YILMAZ ÖZDİL..........
10.12.2014
*
Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
Traktör sıfırdı, karasaban'dı.
Beş bin köyde sığır vebası vardı.
Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.
İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu, bebek ölüm oranı binde 480'di, her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
Memlekette sadece 337 doktor vardı.
Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8'i Türk'tü.
Diş hekimi, sıfırdı.
Dört hemşire vardı.
40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
Ortalama ömür 40'tı.
*
Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bindi.
Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu, kiremit bile ithaldi.
Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
Toplam sermayenin sadece yüzde 15'i Türk'tü.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri…
Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus'ta vardı.
Otomobil sayısı bin 490'dı.
Sadece dört şehirde özel otomobil vardı.
*
Kadın, insan değildi.
*
(Veremle boğuşan halk, ahırda yatarken…
Bademlerin yere göğe sığdıramadığı Abdülhamid'in 16 tane eşi vardı.
Nazikeda, Safinaz, Dilpesent, Peyveste, Nazlıyar, Bidar, Mezide, Emsalinur hanım filan, 16 tane…
Yaş itibariyle, tamamı çocuktu.
Tayyip Erdoğan'ın dedemiz dediği Abdülmecid'in 22 eşi vardı.
Ahali ineğine verecek saman bulamazken, herif sarayında iki futbol takımı kadar kadınla yatıyordu.)
*
Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.
Arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.
*
Kimisi alaturka saat'i kullanıyor, güneşin battığı anı 12.00 kabul ediyordu, kimisi zevali saat'i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12.00 kabul ediyordu.
Kimisi güneş batarken grubi saat'i esas alıyordu, kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat'i esas alıyordu"Saat kaç birader?" diye sorduğunda, her kafadan bi ses çıkıyordu.
*
Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi rumi takvim kullanıyordu.
Kimisinin şubat'ı kimisinin aralık'ına denk geliyordu.
Herkes aynı zaman dilimindeydi ama, farklı aylarda yaşıyordu!
*
Dirhem, okka, çeki vardı.
Arşın, kulaç, fersah vardı.
Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz…
Ölçülerimiz ortaçağ'dı.
*
Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi.
Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
Toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı.
Türkiye'nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu.
Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi.
Ülke bilim'den çoook uzaktı.
*
600 sene boyunca Türkçe'nin ırzına geçilmiş, Osmanlıca denilmişti.
Arapça, Farsça, Fransızca, İtalyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti.
Karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan Arapça'yla Türkçe yazmaya çalışıyorlardı.
*
"Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik" falan deniyor ya…
İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz?
Sadece 417'ydi.
Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı.
Ki zaten, Müteteferrika da devşirmeydi, Macar'dı.
*
Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa'da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı.
Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: "İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır!"
*
Ve neymiş efendim, mezar taşı okuyacakmış…
Sen önce iki tane kitap oku da, dünyadan haberin olsun biraz!
http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/osmanli-osmanlicaya-karsiydi-672728/
Dilinizi daima iyi kullaniniz.
Hz.Ali
Tatli suda mercan
RAHMAN22.ikisinden de inci ve mercan cikar.
Atesin altin ve gumusun paslarini giderdigi gibi, bir muslumanin hastaligi da onun gunahlarini giderir
(Ibn Mace, Tib 18)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.
Risale-i Nur , Said-i Nursi ye Allah tarafindan verilmistir
Bediuzzaman cevap veriyor , 1960″ adli yazida :
Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi'na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.
Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne'nin Londra'ya Ingiliz Genelkurmayi'na yazdigi rapor'dan
Fransizlar Maras ve Urfa da yaptiklarini Adana da da yaparak Ermenileri silahlandiriyorlar.
Bunlar Islam halkina saldiriyor.
Kozan cevresinde Islam halkindan toplanan silahlar ve hayvanlar saldirgan Ermenilere veriliyor.
Kozan cevresindeki Hamam, Kurtoglu Ciftligi, Colak Hasan, Yassicali, Mehmet Aga ve Kabasakal koyleri Ermeni jandarma ve gonullulerince butun olarak yakilmistir.
Bucak yakinlarinda birkac koyun daha yakildigi da haber alinmistir.
Kilikya da ve cevresindeki isgal bolgelerinde Fransizlarin yarattigi durum, Turkler ve Ermeniler arasinda karsilikli olarak bir oc alma duygusunu beslemek ve bunun sonucunda da, isgalin kaldirilmasi ile birlikte yerli halkin birbirlerini bogazlayacaklarini dunyaya yayarak amaclarina varmaktir.
(31 Mart 1920)
K.ATATURK
Yasam korkusu ya da olum korkusu ya da kor inanc temeli uzerinde bir Tanri kavramini kabul edemem.
Size kisisel bir Tanri olmadigini kanitlayamam, ama onun hakkinda konusuyor olsaydim bir yalanci olurdum.
I cannot accept any concept of God based on the fear of life or the fear of death or blind faith.
I cannot prove to you that there is no personal God, but if I were to speak of him I would be a liar
Albert Einstein; from Ronald W.Clark, Einstein: The Life and Times, New York: World Publishing Company, 1971, p.622.
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.
Nazim Hikmet Ran
Gunumuzun Arap dunyasi, barbarlarin dunyasidir
Prof.Dr.Benny Morris, Israilli Tarihci
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder