Son zamlar az bile olmuş.Bu dünya kendim ettim, kendim buldum dünyasıdır.Seçimler, referandumlar gibi önemli olayların arefesindeyken, hep bana sorarlar, doktorum seçimler de ne olacak, ne yapmak lazım, nereye gidiyoruz vb. vb. Ben de bunca zamandır üşenmeden, yorulmadan hep anlatırım. Din, iman nedir, yeri neresidir? Siyaset nedir, yeri neresidir? Memur, işçi, köylü gibi toplum kesimlerinin son yıllarda kazandıkları kaybettikleri. Bu şekilde devam ederse daha nelerin olabileceğini. Sendikasızlaşma, çalışanların hakları, insan hakları, özelleşme, özerkleşme, taşeronlaşma, taban fiyatlar, üretici ve tüketici kooperatiflerinin önemi, gümrük duvarları, subvansiyonlar, küreselleşme, küresel oligarklar, yerel kompradorlar... Halk ağzıyla, anlatırım dururum. Fakat her defasında, ben ne dediysem tersi tecelli etmiştir. Türk halkına, adeta yapma demek yap demek gibi, ya da tam tersi. Anlaşılan ben de halktan kopuk tipik bir Türk aydınıyım. Ne yapayım, ben böyleyim, ben seçmedim, ben sadece doğru bildiğimi söyledim, o kadar, beğenmeyen kızını vermesin. Halbu ki, benim toplum sorunları karşısında bu kadar karnım ağrırken hep karnım tok idi. Ben, en şiddetli muhalefet zamanlarımda bile Türk toplumunun belkide %5'lik dilimi içindeydim, rahatım yerindeydi. Hatta zaman zaman kendimi zengin, refahı yüksek kesimin içinde bile görürüm. Her sene kışın kayağa giderim, hatta AKP iktidarları döneminde yazları beş-yedi yıldızlı bir otele tatile gitmeye bile başladım, şaka maka, yemeyi içmeyi de pek severim. Karides, kalamar, istakoz, havyardan anlarım, hatta Hasan Cemal gibi ben de viskinin iyisini bilirim. Sonuçta yedikçe, içtikçe öğrendim. Şimdilerde düşünüyorum, yahu bu memlekette sosyalist olmak bana mı düştü? Bırak köylü, işçi, memur, varoşlar sosyalist olsun. Bırak onlar kendi kavgalarının kendileri versin. Sana ne? Mevcut düzenden bu kadar nemalanırken, ben neden pişmiş aşa su katıyorum ki? Ben niye fukaraymış, sanki varoşlarda yaşıyormuşum gibi, içinde yaşadığım toplum, vatandaşım için kaygılanıyorum ki? Ben kendi kendime sosyalizm filimleri çevirirken neden, ezilen halk kitleleri de neden zenginmiş gibi davranıyor, sanki bir eli yağda bir eli balda da, geriye bir tek derdi kalmış, din, iman mevzuları. Eee tamam o zaman, mademki tek derdiniz dini, imani konular, varoşlar, halk istediğini alsın, ben de işime, yoluma bakayım değil mi? Ne diye filim çeviriyoruz ki? Vallahi benim sıtkım sıyrıldı. Değil mi, zengin zenginliğini bilmeli, fakir de fakirliğini. Sosyalizm, komünizm fakire müstahak, ve farzdır, zengine değil. Herkes kendinde neyi eksik buluyorsa onu alsın, ben artık bu paylaşıma razıyım. Hepimiz yerimizi bilelim. Diyorum, diyorum ama neden benim hala karnım ağrıyor? Saygılar. |
BEKİR COŞKUN
TEĞET GEÇİRDİLER...
Zamlar güzel oldu...
Biraz az olmakla birlikte iyi...
*
Kimsenin sesi çıkmadığına göre, demek ki teğet geçirdiler...
*
Tepki gösterenler var tabii...
Tüketiciler ara sokaklarda toplandılar... Kadınlar maşaları aldılar ellerine... Erkekler kazma saplarını...
Çıktılar caddeye...
Öbür sokaklardan gelenlerle birlikte meydana indiler...
Polis kızdı:
"Ne istiyorsunuz?.."
"Zamlar geri alınsın..."
O an polis de zam yapanlara kızdı:
"Kim ki bu zammı yaptıysa, taaaa..."
O da yürüdü...
Zam yapan bakanı çarşafa sokup bakanlığın arka kapısından içeri aldılar ki, tüketiciler tarafından tanınmasın...
İktidar bir çare arıyor şimdi...
Pakistan'da...
*
Geçiyorum bu yana...
Kadının birisi çocuğunu götürüp Başbakanlığın önüne bıraktı...
Anne yüreğidir, fazla uzaklaşamadı, karşı köşeye oturdu...
Ağladı...
İnternette bu duyulunca tam bir milyon insan evinden çıktı o gün...
Yunanistan'da...
*
İkisinin ortası Türkiye'de, dünyanın en pahalı benzinini kullanmak yetmiyormuş gibi yine zam yaptılar, kimsenin sesi çıkmıyor...
Elektriğe zam bir yana, kaçak elektrik kullananların faturasını da namuslu insanlardan alıyorlar, utanmadan ve çekinmeden faturaların altına "K/K" diye yazıyorlar da...
"Tık" yok...
Doğalgaz zammı; yüzde 18.7...
Davul getirdiler Kızılay Meydanı'na, belki zamlara canı sıkılıp da biraz gelen olur...
Kimse gelmedi...
Türkiye'de...
*
İnsanların çağdaş yaşam standardı ellerinden alınamadığı için, kimi devletler ekonomide kriz yaşıyor...
Türkiye; dünyanın en pahalı benzini, en pahalı elektriği, en pahalı gazı ile krizi işte böyle hane ve kişi başına dağıttığı için, biz buna ne diyoruz:
"Teğet geçti..."
*
Bu zamlar teğet geçirme yani...
Biraz az oldu ya...
Daha gelir...
Siz susun...
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Sevdiklerinle tartisirken, o ani onemse, gecmisi kurcalama. Anonim Nasihat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ Dinlerin kitaplar1n1; Okuyup anlayana 'ateist', Okuyup anlamayana 'dindar', Hem okumay1p hem de anlamayana, 'yobaz' denir. Nikola Tesla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder