12 Aralık 2014 Cuma

Re: Neden TSK’yla ilgili her arızada idam mangasının önüne ilk olarak ve tek başına komutanları diziyorsunuz?

Cemaatin en güçlü şekilde orduda örgütlendiği hep söylene gelmiştir.
Kişisel olarak binbaşı ve altı kadrolarda %35-40 seviyesinde kadrolaşma olduğunu düşünüyorum.

Abartı değildir.
Cemaatçi olduğunu bildiğim ve hiçbir şekilde gizlenmeden albay rütbesine ulaşmış, emekli olmuş subaylar bilirim.
Daha vahim ve elim olmak üzere bu subayların bir bölümü göya çok sıkı şekilde soruşturulduğu söylenen Kuleli ve Işıklar kökenliydi.

Benim düşüncem şeriat yaygaralayla zaman zaman alevlenmeler yaşayan tenkisat süreçlerinde gerçek cemaatçilerin büyük bölümü yara almadan dönemi atlatmıştır.
TSK saflarından atılanların büyük bölümü ise daha sonradan cemaatin sivil örgütlenmesi içinde önemli makam ve mertebelere gelmiştir.
Bana göre bunlar bir şekilde ordu saflarından ayrılması istenen kişilerdi.
Şeriatçıları tasfiye ediyoruz  diyerek bunları bir de şeref ve şan payesi vererek ordudan ayırmış oldular.
Türkçesi bunlar eşekten düşmediler, zaten incektiler.
Böylece bir de medya şovu, mağduriyet imkanı buldular.

TSK'nın kendini cemaatlerin sızmasından korumaya çalıştığını düşünenler yanılıyorlar.
Bu olmadı.
Yapılan denetimler sadece aşırı derecede ismi sivrilmiş, medyatik olmuş, çok fazla deşifre olmuş kişilerin uzak tutulmasından ibarettir.
Yoksa bütün cemaatlerin saçı başı taralı, traşı düzgün, giyimi normal, görünüşü normal olan herkes TSK saflarına girmiştir.

Daha önce söylediğim gibi, taa Askeri Liseden albaylığa ve emekliliğe kadar kendini çok da saklamayan cemaatçiler bilirim.
MIT mensupları arasında da çoktaaan emekli olmuş köşesinde kitap, makale yazan cemaatçiler tanırım.
Cemaat işleri yeni değildir.
En azından 1960'lı yıllara kadar süreci geriden takip etmeniz gerekir.


Saygılar.
Oraj POYRAZ

L2fSIJNoA0xfSNxA


On 12.12.2014 12:29, kaan gumus wrote:
Merhabalar,

Kesinlikle katiliyorum, icinde bulundugumuz bu cografyada sadece dis degil ic dusmanimizda cok..

O yuzden Genelkurmay Baskaninin tam olarak son Bedelli askerlikle ilgili durusunu pek ogrenemezsekte elimizdeki tek destek odur. Ama sunu da soylemeden gecemeyecegim, ordu icindeki cemaat yapilasmasiyla ilgili ne kadar bilgimiz var? Ordu icinde ordu olmus olmasin?

selamlarimla..

Ozgur Kaan Gumus

From: Oraj POYRAZ <orajpoyraz@emaildodo.com>
To: kaan_gumus@yahoo.com
Sent: Friday, December 12, 2014 11:04 AM
Subject: Neden TSK'yla ilgili her arızada idam mangasının önüne ilk olarak ve tek başına komutanları diziyorsunuz?

Neden TSK'yla ilgili her arızada idam mangasının önüne ilk olarak ve tek başına  komutanları diziyorsunuz?

Ben hep bunu merak ederim.
Neden bir arıza olduğunda aklınıza hemen askerler geliyor da, asıl sorumlu olan seçilmişler gelmiyor.
Bu ülkenin hükumetleri yok mu?
Bir büyük meclisi yok mu?
Bir uçak düşürüldüğünde halktan gizlenmesine ve üstünün örtülmesine yalnızca komutanlar karar verip, bunu da uygulayabilir mi?
Komutanlar böylesi bir olayı hükumetten gizlemiş olabilir mi?
Darbe, isyan ya  da benzeri bir hal yokken buna hangi asker cesaret edebilir?
Hiç aklınıza yattı mu bu fikir?

Bir kez daha üstünü çizerek belirteyim.
Bir ülkede başarılan ve başarılamayan her şeyden hükumet sorumludur.
Bir ülkede savaş açma, barış yapma yetkisi sadece meclisindir.
Bazen meclis savaş açma ve barış yapma yetkisini yine kendi denetiminde olmak üzere kısıtlı olarak hükumetlere verir.
Bütün, bunlar sadece siyasi otoritenin yetkisinde ve sorumluluğundadır.

Şöyle sakin bir şekilde düşündüğünüzde.
Anlayacaksınız ki, dönemin hükumeti olayı gizlemeye karar vermiş, dönemin yüksek komuta heyetine de bu şekilde emir vermiş.
Onlarda siyasi otoriteye itaat etmişler ve yaşanmış olayı gizlemişler.
Ne var ki, mağdurların zarar ve ziyanını telafi etmeyi de gözardı etmişler.
Esas yanlış olan şey de budur.
Madem siyasi bir karar aldın, o halde bu kararın bütün gereklerini yapacaksın.
Hükümet bunu yapmamış, TSK yüksek komuta heyeti ya bunu hükumete anlatamadı, ya da hiç anlatmadı.
Bilmiyoruz.

Bir de BOZGUNCULUK denilen bir şey vardır.
Bunu daha önce anlatmıştım.
Bir orduya yapılabilecek en büyük kötülük bozgunculuk yapmaktır.
Bozgunculuk savaş zamanı ölümcül bir suç olarak görülür.
Bozguncu kayıpları, malubiyetleri abartır, zaferleri, başarıları ise mikronize eder.
Bozguncu savaşın anlamsızlığından bahisle savaşın moral alt yapısını tahrip eder.
TSK'nın PKK'yla mücadelesini TSK'daki generallerin bir menfaatleri içinmiş gibi sunarlar.
Generallerin terörle mücadele sayesinde zengin oldularını iddia ederler.
Komuta heyetinin düşmanla, işbirlikçi olduğunu, hatta düşmanın arkasında durduğunu  iddia ederler.
Hatta subayların gizli örgüt kurarak, PKK ve daha başka örgütleri kurduğunu desteklediğini, halka tuzak kurduğunu iddia ederler.
Bizzat subayların erleri vurduklarını iddia ederler.
Savaş uçaklarının ya da, helikopterlerin bilerek zaiyata sebep olduklarını iddia ederler.
Komuta heyetinin beceriksiz, yetersiz, kabiliyetsiz, idraksiz, hatta hain olduğunu iddia ederler.

Netekim en son yaşanılan intihar+cinayet vakasında yapılan imalar birlik komutanlarını cinayetle suçlamaya kadar varmıştır.
Gazetelerde askeri birliklerde görülen intihar sayılarını yüksek göstermek için olabildiğince uzun dönemler seçilerek on binli rakamlar halka gösterilmiştir.
Okuduklarımıza bakarsanız TSK'nın derhal lağvedilmesi, yerine bir Nizam-ı Cedit ordusunun kurulmasına gerek vardır.
Subaylar canidir, hunlardır, menfaatperestdir, katildir, sorumsuzdur, tedbirsizdir, meslekte usta değildir, beceriksiz, akılsız, yetersizdir.
Söylenenlere göre çoğunluk böyledir.
İşte yaratılan bu hava tam olarak bir BOZGUNCULUĞUN eseridir.
Halk subayına düşman edilmiştir.

Ben sizlere şunu sormak isterim.
Siz sivil toplumda ve TSK saflarında görülen intihar oranlarını kıyasladınız mı?
Ben kıyasladım.
Evet, TSK saflarında görülen intihar oranı sivil topluma göre bir miktar yüksekti.
Ancak, bunu da görevin zorluğuna bağlamak mümkündür.

Peki ya, trafik kazalarını, iş kazalarını hiç kıyasladınız mı?
Gazeteler çarşaf çarşaf beş yıllık, on yıllık dönemlerde intihar sayıları, araç ve silah kazalarının sayılarını veriyor.
Peki siz aynı arızaların sivil toplumdaki oranlarını biliyor musunuz?

Unutmayın, özellikle psikozlar ilk alevlenmelerini zorlu şartlar altında gösterir.
Göya sapasağlam teslim edilen bir askerin şizofrenik bir atakla kendini göstermesini yanlış yorumlamamak gerekir.
Çünkü genel olarak şizofren olunmaz, doğulur.
Yine çoğu gizli kalmış hastalığın teşhisleri ilk olarak asker ocağında yapılır.

Son günlerde, evlatları askere göndermeme çağrıları yapılmıştır.
Bu açıkça bozgunculuktur.
Başka bir tanıma sokmak mümkün değil.
Lütfen mürtecilerin peşlerine takılmayın.
Onlar zaten TSK düşmanı.

TSK milletin zor zamanlarda kullanacağı bir silahtır.
Tıpkı tehlike altında yaşayan bir kişinin belindeki tabanca gibidir.
Bu silahtan memnun olmayabilirsiniz.
Tutukluk yapıyor olabilir, tozda, suda çalışmıyor olabilir.
Başkalarında daha kudretli, daha seri, daha etkili silahlar da olabilir.
Açıkçası elinizdeki bir çakaralmaz olabilir.
Ancak, bilmelisiniz ki, elinizde başka bir silah yoktur.
Daralıp bunaldığınızda yine TSK tek çare olacaktır.
Hiç değilse, elinizdeki tek silahı bari yıkayın, yağlayın, iyi bakın.
Çakaralmaz, hurda diye beğenmeyip hepten taşa vurmayın, toza, çamura sokmayın.
Belki lazım olur, belki işe yarar.

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


On 11.12.2014 10:28, ZEKI SAHIN wrote:
O DÖNEMİN TÜM SORUMLU KOMUTANLARI HİYERARŞİK SIRALAMALARINA GÖRE MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN, GÖREV İHMALLERİ NEDENİYLE, YARGILANMALIDIR. 



Yalnizca iki tur hakli savas vardir:
Birincisi saldiran bir dusmani puskurtmek icin yapilan, digeri saldiriya ugramis muttefigi kurtarmak icin yapilan

Montesquieu

ENAB - 62 de ...Sonra her isi dogru olan kudret ve tasarrufun sahibi Allah larinin huzuruna gotururler.
Bilin ki hukum onundur.
O hesap gorenlerin en suratlisidir.
***
HACC - 47 Senden baslarina acele azap getirmeni istiyorlar, Allah sozunden asla caymayacaktir.
Rabbinin katinda bir gun, sizin saydiklarinizdan bin yil gibidir. denmektedir.

Resulullah sav kisinin ayakta giyinmesini yasakladi.
Bu hadisi Ebu Davud Hz.Cabir ra den rivayet etti

Tirmizi, Libas 35, 1776, 1777
Ebu Davud, Libas 44, 4135

Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur un indirilisi aziz ve hakim olan Allahtandir....
iste o nur hem Kuran-i Kerim dir hem de Risale-i Nurdur...

Said-i Nursi

Sultan Vahdettin, Ingilizlerin Osmanli topraklarinda idareyi mumkun oldugu kadar suratle ellerine almasini istiyor.

VAHDETTIN (Osmanli Padisahi!!!) - 1919

Dusmanca ithamda bulunanlarin surdurdukleri buyuk mubalagalar disinda Ermenilerin tehciri meselesi aslinda suna inhisar etmektedir:

Rus ordusu 1915 de bize karsi buyuk taarruzunu baslattigi bir sirada o zaman Carligin hizmetinde bulunan Tasnak Ermeni komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmisti.
Dusmanin sayi ve malzeme ustunlugu karsisinda cekilmeye mecbur kaldigimiz icin kendimizi daima iki ates arasinda kalmis gibi goruyorduk.
Ikmal ve yarali konvoylarimiz acimasiz sekilde katlediliyor, gerimizdeki kopruler ve yollar tahrip ediliyor ve Turk koylerinde teror hukum surduruluyordu.

Bu cinayetleri isleyen ve saflarina eli silah tutabilen butun Ermenileri katan ceteler, silah cephane ve iase ikmallerini, bazi buyuk devletlerin daha sulh zamanindan beri kendilerine kapitulasyonlarin bahsettigi dokunulmazliklardan bilistifade ve bu maksada matuf olarak buyuk stoklar husule getirmeye muvaffak olduklari Ermeni koylerinden yapiyorlardi.

Ingiltere nin sulh zamaninda ve harp sahasindan uzak olarak Irlanda ya reva gordugu muameleye hemen hemen kayitsiz bir sekilde bakan dunya efkari, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldigimiz karar icin bize karsi hakli bir ithamda bulunamaz.

Bize karsi yapilmis olan iftiralarin aksine, tehcir edilmis olanlar hayattadir ve bunlardan ekserisi sayet Itilaf Devletleri bizi tekrar harb etmeye zorlamasa idi evlerine donmus olurlardi.

Brest-Littowsk Muahedesinin akdini muteakip Ruslarin Sark vilayetlerimizi tahliyeye basladiklari sirada Ermeni cetelerinin yapmis olduklari katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur.

Sivas ta benle gorusmus olan, bilahare bu bolgeleri ziyaret eden ve buralarda Ermeni cetelerinin davranislari hususunda mufassal musahadelerde bulunarak daha sonra kendisine bu konuda anlatmis oldugum seylerin dogru oldugunu bana yazmis bulunan Amerikan Generali Harbord Amerikan Umumi ekfarinin kendisinden faydali bilgi temin edebilecegi bir sahidimizdir.
Tasnaklar daha sonra da Kars ve Olti bolgelerinde Alexandropol (Gumru) Antlasmasinin akdine kadar cinayetlerine devam etmislerdir.

Milyonlarca Turk u binlerce Ermeni nin hakimiyetine terketmeye kalkisan Wilson projesi sadece gulunctur.

(26 Subat 1921)
K.ATATURK

Insan en acimasiz hayvandir.
Trajedilerde, boga gureslerinde ve haca germelerde su gune kadar kendisini en iyi hisseden oydu ve kendisi icin cehennemi icat ettiginde, $iki durun, bu aslinda en iyi cennetiydi.

Friedrich Nietzs

PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI

Parayla toprak almayacagiz.
Topraklari isgal edecegiz

David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52



This eMail was sent by Oraj POYRAZ at oraj.poyraz@openmail.cc.
For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.
If you want to unsubscribe from this orajpoyraz@emaildodo.com Group click here
To file a complaint please send an eMail to: complaints@emaildodo.com



--

Sevmek belki bir seydir; ama sevildigini bilmek cok seydir.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri

Celiski bulamazsiniz
NISA 82.hala Kur an uzerinde geregi gibi dusunmeyecekler mi?
Eger o, Allah tan baskasi tarafindan gelmis olsaydi onda bircok tutarsizlik bulurlardi.

Peygamberimiz caminin bahcesine girerek soyle dedi: Surasi muhakkak ki cami ne cenabete, ne aybasiliya helal degildir.

Muslim, Hayz 11; Ebu Davud, Taharet 104; Tirmizi, Taharet 101; Suneni Nesei, Hayz 18
****
Peygamber in hanimi anlatiyor: Peygamberimiz, bizden biri aybasili oldugu halde, onun kucagina basini koyar ve Kuran okurdu.
Bizden birimiz aybasili iken camiye gidip Peygamber e birseyler gotururduk.

Suneni Nesei, Hayz

Zumer, Casiye, Ahkaf surelerinin baslarinda bulunan -Kitabin indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir anlamindaki ayetler de Risale-i Nur a isaret ediyorlarmis...
Said-i Nursi ye gore: bu ayetlerde Risale-i Nur un adina kendisine, ne zaman yazilacagina ve ne zaman yayilacagina Cifir yoluyla isaret ediyor.
Cunku Risale-i Nur, Kur an semasindan ve ayetlerin yildizlarindan inmistir
Indirilen kitapla hem Kur an-i Kerim, hem de Risale-i Nur anlatilmak isteniyor
Kitabin indirilisi sozu, ebced hesabiyla, Risalet-un-Nur adinin sayi degerine, cok az bir farkla denk geliyor
Said-i Nursi ye gore; ayetlerin anlami soyle oluyor:
Kur an-i Kerim in ve Risalet-un-Nur un indirilisi, aziz ve hakim olan Allah tandir

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Kuva-i milliyeciler kudurmus haydutlardir.

Medrese Hocalari Dernegi (Cemiyet-i Muderressin)


Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin sahipleriler.
Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.

George Carlin

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"


(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder