5 Şubat 2019 Salı

Ne Osmanlıymış yahu, sat sat bitimiyor... MÜJDAT GEZEN HAKİM KARŞISINDA: SAVUNULACAK BİR ŞEY GÖREMİYORUM - EFENDİ, BEY, PAŞA GİBİ LAKAP VE UNVANLARIN KALDIRILMASINA DAİR KANUN (1)







Nilhan Osmanoğlu Vatansever...
Vatandaş doğuştan Türk vatandaşı.
Ancak, ataları cumhuriyetin Osmanlı monarşisiyle hesapların kapandığını ve hanedanın da daha fazla mağdur olmaması düşüncesiyle af edilence yurda dönenlerden.
Kendisi ise yaşı itibariyle asla sarayları, saray yaşantılarını, Osmanlının gündelik hallerini yaşamış ve görmüş bir kişi değil.
Ancak, kan bağı var.

Ve bu abla elinden geldiği kadar Osmanoğullarından olmayı paraya çevirmeye çalışıyor.
Hanedanın daha büyük ve yaşlı üyelerinin pek sesi soluğu çıkmıyor.
Ama hanedanın geçmişte kalmış mal varlığından hak telep eden birkaç genç ve paragöz üyesinden birisi.

En son icadı çok basit, çok ayıp aynı zamanda.
Göya hanedanın kokusun, dokusunu taşıyan immitasyon nesneler, parfümler, tesbihler, gümüş nesneler satıyor.
Osmanoğulları hanedanın ismini marka olarak kullanıyor.
Asil falan değil, artık biliyorsunuz asalet diye bir şey kalmadı.
Hanedan üyelerinin dahil olduğu muafiyet sağlayan beyaz liste falan kalmadı.
Hanedan üyeleri tıpkı diğer vatandaşlar gibi.
Ceza, sorgulama ve yargılama muafiyetleri, vergi muafiyetleri, asillerin sahip oluduğu yasal ve anayasal imtiyazlar artık yok.
Hatta ünvan dahi kullanamazlar.
Bunlar için özellikle çıkarılmış bir de yasa var çünkü.

Arzu ederseniz ve çok meraklıysanız siz de web üzerinden satış yapılan sitesine gidebilirsiniz.
https://www.sultandan.com/
Bu siteden ne alırsanız alın, bileceksiniz ki ürünler bizzat sultandan.
Adı böyle, iddia bu.

Şaklabanca bir şey.
Geçenlerde bir sultan üniforması için kampanya yapmışlardı da sosyal medyada yer yerinden oynamıştır.

Satış sitesinde para birimi akça.
Artık hangi kurdan günümüz Türk lirasına çeviriyorlarsa onu bilemiyorum


Sitede kullanılan dil de sözde Osmanlıca.
Yani ayrı bir dünya..
Cumhuriyetle alakası olmadığı gibi tamamıyla kişisel menfaate dayalı bir nostalji var.

Ürünler imitasyon, anılar yalan, ablanın kendisi de yalan.

Ve karşısında gerçek bir sanatçı, bir fikir adamı, bir mücadele insanı.
Bir hanedan torunu ama belli ki tecimer yani tacir, para göz.
Kendine ait bir değeri, bir üretimi, bir başarısı yok.
Ama kendinden kat kat başarılı, çabalı, gayretli, ahlaklı ve namuslu insanlardan kendini üstün zannediyor.

Geçti o devirler.
Monarşi bitti, hanedanlar dönemi bitti.
Osmanoğullarının sonunun Romanoflar, ya da Fransız Burbon hanedanı gibi olmaması tamamıyla Cumhuriyetin kurucu babalarını ve dönem halkınının üstün ahlakı, merhameti sayesindedir.
Bu gün bunu unutmak yalnızca utanmazlıkla açıklanabilir.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


MÜJDAT GEZEN HAKİM KARŞISINDA: SAVUNULACAK BİR ŞEY GÖREMİYORUM

Konuk olarak katıldığı bir televizyon programında 2. Abdülhamit'in torunu Nilhan Osmanoğlu Vatansever'e hakaret ettiği iddiasıyla hakkında 2 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle dava açılan tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen hakim karşısına çıktı.

5 Şubat 2019 Salı 13:29

İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan Müjdat Gezen ile şikayetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever katıldı.

"KENDİSİNİ İLK DEFA GÖRÜYORUM"

Savunması sorulan Müjdat Gezen "Savunulacak bir şey göremiyorum. Kendisini ilk defa görüyorum. Hiç tanımıyorum. Kendisine hakaret etmedim" dedi. Gezen'in avukatları Fuat Selvi ve Toygar Öztürk ise müvekkillerinin cümlelerinde hakaret içeren söz olmadığını ve hakaret kastı olmadığını belirterek derhal beraat kararı verilmesini talep ettiler.

"EDEP YOKSUNU SÖYLEMLERDE BULUNULMUŞTUR"

Şikayetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever ise " Yüzbinlerce kişinin izlediği bir programda çocuğum ailem izlerken mizahla nitelendirilemez edep yoksunu söylemlerde bulunulmuştur. Bunları eleştiri gibi de nitelendiremeyiz. Hala internette videoları dönüyor. Şikayetçiyim" dedi.

"CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ"

Şikayetçi avukatı Cem Kaya da müvekkiline yüzbinlerce kişinin gözleri önünde hakaret edildiğini savunarak "Kendisi çocukluğumuzdan beri hayranlıkla izlediğimiz bir sanatçıdır. Keşke öyle kalsaydı ancak son dönemlerde sadece müvekkilime değil Cumhurbaşkanı da olmak üzere pek çok kişiye ideolojik söylemlerle hakaretlerde bulunmaktadır. Cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

TARTIŞMA YAŞANINCA HAKİM DURUŞMAYI SONLANDIRDI

Bunun üzerine söz alan Müjdat Gezen "Ben burada suç olan şeyin ne olduğunu anlamış değilim. Telefonla katıldığım programa 'Hanımefendi adayı istiyor' dediler. Ben de 'Adayı değil de neyse. Bunu sonra konuşuruz' dedim. Burada kimseyi aşağılayacak bir ifade kullanmadım. Avukat yalan söylüyor" dedi. Gezen'in bu sözü üzerine avukat Cem Kaya " Bana 'yalancı' demiştir. Tutanağa geçirilsin" diye müdahale etti. Gezen'in avukatları müvekkillerinin savunmasına müdahale edildiğini belirterek tepki gösterdi. İki tarafın karşılıklı tartışması devam ederken hakim "Burası kavga yeri değil. Duruşma yeri" diyerek duruşmayı bitirdiğini belirtti. Duruşma tartışma nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.

İDDİANAME

İddianamede Nilhan Osmanoğlu Vatansever'in 15 Şubat 2017'de Halk TV'de Uğur Dündar tarafından yayımlanan programa katılan Yılmaz Özdil ve Müjdat Gezen arasında geçen konuşmada kendisine ailesine hakaret edildiğini belirterek şikayetçi olduğu belirtildi. İddianamede program akışı anlık seyirci tepkisi dikkate alındığında Müjdat Gezen'in hakaret suçunu oluşabileceği belirtilerek 9 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapsi talep edildi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1232238/Mujdat_Gezen_hakim_karsisinda__Savunulacak_bir_sey_goremiyorum.html

====================


Bu kanunu neden ilettim?
Ülkemizde hala daha sultan, veliaht sultan, hanım sultan gibi lakapları kullananlar vardır.
Aristokrat kimliğini ve mertebesini belirtmek üzere bey ünvanını resmi ünvan olarak kullananlar da vardır.
Bu açıkça monarşi talebidir.
Ülkenin rejimine yönelik bir tehdittir.
Gerçek bir tehdittir.

Cumhuriyet rejimi Osmanlı monarşisi ve hanedan ailesine merhamet etmiş ve bunlara yeniden vatandaşlık hakkı vermiştir.
Cumhuriyet geçmişiyle hesaplaşmış, hesapları kapatmıştır.
Eski hesapların tekrar açılması herkesden önce eski Osmanlı hanedanı mensubu olan şimdinin bazı olağan Türk vatandaşlarına zarar verecektir.

Ayrıca aynı kanunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yabancı nişan taşıyamayacağına ilişkin bir madde vardır.
Türkiye Cumhuriyeti generallerinin, devlet memurları ve sivil kişilerin yabancı devletlerden nişan, madalya, ber'at almasına ilişkin haberler bu kanuna muhaliftir.
Ve aynı kanun yalnızca memurları değil, memur olmayan Türk vatandaşları için de geçerlidir elbette.

Benim bildiğim bu kanun hala daha geçerlidir.
Ülkemiz bir kanun ve hukuk devleti olma niteliğini kaybetmediyse, ve hala bir çadır devleti olmadığı iddiası varsa, bu hal ve tavırlar engellenmeli, ve yaptırım görmeli.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



EFENDİ, BEY, PAŞA GİBİ LAKAP VE UNVANLARIN KALDIRILMASINA DAİR KANUN (1)

Kanun Numarası : 2590
Kabul Tarihi : 26/11/1934
Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 29/11/1934 Sayı : 2867
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 16 Sayfa : 6

Madde 1 – Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlariyle anılırlar.
Madde 2 – Sivil ve rütbe ve resmi nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harb madalyaları bundan müstesnadır. Türkler yabancı Devlet nişanları da taşıyamazlar.
Madde 3 – Askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere kara ve havada Müşürlere Mareşal, Birinci Ferik, Ferik ve Livalara General, Denizde Birinci Ferik, Ferik ve Livalara Amiral denilir. Generallerin ve Amirallerin derecelerini gösteren
unvanlarla Deniz Müşürleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları Ali Askeri Şürası kararı ve İcra Vekilleri Heyetinin tasdikı ile konulur.
Madde 4 – Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.
Madde 5 – Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
——————————
(1) Bu kanunun, 27/7/1967 tarih ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa aykırı olan hükümleri mezkür Kanunun 208.
maddesinin (h) bendi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

--   a45UyF587661    Bizim devlet idaresinde takip ettigimiz prensipleri  gokten indigi sanilan kitaplarin dogmalariyla asla bir tutmamalidir.  Biz  ilhamlarimizi  gokten ve gaipten degil  dogrudan dogruya hayattan almis bulunuyoruz.  Gazi Mustafa Kemal ATATURK        JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI    58. CEHENNEMIN SUREKLI CEZA VE EZIYET INANCINI ICAT ETMEKLE ILAHIYATCILAR, ALLAHLARINDAN, TIKSINILECEK VE INSANLARIN EN KOTUSUNDEN DAHA KOTU, AHLAK BOZUCU, AMACSIZ VE YALNIZCA KEYFI ICIN ZALIM BIR ZORBA YAPMISLARDIR    Cehennem azabinin sonsuzlugu inancini icat edenler, pek iyi oldugunu soyledikleri Allah'tan, mevcutlarin en igrenc olanini yaptilar. Zalimlik insanda yaramazligin son derecesidir; ancak hicbir duygulu ruh yoktur ki, en buyuk kotulukcunun bile ugradigi iskencelerin hikayesini dinlerken ofkelenmesin ya da isyan etmesin. Ancak bu gaddarlik, gerekcesiz ve tumuyle keyfi olursa insani daha cok kizdirabilir, daha cok isyan nedeni olur. En kan dokucu zorbalar, Caligula'lar, Domitien'ler*, Neron'lar dahi kurbanlarina aci cektirmek ve bunlarin izdiraplarini asagilamak icin bazi gerekcelere sahip bulunuyorlardi. Bu gerekce, ya kisisel guvenlikleri, ya intikam cigliklari, ya korkunc ibret ornekleriyle korkutmak istemeleri, ya da barbar meraklarini tatmin etme arzulariydi.     Bir Allah, bu gerekcelerden bir tanesine sahip olabilir mi?    Gazabinin kurbanlarini uzmekle, bir Allah, ne sarsilmaz kudret ve buyuklugunu tehlikeye dusurebilmis, ne de hicbir seyin bozamadigi huzur ve mutlulugunu bozabilmis (bunlarin hicbirini yapamamis) olan yaratiklarini cezalandirmis olur. Ote yandan, ahiretin cezasi bu dunyada bulunan ve bundan dolayi ahiretin eziyetine tanik olamayacak olan hayat ehli icin yararsizdir. Cezalar, eziyetler, cekenler icin de yararsizdir; cunku cehennemde hidayete erilmez, affedilme zamani artik gecmistir. Nasil oluyor ki, Allah, sonsuz intikamciligini gostermekten, kendisini eglendirmekten ve yaratiklarinin gucsuzluklerini asagilamaktan baska bir amaca sahip bulunmuyor!    Butun insan turunun akil ve insaflarina basvururum: Dogada bir tek adam var midir ki, hemcinsim demiyorum, herhangi bir duygulu varligi, kin olmaksizin, misilleme olmaksizin, merak etmeksizin ve hicbir korkusu olmaksizin, yani kendini koruma durumunda bulunmaksizin, sogukkanlilikla uzmek isteyecek kadar kendisini zalim hissetsin? Boyle bir varlik, sizin ilkelerinize gore insanlarin en kotulerinden daha kotudur.     Muhtemel ki, bana, "sonsuz tecavuzler sonsuz cezalari hak eder, sonsuz cezalari gerektirir" diyeceksiniz. Ben de size derim ki; mutlulugu sonsuz olan Allah'a asla tecavuzde bulunulamaz. Sunu da ekleyecegim; olumlu olan yaratiklarin tecavuzleri sonsuz olamaz. Kendisine tecavuz edilmesini istemeyen bir Allah, yaratiklarinin tecavuzlerini sonsuzluga kadar surdurmeye razi olamaz. Size derim ki; sonsuz iyi olan bir Allah, ne sonsuz zalim olabilir, ne de yalnizca onlara eziyet etmekten zevk almak icin yaratiklarinin omrunu sonsuza kadar uzatabilir.     Azaplarin sonsuzlugu inancini, ancak en vahsice barbarlik, en buyuk fesatlik, en kor hirs dusundurebilir. Eger kendisine tecavuzde bulunulabilecek ya da kendisine kufredilebilecek bir Allah mevcut olsaydi, bu Allah'in zayif yaratiklarini, yararsiz cezalarla surekli olarak uzmekten zevk alacak kadar kotu bir zorba oldugunu soylemeye cesaret edebilen kimseler, yeryuzundeki en buyuk kufurbazlar olurlardi. (Yani bu Allah'in en buyuk cinayetini yuzune vuranlar olurlardi. )    Domitien, 18-96 yillari arasinda Roma imparatorudur. Istibdadin en zalimcesini Roma'ya cektirmistir.     Sonunda karisinin destegiyle oldurulmustur ve 12 kayzerin sonuncusu bu zalim imparator olmustur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder