk otur...
Sağı solu telefonla ara...
Git kapılarını çal daha gün ağarmadığında, kapıyı açan şaşkın pijamalı adama "Uyuyor musunuz?... Uyandırdım mı yoksa..." diye sor hatta...
Yok canım istedi...
Duvarın üzerine çık da öten horoz taklidi yap...
Biraz özgür olaydım...
*
Deli saçması bunlar...
Ama bir koca ulusu sinmiş, pısmış, korkmuş, sessiz, tepkisiz gördükçe hani aklımdan geçmeyen şeyler değil...
İnadına...
Bu ülkeyi başkası mı kurtardı diyorum düşmanlarından çoğu zaman...
Bu kadar mı vurdumduymaz olur...
Bu kadar mı sağır, kör ve dilsiz...
Her şeyini elinden alırlar da; cebindeki emeğinden çocuğunun geleceğine...
Adaletinden, demokrasisinden cumhuriyetine, çağdaşlığına, bütünlüğüne, marşlarına, kahramanlarına kadar, hiç mi sesini çıkarmaz insan...
*
İşte o zaman...
Hayal kuruyorum; koşup koşup uzun eşek niyetine ve milletim adına, sırtına binmişim bir dürzünün...
Biraz adam olaydım...


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Dusman cimriyse sen comert ol, dusman sert ise sen yumusak ol.  Sun Tzu   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  Dinlerin kitaplar1n1;  Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir.  Nikola Tesla  ....... Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.  Arthur Schopenhauer 

1 yorum:

  1. Çocuğum sen salak mısın? Yukarıda verdiğin haritada gayet net görülüyor ki kurtuluş savaşını kazandıranlar iç anadolulular ve karadenizlilerdir. Nasıl oldu da sen konuyu balkan göçmenlerinin kahramanlığına bükebildin? Birde bu katılım yüzdelerinde nüfusun tamamı mı esas alınıyor yoksa sadece erkekler mi? Eğer nüfusun tamami esas alınıyorsa durum iç amadolu için şöyle;
    Yüzde 50 zaten kadın,
    Yüzde 20 yaşlı veya çocuk yaşta erkekler,
    Yüzde 30 ise eli silah tutabilecek yetkinliğe sahip erkekler.

    Eğer yüzde hesabında nüfusun tamamı sayılıyorsa bütün iç anadolulu yetkin erkekler cepheye koşmuş gibi görünüyor.
    Yok eğer sadece erkekler sayılıyorsa yine de savasabilecek yetkinliğe sahip erkeklerin yarısınin cepheye koştuğu görülüyor.

    Birde salak saçma güncel politik çıkarımlar yapmışsın.

    Kurtuluş savaşına en çok dindarlar katkı sağlamıştır. Hatta imamlar cuma namazı bile kıldırmamıştır. Cünkü cuma namazı sadece "hür" müslümanlar için vaciptir. İşte buna dayanarak imamlar "vatan işgal altındayken hür değiliz; dolayısıyla cuma namazı kılınmaz" diyerek cuma namazlarını kıldırmamışlardır. Bu da "kendi memleketimizde cuma namazı bile kılamıyoruz" diyen müslüman mmüslüman türklerin cihad'a(kurtuluş savaşı'na) katılımını daha da hızlandırmıştır.

    Kurtuluş savaşı bal gibi de "dini" bir harekettir. Ama cumhuriyet kurulduktan sonra bu kısımlar sansürlenmiş; seküler bir kurtuluş savaşı miti uydurulmuştur.
    Bizim yavurlaşmış (laik) vatandaşlarımız ise bu uydurma mite dayanarak tercihini yine dinden yana yapan anadolu insanına karşı nankörlük etmektedirler.

    YanıtlaSil