7 Şubat 2019 Perşembe

PROF. SİBEL ÖZEL : RUHBAN OKULU'NUN PATRİKHANE'NİN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE AÇILMASI T. C. 'NİN SONUDUR!. .

PROF. SİBEL ÖZEL : RUHBAN OKULU'NUN PATRİKHANE'NİN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE AÇILMASI T. C. 'NİN SONUDUR!. .

Yunanistan Başbakanı Çipras'ın 48 yıldır kapalı olan Ruhban Okulu'nu ziyaret etmesi ben gibi birkaç kelaynak dışında kimseyi ilgilendirmedi.

Aksine her yerde yine "Barış dostluk" gülleri açıldı.

Çipras dün gittiği Ruhban Okulu'nda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Patrik Bartholomeos'la okulun bahçesine fidan diktikten sonra şöyle konuştu:

"Erdoğan'la başlayan olumlu diyalog özellikle azınlık vakıflarının mallarının iadesi konusundaki olumlu gelişmeler takdire şayan. Son yıllardaki olumlu diyaloglarımızın netice vermesini bekliyoruz. Türkiye'de ve Yunanistan'da bulunan Türk ve Rum azınlıkların haklarının karşılıklı bir şekilde korunmasını temenni ediyorum. Dilerim bu okula yapacağım gelecek ziyaret Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte olur ve 48 yıldır kapalı olan okulun kapısını beraber açarız. "

Bu okulun emperyalistlerin istediği şartlarda açılmasının ne anlama geldiğini kalemim döndüğünce anlatmaya çalıştım.

Nihayet bir aydınımız Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Özel de konuyu enine boyuna ele aldı.

Sibel Hoca bugün Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan makalesinde özetle şunları vurguladı:

- Lozan Antlaşması madde 40 azınlıkların istediği şekilde okul açmasına izin vermemektedir. Madde Müslüman olmayan azınlıkların hukuken ve fiilen diğer Türk vatandaşlarıyla eşit olmasını temin etmektedir. Patrikhane'nin talep ettiği statü Müslüman çoğunluğun sahip olmadığı bir ayrıcalıktır.

- Ruhban Okulu meselesinde incelenmesi gereken husus Patrikhane'nin talep ettiği statünün hukuka uygun olup olmadığıdır. Patrikhane tümüyle kendisine bağlı yurtdışından kendi belirlediği öğrencilere eğitim veren uluslararası bir teoloji okulu talep etmektedir.

- Bütün üniversiteler YÖK'e bağlıdır. Dolayısıyla YÖK'e bağlı olmayan bir yüksekokul talebi hukuka aykırıdır.

- Ortodoks teoloji eğitimi için YÖK'e bağlı olmayan yurtdışından gelen öğrenciler için bir yüksekokulun faaliyete geçmesi eşitliğe ve hukuk birliğine aykırıdır. Bu yönde verilecek bir taviz kaçak medrese eğitiminin de meşrulaştırılması ve YÖK'e bağlı olmayan İslami cemaatlerin kontrolünde özel ilahiyat okullarının da kurulması anlamına gelecektir. Bu durumun laik ve hukuk devleti niteliklerini taşıyan TC'nin sonu olduğunu görmezden gelmek mümkün değildir.

- Ruhban Okulu Anayasa ve ve kanunlara uygun olarak açılabilir. Halihazırda kapalı olmasının nedeninin Patrikhane'nin talep ettiği statünün Türk hukukuna aykırı olduğu hukukun ve adaletin herkes için geçerli olduğu hiç kimseye kuruma veya cemaate ayrıcalık tanınamayacağı hususu iç ve dış kamuoyuna net bir biçimde anlatılmalıdır.

- Ruhban Okulu'nun siyasi iktidar tarafından ne zaman açılacağı sorusu yerine Patrikhane'nin neden Okulun Türk hukukuna uygun olarak açılmasını kabul etmediği sorusunun sorulması gerekmektedir.

--
AltNot a45UyF587661
-   -   -   -   -   -   -   -   -
Arkadaslar!
Devrimimiz Turkiye nin yuzyillar icin mutlulugunu ustlenmistir.
Bize dusen onu kavrayarak ve takdir ederek calismaktir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

-   -   -   -   -   -   -   -   -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

101. OZELLIKLE RAHIPLERIN CIKARI ICIN ICAT EDILMIS OLAN SIRLARIN SACMALIGI VE YARARSIZLIGI

Bir sir nedir? Bunu yakindan incelersem hemen kesfederim ki, bir sir, ilahiyatcilarin insanlarin gozlerini kapatmasini istedigi bir celiskiden, acik bir sacmaliktan, hayalden baska bir sey degildir. Sozun kisasi, bu sir, ruhani rehberlerimizin bize asla aciklayamadiklari seylerin butunudur.

Din ileri gelenleri icin, egitimini gordukleri seylerden halkin hicbir sey anlamamasinda cikar vardir. Hicbir sey anlasilmayan bir konuyu incelemek, insan icin mumkun degildir. Insan gormedigi zaman, elinden tutulup goturulmeye razi olmak zorundadir. Eger din acik olsaydi, rahiplerin bu kadar cok isi olmazdi!

Gizli seyleri olmayan hicbir din yoktur. Gizli seyler, dinin asli, esas ozudur. Sirlardan soyutlanmis, tek basina kalmis bir din olamaz. Dinin dogasi, teizme ya da deizme esas teskil eden Allah'in dogrudan dogruya kendisi de onunla ilgilenmek isteyen zeka icin, bir sirdir.

Yuryuzunde gorulen semavi dinlerin tumu, gizli inanislarla, inanilmaz mucizelerle, akli karistirmak icin icat edilmis gorunen, hayret uyandiran masallarla doludur. Her din, icyuzu gizli olan bir Allah'i haber verir; bundan dolayi ona atfedilen yaratilisin da onun (yani bizzat Allah'in) gercek icyuzu kadar anlasilmasi guctur. Kuremizin cesitli ulkelerinde kurdugu cesitli dinlerde, ilahiyat, sozlerini ancak muamma dolu ve esrarli bir tarzda dile getirmistir. Tanrisallik, yalniz sirlari bildirmek, yani celiskilere, olmayacak seylere, hakkinda hicbir kesin bir fikir edinilemeyecek seylere inanmalarini emir ve iddia ettigini insanlara bildirmek icin ve ancak bunun icin ortaya cikmistir.

Bir din, ne kadar cok sir kapsarsa, akla o kadar cok inanilmaz sey arz eder ve bunun icin insanlarin ondan surekli olarak beslendigi hayalgucune, begeniye o oranda hak kazanmis olur. Bir din, ne kadar cok karanlik olursa, o oranda tanrisal olur, yani hakkinda hicbir fikre sahip bulunulmayan gizli icerigine o oranda uygun olur.

Bilinmeyen, gizli, hayali, efsanevi, mucizevi, inanilmaz ve hatta korkunc olan seyi acik, basit ve saglikli olana tercih etmek, cehaletin ozelligindendir. "Gercek", hayalgucu uzerinde hicbir zaman, herkesin kendisine gore duzenlemekte ozgur oldugu batil hayaller kadar siddetli sarsintilar yapmaz. Siradan insan masal dinlemeyi, gercege tercih eder. Rahipler ve seriatcilar, bu masallardan dinler icat eder ve sirlar uretirler. Bunlari siradan insanlarin yaratilisina ve huyuna gore kullanmislardir.

Siradan insanlarin bu egilimi yuzunden, rahipler, seriat ve kanun koyuculari, kendinden gecmis coskunlari, kadinlari, cahilleri kendilerine baglamislardir. Bu icerikteki kimseler, incelemeye yetenekli olmadiklari fikirleri kolayca kabul ederler. Saflik ve gercek aski, ancak, hayalgucunu arastirma ve dusunmeyle duzenleyen belirli kimselerde bulunur. Bir koyun sakinleri, rahiplerinden, dini konusmalarina cok Latince karistirdigi zaman memnun olduklari kadar hicbir zaman memnun olmazlar. * Kendilerine anlamadiklari seylerden soz eden kimseyi, cahiller, cok bilgili bir adam sanirlar. Kavimlerin safdilliginin ve onlara rehberlik iddiasinda bulunanlarin nufuz ve egemenliginin esas ilkesi iste budur.

Insanlardan, kendilerine sirlar anlatmasini istemek; vermek ve verileni korumaktir; asla isitilmemek uzere soylemek demektir. Muammalarla konusan kimse, ya neden oldugu apismayla eglenmek ister, ya da cikarini, arzusunu fazla acik ifade etmemekte gorur. Sirlarin gizliligi, guvensizlik, acz ve korku gosterir. Dusmanlarinin bunlari ogrenerek islerini bozmalarindan cekindikleri icin, hukumdarlar ve nazirlari, projelerini, dusunce ve niyetlerini saklarlar. Bir iyi Allah, yaratiklarinin gucluge dusmesiyle ve sir karsisinda sasirip kalmasiyla eglenebilir mi? Dunyada hicbir seyin dayanamayacagi guce sahip bir Allah, amacinin bilinmesinden sakinabilir mi? Bu durumda, bize muammalar ve sirlar bulastirmakla, sokusturmakla ne yarar saglar?

Bize diyorlar ki; "Yaratilisinin zayifligi sonucu olarak insan, kendisi icin bir sirlar dokusundan baska bir sey olmayan tanrisalligin yonetiminden bir sey anlamaya yetenekli degildir. Tanri, insanin anlayis gucunun ister istemez ustunde olan sirlari aciga vuramaz". Bu durumda, yine karsilik olarak diyecegim ki; tanrisalligin yonetimiyle ilgilenmek, insanin isi degildir. Bu yonetim, insani hicbir sekilde ilgilendirmez. Anlayamayacagi sirlara insanin asla ihtiyaci yoktur. Bunun icin derin anlamli bir soylev, bir koyun surusu icin ne kadar bos, yararsiz ve yersiz ise, esrarengiz bir din de insan icin o kadar yararsiz ve yersizdir.

* Bati'nin din lisaninda Latince ne ise, bizim Dogu'nun din lisaninda da Arapca odur.

Insan anladigi seyden, yanliz bir sey anlar. Anlamadigi seyden ise bin sey ve her sey anlayabilir. (A. C. )
-   -   -   -   -   -   -   -   -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder