CHP MİLLETVEKİLİ ATİLLA KART : "Sahtecilikten" mahkûm olan "Maksut Serim'ler" ile başlayan "Örtülü Ödenek" yolculuğu...
11 Aralık 2014 Atilla.KART@tbmm.gov.tr
Cumhurbaşkanlığı Bütçesi Hakkında Genel Kurul Konuşma Metni;
"Sahtecilikten" mahkûm olan "Maksut Serim'ler" ile başlayan "Örtülü Ödenek" yolculuğu…….
· 11 Temmuz 2003 tarihli Sabah Gazetesinde; "Erdoğan'ın Özel Timi" başlığıyla ortaya konan hedefler…….
· "Cargill'ler" üzerinden Ocak 2004 tarihinde Beyaz Saray'da sağlanan ve teyid edilen güvenceler……..
· Ekim 2004 tarihli Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun 81 sayfalık İnsan Hakları Raporundaki "Başbakanlıkçı Sistem" tespiti ve akabinde 1 yıl içinde bu Kurulun fiilen lağvedilmesi.......
· 3 Temmuz 2005 – bir Pazar günü CHP'nin yokluğu fırsat bilinerek, TBMM'ye yürüme mesafesindeki "özel karargahtan" sevk edilen ve çıkartılan "TİB Yasası"…
AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın "meşruiyet" uyarısı…….
Bu yasayı tamamlayan Aralık 2007 tarihli "Tanık Koruma" Yasası…..
Bu 2 düzenleme esas alınarak Silivri süreçleri uygulanmış ve Bülent Arınç'lar üzerinden Kozmik Oda senaryoları gerçekleştirilmiştir.
· "….İhlas mağdurlarının parası ne olacak?
Yazık değil mi?
Günah değil mi?
Bu işin öbür tarafı, ahireti yok mu?…
Söyle Enver Bey'e…" diye; 2001 yılında kükreyen dönemin AKP Genel Başkanı ; 30 Mayıs 2009 günü Bingöl meydanından sesini duyurmaya çalışan İhlaszede Gazal Polat'ların ve yüzbinlerce Holdingzedenin feryatlarını 12 yıl boyunca duymaz hale gelmiştir.
· Telekom, Seydişehir Eti Alüminyum , Balıkesir Seka, Kuşadası, Çeşme, Tüpraş özelleştirmeleri……
Bir Ülkenin; "istihbaratıyla, güvenliğiyle, iletişimiyle" kuşatılmasını; özelleştirmelerin yolsuzluklar için "araç ve yöntem" haline getirilmesini gösteren bir fotoğraf……
Bağlı olarak "Sabah-ATV'ye", TMSF eliyle ve Halkbank ve Vakıfbank'tan sağlanan Cumhuriyet tarihinin en büyük kamu kredisi olan "750 Milyon Dolar" ile el konulması…
…"Havuz Medyasının" temellerinin atılması…..
· Yasin El Kadı'lar, M.
Latif Topbaş'lar , Cengiz'ler, TÜRGEV'ler ve benzerleri üzerinden yaratılan "17 Aralık Aktörleri"……
· Kuşatılmış, baskılanmış Kamu yönetimine rağmen; 17 Aralık Aktörleriyle doğrudan "çıkar ilişkileri" içinde oldukları ortaya çıkan Bakan'lar…….
· Kamu İhale ve İmar Mevzuatı, ÇED mevzuatı ve Madenlerle ilgili 2012/15 sayılı genelge üzerinden yaratılan ve "100 milyar dolarlarla" katlanan rant havuzu ……
· "KPSS'ye rağmen" binlerce kişiyi "eş-ahbap-dost" ilişkileri içinde Devlet yönetimine yerleştiren, Nepotizmi esas alan; ÖSYM sorularını öğrenciden gizleyen bir yönetim…..
· 2586 soruşturma dosyası için Temmuz 2012'de "örtülü af" getirilmek suretiyle seçim güvenliğinin yok edildiği bir Ülke……..
Uluslararası Şeffaflık Örgütünün 2014 Raporuna göre; 11 sıra gerileyerek yolsuzlukta 64.sıraya düşen bir Ülke…..
Kronolojik olarak hazırlanan bu liste; AKP Hükümetlerinin yönetim anlayışlarındaki temel karakteristiği ve yaratılan ağır tahribatları göstermektedir.
Münferit ve mevzi uygulamalardan söz etmiyoruz.
Bir Siyasi Kadronun Kurumsal anlayışını ortaya koyuyoruz.
Nedir bu Kurumsal anlayış?
Bu anlayış şudur;
Devleti yönetmek yerine, Devleti ele geçirmek……
Kabul etmek gerekir ki; AKP Hükümetleri, bu yolda ciddi bir mesafe almıştır.
Sorun şudur; bu mesafe ne pahasına alınmıştır?
Bunun bedeli nedir?
Toplumun; inançlar, kimlikler , yaşam tarzları üzerinden ayrıştırılması, toplumsal barışın sabote edilmesi ve sosyo-ekonomik anlamda gelir dağılımı adaletsizliğinin uçurum boyutlarına ulaşması; Türkiye'nin "Bölgenin süpermarketi" olması pahasına sürdürülen bir politikadan söz ediyoruz.
Nefret söylemenin ve ayrımcılığın tırmandığı bir toplum pahasına……
-- Artık, Türkiye Cumhuriyetinin tüm yurttaşlarının temel hak ve özgürlükleri tehdit altındadır.
Bunun devamında Anayasal Kurumlar işlevini kaybetmiştir.
Mevzuatımız talan edilmiştir, delik-deşik edilmiştir, uygulanamaz haldedir.
Anayasal sistem; MİT ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ve İçişleri Bakanlığı üzerinden yönetilmektedir.
MİT mevzuatı artık "Anayasa normu" haline gelmiştir.
MİT, Türkiye Cumhuriyetinin bir Kurumu olmak yerine, Başbakanlığın "özel ve siyasi danışmanlığını" yapan bir Kurum haline gelmiştir.
MİT Müsteşarının oğlunun düğününe sadece Siyasi İktidar mensupları iştirak edebilmektedir.
Bu olgu bile son derece düşündürücüdür.
Nisan 2013 tarihli ve 17 Aralık'ı ihbar eden uyarı belgesi ise , bu anlamda vahim ve kaygı vericidir.
Anlatımı yapılan bu tablo sebebiyledir ki; Soma'lar, Ermenek'ler, Uludere'ler, TÜRGEV'ler sorgulanamaz ve denetlenemez haldedir.
Türkiye, "Kanunsuz Emir ve Talimatlarla" yönetilmektedir.
İdari ve adli anlamda "etkili başvuru yolları" tükenmiştir.
Dramatik ve vahim olan fiili durum şudur; ; bu tablonun asli faili ve sorumlusu olan Sn.
Erdoğan, artık Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıdır.
Türkiye'de Anayasal sistem Erdoğan üzerinden kilitlenmiş ve kuşatılmış durumdadır.
Sistem; Erdoğan'ın "kişisel, özel ve siyasi çıkarlarıyla" uyumlu olduğu ölçüde çalışabilmektedir.
Parlamenter Sistemin işlemez hale geldiği, "Kanunsuz Emir ve Talimatlar" yoluyla "fiilen Anayasal Darbenin" gerçekleştirildiği bir dönem yaşanmaktadır.
Bu tablonun sorumlusu olan Sn.Erdoğan, " Kaç-Ak Saraya " sığınarak, Kendisini ve Kadrosunu korumaya almak istemektedir.
Unutulmaması gereken tarihi ve sosyolojik gerçek şudur; Türkiye'yi Kabataş ve Valide Sultan Camii olayları, Ali İsmail Korkmaz'lar, Berkin Elvan'lar, Uludere'ler üzerinden ayrıştırmak isteyen bir Siyasetçi; "Cumhur'un Başkanı" olamaz.
Türkiye artık Kaç-Ak Saray'lardan "kayıt ve yasa dışı" yönetilen bir ülkedir.
Maden ocaklarında 1800 yaşam odasını; on binlerce madencinin can güvenliğini sağlayacak olan bir Bütçe'nin tartışılır bir yönü olamaz.
Bütçe kavramına haksızlık etmiş oluruz.
Esasen; bu tartışmayı Ermenek'li "Emiş Baha'lar, Ayşe ve Recep Gökçe'ler" yapmış ve sonlandırmıştır.
"Emiş Baha" isimli kadınımız haykırıyor; "..
önce ekmeğimizi çaldılar, emeğimizi çaldılar..
Sonra da canlarımızı aldılar" diyor.
Emiş Baha'ların haykırışı, "oğlum yüzme bilmezdi" diyen Ayşe Gökçe'nin masumiyeti ve dile getirdiği insani değerler; yırtık lastik ayakkabısıyla "Vakur" bir duruş sergileyen Recep Gökçe'ler ; en başta Cumhurbaşkanına "ders vermiş, görevini hatırlatmış ve insani uyarılarını" yapmışlardır.
"Muhafazakar-Demokrat" siyaset anlayışına sahip çıkan Cumhurbaşkanının, bu değerlerle de uzaktan-yakından ilgisi yoktur.
Muhteris ve ayırımcı bir anlayışla ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, kişisel ve siyasi iktidarını korumak uğruna; her türlü yönteme başvurmakta, bu anlamda Makyavelist yöntemleri kararlılıkla uygulamaktadır.
Hiçbir etik ilkeyi tanımayan siyaset anlayışıyla da aslında "anarşist" (felsefi anlamda değil, pragmatik anlamda) bir anlayışa sahip olduğunu göstermektedir.
Bu yönetim anlayışı sürdürüldüğü takdirde; "Örtülü ödenek ve sahtecilikle " başlayan yolculuğun, "Kaç-Ak Sarayın" dehlizlerinde son bulması kaçınılmazdır.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları; Cumhurbaşkanına rağmen, sivil itaatsizlik ve meşru direnme hakkı dahil olmak üzere; meşru ve Anayasal yollardan ; hem toplumsal barışa sahip çıkacaklar , hem de Cumhuriyetin kazanımlarını ve demokrasiyi hep birlikte yeniden inşa edeceklerdir.
Liderler, baska careleri kalmadigi zaman dini buyuk cocuklarini yataga gondermek icin kullanir ve o yuzden bu kadar desteklerler.
Dinler atesbocekleri gibidir:
parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.
Belli oranda bir cehalet herhangi bir dinin var olabilmesi icin gerekli kosul, onu yasatacak aractir.
Otoriteden baska hicbir seye dayanmayan dini kurallar, mucizeler, vahiyler, dinler suphesiz insanoglunun sadece cocukluk donemine uygun kisa-vadeli destekler.
Ve kabul edilmeli ki insan irki, tum tarihi ve fiziksel verilere bakarsak, su an 60 yasinda bir adamin 100 katindan daha yasli degil ve hala cocuklugunu yasiyor.
Arthur Schopenhauer
Celiski bulamazsiniz
NISA 82.hala Kur an uzerinde geregi gibi dusunmeyecekler mi?
Eger o, Allah tan baskasi tarafindan gelmis olsaydi onda bircok tutarsizlik bulurlardi.
Nu man Ibnu Besir radiyallahu anhuma anlatiyor : Resulullah
( Aleyhissalatu vesselam ) buyurdular ki :
Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olani , ayaginda atesten bir nali...n ve nalin bagi olan kimsedir ki , ayagindakiler sebebiyle , tipki tencerenin kaynamasi gibi , basinda dimagi kaynar. Oyle tahammulfersa bir azam duyar ki , azabca insanlarin en hafifi oldugu halde , kendinden siddetli azab ceken olmadigini zanneder
( Buhari - Muslim - Tirmizi )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.
Olum hakikatinin muammasini yalniz Risale-i Nur cozmustur
Said-i Kurdi
Bu ulkedeki yabanci askerler, Teskilat-i Milliye'den bin kere daha iyidir.
Yazar ve Nazir Ali Kemal - 23.04.1920
Soru - Yakin zamanda Turklerin Ermenilerle katliam yaptiklari hakkinda nesredilen haberler dogru mudur?
Cevap- Turkler tarafindan Ermeniler aleyhinde katliam, uydurulmus rivayetler ve daha once yayilmis bir takim yalan ve iftiralardan ibarettir.
Bunlarin kat iyyen dogru olmadigina emniyet edebilirsiniz.
Bu hakikatin belgelendirilmesi icin tarafsiz heyetlerin memleketimizde kemal-i serbesti ile icra-yi tahkikat eylemelerini memnuniyetle kabul ederiz.
Bu meseleye dair Ermenistan daki Yakin Dogu Amerika yardim heyetleri tarafindan verilen en son raporlarin okunmasini tavsiye eyleriz.
Soru - Turklere Ermeniler tarafindan katliam yapilmis midir?
Cevap - Turk ahali hakkinda Ermeniler tarafindan yapilan mezalim ve katliam ki Ermenistan uzerine ordularimiz tarafindan ihtiyar edilen harekati zaruri kilmistir.
Gayet genis mikyasta vaki dir.
Buna dair vesaik-i kat iyeye malikiz; bu vesaik suretlerini size ayrica verdirecegim.
(17 Ocak 1921)
K.ATATURK
Politikacilari unutun.
Onlar onemsiz.
Politikacilar size secim hakki tanindigi fikrini surdurmek icin varlar.
Hakkiniz yok.
Secim hakkiniz yok.
Sahipleriniz var.
Size sahipler.
Her seye sahipler.
Butun onemli topraklara.
Kolektif sirketleri denetliyorlar ve sahipleriler.
George Carlin
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.
Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
Gunumuzun Arap dunyasi, barbarlarin dunyasidir
Prof.Dr.Benny Morris, Israilli Tarihci
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder